06 Aralık 2019 00:34

Metal işçileri: Birliğimizi sağlayamazsak ölüme de razı ederler

Ankara'da MESS kapsamında yer alan fabrikalarda çalışan işçiler MESS'in 3 yıllık sözleşme ve yüzde 6 zam dayatmasına tepki gösteriyor.

Fotoğraf: EVRENSEL

Paylaş

Hasan KARA
Hande KÖSE
Ankara

150 bine yakın metal işçisini ilgilendiren MESS sözleşmesinin son oturumu önceki gün gerçekleştirildi. Patronlar yüzde 6 zam ve 3 yıllık sözleşme dayattı. Bu nedenle uyuşmazlık tutulurken ara bulucu süreci de başladı. Sözleşme sürecine ilişkin Ankara’da görüştüğümüz metal işçileri, sözleşmeden kendiliğinden iyi bir sonuç çıkmayacağına dikkat çekerek, “Beklentiye düşmek büyük hata olur” dedi.

Beş yılı aşkındır Türk Traktör’de çalışan bir işçi, bu tür önerilerle işçilerin beklentisini düşürmek istediklerini belirterek, “Traktör her zaman kâr ediyor, ama kârından ufak bir zarar etse kabak bizim başımıza patlıyor. Biz beklentiyi düşürdükçe adamlar daha azına razı eder. Sendika bizi arkasına alsa ve birlik sağlansa istediğimize yakın bir sözleşme imzalanır. Ama böyle giderse ölümü gösterip sıtmaya razı etmeyi geçtim, direkt ölüme razı ederler” dedi.

Uzun yıllardır Türk Traktör’de çalışan bir başka işçi ise işçilerin kriz ve işten atılma korkusu nedeniyle önceki sözleşme dönemine göre çok sessiz kaldığını dile getirdi. On yılı aşkın süredir Türk Traktör’de çalışan başka bir işçi de “Ne zam verirse versin, vergi diliminde zaten elimize geçen para kuş olup uçuyor. Önemli olan nokta bence kimsenin işine son verilmemesi, herkes işten atılacağım diye bekliyor. Fabrikada çoğunluk kaygılı ve huzursuz” dedi.

"PATRON YAN YANA GELMEMİZİ İSTEMİYOR"

Bir Türk Traktör işçisi de patronun yan yana gelmelerini engellemek istediğini belirterek, “Diyelim ki ben burada çalışıyorum ve hemen karşımda başka bir tezgahta da sen varsın. Senin yanına gelip iki cümle bir şey konuştuğumda patrondan ihtar, uyarı alıyoruz. Artık çoğu işçi bu yıldırma politikaları yüzünden ‘Vardiyamı bitireyim, kimseye karışmayayım ve evime gideyim’ düşüncesinde” diye konuştu.

Konuştuğumuz bir başka Türk Traktör işçisi ise toplu sözleşme sürecinde patronların dayattığı 3 yıllık sözleşme, raporlu günlerin ikramiyelerden kesilmesi gibi maddelerin fabrikada tepkiyle karşılandığını ifade etti. İşçilerin tepkili olduğunu ama birlik halinde bir direnç gösteremediklerini söyleyen işçi, zam konusunda ise “Asgari ücret belli olduğunda zam oranlarının ne olacağı da belli olur” dedi.

VERGİ KESİNTİLERİ TİS’İ ANLAMSIZLAŞTIRDI

Man fabrikasında çalışan bir işçi, fabrikada işler arttığı için çok yoğun çalıştıklarını ancak çalıştıklarının karşılığını alamadıklarını ifade etti. Özellikle vergi kesintileri yüzünden ne kadar zam alınsa da geçim sıkıntısı yaşandığını belirten işçi, “O kadar yoğun çalışıyoruz ki, benim kaynak yapmaktan gözlerim iyice bozuldu. Mesaiye kalıyoruz, onun da bir anlamı olmuyor artık. Mesaiye kalmak istemeyince işverenle aran bozuluyor, kalınca da mesai parasından bile kesintiler oluyor” dedi. Bir başka işçi ise şunları söyledi: “Hem asgari ücret hem de bizim sözleşme zammının bu vergi kesintileri yüzünden bir anlamı kalmadı. Ocak ayından itibaren yapılan kesintilerle işçi kesiminin geçim sıkıntısı bugünden çok daha fazla olacak.”

5 yıllık Man işçisi ise sendikanın işçilerin tepkilerini ortaya koyması halinde kötü bir sözleşmenin önüne geçilebileceğini ifade ederek, “Adeta şu an göstermelik top çeviriyorlar” dedi.


EŞLERİ METAL SEKTÖRÜNDE ÇALIŞAN KADINLAR: BU PAHALILIKLA YAŞANMAZ

Sema ÖZDAL
Ankara

Eşleri metal sektöründe çalışan kadınlar da hem sözleşme sürecini hem de asgari ücret zammını takip ediyor. Kadınların görüşü ortak: “Bu kadar parayla ve sürekli ücretlerin düştüğü ortamda bu pahalılıkla yaşanmaz.”

Kadınlardan biri şunları söyledi: “Verilen ücretler çok az, yüksek bir zam olması gerekli. Çocuğun masrafı, kira, fatura derken zaten elde avuçta bir şey kalmıyor. Verdikleri paraya kim nasıl geçinsin bu zamanda, elektriğe yüzde 50’den fazla zam, doğal gaza aynı şekilde zam. Her şey ateş pahası. Çalışanlar hak ettiği maaşı alamıyor. Daha da fazlası olması gerekir de verir mi hiç bunlar? Ama en azından asgari ücret 2 bin 500’den fazla olmalı ki bir işe yarasın.”

Bir başka kadın ise “Kredi ödüyoruz. 2 çocuk büyütüyoruz. Tek maaşla geçinmek mümkün değil. Bir de üstüne vergi kesintileri oluyor, elimizdeki para ayı zor çıkarıyor. Ayrıca benim rahatsızlığım var. Sigorta her ilacı karşılamıyor, öyle olunca masrafımız daha da artıyor” dedi. 

Ev kadını olduğunu söyleyen başkası ise “Pazar, market gezmek bize eziyet oldu. Öyle bakıyorum sadece.  Nasıl geçinelim bu zamlarla, mümkün mü bu zamanda geçinmek? Keşke hem sözleşmede hem de asgari ücrette yüksek bir zam yapılsa, kesintiler hiç olmasa. Ama ne işveren ne de devlet hep fedakarlığı işçiden bekler. Bir kez olsun onlar fedakarlık yapsa ne olur sanki?​” ifadelerini kullandı.


ARÇELİK BULAŞIK MAKİNESİ FABRİKASI İŞÇİLERİ: HAK KIRINTILARINA BİLE GÖZ DİKTİLER

Selma AKSU
Ankara

Arçelik Bulaşık Makinesi fabrikasında çalışan işçiler MESS’in dayattığı esnek çalışma, rapor günlerinden kesintiler yapılması, deneme süresinin 4 aya çekilmesi, düşük zam teklifi, hafif işlerde çalışabilir raporu olan işçilerin işten çıkarılmasının kolaylaşması gibi önerilere tepkili. Bu tür maddelerin kabul edilmemesini isteyen işçiler, patronların işçilerin elinde kalan son hak kırıntılarına da göz diktiğini söyledi.

Genç bir işçi şunları söyledi: “Sözleşme süreci başladı, vardiyalar değişti, üretim değişti ve baskılar arttı. Her değişiklik sanki bize baskı gibi geliyor. Bütün arkadaşlarımız dağıldı, biri depoda biri bantta. Farklı vardiyalarda sürekli bir yer değişikliği söz konusu. Eğer bu işler sözleşme ile ilgilisiyle biz istediğimiz şeylerden vazgeçmiyoruz. Bunların herhangi biri kabul olsa bizim için çok kötü olur. Sendika da bizi satarsa nasıl karşımıza çıkacak bilmiyorum?​”

On yıldır çalışan bir işçi ise “Herkesin morali bozuk. İşyerinde insanların yeri değişiyor. Kimse hayır diyemiyor. Birlik olamadığımız için her şeyi rahatlıkla yapıyorlar. Gözlerini, hafif yerlerde çalışabilir raporu olan işçilere bile dikmişler. Bu rapora sebep olan da patronlar, çalışanların neredeyse hepsi meslek hastalığına tutulmuş. Nasıl bu kadar merhametsiz olabilirler anlamıyorum. Rekor kırarken bantların sayısı çıksın diye oldu bunca meslek hastalığı. Kullan at, ne güzel peçete gibi. Bu kadar rahat olmamalılar. Sendika da biraz olsun sesini yükseltmeli” diye konuştu.

Beş yıldır çalışan bir işçi ise “Bizim geçen dönem imzalanan sözleşmenin üzerine, bu sene daha güçlü olmamız lazım ama herkes umudunu kesmiş gibi görünüyor. Bazen fabrikanın içindeki durumdan dolayı ya ne sözleşmeymiş arkadaş hemen imzalansa da normal haline dönse işyeri diyor. Zaten patronlar bu duruma getirmek istiyor. Biz ses etmezsek her istediklerini yaparlar” diye konuştu.


SAKIN BİZE SATIŞ SÖZLEŞMESİYLE GELMEYİN

Arçelik İşçileri
Ankara

Merhaba Arkadaşlar,

Biz Arçelik Bulaşık Makinesi işletmesinde çalışan işçileriz. Türk Metal’le tekrar masaya oturan MESS ilk 6 ay yüzde 6.05 zam vereceğini söylemiş. Ayrıca 3 yıllık sözleşme dayatmış. Uzlaşmazlık olduğundan ara bulucuya gitti sözleşme.

Her yıl üretim rekorları kırıyoruz. Biz 8 saatte 1500 makina çıkarıyoruz. Düşünün yani insanlık dışı bir hızla çalışıyoruz. Sadece kış aylarında günde 7 bin, yaz aylarında ise 12 bin bulaşık makinesini biz üretiyoruz. Bu üretimler karşısında nasıl büyük kârlar ettiğinizi biliyoruz. Arçelik 2019’un ilk 9 ayında 240 milyon 343 bin liralık kâr elde etti. Peki bize düşen ne, enflasyon oranında zam, öyle mi? Bir önceki döneme göre kâr oranı yüzde 19.7 artmış, internette öyle yazıyor. O zaman bize de en az elde ettiği kâr oranı kadar zam vermesi gerekir. Ama onlar bize yüzde 6.05’i reva görüyor. Bizim sayemizde kasalarınız dolup taşıyor. Biz üretiyoruz biz. “Devlet de ara bulucu da hakem kurulu da benim” demektir bu MESS’in yaptığı. İşte bu rahatlık sayesinde yüzde 6.05 gibi komik bir rakam çıkıyor. Ama metal işçilerinin artık bir geleneği var.

Buradan Türk Metal sendikacılarına sesleniyoruz. Biliyoruz bu yazılanları okuyorsunuz. Bizim ne şartlarda çalıştığımızı ve neleri hak ettiğimizi siz de çok iyi biliyorsunuz. Grevse grev, biz yapmamız gerekeni yaparız, siz de yapın. Sakın daha önceki yıllar gibi satış sözleşmesiyle gelmeyin. Unutmayın 2015’i, sözleşme 3 yıl olursa neler olur neler!

ÖNCEKİ HABER

İBB ihalesini Albayrak’ın damadı Adem Altunsoy’un şirketi aldı

SONRAKİ HABER

Gazeteci Işıl Özgentürk için, hakkında açılan davada 7 buçuk yıla kadar hapis istendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...