23 Ocak 2020 00:00

Van'daki 3 yıllık eylem yasağının tekrar uzatılmaması için çağrı

Van’da 3 yılı aşkın süredir devam eden eylem ve etkinlik yasağının 24 Ocak'ta tekrar uzatılmaması için çağrı yapıldı. Kurum temsilcileri, "Demokratik, barışçıl bir ülke istiyoruz" dedi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Zelal Sahidenur SARİ
Van

Van’da 3 yılı aşkın süredir devam eden eylem ve etkinlik yasağının 24 Ocak’ta tekrar uzatılmaması için kentteki kurum temsilcileri çağrı yaptı. Kamuoyunun bilgi almasının yanı sıra temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığını ifade temsilciler, “Demokratik, barışçıl bir ülke istiyoruz” dedi.

Van’da 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL’den bu yana Valilik her 15 günde bir düzenli olarak kentteki tüm eylem ve etkinlikleri yasaklıyor. OHAL bitse de yasak sürüyor. 21 Kasım 2016 tarihinde bu yana süren yasak 1157 günü geride bıraktı. 24 Ocak’ta sonlanacak yasağın bir daha uzatılmaması için Van’da insan hakları savunucuları, sendika ve siyasi parti temsilcileri çağrı yaptı.

SENDİKAL ÇALIŞMALAR ENGELLENİYOR

Yasakların, çalışmalarının önünde engel olduğunu belirten Eğitim Sen yöneticisi Fuat Özdemir, “Valiliğin yasak kararı alması Van’da her şeyin güllük gülistanlık olduğunu göstermez. Bu yasaklarla çalışmalarımız engelleniyor, bir korku dünyası yaratılıyor. İlimizde ve çevrede var olan olumsuzlukların kamuoyuna yansıtılması engelleniyor” dedi.

KAMUOYU BİLGİ ALAMIYOR

Yasağın Türkiye demokrasisine hiçbir katkısı olmadığını söyleyen İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet, yasaklarla şehrin mülki amirlerinin şehri yönetemediği gerçeğinin ortaya çıktığını dile getirdi. Melet, “Biz insan hakları savunucuları olarak hiçbir eylem ve etkinliğimizi sokakta halkla birlikte yapamıyoruz, kamuoyuna yeterince sesimizi duyuramıyoruz. Bu, yasağın sadece bir kuruma ya da mevcut çalışma yapan kurumlara dönük bir şey olmadığını, aynı zamanda kamuoyunun bilgi alması, kamuoyunun aydınlanmasının önünde kocaman bir engel olduğunu gösteriyor. Bizim buradan çağrımız şudur; yasakların kalktığı, yasakçı zihniyetin tamamen ortadan yok olduğu, daha demokratik, daha barışçıl bir zihniyetin hakim olduğu bir il ve ülke istiyoruz” dedi.

YETKİYİ AŞAN KARARLAR

Van Barosu Başkan Yardımcısı Hamza Çiftçi de Valiliğin şehirdeki etkinlikleri toptan yasaklama yetkisi olmadığına dikkat çekti.

Çiftçi, “Emin olmamakla birlikte 14 ya da 15 dava açtık baro adına. Bu davalarımız devam ediyor, henüz karar açıklanan bir dava yok. Yürütmeyi durdurma kararları, 15 günlük yasak süresi bittikten sonra çıkıyor ve olumsuz oluyor. O kararı, süresi içinde vermediği için olumlu bir karar olsa da bir hükmü olmuyor. 1100 günü aştı bu yasaklar ve hâlâ devam ediyor. Van halkının toplanma, gösteri, yürüyüş gibi temel hakları engelleniyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile düzenlenmiş temel haklardan biri. Valiliğin bir şehirdeki bütün etkinlikleri yasaklayacak bir karar alma yetkisi yok. Sadece belli bir toplantıyı yasaklayabilir. Dolayısıyla kanunun vermediği bir yetkiyi kullanıyor. Kendi yetkisini aşarak kararlar alıyor. Bu karar da 3 yılı aşkındır uygulanıyor” dedi.

DEMOKRATİK HAKLAR KISITLANIYOR

15 Temmuz sonrasında ilan edilen OHAL’in Van’da ve birçok ilde fiilen sürdüğünü söyleyen Emek Partisi (EMEP) Van İl Başkanı Hayrettin Alan, “Özellikle Van’da ve bölge illerinde sürekli il valilerinin her türlü eylem etkinliklerin yasaklanması, tek adam rejiminin, AKP’nin politikasıdır. Bu hukuksuz ve keyfi yasak kararlarının amacı, halkın demokratik haklarının kısıtlanması ve AKP’ye yönelecek itirazların önüne geçilmesidir. Çünkü 2002 yılından bu yana ülkeyi tek başına yöneten anlayışın bütün politikaları iflas etmiştir. AKP iktidarının politikaları halk tarafından onay almadığı gibi itirazların da hedefi olmaktadır. Başta Van halkı olmak üzere Türkiye’de halklarının biriken yığınla taleplerine cevap olmak bir yana bu tarz keyfi yasaklarla önüne geçilmeye çalışılıyor. Bu yasak kararları ile Van’da ve ülkenin tamamında ekonomik krizi, barışçıl taleplerinin üstü kapatılamaz. Sürekli yasak kararlarının uzatılması Van’da ve ülkenin birçok ilinde OHAL’in fiilen devam ettiğinin göstergesidir” dedi.

TOPLUM SUSTURULUYOR

HDP Van İl Eş Başkanı Öznur Bartın, “Bir kadının katledilişini dahi maalesef halkınızla paylaşamıyorsunuz, buna tepkinizi gösteremiyorsunuz. Bu dahi yasaklanıyor. Cinsel istismara uğrayan çocuklara dönük bir eylem, etkinlik yapıyorsunuz veya bilinçlendirme anlamında bir çalışma yapıyorsunuz, bunlara da izin verilmiyor. Dışarıda yapılan hiçbir çalışma kabul görmüyor ve bunu 'halkın huzuru için yaptıklarını' resmi evraklarında bu şekilde belirtiyorlar. Bunun kabul edilebilir herhangi bir tarafı yoktur. Tamamen toplumu susturmak, halkın duyarlı kanallarını kapatmak, halkı birbirinden koparmaktır. Sadece siyasi kimlik taşımakla ilgili bir durum değil bu, bütün halk bunun farkında, hepimiz bunun farkındayız. Toplum olarak kanayan yaralarımız var, elbette ki bunların hepsine tepkimiz olacaktır, sisteme karşı tepkimiz olacaktır. Usulsüzlüklere, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, cezaevindeki baskılara, tutuklamalara tabii ki tepkimiz olacaktır” dedi.

OHAL ÜLKESİ HALİNE GELDİK

İnsanları kendini ifade etme hakkının elerinden alınarak toplumun kaosa sürüklendiğini söyleyen CHP Van İl Başkanı Mehmet Kurukçu, “OHAL ülkesi haline geldik. Valilere bazı haklar verilmiş olabilir ama bunu sürekli hale getirmek, açıkça Anayasal hakları askıya almak demektir. İnsanlar, haklarını talep etmek, haklarını savunmak, bir şekilde kendilerini ifade etmek istiyorlar. Hem ayrıca bir insanın kendini ifade etmek istemesi, fikrini söylemesi kadar doğal ne olabilir? Kimse de kamu düzenini bozmak istemez, milli güvenliği bozacak bir ortam yaratmaz. Tek amaç kendini ifade etmek istemesidir. Barışçıl ve demokratik gösteri yapma hakkının asla kısıtlanmaması, insanların özgürce fikirlerini ifade etme hakkına ipotek konmaması gerekir. Toplum bir sıkışma yaşadığı zaman kendini ifade etmek ister. Bunu engellemek toplumu kaosa sürüklemektir. Onun için artık yasaklamalara son verilmelidir” dedi.