31 Aralık 2019 03:42

Asgari ücrete yapılan düşük zamma tepkiler sürüyor: Hesap yaparak yaşamaktan bıktık!

Asgari ücrete sadece 304 lira zam yapılmasına işçilerin tepkisi büyüyor. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da görüştüğümüz işçiler hep aynı şeyi söylüyor: Asgari ücreti işçi belirlemeli!

Fotoğraf: Ali Balıkçı/AA

Paylaş

Songül DUMAN
İzmir

Asgari ücrete yapılan 304 liralık zammın kayıplarını karşılamayacağını belirten, İzmir Bornova’da yaşayan kadınlar, “Hesap yaparak yaşamaktan bıktık” diyor.

Bornova Atatürk Mahallesi’nde görüştüğümüz Hüsniye Şenli, eşinden kalan emekli aylığı ile geçimini sağlıyor. Asgari ücrete yapılan düşük zamla ilgili “Bunlar bizim açık açık ölmemizi istiyor” diye tepki gösteriyor. Şenli, “Asgari ücretin altında bir maaş ile yaşamaya çalışıyorum. İşçiler bu parayla nasıl geçinecekler? Maliye Bakanı, Ekonomi Bakanı nasıl hesap yapıyorlar da bu zam veriliyor. Hayat çok pahalı, elektrik, doğal gaz, su, doktor parası... Artık ot yeriz herhalde. Bu resmen hepimize zulümdür” dedi.

"İYİCE DÜŞÜNÜP ÖYLE HARCIYORUM"

Eşi emekli olan ve kendisinin çalışmadığını söyleyen Cevriye İpek, “4 kişi çalışıyor evde, yine de geçinemiyoruz. Sürünüyoruz. Pazara gidiyorum, yarımşar kilo alıyorum. Çocuklarımın hiç sosyal hayatı yok. Hep iyice düşünerek harcıyorum. Sıkıldım artık hesap yapmaktan. Kendileri istediklerini alıyor, istedikleri harcamayı yapıyor, geziyorlar, tozuyorlar, halkı düşünen yok” diye konuştu.

"ÜRETEN BİZİZ, AÇLIKTAN ÖLEN BİZ"

Deniz Düzgün ise evli ve bir çocuğu var. Eşi de kendisi de çalışıyor. Asgari ücretin üzerinde aldıklarını belirten Düzgün, “Aç kalmayacak şekilde yaşıyoruz. Verilen zamla işçiler ölüme terk ediliyor. Tek açıklaması bu. Daha fazla intihar haberi duyacağız sanırım. Aklım almıyor neye göre bu zammı veriyorlar? Her şey pahalıyken, geçinmek bu kadar zorken, neye ve kime göre belirleniyor. Üreten biziz, açlıktan ölen yine biziz. İşçiler olarak örgütlenmeli ve hakkımız olanı almalıyız” dedi.


"ARTIK KAŞIKLA DA VERMİYORLAR"

Sema ÖZDAL
Doğucan ERDOĞAN
Ankara

Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2020’de geçerli olacak asgari ücreti 2 bin 324 TL olarak belirlendi ama tartışmalar sürüyor. Hayat pahalılığının gerisinde kalan zamma tepki gösteren, yemek firmasında çalışan bir kadın işçi, “Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar derdik hep ama artık kaşıkla da vermiyorlar diyor.

Ankara Gersan Sanayi Sitesi’nde asgari ücrete yapılan zammı konuştuğumuz işçiler, her geçen gün artan hayat pahalılığı karşısında bu asgari ücretle ayakta kalmanın mümkün olmadığını söylüyor. Bir işçi, “En azından vergiden muaf tutulmamız gerekli, belki artık bunun için bir şey yapılabilir” dedi. Türk-İş’in masadan kalkmasının bir karşılığının olmadığını belirten bir kadın işçi, “Sendikanın yapacağı iş masadan kalkıp gitmek değildi. İşin sonuna geldiğinde patronla iş birliği yapıyorlar gibi geliyor. Aynı maaşı kendileri alsınlar bir ay yaşasınlar dayanıyorlar mı görürüz” diye konuştu.

Bir işçi de “30 bin 40 bin maaş alanlar çıkıp ‘400 ev kirası, 100 mutfak masrafı’ falan diyerek bu para yeter hesabı yapıyorlar. İnsanın aklı almıyor, resmen dalga geçiyorlar. Biz 2 bin 500 lira olur en kötü diyorduk ama sendika da dediğinin arkasında duramadı” diyor.

"BÖYLE JEST Mİ OLUR?"

Atölyeleri dolaşırken prefabrik ev yapımında çalışan bir işçiye denk geliyoruz. Biz asgari ücret zammı demeye kalmadan açıyor ağzını yumuyor gözünü: “Buz gibi havada asgari ücretin biraz üzerinde şantiyede çalışıyorum. 2 bin 300 liralık jestmiş, böyle jest mi olur? Bizimle dalga geçiyorlar resmen.”

Kendisiyle sohbet ederken yanımıza gelen bir işletme sahibi de “Evet bu zam yetersiz işverenlerin de durumu kötü, vergileri çok alıyorlar. Biz Koç Holding, Sabancı değiliz küçük esnafız. Bizim borcumuzu silen de yok” diye serzenişte bulunuyor. İşçi işletme sahibine de kızarak, “Vergiyi de sanki sen ödüyorsun, onu da bizden, işçilerden çıkarıyorsunuz” diyor.

EMEKLİ OLDUKLARI HALDE ÇALIŞIYORLAR

Gersan sanayi sitesinde emekli olmalarına rağmen çalışmaya devam eden çok işçi var. Birçoğu asgari ücret, hatta asgari ücretin altında maaşla çalışıyor. Asgari ücrete yapılan zammı konuştuğumuzda ise zaten geçinemedikleri için emekli oldukları halde çalıştıklarını ifade eden işçiler, asgari ücrete yapılan zamdan daha fazla zammın elektriğe, doğal gaza yapıldığını söylüyorlar.

Bir yemek firmasında çalışan bir kadın işçi de “Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar derdik hep ama artık kaşıkla da vermiyorlar” diyor.


"YERLİ OTOMOBİLLE ASGARİ ÜCRET ZAMMI KAYNADI"

Aroma işçisi
Bursa

Masada otururken, asgari ücretle çalışan iki arkadaşım yerli otomobilden öyle haz almışlar ki zannedersin o iki arabayı üretirsek ülke olarak hiçbir borcumuz kalmayacak, zenginlik sefa içerisinde süper güç olacağız... Mercedes, BMW, Audi, Volkswagen’de bir sürü model varken 2 modelin prototipi üzerinden bu nasıl mümkün olacak merak ediyoruz. Tamam üretelim, yapalım ama durun hele bir fabrika kurulsun... Sonrasında hep beraber daha da çok gurur duyalım... Üretmek zorundayız zaten, her şeyi satın alarak bir yere varamayız, üretim yapmazsak yok oluruz.

Esas bizi ilgilendiren mesele de ondan önceki gün cereyan etmedi mi? Asgari ücrete 304 TL zam yapıp seni açlık sınırının altına mahkum etmediler mi? Ne çabuk bir gün içerisinde her şey güllük gülistanlık oluverdi... Yoksa asgari ücretteki düşük zammı başka bir hükümet, yerli arabayı başka hükümet mi yaptı? Yerli arabadan tabi ki gururlan ama kendi gerçeğini, uğradığın haksızlığı da bir günde unutma... Bak o araba evine ekmek getirmeyecek ama şubatın başında ocak maaşını aldığında 2 bin 324 TL ile baş başa sen kalacaksın...

Şurada çok değil 4-5 gün ses çıkarıp her şeyi kabullenmesen, ufak da olsa rahatsızlığını hissettirebilsen belki de bir jest, iyileştirme olması gündemde kalacakken, o fırsatı da elinden kaçırdın... En iyi yaptıkları şey de zaten bu algı yönetimi... Biz daha “Ne oldu, ne bitti, ne olacak bu asgari ücretlinin hali? Çarşıda pazarda reel enflasyon zaten 60-70’lerdeyken yüzde 15 zamla nereye kadar” derken ertesi gün bu arabalar konuşuldu... Belki de daha istedikleri kadar günlerce haftalarca Kanal İstanbul, yerli otomobil konularını gözümüze sokacaklar... Kısacası bizim ücret kaynadı gitti arada... Yerli ve milli araba senin meseleni aldı götürdü... Diyeceğim o ki biz böylesine bu kadar çabuk narkozlanırken, ayakta uyutulurken bize yapılanlar bununla sınırlı kalmaz...


"BİZ BU ÜCRETLERLE NASIL GEÇİNECEĞİZ?"

Aliağa Organize Sanayi
Metal işçisi
İzmir

Merhaba Evrensel okurları.

Asgari ücret zammı, açıklandığı gün fabrikadaki arkadaşlarımla yemek molasında sohbetimizin konusu oldu. Geçtiğimiz yıl “Buna da şükür” diyen işçiler vardı. Bu sene yeterli bulan neredeyse yok.

Sohbetimizde herkes kendi yaşamı üzerinden örneklerle değerlendiriyor meseleyi. Ben de sizlere işçi arkadaşlarımın anlattıklarını aktarmak isterim.

"EMEKLİ MAAŞIM YETMEDİĞİ İÇİN YENİDEN ÇALIŞIYORUM"

Üç ay önce engelli statüsünden emekli olan bir işçi, “1200 TL emekli maaşı bağlandı. Tekrar çalışmak zorundaydım. İşyerine tekrar başvurduğumda eski ücretim yerine asgari ücretle tekrar başladım. Çocuğumu anaokuluna gönderiyoruz bu sene. Şimdi geçen yıla oranla yeni masraflar ortaya çıktı. Yani emekli maaşım bu yeni çıkan masraflara giderken, bu asgari ücretle nasıl geçineceğiz, kara kara düşünüyorum” diyor.

Eşi yeni doğum yapan başka bir işçi; artan masraflar karşısında karamsar. Bir taraftan da Kanal İstanbul tartışmalarıyla asgari ücreti kıyaslıyor: “75 milyara mal olacakmış diyorlar. Madem o kadar para var, bize niye yok. Erdoğan jest yapacağız deyince vergilerin düşürüleceğini, asgari ücretin 2 bin 500’ün üstünde olacağını bekliyordum.”

Başka bir işçi kardeşim, “Boşuna herkesi beklentiye sokuyorlar. Aralarında anlaşmışlar, bize tiyatro izletiyorlar. Bu komisyon boşuna toplanıyor. Yıllardır, patronlar ne isterse hükümet üç kuruş üzerine ekleyerek belirliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu niye var anlamıyorum. Komisyonda 15 kişi varmış. Komisyonda olanların maaşını da açıklasınlar” dedi.

"MASRAFLARIMIZDAN KISIYORUZ"

Sekiz yıldır çalışan başka bir işçi, “Her zam döneminde aynı şeyleri yaşıyoruz. Yurt dışındaki firmalara iş yaptığımız için ocak ayında işler azalır. Şubattan sonra tempo artar. Asgari ücret zammı belirlenince hükümet ne kadar zam belirlerse patron da o kadar verir. Ve der ki ben hükümetten daha zengin değilim. Hükümet yüzde 15 verdiyse patron da o kadar verir, fazlasını değil. Kendisi dövizle satış yapıyor, ama bizim içtiğimiz sigara 15 TL’ye satılıyor. Fiyatı geçen seneye göre iki katına çıkınca ben de ne yapayım artık tütün sarmaya başladım. Tadı kötü ama boğazımızdan ya da çocuğun okul masraflarından kısmayacağımıza göre böyle çözümler üretiyoruz. Sadece sigara da değil her şeyde böyle. Giyimde, pazarda, her yerde bir şeyleri kısıyoruz. Pazarda, markette geçen yıl aldıklarımızın neredeyse yarısını almıyoruz” dedi.


"ASGARİ ÜCRETİ BELİRLEYENLER ASGARİ ÜCRETLE GEÇİNSİNLER"

Selinay UZUNTEL
İstanbul

Asgari ücrete yapılan düşük zamma tepki gösteren İstanbul Güzeltepe halkı, asgari ücreti belirleyenlere çağrı yapıyor: “Gelin asgari ücretle siz geçinin.”

Asgari ücretle geçinmeye çalışan Berna, son 2 senede doğal gaza, suya, elektriğe yapılan zamlarla baş edemediğini söylüyor. Pazar alışverişini yeteri kadar yapamadığını, öğrenci olan çocuklarının masraflarını karşılamakta zorluk çektiğini belirten Berna, “Yapılan zam günlük 10 liraya denk geliyor. Bu miktarla bir aile nasıl geçinsin? Kimse işçileri düşünmüyor, herkes patronları düşünüyor” ifadelerini kullandı.

"ASGARİ ÜCRETİ İŞÇİ BELİRLEMELİ"

Kendisinin asgari ücretten biraz fazla ücretle çalıştığını ancak bu miktarın bile yeterli olmadığını belirten İnşaat İşçisi Sercan, “İşçilerin geçinebilmesinin tek koşulu asgari ücretin işçiler tarafından belirlenmesidir. Günümüz koşullarında bir ailenin asgari düzeyde geçinebilmesi için asgari ücretin en az 4 bin-5 bin TL olması gerekiyor” dedi.

Son bir senedir inşaat sektöründeki kriz nedeniyle işsiz olduğunu dile getiren Sercan, “Günlük iş bulduğumda çalışıyorum. Bizlere kriz yok diyorlar ama var, bizi kandırmasınlar” diye konuştu.

"DERT ARTIK GEÇİM DEĞİL KARIN TOKLUĞU"

Şoförlük yapan bir emekçi ise 4 kişilik ailesini geçindiremediğini, çocuklarının okul masraflarını karşılayamadığını söylüyor. “Patronlar, milletvekilleri asgari ücretle geçinmeye çalışsalar geçinebilecekler mi” diyen emekçi şöyle diyor: “Kanal İstanbul projesini de yakından takip ediyorum. Milyarları oraya veriyorlar ama bize gelince yok. Bizim Kanal İstanbul projesine ihtiyacımız yok.”

Bir ev kadını ise geçim derdinden de öte insanların artık karınlarını gün içinde nasıl doyuracaklarını düşündüklerini söylüyor. Son dönemlerde yaşanan intihar vakalarının temelinde de ekonominin yattığını düşünen kadın, “Ben emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorum. Kendimizden geçtik, çocuklarımıza beslenme çantası bile hazırlayamıyoruz, çocuklarımızı sağlıklı bireyler olarak büyütelim istiyoruz ama hiçbir şey alamıyoruz gücümüz yetmiyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Manisa'da kadına şiddet: Cezaevinden izinli çıkıp eşini bıçakladı

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu'ndan Akşener ve Karamollaoğlu'na Libya tezkeresi ziyareti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa