11 Ocak 2020 00:17

Aliağa pazarcıları: Hayat, çalışıp geçinememekle geçiyor

İzmir’de, pazarcılar günde 10-15 saat arası çalışmasına rağmen geçinemiyor. Düşen alım gücü ile gelirlerinin de azaldığını söyleyen bir pazarcı, "Bıktık artık, bu işler çekilecek gibi değil" dedi.

Aliağa Pazaryeri

Reklam

Eren SARAN
Fatma Sibel GÜL

İzmir

Aliağa Kapalı Pazar yerinde tezgah açan pazarcılar, yıllardır gece gündüz demeden çalışmalarına rağmen birikimlerinin olmadığını söyledi. Pazar esnafı, mazot fiyatlarından, komisyonlardan, zamlardan da şikayetçi.

Haftada beş gün farklı ilçelerdeki pazar yerlerinde patates ve soğan tezgahı açan 30 yıllık pazarcı Cengiz Arslan, “Mal bazen para ediyor bazen etmiyor. İşler nasıl dersen sadece günü kurtarıyoruz, kenara bir şey koyduğumuz yok” dedi. Günde 15 saate varan çalışma saatine karşı aylık kazancının sabit olmadığını belirten Arslan, “Toptan mal alırsak biraz daha fazla kazanıyoruz. Çalışma saatlerimiz berbat. Sabah 04.57’de uyandım, akşam gidip Karşıyaka’da tezgah kuracağım. Yarın geç saatte yani sabah 9-10 gibi gideceğim. Günlük 15 saatten fazla çalışıyoruz. Perşembe ve pazar günleri yarımşar gün kendime ve aileme vakit ayırabiliyorum o kadar. Bıktık artık, bu işler çekilecek gibi değil. 30 yıldır çalışıyorum ama evim kiraydı geçen yıl annem, babam yardım etti de bir ev alabildim. Vergiler pahalı, mazot pahalı. Bazen boşa çalışıyormuş gibi hissediyorum” diye konuştu.

BELEDİYE BAŞKANI TEZGAH BAŞINA 70 BİN TL İSTİYOR

Arslan, tezgahları satın aldıkları dönemde 12 bin lira para ödediklerini ve 10 yıllık sözleşme yaptıklarını, yıllık olarak da çöp vergisi altında 500 lira belediyeye ödeme yaptıklarını söyledi. Sözleşmelerinin bu yıl biteceğini ifade eden Arslan, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın yeni sözleşmeler için tezgah başına 70 bin lira istediğini ve bu fiyatları karşılayabilecek kadar kazanmadıklarını dile getirdi. Arslan, “Bütün pazarlarda yıllık sözleşme vardır. Burası bir değişik tutum sergiliyor. Yeni dönem belediyelerde pazar yerleri rant kapısı gibi görülüyor. Diken üzerinde ne olacağını bilmeden gelip tezgah açıyoruz. Burayı sattığı söyleniyor, belki dışarıya açacağız tezgahı bilmiyoruz” diye ekledi.

22 YAŞINDA, 15 YILDIR GÜNDE 18 SAAT ÇALIŞIYOR

22 yaşında olan Mehmet Güçer, kendi bahçesinde ürettikleri yeşillikleri satıyor. Güçer soğuk hava malları vurduğu için İskenderun’dan maydanoz geldiğini söyledi. Güçer, “Tanesi 30 kuruşa biz alıyoruz, elli kuruşa satıyoruz. Marul Cumaovası’ndan geliyor. Tarlada bir buçuk lira, tezgahta üç lira. Bize göre de fazla ama halden iki liraya alıyoruz. Bu yıl bir tek ıspanak yetiştirebildik, onda da hastalık var dediler bizi bitirdiler. Yazları işler daha yoğun oluyor. Kazancımız yarı yarıya artıyor. Kışın malı halden alıyoruz tezgahta çalışanın günlük harçlığı çıkıyor o kadar. İşin içinden çıkamıyoruz. 15 yıldır günde 18 saat çalışıyorum. Beş kardeşiz, kimi inşaatta çalışıyor kimi tezgahta, farklı işlerde çalışanımız da var. Hepimiz pazarda çalışırsak aç kalırız zaten. Masraflar ağır ama gelir yok” dedi.

“AĞABEYİM ÜNİVERSİTE MEZUNU PAZARCI”

Ağabeyleriyle birlikte çalışan Veysel Kurtay’ın ise meyve tezgahları var. Masrafların gün geçtikçe arttığını söyleyen Kurtay “Muzu 3 liraya satarken şimdi 7 liraya satıyoruz, çünkü mazot fiyatları arttı. Hale gidiyoruz mesela malları kendimiz saramıyoruz. Hamallara eskiden 50 liraya yaptırdığımız işi şimdi 150 liraya yaptırıyoruz. Buna KDV’si yol parası, çiftçinin artan masrafları ekleniyor. Poşet bile artık pahalı, ürünleri taşımak için kullandığımız kasalar artık daha pahalı. İşgaliye parası arttı. Her pazarın uygulaması da farklı. Gece başlar bizim mesaimiz diğer geceye kadar sürer, ben lise mezunuyum, ağabeyim üniversite ama gelip burada 22 saat çalışıyoruz. Bir yere varamazsın, haftalık kazancımız ile masraflar kafa kafaya geliyor” diye konuştu.

KOMİSYONCU ÇOK

Kurtay “Bu işin komisyoncusu çok. Biz halden de alıyoruz bahçeden de alıyoruz. Antalya, Muğla geziyoruz. Üreticiden almak istediğin de bile seni o üreticiye ulaştıracak kişi komisyon alıyor. Çiftçinin masrafları artıyor, bizim masraflarımız arttı. Mazot olmuş 6,5 lira… Kivi mesela dalından kesilirken 3 lira, tüccar alıyor dört lira oluyor, buzhaneye giriyor 4,5 lira nakliyesi, hamalı, taşıması derken tezgaha gelene kadar fiyatı altı lira oluyor. Çiftçi de haklı biz de haklıyız, alıcı da pahalı derken haklı. İnsanlar asgari ücretle alışveriş yapmaya çalışıyor. Şimdi her meyveden birer kilo alsa tek pazarda 70-80 lira harcıyor. Sebze, peynir, et yumurta almaya kalksa bir pazar oldu sana 500 lira, asgari ücret ise 2000 lira… İnsanların artık alım gücü de yok” dedi.

“İTHAL TOHUM ÇİFTÇİYİ BİTİRDİ”

Pazarda ailesiyle birlikte tezgah açan ve kendi ürettikleri ürünleri satan Aydan Çulha, “Biz eski pazardan beri tezgah açıyoruz. Menemen Doğaköy’de kendi ürettiğimiz ürünleri satıyoruz. Şartlar çok zor. Ispanak var, pırasa var tarlamızda. Soğuğun içinde çalışıyoruz. Mazot çiftçi için çok ağır bir yük. Bizim bütün kazancımız gübreye, mazota gidiyor. Kendi emeğimizi saymıyoruz bile. Yanımızda işçi çalıştırıyoruz. Kendimiz üretmesek zaten hiç kazanamayacağız. Çoluk çocuk hem tarladan ürün kaldırıyoruz, hem bağlayıp hazırlıyoruz. Eğilip ıspanağı kazmak, yağmurda çamurda çalışmak. Zor iş bizim işimiz. Traktörün çalışması gerek. Çiftçiyi düşünüyorum diyorlar ama bence düşünmüyorlar. Biz yıpranıyoruz ama halimiz değişmiyor. Mazot fiyatlarının değişmesi gerekiyor. Tohumlarımızın yerli tohum olması gerekiyor. Diktiğimiz şeyden verim alamıyoruz. İthal tohumlar çiftçiyi bitirdi” diye konuştu.

Reklam