20 Ocak 2020 16:13

Greenpeace: Yediklerimizin yüzde 15’inde yasak pestisit çıktı

Greenpeace Akdeniz’in Gıda Mühendisi Bülent Şık ile 90 adet domates, salatalık ve biber örneğini inceleyerek hazırladığı raporda çarpıcı veriler yer aldı.

Fotoğraf: Caner Özkan/Greenpeace

Paylaş

Greenpeace Akdeniz, incelediği 90 adet sebzenin 14’ünde kullanılması yasak pestisit, 46’sında ise hormonal sistem üzerinde etkili pestisit/pestisitler tespit etti.

Greenpeace Akdeniz’in, Gıda Mühendisi Bülent Şık ile 90 adet domates, salatalık ve biber örneğini inceleyerek hazırladığı “Soframızdaki Tehlike: Pestisit” raporunda son derece çarpıcı veriler elde edildi. Raporda 2019 yılı Ağustos, Ekim ve Kasım aylarında Türkiye’de faaliyet gösteren beş büyük market ve bir semt pazarından alınan 30’ar adet domates, yeşil biber ve salatalık olmak üzere toplam 90 örnek incelendi. Gıda örneklerinde 620 farklı çeşit pestisit kalıntısı incelendi, pestisit analizleri konusunda uluslararası akreditasyona sahip bir laboratuvarda analiz ettirildi.

Rapordan öne çıkan dikkat çekici bulgular şöyle:

  • 90 adet domates, yeşil biber ve salatalık örneklerinin yüzde 15,6’sında (yaklaşık 14’ünde) ürünlerde kullanılması yasak pestisit kalıntısı tespit edildi.
  • Ağustos ayında alınarak incelenen domates, yeşil biber ve hıyar örneklerinde tespit edilen pestisit sayısı toplamda 56 iken, bu sayının sebzelerin yetiştikleri mevsim dışında alınıp incelenen örneklerde arttığı görüldü. Ekim ayında sayının neredeyse iki katına (96) ve Kasım ayında ise yaklaşık üç katına (139) çıktığı tespit edildi.
  • 90 örneğin yarısında (yüzde 52) hormonal sistem üzerinde etkili bir ya da birden fazla sayıda pestisit kalıntısı tespit edildi.
  • 90 örneğin yarısında (yüzde 49) sucul canlılar, arılar, algler ve faydalı böcekler açısından çok zararlı olan pestisitlerin kalıntısı tespit edildi.
  • Marketlerden alınan örneklerin pestisit kalıntıları açısından pazarlardan alınan örneklere kıyasla yüzde 14 farkla daha fazla risk içerdiği görüldü.
  • 90 adet gıda ürününün yaklaşık yarısının (yüzde 42) doğal hayatta biyolojik birikime neden olan, toksik etkisi çok uzun süre kalıcı pestisit kalıntısı içerdiği belirlendi.
  • 90 örneğin üçte birinde (yüzde 33,3) pestisit uygulayıcıları açısından sorun teşkil eden pestisit kalıntıları tespit edildi.
  • Ağustos ayında alınan örneklerin hiçbirinde 5 ve 5’ten fazla pestisit kalıntısı içeren örnek tespit edilmedi. Ekim ayında alınan 30 örneğin 4’te 1’inde; Kasım ayında alınan 30 adet örneğin ise yaklaşık yarısında 5 ve 5’ten fazla pestisit kalıntısına rastlandı.
  • Kasım ayında sadece bir yeşil biber örneğinde tam 14 adet farklı pestisit kalıntısı bulundu. Bir pestisitin tek başına sahip olduğu toksik etki diğer pestisitlerle bir arada olduğunda “kokteyl etkisi” denen daha fazla olumsuz etkiye sahip olabiliyor.

    Greenpeace 2016 yılında pestisitleri sağlığa etkilerine göre sınıflandırarak bir “Kara Liste” hazırlamıştı. Yeni araştırmada incelenen 90 ürünün yüzde 77’sindeki pestisit kalıntılarının “Kara Liste”deki memelilere toksisite ve çevresel toksisite içinde yer alan kriterlerin birine ya da birkaçına aykırı olduğu tespit edildi.

Greenpeace Akdeniz Gıda ve Tarım Proje Sorumlusu Berkan Özyer şöyle konuştu: Soframızda zehir var. Yasaklanan, piyasadan toplanması ve kullanılmaması gereken kimyasal maddeleri çocuklarımıza ve sevdiklerimize yediriyoruz. Mutfağımızın en temel malzemelerine yönelik yaptığımız bu analizin sonuçları acilen harekete geçilmesi gerektiğini gösteriyor. Zehirli kimyasal kullanmadan, ithal girdiye bağımlı olmadan sofralarımızda temiz ve sağlıklı gıda tüketebilmeliyiz. Bunun yolu da Greenpeace olarak savunduğumuz ‘ekolojik tarım’ modelinden geçiyor. Bu modelin uygulanması ve denetimin sağlanması için güçlü tarım politikalarına ihtiyaç var. Ekolojik tarım modeliyle hem çiftçileri pestisit çıkmazından kurtarabilir hem de sağlıklı gıdaya erişim sağlayabiliriz. Çiftçilerin emeklerinin karşılığını alabilmesi de burada kilit bir öneme sahip. Üretici ve tüketicilerin doğrudan buluşması, tedarik zincirinin kısalması gerekiyor. Bunun da yolu düzenli olarak denetlenen üretici pazarlarından geçiyor.

BÜLENT ŞIK: İLK ZARAR TARIM İŞÇİLERİNE

 Rapor hakkında görüşlerine başvurduğumuz Gıda Mühendisi Prof. Dr. Bülent Şık, analiz edilen ürünlerin yüzde 15’inde insan sağlığına zararlı yasaklı pestisitler tespit ettiklerini söyledi.  Bu tespitin diğer ürünlerde yok anlamına gelmeyeceğini belirten Şık şunları söyledi: Bu ürünlerin çoğunda pestisit kalıntısı çıktı az veya çok. Burada önemli olan başka bir nokta şu; insan sağlığı dışında pestisitler doğal hayatta nasıl bir probleme neden oluyor? Tarımsal alanda pestisit kullandığınızda kullandığınız pestisitin en az yüzde 95’i çevreye dağılıyor. Bazı pestisitler toprak ve suda aylar hatta yıllar boyunca zehirli etkisini yitirmemekte. Bir tarımsal alanda kullanılan pestisitlerin yüzde 98’den fazlasının ve herbisitlerin (ot öldürücü) ise yüzde 95’inin kullanılan alanın dışındaki hava, su ve toprak gibi ortamlara dağıldığı ve bu ortamlarda yaşayan, çeşitli canlı türlerine bulaştığı belirlenmiştir. Yani siz çiftçiyseniz 30 dönüm araziniz varsa oraya pestisit atıyorsunuz ama o arazide kalmıyor. Çeşitli ortamlara dağılıyor”.

Pestisit sorununa hep tüketici sağlığı açısından bakıldığını söyleyen Şık, “Ama pestisitlerin çiftçilere, tarım işçilerine ve ailelerine verdiği bir zarar var. İlk zarar onlara. Pestisit uygulaması yapan çiftçilerin, tarım işçilerinin ya da pestisit operatörlerinin deri yoluyla emilimi önleyecek uygun koruyucu giysi ve solunum ile maruziyeti önleyecek uygun filtrelerle donatılmış koruyucu gaz maskesi takmadıkları sürece pestisit uygulaması yaparken ciddi sağlık zararı riski ile karşı karşıya oldukları anlamına gelmektedir” dedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Ankara’da doğal gaz faturası ev kirasının yarısına ulaştı

SONRAKİ HABER

Dersim Barosunun kaçak avcılığa karşı suç duyurusu reddedildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...