11 Ocak 2020 11:07

Cumartesi Anneleri: 25 yıldır çocuklarımızın kemiklerini arıyoruz

Cumartesi Anneleri eylemlerinin 772’nci haftasında Güçlükonak Katliamı’nın aydınlatılmasını istedi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Yıllardır meydanlarda kayıplarının akıbetini soran ve faillerinin cezalandırılmasını isteyen Cumartesi Anneleri, eylemlerine 772. haftasında devam etti. İHD İstanbul Şubesi önünde açıklama yapan aileler, kayıpların fotoğrafları ile karanfiller taşıdı. Annelere bu haftaki eylemlerinde HDP Milletvekili Oya Ersoy ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da destek verdi.

Eylemde açıklamayı okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, bu hafta Güçlükonak Katliamı’nda hayatını kaybedenler için bir araya geldiklerini ifade etti. Türkiye'de devlet görevlileri tarafından işlenen insan hakları ihlallerini tarafsız ve etkili bir şekilde araştırabilecek bağımsız bir organ bulunmadığını söyleyen Yoleri, 24 yıllık bir cezasızlık dosyası olan Güçlükonak Katliamı’nı unutmadıklarını dile getirdi.

Katliamın aydınlatılması için bugüne kadar yapılan tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını söyleyen Yoleri, “Bugüne kadar suçun failleri yargı önüne çıkarılmadı. Talebimiz açık ve net: yargı makamlarını göreve çağırıyoruz” diye konuştu.

‘25 YILDIR KEMİKLERİMİZİ İSTİYORUZ’

Güçlükonak Katliamı’nda katledilen Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya Erbek, artık ayakta duracak hallerinin kalmadığını dile getirerek, “Artık adalet olsun istiyorum. Ama bu ülkede adalet yok. Biz o kadar bağırıyoruz ama kimse bizim sesimizi duymuyor. 25 yıldır kemiklerimizi arıyoruz” dedi.

Ardından Ahmet Kaya’nın torunu Fatma Kaya, dedesi için kaleme aldığı şiiri okudu. 

‘ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Ardından 1993’te kaybedilen Özgür Gündem muhabiri Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe konuştu. Tepe, “25 yıldır bağırıyoruz ama bu devlet sanki sağır ve dilsiz. Biz adalet istiyoruz ama 25 yıldır adalet daha yerini bulmadı. Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘OLAY ALGI OPERASYONU’

Son olarak söz alan davanın avukatlarından CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şunları söyledi:

“Savaş devleti cezasızlık politikalarına iter. Ben olayı dün gibi hatırlıyorum. Bu olay algı operasyonu olarak kullanıldı. Bu olay o dönem ateşkesin bitirilmesine gerekçe yapıldı. Sonra ne oldu. 3 yıl önce 2 polis memuru Ceylanpınar’da öldürüldü. Hemen gazeteler devreye girdi. Algı operasyonları devreye girdi ve çözüm süreci bozuldu. Ardından yargılamalar oldu ve yargılananlar beraat etti. Ama o zamandan bu zamana on binlerce kişi öldü. Devletler yalanların arkasına sığınırlar ve bu yalanları devlet sırrıyla gizlemeye çalışırlar.” (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

Yazar Veysi Ülgen: Kürtçe yazmak için bölgeye geri dönmem gerekiyordu

SONRAKİ HABER

Bornova'da gazetecilik paneli: İşsizlik ve baskıya karşı sendikal örgütlenme

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...