10 Aralık 2019 15:19

Antep'te süren eylem yasağına tepki: Hak arama mücadelesi kısıtlanıyor

Birçok ilde ilan edilen eylem ve etkinlikleri yasakları Antep'te de sürüyor. Evrensel’e konuşan kurum temsilcileri, insanların özgürlük alanlarının kısıtlanmasına karşı mücadele çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Deniz KAR
Antep

Bölge illeri başta olmak üzere OHAL’den sonra birçok ilde ilan edilen eylem ve etkinlikleri yasakları belirli aralıklarla devam ediyor. Bu illerden birisi olan Antep’te yasağa sendikalar ve siyasi partilerden tepki geldi. Evrensel’e konuşan kurum temsilcileri, emekten ve demokrasiden yana olan herkesin hak arama mücadelesinin önünün kesildiğini belirterek, insanların özgürlük alanların kısıtlanmasına karşı mücadele çağrısı yaptı.

"TOPLUMUN SESİ KESİLİYOR"

Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, Gaziantep Valiliğinin OHAL sürecinden itibaren bu uygulamayı sürekli hale getirdiğini ve uygulamaların keyfiliğe dönüşmüş durumda olduğunu ifade etti. Kitle örgütlerinin toplumun sesi olduğunu söyleyen Ersönmez, "Her şeyden önce toplumun teminatı sendikalardır, sivil kuruluşlardır, demokratik kitle örgütleridir ve bunların toplumun sesi olabilmesi için böyle yasakların olmaması gerekir. Bu yasaklar aynı zamanda toplumun sesini engelliyor" dedi.

Yasaklamalarla böyle bir sürecin sonsuza dek sürdürülemeyeceğini vurgulayan Ersönmez, "İşçini, emekçinin, hakkını arayanın, sesini duyurmak isteyenin alana çıkamadığı bir ortam var. Valilik böyle bir uygulamadan vazgeçmeli, bunu yerine eğer güvenlik sorunu varsa, tedbirlerini yeterince almalıdır. Biz de yapacağımız eylem ve etkinliklerin önüne, böyle yasaklamalarla geçildiğini görüyoruz. Doğal olarak kamuoyuna, üyelerimize, çevreye, kentimize sesimizi duyuramıyoruz. Özellikle Gaziantep’te bunlar sürekli gerçekleşiyor. Bununla ilgili, barolar ve hukuki merciler bu yasaklamaların iptali için hukuki süreç başlatmalıdır" diye konuştu.  

"VALİ İSTERSE BASIN AÇIKLAMASI YAPTIRIYOR"

Tüm-Tis Gaziantep Şube Başkanı Mahmut Canyurt, valilerin her konuda karar mekanizmasına dönüştüğünü, her şeyin valilerin inisiyatifine bırakıldığını belirtirken, "Vali isterse basın açıklaması yaptırıyor, istemezse yaptırmıyor" dedi.

Canyurt, "2017 yılında Gaziantep’te devam eden Babacanlar Kargo direnişi döneminde üyelerimiz saldırıya uğramıştı. Biz de bununla ilgili genel başkanımızın da katıldığı bir basın toplantısı düzenlemiştik. O dönem yine valiliğin yasağı olduğu için hakkımızda gösteri ve yürüyüş yasağına muhalefetten dava açıldı. O zaman da söylemiştik, yine söylüyoruz; Gaziantep sanki ayrı bir eyaletmiş gibi davranılıyor. Bu yasak kararlarıyla, işçilerin emekçilerin hak alma mücadelesine pranga vurulmaya çalışılıyor" dedi.

"İNSANLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANIYOR"

İYİ Parti Şehitkamil İlçe Başkanı Turgay Köşker ise yaşanan durumla ilgili insanların özgürlüğünün kısıtlandığını vurgulayarak, "Buranın siyasi partileri, sendikaları insanları temsil ediyor. Ben de binlerce insanın temsilcisiyim, ben bu insanların hakkını savunamayacak mıyım? Böyle bir saçmalık olamaz" dedi. Getirilen yasak kararıyla insanların özgürlüğünün kısıtlandığını aktaran Köşker, "Bir insanın kendini ifade etmesi, fikrini söylemesi en doğal hakkıdır. En kötü şey insanın özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Burada bir hak mahrumiyeti var, insanların özgürlüğü kısıtlanıyor. İnsanların sesini duyurmasına niçin müsaade edilmiyor anla veremiyorum. Şahsi olarak da böyle bir yasaklamayı tasvip etmiyorum" dedi.  

"YASAKLARLA HİÇBİR SORUN ÇÖZÜLMEZ"

CHP Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan, "Yasaklarla hiçbir sorun çözülmez. Her şeyi şeffaf bir şekilde anlatabilmeliyiz. Gerek asgari ücret tartışmaları, gerek dış politika insanların her konuda kendini rahatlıkla ifade edebilmesi gerek" dedi. Sorunun yalnız Antep’e özgü olmadığını dile getiren Kaplan, "Türkiye genelinde bu iktidarın uygulamaya çalıştığı politikaların yansıması. Toplumlar ne kadar özgür ve bağımsız olursa gelecekle ilgili o kadar umudu olur" dedi.  

"SUİSTİMAL ARACINA DÖNÜŞTÜ"

HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, valiliğin, 2911 numaralı yasadaki yasaklama kararını alabilmesi için, şiddet olaylarının yaşanabileceği tehdidinin var olması gerektiğini belirterek, "İnsanların kendi haklarını talep etmesinin, şiddet ya da tehlike ortamını yaratacağını kimse söyleyemez. Bugüne kadar biz HDP olarak asla bir provokasyona izin vermedik, bu konuda özellikle duyarlılık gösterdik" dedi. Toğrul, "Bu uygulamalar, bugün insanların tepkilerini göstermesinin, haklarını talep etmesinin, emekçilerin kendilerini ifade etmelerinin yani bütün bir muhalefetin önünü kesen bir araç olarak kullanılıyor. Türkiye’nin pek çok yerinde durum aynı ama özellikle Antep’te bu uygulamalar devreye sokuluyor. Valilik bu yasaklamaları, suiistimal aracına dönüştürmüş durumda. Ülke genelinde parti devleti uygulamaları söz konusu olduğu için, şu an bir çok yasa fiili olağanüstü hal varmış gibi yok sayılıyor. Ülkenin bir an önce normalleşmesi, devletin kurumlarının partinin kurumları gibi değil, devletin kurumları gibi çalışmasının gerektiğini ifade etmek isterim” diye konuştu.

YASAKLARA KARŞI MÜCADELE ÇAĞRISI

Emek Partisi Genel Yönetim Kurulu (GYK) Üyesi Umut Yeğin de uygulanan yasak kararının OHAL uygulamasından farklı olmadığını ifade ederek şunları söyledi:

"Antep’te bu sene ekim ayı içerisinde, 10 Ekim Ankara Katliamı’nın yıldönümü vesilesiyle düzenleyeceğimiz ve genel başkanımızın da katılacağı panele bir gün kala yine buna benzer bir yasak kararı alınmıştı. Bu yasak kararı ise yıl sonunda belirlenecek asgari ücret için işçi sınıfımızın taleplerini dile getirmek üzere kullanacağı stant kurma, basın açıklaması yapma, bildiri dağıtma başta olmak üzere en demokratik hakları kullanacağı bir dönemde alındı. Ne yazık ki sadece Antep özelinde değil, bölgede Erdoğan ve AKP iktidarının adeta birer militanı gibi çalışan Valilik makamları birçok şehirde bu yasaklamaları uygular durumdalar. Ve işçilerin, emekçilerin, Kürt halkının; kısacası emekten, demokrasiden yana olan herkesin sesini kısmak üzere uzatıldıkça uzatılan yasaklarla bizleri karşı karşıya bırakıyorlar"

Yasak kararlarının, iktidarın giderek derinleşen ekonomik ve siyasal krizinin üzerini kapatmak ve tepkileri engellemek üzere alındığını ifade eden Yeğin, "Bu yasaklamaların çözüm olmadığı açıktır. Biz Emek Partisi olarak işçi sınıfımız başta olmak üzere herkesi bu yasakçı zihniyet karşısında daha fazla mücadele etmeye çağırıyoruz" dedi.

ÖNCEKİ HABER

Metal işçisi: Biz kadın işçiler daha fazla söz sahibi olmak istiyoruz

SONRAKİ HABER

Tersane işçisi Engin Savaş: Asgari değil, insanca yaşayacak ücret istiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...