17 Ocak 2020 22:35

İş kazalarının günah keçileri taşeron çalışan iş güvenliği uzmanları mı?

Bir iş güvenliği uzmanı yazdı: Tutuklanan, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden iş güvenliği uzmanları görüldüğü gibi sadece danışmandır. İşverene tavsiye vermek ile yükümlüdür.

Paylaş

Bir iş güvenliği uzmanı
Denizli

15 Eylül 2015, Cihan Ünal… 31 yaşında iş güvenliği uzmanı. Ankara’da çalıştığı Sinpaş Altınoran Konutları inşaatında üzerine düşen büyük bir saç parçasından dolayı başına darbe aldı. Olay yerinde yaşamını yitirdi. Cihan olaydan bir ay önce evlenmişti.

6 Eylül 2018. Hakan Ünver... İSG uzmanı, 30 yaşında. İstanbul Kadıköy Caddebostan’da çalıştığı DASO Sadıkoğlu İnşaat’ta 4. kattan düşerek yaşamını yitirdi. Ölüm tarihinden üç gün sonra düğünü olacaktı.

8 Ocak 2020 Yüksel Erdoğan Alayoğlu… 58 yaşında iş güvenliği uzmanı. Ankara’da çalıştığı Havelsan inşaatı şantiyesinde yüksekten düşerek ağır yaralandı. Hastanede yaşamını yitirdi.

17 Aralık 2019 tarihinde Muğla’nın Bodrum ilçesinde bir alışveriş merkezinde dış cephe süslemesi yapmak için kurulan vincin devrilmesi sonucu bir işçi yaşamını kaybetmiş, 3 işçi yaralanmıştır. OSGB üzerinden kısmi süreli olarak görevlendirilmesi yapılan İş Güvenliği Uzmanı meslektaşımız Levent Turasay çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 13 Ocak 2020 de Turasay serbest bırakıldı. İşçi sağlığı ve güvenliği için sahada taşeron olarak görev alan teknik personel olan arkadaşlarımız artık iş cinayetlerine kurban gitmekte. İşçi sağlığı ve güvenliği çalışmalarının 2010 yalından beri taşeron sisteme temsil edildiği ülkemizde; taşeron sisteminin başta işçi sağlığı ve güvenliğine aykırılık olduğu çalışma yaşamında nitelikli iş gücünün sömürü alanı artık o boyuta geldi ki can güvenliğimiz bile kalmadı.

Öte yandan işçilerin iş cinayetlerinde ölümlerinin gizlenmemesi için duyuru yapan ilk kurum İSİG Meclisi üyeleri geçtiğimiz günlerde Ankara’da 2019 yılı iş cinayetleri raporunu basın açıklaması ile duyurmak istedi ve göz altına alındı.

Raporda 2019 yılında en az 1736 işçi yaşamını yitirdi bilgisi vardı.

2012 yılında 6331 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile iş güvenliği uzmanları da yasadan aldıkları yetki ile OSGB denen kiralık işçi bürolarında görevlerine başlamış oldular. Ne yetki ama… İlk yetki şoförlükle başlıyor iş güvenliği uzmanlarının çalışma hayatlarında. Fatura dağıtmak, tahsilat yapmak, ilaç reçetesi yazmak diye uzayıp gidiyor yetkiler. İğne yapmayı biliyor musun diye soranlar, insan kaynakları departmanına destek olanlar, kalite yönetim sistemi ile uğraşanlar şeklinde görev tanımları uzayıp gidiyor. Ayda yüzün üzerinde firma dolaşan mı ararsın, ön gördüğü riskleri tebliğ ettiği için işten atılan mı… Tüm bunlardan kalan zamanda ise asıl işimize dönebiliyoruz.

İş sağlığı ve işçi güvenliğinin sağlanması ve önlemlerinin sağlanmasında öncelik devlet ve işverendedir. 6331 sayılı İSG Kanunu’nda da belirtildiği üzere, iş güvenliği uzmanlığı hizmetinin ‘İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak’ ve ‘profesyonel yardım’dır. Tutuklanan, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden iş güvenliği uzmanları görüldüğü gibi sadece danışmandır. İş yeri hekimleri de işçilerin işin yapımı süresince sağlıklarını kontrol etmek, işçiyi bilgilendirmek ve sağlık konularında işverene tavsiye vermekle yükümlüdür. 6331 sayılı Yasa’nın pek çok açığı vardır. Yapılmayan yahut “-mış” gibi yapılan denetimler uzmanların işini daha da zorlaştırmaktadır. İşverenin hemen hemen her uyarıya maliyet gözüyle baktığını istisnasız tüm uzmanlardan duymak mümkün. Hal böyle iken iş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri işverenin yapmadığı veya yapamadığı çalışmaların takipçisi ve sorumlusu ve günah keçisi değildir. Elbette ki günlük hayatta suçun yahut ihmalin doğurduğu sonuçlarda bulunan ilk günah keçisi iş güvenliği uzmanları olmaktadır.

MESLEK HASTALIKLARI KONUSUNDA DÜNYANIN EN KÖTÜ SİCİLLERİNDEN BİRİNE SAHİP BİR ÜLKE

Sadece iş kazalarında değil, aynı zamanda meslek hastalıkları konusunda da dünyanın en kötü sicillerinden birine sahip bir ülkenin akademisi, meslek örgütleri, sendikaları ve konuyla ilgili diğer kurum ve kuruluşları nasıl bu konulara gözlerini kapatır, kulaklarını tıkarlar o ayrı. Aydın’ın Çine ilçesinde feldspat ve kuvars madenlerinde silikozis hastalığı ile uğraşan dahası meslek hastalığından dolayı işten atılan atılmayanlarında ölümle cebelleşen işçilerin haberlerini Evrensel sayfalarında okuyalı daha birkaç gün oldu. İş kazalarında dünya rekorlarına sahip bir ülkede nasıl işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı eğitimlerinde Heinrich’in 1930’lardan kalma kazada işçiyi (mağduru) suçlayan kaza kuramı üzerine inşa edilmiş saçma sapan materyaller kullanılır? Yine nasıl araçlar üzerine kurulmuş risk değerlendirme yöntemleriyle insan sağlığı ve güvenliği güvence altına alınmaya çalışılır? Örneğin devlet tarafından yayımlanan materyallerde, iş kazalarının nedenlerinde en büyük pay işçiye verilmektedir. İşçinin dikkatsizliğini, koca bir inşaat alanında yatay yaşam hattının maliyetinden dolayı yapılmamasından daha riskli görmektedir.

Bu soruları çoğaltmak mümkün. Daha düşündürücü olan, bu içerikteki eğitimlerin son yıllara kadar işyeri hekimlerine Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve iş güvenliği uzmanlarına Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından veriliyor oluşudur. Kuşkusuz çok daha üzücü olan, işçi sendikalarının bu konuda neredeyse hiçbir ciddi çaba içinde olmayışlarıdır. Son olarak Türkiye’de hâlâ dünyanın birçok ülkesindeki 4 yıllık İşyeri Hekimliği Uzmanlığı eğitiminin bulunmadığı, Türkiye’de işyeri hekimlerinin sadece bu alanın kısaca tanıtımının yapılabildiği sertifika programlarıyla eğitildiğini, aynı şekilde dünyanın birçok ülkesinde 4 yıllık lisans eğitimiyle kazanılan İş Güvenliği Uzmanlığı’nın işyeri hekimliğindeki gibi alanın kısaca tanıtımının yapılabildiği sertifika programlarıyla edinildiğini söylemek gerekir. Uzun sözün kısası Türkiye’nin iş kazalarında ölümlerde dünya ölçeğinde şampiyon oluşu tesadüf değildir, kiralık işçi büroları olan OSGB’lerden işçi başı ayda 20/dk görevlendirilen iş güvenliği uzmanı sistemin sorumlusu değildir.

ÖNCEKİ HABER

"Almanya'da göçmenlerin toplumu nasıl birlikte inşa ettiklerini göstermek istiyoruz"

SONRAKİ HABER

EMEP’ten Çineli maden işçileri ile dayanışma kampanyası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...