26 Aralık 2019 00:30

Genç saya işçilerinin 2019'u: Fazla mesai, düşük ücret, kötü çalışma koşulları

Aldıkları ücret ve uzun çalışma saatleri yüzünden dinlenmek dışında başka bir şey yapamadıklarını ifade eden saya işçileri, yeni yıla dair hayal bile kuramadıklarını söylüyor.

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Emre GÖKMEN
Yunus ALPERGÜN
İzmir

İzmir Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesinde binlerce genç ve çocuk işçi çalışıyor. 2017 verilerine göre sitede yer alan 5 bin 324 firmada çalışan yaklaşık 45 bin işçinin 5 binini çocuklar oluşturuyor. İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata’nın yaptığı açıklamalara göre 2019 yılında toplam sayının yüzde 30’u oranında saya atölyesi kapandı, binlerce saya işçisi işsiz kaldı. 400 civarında yeni saya atölyesi açıldı. Açılan saya atölyeleri ise daha önce başkasının hesabına çalışan Suriyeli saya işçisi ailelere ait. Konuştuğumuz saya işçilerinin büyük çoğunluğu, günde 12-13 saat çalıştıklarını, parça başı 3 liradan günlük ortalama 50-60 lira para kazandıklarını söylüyor. Hem aldıkları ücret hem de uzun çalışma saatleri yüzünden dinlenmek dışında başka bir şey yapamadıklarını ifade eden işçiler, yeni yıla dair hayal bile kuramadıklarını söylüyor.

"2 YILDIR ÜCRET ARTIŞI YOK"

Tekin 21 yaşında. İlkokuldan sonra liseye devam etmemiş ve 12 yaşından beri ayakkabıcılar sitesinde çalışıyor. Atölyede serigrafi (baskı çeşidi) yapan Tekin, 12-13 saate yakın çalıştığını söylüyor ve “2 senedir aynı paraya çalışıyoruz, işler iyi olursa haftalık 400-500 lira civarında kazanıyorum ve o parayla idare etmeye çalışıyorum” diyor.

Bu yılın da diğer seneler gibi çalışmakla geçtiğini söyleyen Tekin’e boş zamanlarında neler yaptığını sorduğumuzda çalışmaktan başka bir şeye zaman kalmadığını vurgulayarak, “Yatıyoruz, başka ne yapabiliriz ki?” cevabını veriyor, yüzündeki acı gülümsemeyle. Tekin yeni yıla dair beklentilerini ise “Hiç hayal kurmadım, çalışırsam her şey olur diye düşünüyorum, yeni yılın daha iyi olmasını istiyorum” diye açıklıyor.

Aynı hanın içerisinde bulunan başka bir atölyeye uğruyoruz. Bizi bu atölyede 2012’de Halep’e düşen havan topundan sonra Türkiye’ye göç eden, Suriye’de de bu işi yapan bir ailenin fertleri karşılıyor. Dayısıyla birlikte çalışan 19 yaşındaki Cuma ile konuşmaya başlıyoruz. 12 yaşında Türkiye’ye gelen Cuma, yaklaşık 4 yıldır saya işçiliği yapıyor. Okula devam etmemiş Cuma, etmeyi de düşünmemiş yaşama koşulları nedeniyle. Sorularımıza çekinerek ve utanarak kısa cevaplar veriyor. Yeni yıl beklentilerini sorduğumuzda ne bir beklentisi ne de bir hayali olduğunu ifade ediyor.

"YOL PARASINI VERESİYE YAZDIRDIM"

Alt kata indiğimizde bir taraftan ayakkabıyı yapıştırırken bir taraftan sorularımızı yanıtlayan bir işçi, “İşe gelirken yol parası için veresiye yazdırdım. Her gün iş olmadığı için iş çıktıkça geliyorum. Bu haliyle günlük 50-60 lira ancak kazanabiliyoruz. Bu da hiçbir şeye yetmiyor” diye aktarıyor çalışma koşullarını. Karşı atölyeye geçiyoruz. 3’ü Suriyeli 4 kişilik küçük bir atölyedeyiz. Yaşları 18, 20, 24, 28. 4’ü de liseyi okumamış, uzun yıllardır saya işçiliği yapıyorlar. En büyükleri başlıyor sorularımızı cevaplamaya. 12-13 senedir bu işi yaptığını liseye gitmeden okulu bıraktığını söylüyor. Günde ortalama 13 saat çalıştıklarını söyleyen işçi, “İşlerin yoğun olduğu zamanlarda yetişmesi için 15 saate kadar çıkıyor mesai. Parça başı iş yapıyoruz ve her parça başı için 3 lira alıyoruz. Saya çok uğraş gerektiren bir iş ve bunun karşılığında 3 lira çok az kalıyor” diye konuşuyor.

"3 YILDIR FİYATLAR AYNI"

Girdiğimiz bir atölyede baba-oğul çalışıyor. Burhan 25 yaşında evli ve çocuğu anaokuluna gidiyor. Ortaokul mezunu olan Burhan şimdiye kadar kuaför, eczane, Vestel fabrikası, deterjan fabrikası gibi çeşitli yerlerde ve işlerde çalışmış. 2011’den beri de babasıyla birlikte sayacılık yapıyor. İş oldukça atölyeye geldiklerini söyleyen Burhan, parça başı çalıştıklarını ve 5 liraya sattıklarını söylüyor. Daha önceleri parça başı fiyata 6 ayda bir zam geldiğini belirten Burhan, “3 senedir aynı fiyata çalışıyoruz. Piyasa çok durgun” diyor.

Günlük 100 liraya yakın kazandığını fakat bu paradan yol, yemek masraflarını çıkınca az para kaldığını aktaran Burhan, “Eskiden ekmek arası söylediğimizde yanına ayran, gazoz falan söyler sonra da çay içebilirdik ama şimdi yemeğin yanına içecek söyleyemiyoruz, çayı da atölyede kendimiz demleyip içiyoruz” diyor. Günde 13 saat çalıştıklarını söyleyen Burhan, boş zamanlarında evde televizyon izlediğini söylüyor ve “Biz de Alsancak’a gidelim, kafelerde oturalım istiyoruz ama para yok bunları yapmaya” diyor. Burhan, yeni yılda daha iyi şeylerin olmasını umut ettiğini söyleyerek sözlerini tamamlıyor.

YENİ YIL HAYALİ: KİMLİK ÇIKARMAK

Ahmet 24 yaşında. Bu sene boyunca, evlenmek için sevgilisine kimlik çıkarmaya çalıştığını ve hâlâ çıkaramadıklarını söylüyor. Evlendiklerinde nasıl geçineceklerini sorduğumuzda “Bir şekilde geçineceğiz, yetirmeye çalışacağız bunun için başka bir planım yok” diyor. O arada diğer arkadaşları araya girip Ahmet’e takılıyor: “3 çocuk yapıp Kızılay’dan bağış alır artık çocuklar için.” Yeni yıla dair beklentisini sorduğumuz Ahmet gülümseyerek, “Milli piyango bana çıksın” diyor ve hayalinin kimlik çıkarmak olduğunu söylüyor.

Halil’in ailesi de Halep’teki işleri olan saya işine devam ediyor. Aynı sitede farklı atölyelerde çalışıyorlar. Aile geçimini buradan kazandıklarıyla sağlamaya çalışıyor. Halil de Ahmet gibi yeni yıldan milli piyango bekliyor ve gülerek, “4 çeyrek bilet alalım, tam piyango bize çıksın” diyor. 18 yaşındaki Ahmet ise sohbete çok katılmasa da 2019 yılının sadece çalışmakla geçtiğini söylüyor ve yeni yıldan bir beklentisi olmadığını dile getiriyor.

Reklam