19 Ocak 2020 12:39

Adalet Bakanına ‘bilinmeyen dil’ cevabı: Talepler için somut adım atılmalı

Akademisyen Cuma Çiçek, Kürtçeye mahkemelerde “bilinmeyen dil” denilmesini eleştiren Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün sözlerini Evrensel'e değerlendirdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İnanç YILDIZ
Diyarbakır

Kürtçeye mahkemelerde “bilinmeyen dil” denilmesini eleştiren Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün sözlerine dair Evrensel’e konuşan Akademisyen Cuma Çiçek, “100 yıldır Kürtçeyi ortadan kaldırmaya yönelik bir devlet politikasından sonra yıllarca mecliste, mahkemelerde bilinmeyen bir dil olarak geçti. Sanki hiç böyle bir hafıza yokmuş gibi böyle bir açıklama yapıyor kendisi. Kürtlerin taleplerine dönük somut adımlar atmalılar” dedi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, geçtiğimiz günlerde “Mahkemelere gidip Diyarbakırlı bir anne Kürtçe konuşuyor. Kürtçe konuşuyor ama ‘bilinmeyen bir dil’ ya sen bin yıldır konuşulan bir dile nasıl bilinmeyen dil dersin? 50 yıldır anne oğluyla konuşmuş, diline, inancına engel oluyorsun. Bu konudaki inkar, asimilasyon politikaları geçmişte çok uygulandı. Bunların bir daha yaşanmaması hem hukukun hem siyasetin çıkardığı önemli derslerdir. Vatandaşımızın ekmeğini büyütmek ve özgürlüğünü artırmak 2023’ün temel vizyonu” diye konuşmuştu.

Türkiye’nin dil politikalarını ve Gül’ün açıklamalarını akademisyen Cuma Çiçek ile konuştuk.

DİL POLİTİKASI ASİMİLE ETME ÜZERİNE

Homojen ulus yaratma siyasetinin bir parçası olarak Kürtleri Türklüğe asimile etme üzerine kurulmuş bir dil politikasının var olduğunu söyleyen Çiçek, “Bunun sonucu olarak Kürtçe yaşam alanlarını büyük oranda kaybetti. Baya bir daraldı. Yani cumhuriyetin kurulmasından 90’lı yıllara kadar ki süreci asimilasyon bazlı bir dil ve kültür politikasının uygulamalı olarak bu coğrafyaya böyle yansıdığını söyleyebiliriz” dedi.

90’LI YILLARDAN SONRA REFORM SÜRECİ GELİŞTİ

90’lı yıllardan sonra bir reform sürecinin olduğunu belirten Çiçek, “Bunun birinci dalgası 1991-1992 yılında daha çok Kürtçe yayıncılığın önünü açan kısmı olarak bir düzenleme yapıldı. O dönem Azadîya Welat gibi gazeteler ve Rewşen gibi dergiler yayına başladılar. İkinci dalga ise 2002 yılı sonrası Avrupa Birliği üyelik süreci kapsamında AKP döneminde yapılan reformlar. Türkiye’nin 100 yıllık tarihine baktığımızda 2002 yılında 2015’e kadar atılan adımlar; Kürdoloji ve lisans bölümlerinin açılması, Kürtçe 24 saat yayın yapan kanalın açılması (TRT 6 sonradan TRT Kurdî oldu) büyük adımlar. Bunların altını çizmek ve hakkını teslim etmek lazım” diye konuştu.

‘ATILAN ADIMLAR KÜRTÇEYİ YAŞATMAK İÇİN KÜÇÜK’

Çiçek “ama” diyerek, “Kürtçe Türkiye’nin bir parçası olarak nasıl yaşar” sorusuna dair şunları söyledi: “Kanada’daki Québec ve İspanya’daki Katalonya deneyimi bize şunu söylüyor: Siz kağıt üzerinde bir eşitlik kursanız bile uzun süre baskı altında kalmış bir dilin hakim dilin karşısında kalma şansı yok. Çünkü dil; ekonomi, siyaset, pazar ile yani sosyopolitik sistemin belirlediği bir mesele. Uzun süre baskı altında kalmış bir dili yaşatmanın ana yöntemi anadili yani baskı altında kalmış dili önceleyen iki dilli ve çok dilli genel politikalar. Dolayısıyla Kürtçenin yaşaması için gereken şey ne diye sorduğunuz da ve buradan yapılan reformlar bakımından çok küçük şeyler yapılmış. Yani 100 yıllık tarihe kıyaslarsak büyük adımlar. Ama Kürtçeyi yaşatmak için küçük adımlar. Esasında Kürtçenin folklorik bir zenginlik olarak kendisine alan bulduğu ama kuşaktan kuşağa aktarılamadığı çocukların her geçen gün daha az Kürtçe konuştuğu ya da daha az çocuğun Kürtçe konuştuğu tablo ile karşı karşıyız. Ki literatür de şunu söylüyor: Bir dili yaşatmak istiyorsanız. Kuşaklar arası dil aktarımını sağlamak zorundasınız. Yani anne babadan o dil aktarılabiliyorsa o dil yaşabiliyor. Bir dili öldürmek ve yok etmek istiyorsanız. Bu aktarımı kesintiye uğratmalısınız. Olaya buradan baktığımızda açıkçası atılan adımlar çok da büyük adımlar değil. Kürtçeye göreli alan açan folklorik zenginlik olarak tanıyan adımlar.”

SON 4 YILDA KISMİ REFORM DA GERİLEDİ

Ancak AKP döneminde atılan adımların bile 2015 yılından sonra ilan edilen OHAL ile daraldığını dile getiren Çiçek, “Örneğin Kürdoloji bölümlerinde çalışan hocalarımızın büyük bir çoğunluğu işten atıldı. Bu bölümlerin alanları ve imkanları daraltıldı. Üniversite içerisindeki statüleri düştü. Rektörlük nezihindeki önemleri azaldı. Çoğu da kağıt üzerinde çokta bir iş yapmayan bir bölüme dönüştü. Dolayısıyla kısmi bir reform var. Son 4 yılda bu kısmi reformda ciddi olarak geriledi” dedi.

SANKİ BÖYLE BİR HAFIZA YOKMUŞ GİBİ AÇIKLAMA YAPIYOR

Mahkemelerde Kürtçe’ye “bilinmeyen dil” denilmesini eleştiren Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün açıklamasını değerlendiren Çiçek, şunları söyledi:

“Şizofrenik bir durum. 100 yıldır Kürtçeyi ortadan kaldırmaya yönelik bir devlet politikasından sonra yıllarca mecliste mahkemelerde bilinmeyen bir dil olarak geçti. Sanki hiç böyle bir hafıza yokmuş gibi böyle bir açıklama yapıyor kendisi. Hani umarım bu yeni bir reform, Kürtçeye dair devlet nezhinde daha iyi bir eğilim inşasına dönük bir göstergedir. Bir yandan son yıllardaki bu daralmayı dikkate alınca şizofrenik bir tavır gibi geliyor. Somut adımlar atılması lazım. Kürtlerin anadilde eğitim talepleri var. Bu taleplere dönük. Somut bir adım atılmamışken çok söylenecek bir şey ama bu değerlendirmeyi şöyle yapabiliriz; Kürtçe artık kayıtlara geçebilir. Mecliste artık bilinmeyen dil olarak kayıtlara geçmez, Kürtçe olarak kayıtlara geçer. Belki mahkemelerde Kürtçe olarak kayıtlara geçer. Bir devletin adalet bakanının böyle bir açıklama yapması gerçekten komik bir durum. Yıllarca Kürtçe bilinmeyen bir olarak kayıtlara geçti. Bu sanki yeni fark edilmiş gibi ifade etmesi komik. Kürt meselesindeki son 3-4 yıldaki tabloyu biliyorsunuz. Meselenin merkeze alındığını daha çok “terör” olarak ele alındığı bir döneme girdik. Kürt meselesinde yeni bir açılım hiçbir emaresi yok. Devletin buna dair bir takım hazırlıkları mı, niyeti mi var. Ya da sadece bakanın kişisel bir şeyi mi var. Yani ortada bunu çok büyük hikayelere bağlayacak bir şey yok.”

ÖNCEKİ HABER

Baran Tursun Vakfına açılan davalar için AYM hak ihlali kararı verdi

SONRAKİ HABER

Öykü Arin: Kök hücre bağışı yapmayı unutmayın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...