29 Aralık 2019 14:50

Masadan kalkarız dedik!

Tes-İş Yatağan Şube Yöneticisi Kemal Özcan asgari ücret tartışmalarını yazdı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kemal ÖZCAN
Tes-İş Yatağan Şube Yöneticisi

Bakan asgari ücreti açıkladı. Sendikacı dediğini yaptı ve masadan kalktı. Keşke masayı da devirip öyle kalksaydı. Anlaşılan uzasa işler karışacak, fazla büyümeden kapattı geçti.

Türk-İş Temsilcisi Nazmi Irgat karara muhalefet ediyorum diyerek salonu terk etti. Ergün Atalay 2 bin 578 liranın altında olursa masadan kalkarız demişti. Helal olsun verdikleri sözü tuttular!

Asgari ücret 2 bin 324 lira 70 kuruş olarak açıklandı. Türk-İş başkanı kamu sözleşme görüşmelerinde bakanla konuşurken mikrofonu açık unutunca, o sırada söylediklerini eleştirenlere “Beni eleştirenler teröre destek veriyor” demişti. Teröre destek veriyor dese de, ben içimden geçenleri ifade etmek istiyorum.

Eee sayın başkan kalktık masadan n’olacak şimdi? Masadan kalkmak güzel de bunun arkasından ne gelecek?

Hükümet ve işveren temsilcileri, bir işçi temsilcisinin masadan kalkmasından tedirgin olmaları gerekiyordu. Yüzlerindeki ifadeye bakacak olursan kalkıp gidilmesinden memnun bile oldular. Masadan kalkmak aslında bir savaş ilanıdır! Anlayana tabi…

İşçi sınıfını temsil ediyorsan masadan kalkar alanlara çıkar, işçilere bu sefalet ücretini reva görenleri teşhir edersin. Masadan kalk, git evine otur! Bu mudur yani?

Hükümet ve patronların temsilcileri bunun böyle olacağını bildiklerinden çok rahat davranıyorlar. Fark ettiyseniz bakanımızın o anki duruşu, özgüveni ve bakışları bir ömre bedeldi.

Memur zammında, Memur-Sen başkanı da masadan kalkmıştı. Sözleşme hakem heyetine gitti. Hakem heyeti hükümetin verdiği zammın aynısını onayladı. Ne güzel memleket yahu? Hatta işçiler olmasa sendikaları yönetmek çok daha güzel olacak da işçiler rahat vermiyor işte. Danışıklı döğüşler, miş gibi yapışlar ve kapanış...

‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ 15 kişiden oluşuyor. 5 kişi işveren temsilcisi, 5 kişi hükümet temsilcisi, 5 kişi de işçi temsilcisi. Oy çokluğu kararın alınması için yeterli.

Böyle bir komisyonda Türk-İş’in işçilerin haklarını alarak, masadan kalkacağını düşünmek zaten hayal olurdu. Neyse asgari ücret 2 bin 324 lira 70 kuruş oldu. Harca harca bitmez.

Jestli mi, jestsiz mi oldu onu da bilmiyorum? Bir de bu jest meselesi var. Sanırsınız ki padişah ulufe dağıtıyor. Emekçinin hakkı olan bir ücreti jest yapacakmış! Lütufta bulunuyormuş şekilde davranmaya çalışmak sadaka kültürünün bir parçasıdır...

Kamuoyunda beklenti yaratıp jest yapacağız diyen, AKP Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı, bir kez daha emekten yana değil, sermayeden yana olduğunu gösterdi. 70 kuruş Reis’in jesti herhalde dedim. Eğer öyleyse bu jestini unutursak biz de adam değiliz!

Konuştular mı mangalda kül bırakmazlar, millete hizmetkar olmaya geldiklerini filan söyler dururlar. Kimlere hizmet ettikleri belli.

Asgari ücret, 4 kişilik ve kirada oturan, en az bir çocuğu öğrenci olan aileler için belirlenir.

Böyle hesap edildiğinde, 2 bin 324 lira 70 kuruş tam anlamıyla bir sefalet ücretidir.

  • Asgari ücreti resmi enflasyon kadar zam yaparsalar 2 bin 312 lira,
  • Yeniden değerleme oranı kadar zam yaparsalar 2 bin 450 lira,
  • Bülent Arınç’ın maaşına yaptıkları kadar zam yaparsalar 3 bin lira,
  • Elektriğe ve doğal gaza yaptıkları zam kadar zam yapsalar 4 bin lira,
  • Diyanetin belirlediği 23 liralık fitreyle hesap etseler 2 bin 760 lira olurdu.

Her şeyi bir yana bıraktım TÜİK’i dikkate alsalardı 2 bin 331 lira olması gerekirdi.

Patron yanlısı hükümetin belirlediği ekonomik oranlarla, ücretlilerin hayatları şekillendiriliyor.

Tayyip Erdoğan OHAL’i de grevlerin önüne geçmek için ilan ettiklerini söylemişti.

‘Grev yapanlar karşılarında OHAL’i buluyor’ demişti. OHAL’i terörü durdurmak bahanesiyle hakkını arayan işçi için çıkardıklarının itirafıydı bu!

Bu hükümet patronun dostu, işçinin düşmanıdır. Şatafata, gösterişe, itibara, hava atmaya her şeye para var, ancak iş emekçiye gelince elleri titriyor.

Sadece Kanal İstanbul fantezisi için 75-80 milyar dolar harcamayı planlıyorlar.

Artık 2 bin 324 lira ile alacağımız simitleri, Kanal İstanbul’un suyuna bir güzel banıp banıp yeriz. Resmen milletin aklı ile dalga geçiyorlar.

Asgari ücrete talim eden 9 milyon işçi var, birçoğu da aldıkları ücretlerin bir kısmını patrona geri veriyor. Yani asgari ücretin altında çalışan çok.

Türkiye’de çalışanların yüzde 43’ü, yani neredeyse yarıya yakını asgari ücretli.

Bu oran komşumuz Bulgaristan’da yüzde 8, Yunanistan’da yüzde 7.

Diğer yarısının da öyle ahım şahım ücret aldığı söylenemez, aldıkları ücret asgari ücretin bir tık üstünde.

Bundan daha kötüsü ne biliyor musunuz?

Ülkede bu ücreti almak için can atan 7-8 milyon işsiz var!

Bakan bir de dalga geçer gibi ‘işçilerimize enflasyona ezdirmedik’, ‘sözümüz tuttuk’ diyor. İşçilerimize diyor.

Bir dönem benim işçim, benim köylüm diyerek saltanat sürenler aklıma geldi. Olmak ya da sahip olmak! Yok işçisini ezdirmeyecekmiş de, yok 3 puan kadar fazla şey yapmışlar da, utanın utanın bu millet aile geçindirmeye çalışıyor. Bir de demez mi yok 10’uncu sıraya geldik, alım gücümüz şöyle oldu, böyle oldu. Size asgari ücret verilsin bakalım ne yapacaksınız? Asgari ücreti yeterli bulan ne kadar milletvekili, bakan ve yetkili varsa bundan sonra asgari ücret ile geçinsin. Maaşları asgari ücret kadar olsun, bakalım kabul edecekler mi?

15 yıl önce bir asgari ücretle 11 tane çeyrek altın alınıyorken, bugün anca 5 adet çeyrek altın alabiliyoruz. Ortada büyük bir gerçek var ki, topluca fakirleşmemiz söz konusu. Tek vergi alabildiğiniz kesim ücretliler, hem de büyük çoğunluğu asgari ücretliler. Mecliste asgari ücretten vergi alınmasın oylaması yapılıyor, Cumhur İttifakı reddediyor. Niye, çünkü o vergiye ihtiyaçları var. Saltanat o vergilerle sürdürülüyor.

Şirketlerin çoğu zaten vergi vermiyor zarar üstüne zarar açıklıyorlar bilançolarında. Maçanız sıkıyorsa operasyonel zarar gösteren şirketlerin ümüğüne çöküp alsanıza vergileri. Alamazsınız, çünkü onlar sizin saltanatınızı bitirir.

Bu yıl 2020, gelecek yıl 2324, ondan sonraki yıl da 2552 yapın da aman formül bozulmasın.

Şekle çok önem veriyorlar ya ondan dedim.

Yerli arabanın fotoğraflarını saat 14.53’te paylaşıyorlar ki, İstanbul’un fethine atıfta bulunuyorlar. İlk görüntülerini saat 19.23’te yayınlayarak güya Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet vurgusu yapıyorlar.

Ömer Hayyam’dan günün anlam ve önemine binaen bir dörtlükle bitireyim yazımı.

‘Celladına aşık olmuşsa bir millet,

İster ezan ister çan dinlet.

İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,

Müstahaktır ona her türlü zillet’

Hoş kalın, inançla ve dirençle kalın!

ÖNCEKİ HABER

2019: Ekolojinin kara, umudun aydınlık yılı

SONRAKİ HABER

Onlar paşa gibi yaşıyor, sefaleti bizim gibiler çekiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...