27 Ekim 2012 11:15

Danışmanlıkla işsizlik sorunu çözülmez

Son yıllarda yaşanan krizlerin istihdama yönelik en somut etkisi işsizlik oranlarının belirgin bir şekilde artması ve işsizlik sorununun giderek büyüyen bir sosyal sorun haline gelmesi oldu. Özellikle Türkiye gibi az gelişmiş kapitalist ülkelerde, işsizlik oranlarının uzun süre yüksek seyretmesi, işsizlik süresinin uzunluğu vb. gibi ne

Danışmanlıkla işsizlik sorunu çözülmez
Paylaş

Erkan Aydoğanoğlu

Son yıllarda yaşanan krizlerin istihdama yönelik en somut etkisi işsizlik oranlarının belirgin bir şekilde artması ve işsizlik sorununun giderek büyüyen bir sosyal sorun haline gelmesi oldu. Özellikle Türkiye gibi az gelişmiş kapitalist ülkelerde, işsizlik oranlarının uzun süre yüksek seyretmesi, işsizlik süresinin uzunluğu vb. gibi nedenlerle istihdam sorunu giderek derinleşti.
Türkiye’de işsizliğin uzunca bir süre yüzde 10’lar seviyesinde seyretmesi ile birlikte AKP hükümeti, işsizlik sorununu çözmek, en azından işsizlik oranlarını görünürde azaltmak için, peş peşe istihdam teşvik paketleri hazırlayarak esnek çalışma uygulamalarını daha da yaygınlaştırdı. Özellikle kadınlar ve gençlere yönelik olarak teşvik edici istihdam politikaları belirlendi.
Geçtiğimiz 10 yıl içinde esnek çalışma oranları, özellikle kısmi süreli çalışma uygulamaları iki kat artarken, bu kategoride çalışanların üçte ikisini gençler ve kadınlar oluşturdu. Çalışma biçimleri ve süreleri esnekleştirilerek iş gücü maliyetleri düşürülmesiyle daha fazla istihdam olanağı yaratılacağı iddia edilerek, esnek çalışmanın çalışanların lehine bir uygulama olduğu iddia edildi.  
Türkiye’de her yıl ortalama 600 bin kişinin çalışma yaşamına girmesi, işsizlik sorununun sürekli gündemde olması gibi pek çok sorunu çözmek iddiasıyla hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi ile işsizlik sorununun büyük ölçüde çözülmesi ve uzun vadede yüzde 5’e düşürülmesi hedeflendi. Bu konuda özellikle eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi ve gençlere, kadınlara ve işsizlere, iş ve meslek danışmanlığı uygulamalarının yaygınlaştırılmasını da içeren kapsamlı bir “eylem planı” hazırlandı.
İş ve meslek danışmanlığı ilk ortaya atıldığında kamuoyuna “işsizlerin kolay iş bulmasını sağlayacak” bir sistem olarak tanıtıldı. Ancak işsizlere “iş bulacak” olan bu danışmanların sözleşmeli olarak istihdam edildikleri ve işsizler içinde oransal olarak çok küçük bir kesimi oluşturan, çoğunlukla belli bir eğitim ve niteliğe sahip işsizlere yönelik olduğu gerçeğinden hemen hiç bahsedilmedi.

KENDİLERİ BİLE SÖZLEŞMELİ

Türkiye’de ilk gündeme geldiğinde Çalışma Bakanlığı tarafından “Her işsizin bir meslek danışmanı olacak” “İş bulmak artık çok kolay” gibi buram buram reklam kokan ifadelerle tanıtılan iş ve meslek danışmanlığının uygulanması aşamasında Avrupa ile farklı olan noktalar bulunuyor. Avrupa’daki kariyer rehberliği hizmetleri özellikle gençlere ve işsizlere yönelik olarak istihdamın güvenceli ve sürekli olmasını amaçlarken, Türkiye’de aynı kesimlere yönelik geçici, kısmi süreli ve her yönden esnek bir istihdam politikası benimsenmiş olması dikkat çekici. İşsizlere “kolayca” iş bulacakları iddia edilen iş ve meslek danışmanlarının kendilerinin bile sözleşmeli istihdam edilmesi, yani en genel anlamıyla iş güvencesinden yoksun olmaları, sistemin işsizlere iş bulmayı kolaylaştırma iddiasını daha baştan çürütüyor.
İŞKUR tarafından yürütülen iş ve meslek danışmanlığı; işsizlerin nitelikleri ile mesleklerin gerektirdiği nitelik ve şartları karşılaştırarak, işsizin istek ve durumuna en uygun iş ve mesleği seçmesi, bu meslekle ilgili eğitim olanaklarından yararlanması ve işe yerleştirilmesine yardım edilmesi sürecini kapsıyor. Ancak unutulan çok temel bir gerçek var. O da Türkiye’de istihdamda olan ya da işsiz olanların önemli bir bölümünün hem eğitim, hem de nitelik bakımından böylesi bir sistemin konusunu oluşturacak yapıda olmaması.


BİNDE BİRE BİLE DERMAN OLAMADI

TÜİK’nin verilerine baktığımızda son aylarda işsizlik oranlarında ciddi bir düşüş yaşandığı görülüyor. Açıklanan işsizlik oranlarının TÜİK’nin benimsediği istatistik yönteminden kaynaklı olması, geçici işler nedeniyle mevsimsel etkilerin göz ardı edilmesi ve esnek çalışma biçimlerinin çokluğu gibi çok sayıda neden göz ardı edilerek, “Hükümetin aldığı tedbirler sonucunda işsizlik azalıyor” gibi bir izlenim yaratılmak isteniyor.
Son yıllarda esnek çalışmanın yaygınlaşması nedeniyle eksik istihdam edilenlerin sayısının artması, başka bir ifadeyle referans dönemi olarak kabul edilen hafta içinde, çok kısa ya da kısa süreli (bir saat ya da birkaç gün) çalışmış olanların işsizlik tanımının dışında bırakılmasının etkisiyle işsizlik oranlarında dönemsel düşüşler yaşanıyor. Bütün bu gerçekleri göz ardı edip, işsizliğin düşmesinde iş ve meslek danışmanlığı hizmetlerinin de etkili olduğunun iddia edilmesi dikkat çekici.
TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre resmi işsiz sayısı 2 milyon 323 bin. Ancak TÜİK’nin teknik hesabını bir tarafa bırakıp, gerçek işsizliği hesapladığımızda karşımıza 4 milyon 273 bin işsiz çıkıyor. Çalışma Bakanlığı ve hükümet tarafından yere göğe sığdırılmayan, işsizliğe kesin çözüm gibi sunulan iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri ile işe yerleştirilenler son altı ay itibariyle 2 bin 500 kişiyi bulmuyor. Devletin işsiz kabul ettiği resmi işsizlerin binde 1’ine bile iş bulamayan bir kariyer danışmanlık mekanizmasının işsizliğe çözüm olarak sunulması kadar anlamsız bir şey olamaz.
Türkiye’de her yıl 600 bin kişi çalışma yaşamına katılırken, Ulusal Gençlik İstihdam Eylem Planı raporuna göre 2015 yılına kadar uygulanan istihdam odaklı teşvik sistemleri yoluyla 100 bin kişilik genç istihdamının oluşturulması hedefleniyor. Devletin resmi rakamları bile “işsizlere müjde”, “iş ve meslek danışmanları işsizlere iş, patronlara işçi bulacak” sloganının hiç de inandırıcı olmadığını gösteriyor.


RAKAMLAR GERÇEKLERİ SÖYLÜYOR

AKP Hükümetinin Ulusal İstihdam Stratejisi’ne paralel olarak hayata geçirdiği istihdam politikalarını uygulayan kurumlardan birisi olan İŞKUR, eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikteki işsizlerin istihdam edilmesine yönelik İşgücü Yetiştirme Kursları, Toplum Yararına Çalışma Programları, Girişimcilik ve İş Başı Eğitim ve Staj Programları uyguluyor.
Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in bir soru önergesine verdiği yanıta göre; 2011 yılında, İşgücü Yetiştirme Faaliyetleri kapsamında açılan 10 bin 606 kurstan 156 bin 275 kişi; İşbaşı Eğitim Programları kapsamında yürütülen 2 bin 658 programdan 5 bin 511 kişi yararlanmış.  
Bakan Çelik, mesleği olan ya da olmayan tüm iş arayanlara “mesleğe yönlendirme” ve “iş bulma” hizmeti sunulacağını iddia ederken, 2 milyon 323 bin resmi işsize nasıl ve hangi koşullarda iş bulunacağı konusundan en küçük bir planlamanın olmaması dikkat çekici. Üstelik iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri ile bugüne kadar işe yerleştirilenlerin bırakalım gerçek işsizleri, resmi işsizlerin sayısına oranına baktığımızda toplu iğne başı kadar bile faydasının olmadığı, AKP’nin iş ve meslek danışmanlığı uygulaması ile resmen umut tacirliği yaptığı görülüyor. 


Umut tacirliği

Türkiye’de işsizlik oranlarının düşmeye başlaması, ne uygulanan ekonomik politikaların doğruluğundan ne de iş ve meslek danışmanlığı gibi projelerin başarılı olmasından kaynaklanıyor. Bunların hepsi kuru propagandadan başka bir şey değil. İşsizlik oranlarını öncelikle benimsenen işsizlik tanımı aşağıya çekiyor. Diğer bir neden, çoğunluğu kısmi süreli istihdam olmak üzere esnek çalışma biçimlerinin giderek artması. Bunlara ek olarak, ilkbahar ve yaz aylarında inşaat ve turizmde yaşanan geçici istihdam nedeniyle işsizlik oranlarının birden bire birkaç puan düşmesi eklenirse asıl nedenler çok daha net görülebilir. Bütün bu gelişmelerin işsizliği sadece geçici olarak düşürdüğü, orta ve uzun vadede her yönüyle yapısal özellikler gösteren işsizlik sorununun toplumsal bir sorun olarak sürmesinin engellenemediği çok açık.
Mesleğe yönlendirme amacıyla oluşturulan bir sistemin işsizliğe çare olarak öne sürülmesi işsizlerle resmen dalga geçilmesinden başka bir şey değildir. İşsizlik nedeniyle hem sosyal hem de psikolojik olarak ciddi sorunlar yaşayan milyonlarca işsiz ve aileleri ile dalga geçip, “umut tacirliği” yapmaktan başka bir anlamı olmayan uygulamalardan birisi olan iş ve meslek danışmanlığının, AKP hükümetinin diğer istihdam projeleri gibi yalan propaganda amaçlı bir kandırmaca olduğu kısa süre içinde anlaşılacaktır.


İş ve meslek danışmanlığı nedir?

İş ve meslek danışmanlığı hizmetleri, Avrupa’da “kariyer rehberliği” olarak bilinen ve genellikle eğitimli ve nitelikli iş gücünü, kendisine en uygun işe yerleştirmeyi hedefleyen bir yapı olarak biliniyor.
Avrupa ülkelerinde kariyer rehberliği, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra yaşlanan nüfus ve eğitimde yaşanan değişmelere karşı ülkelerin rekabet gücünü artırmaya yönelik “insan kaynakları” stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bu şekilde belli bir mesleki eğitime sahip olan bireylerin kariyer planlarını oluşturulmasına profesyonel anlamda yardımcı olunuyor. Amaç ise bireylerin çalışma yaşamında değişen koşullara çabuk ve esnek cevap verebilmeleri.
İş ve meslek danışmanlığı ile ilgili son 10 yıldır Dünya Bankası ve OECD tarafından çeşitli raporlar yayınlanıyor ve ülkelere işsizliği azaltıcı bir yöntem olarak öneriliyor. OECD’ye göre iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri, bireylere her yaşta ve hayatlarının herhangi bir döneminde eğitim, mesleki eğitim ve meslek seçimleri ile kariyerlerini yönetme ve geliştirme konularında yardımcı olmayı hedefleyen bir sistem. Bu amaçla ülkelerin eğitim bakanlıkları ve kamu istihdam kurumları başta olmak üzere, çok sayıda kurumun iş birliği ile çalışma hayatına atılacak gençlere ve işsizlere yönelik bilgilendirme, danışma ve rehberlik hizmetlerinin daha kurumsal hale getirilmesi hedefleniyor.

YARIN: Yrd. Doç. Dr. Nuray Ergüneş kadın istihdamını değerlendiriyor

evrensel.net

ÖNCEKİ HABER

Grevde 12 Eylül düzenine devam!

SONRAKİ HABER

Sıra büyüklerde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa