04 Aralık 2019 23:07

Aydınlıların JES mücadelesi belgesel oldu: Jeotermal Yetti Gari

Yönetmen Murat Yüksel ve Gazeteci Onur Yıldırım’ın, Aydın’daki köyleri gezerek yapımını tamamladığı “Jeotermal Yetti Gari” belgeselinde JES’lerin yarattığı doğa talanı anlatılıyor.

Yönetmen Murat Yüksel ve Kızılcaköylü kadınlar

Paylaş

Eda AKTAŞ
İzmir

Yönetmen Murat Yüksel ve Gazeteci Onur Yıldırım’ın, Aydın’daki köyleri gezerek yapımını tamamladığı “Jeotermal Yetti Gari” belgeselinde JES’lerin yarattığı doğa talanı anlatılıyor. Aydın bölgesinde yaşayan hak mağdurları ve uzmanlarla görüşmeleri içeren belgesel, jeotermal santrallerin çevreye etkisini ve kent halkının verdiği mücadeleyi ele alıyor.

Belgeselin ilk gösterimi 6 Ekim tarihinde JES’lere karşı verilen direnişin merkezlerinden Kızılcaköy’de gerçekleşmişti. Yönetmen Murat Yüksel ile “Jeotermal Yetti Gari” belgeseli hakkında konuştuk. Yüksel, “JES’lerin bu kadar zararlı olduğunu bilmiyordum. Temiz enerji olduğu iddia ediliyordu ama bunun temiz enerji olmadığını gözlemledim.” dedi.

KIZILCAKÖYLÜLERİN MÜCADELESİNDEN ETKİLENDİLER 

Belgeseli çekmelerinde Kızılcaköylülerin JES’lere karşı verdiği mücadelenin etkili olduğunu dile getiren Yüksel, “Didim’de yaşıyorum ve 2016 yılında zaten burada da bir jeotermal yapılma planı vardı ki hâlâ var. Antik kent bölgesinde araştırmalar yapıldığını duymuştuk, kamuoyu oluşturulmuş bir şekilde o proje iptal edilmişti. Daha sonra Kızılcaköylülerin mücadelesini görünce belgeseli çekme fikri 2018 yılının sonlarına doğru çıktı” ifadelerini kullandı.

Jeotermalin zararlı olduğunu yöreyi dolaştıktan sonra, zararlarıyla birlikte gördüğünü aktaran Yüksel, “Köylülerin mücadelesini haberlerde sık sık rastlıyordum. Bu kadim toprakların, birkaç şirketin kullanım alanı haline gelmesi ve bu süreçte bölgedeki insanların onayının alınmadan şirketlerin, temiz enerji adı altında, temiz olanı dahi kirletme cüretini gösterdiğine tanık olduk.” şeklinde konuştu.

ÇEKİMLER 20 KÖYDE YAPILDI

Yaklaşık 20 köyde çekim yaptıklarını belirten Yüksel, “Yaşadığımız sorun pek olmadı. Bir keresinde sadece aracımız takip edildi ama sonrasında bu şekilde bir takip olmadı. Bu belgeseli çektiğimiz zaman konuşmaktan çekinenler oldu. Ama insanların şöyle bir durumu var. Hangi gazete ya da kim gelirse gelsin derdini anlatmak istiyor. Orada onların meramını dile getirecek olan bir insan olduğunu gördükleri zaman çekinmeden konuşuyor” dedi.

Çekimler sırasında en çok etkilendiği Reisköy’de JES’in dereye salmış olduğu suyu fark etmeyerek, deri yanması nedeniyle 52 gün yoğun bakımda tedavi altına alınan Nurullah Danış’ın hikayesini belgeseline taşıdığını anlatan Yüksel, “Danış’ın hukuk mücadelesi ise hâlâ devam ediyor. Yine Aydın Pamukören/Değirmendere köyünde bir direniş çadırı var. Buradaki insanlar mahallelerinin ortasında kurulan ve faaliyet yürüten fabrikaya karşı mücadelesini sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

‘GELECEĞİMİZ İPOTEK ALTINA ALINIYOR’

Menderes Ovası’ndaki kirliliğe dikkat çeken Yüksel, “Menderes Ovası’nın hoyratça kullanılması sonucu, geleceğimiz ipotek altına alınıyor ve kanser vakaları artıyor, bu kanser hastalarının bir gideri var ama elektrik şirketinin de ürettiği bir gelir var. İkisini yan yana getirdiğimiz zaman, kanser hastalarının iyileşmesi için harcanan para daha fazla. Ama adı temiz enerji ne hikmetse” dedi.

Belgeselin ilk gösterimini çekimlere başladıkları yer olan Kızılcaköy’de köy kahvesinde gerçekleştirdiklerini ifade eden Yüksel, köylülerden çok fazla olumlu tepki aldıkları söyledi. Çekim yaptıkları diğer köylerde de gösterimler yapmayı planladıklarını dile getiren Yüksel, aralık ayında İzmir’de bir gösterim yapacaklarını duyurdu.  

ÖNCEKİ HABER

CHP’li Ağbaba: Koruma araçları amacından sapmış, israfın simgesi haline gelmiştir

SONRAKİ HABER

Cezayir’de ücretleri ödenmeyen 150 işçinin sesi Meclis'e taşındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa