BirGün davası 5 Mart'a ertelendi: Böyle bir yargılama bizim için zuldür

Meltem AKYOL
İstanbul

BirGün Gazetesinden İbrahim Aydın, Barış İnce, Can Uğur ve Bülent Yılmaz hakkında Fuat Avni adlı hesaptan 2013-2014 tarihinde yapılan paylaşımların haberleştirilmesi nedeniyle “terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşma 5 Mart 2020 tarihine ertelendi.

Tutuksuz yargılanan İbrahim Aydın, Barış İnce, Can Uğur ve Bülent Yılmaz'ın hazır bulunduğu duruşmaya ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş da katıldı. Mahkeme başkanının iddianameyi özetlemesiyle başlayan duruşmada ilk olarak Barış İnce beyanda bulundu. 

İddianamenin hazırlandığı tarihte gazetede yazı işleri müdürü olduğunu söyleyen İnce, "15 Temmuz darbesinin oluşmadığı koşullarda paylaşılmıştı Fuat Avni hesabının tweetleri. O tarihlerde Hürriyet ve Mynet de yüzlerce kez haber girmiş Fuat Avni ile ilgili. Fuat Avni’nin her söylediğinin çıkması sonucu haber yaptık biz de. Daha sonra Fuat Avni'nin kimliği merak edilmeye başladı. Uzun süre bir bakan olabileceğini düşündük. Girdiğimiz haber sayısı diğer gazetelerden fazla değil. Basılı gazeteye girmedik, ancak internete girdik. Sol sosyalist yayın yapan bir gazeteyiz ve cemaat ile bir ilişkimiz asla söz konusu olamaz. Yayın hayatı bu tür yapılarla mücadeleyle geçti" dedi. 

Mahkeme başkanının “Kaynağı belli olmayan haberleri araştırmadan alıp direkt yayınlıyor musunuz? sorusuna İnce “Her dediği çıkan bir adam vardı ve doğru bilgilere ulaşabilen bir kişi olduğunu düşünüyorduk. Bugünden baktığımızda bunların hangi amaçla sızdırıldığını anlıyorum ama" yanıtını verdi.

YILMAZ: GAZETECİNİN TEK MOTİVASYONU HABER ALMA TOPLUMUN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR 

İnce'nin ardından Bülent Yılmaz beyanda bulundu. 2006’dan 2014 yılının sonuna kadar gazetenin imtiyaz sahibi olduğunu söyleyen Yılmaz, "Editöryal sorumluluğum ve haber içeriklerine dahlim yoktur. Gazeteye yapılan suçlama o dönem herkes tarafından takip edilen bir hesapla ilgiliydi. Kaldı ki o dönem herkes bu haberleri yaptı. Gazete ve gazetecinin haber yaparken tek motivasyonu toplumun haber alma özgürlüğüdür. BirGün gazetesi hiçbir zaman kamuoyunu değiştirmek algı yaratmak için haber yapmamıştır" dedi. 

Mahkeme Başkanı Yılmaz'a “İmtiyaz sahibi olarak haberi kontrol etme isteğiniz oluyor muydu?" diye sordu. Yılmaz,  “Hayır ben zaten elektrik mühendisiyim. Gazetede bulunmuyordum. Dışardayken de dahlim olması söz konusu olamaz" yanıtını verdi.

UĞUR: MESLEĞİMİZİN GEREĞİ YAPTIĞIMIZ HABERLERDİR

Ardından beyanda bulunan Can Uğur da şunları söyledi: “Suçlamaları kabul etmiyorum. O dönem politika editörüydüm gazetede ancak velev ki internet sorumlusu olayım; iddianamede yer alan biçimde bizim terör örgütüne yardım etmek gibi bir durumumuz söz konusu olamaz. Çünkü tarikat ve cemaatlere karşı çıkan bir yayın çizgimiz vardı. Suçlama konusu haberlere gelince, aleniyet kazanmış bilgiler gazeteciler tarafından yayınlanması gereken bilgilerdir. Habercilik refleksiyle mesleğimiz gereği yaptığımız haberler bunlar. Bizim yapmış olduğumuz bahsi geçen haberler bile isteye yardım ile alakalı değil. Bir ülke ile ilgili çarpıcı bilgiler aleniyet kazanmış bir sosyal medya platformunda yayınlandığında gazeteciler bunun haberini yapar."

Mahkeme başkanının, “Yarın yine böyle bir şey olsa sorgusuz sualsiz yazar mısınız yani?" diye soru sorması üzerine, Avukat Ali Deniz Ceylan araya girdi ve “Ülkeyi yönetenler bile üç sene sonra 'Biz aldatıldık' dedi. Gazetecinin işi haber yapmaktır" dedi.

AYDIN: BÖYLE BİR YARGILAMA BİZİM İÇİN ZULDÜR

Ardından İbrahim Aydın’ın savunmasına geçildi. Aydın şunları söyledi: “FETÖ ile anılmak benim için ve temsil ettiğim gazete için utanç kaynağıdır. FETÖ'nün Amerika'nın küresel anlamda bir faaliyet alanı olduğunu söyledik. Bu uluslararası bir projeydi ve bu proje ile AKP ortaklık yaptı. Ama bu ittifak bir noktada patladı. Böyle örgüte yardımla yargılanmak bizim için zuldür. Sonuç itibariyle bağımsız ve politik çizgisi olan bir yayın yapıyoruz. Bu saldırının kendisi Türkiye’de ölmüş, inandırıcılığı kalmamış olan medyaya da saldırı olarak değerlendiriyorum. Bu suçlamalarla itibarsızlaştırılmaya çalışıyoruz. BirGün hiçbir kurum, kişi hele de tarikat ve cemaate bağlı olmayan bağımsız bir gazetedir. Halktan, emekten, ezilenlerden yana, savaş ve şiddet karşıtı bir gazetedir BirGün. Medya büyük oranda belirli tekellerin eline geçtikten sonra çok ciddi bağımsız gazetecilik ihtiyacı ortaya çıktı. Bu gazete bunun üzerine kuruldu. Sosyalist gelenekten gelen bir insanım. 82’de devrimci yol davasından yargılandım. Tarikatler, cemaatler hatta gladyo gibi emperyalist, kapitalist örgütlerle mücadele ettik. 12 Eylül darbesine karşı olduğum için 11 yıl ceza aldım. Tarihsel olarak cemaatlerle hep bir kavgamız oldu." 

AV GÜVERCİN: DEVLETİN EN TEPESİNDEKİLERİN BİLEMEDİĞİ ŞEYİ GAZETECİLERİN BİLMESİ OLANAKSIZDIR

Daha sonra söz alan Avukat Tolgay Güvercin BirGün gazetesinde yayımlanan Gülen cemaatini eleştiren haberlerin örneklerini mahkemeye sundu. Güvercin, “Bu gazetenin baştan sona bütün yayın çizgisi, bu gayrimeşru oluşuma karşı çıkmaktır. Neyi eksik yaptık sorusunun cevabına gelirsek; devletin en başındaki kişilerin bile sonradan çıkıp kandırıldık dediği yapılanmadan bahsediyoruz. Devletin en tepesinin bilmediği şeyi gazetecilerin bilmesi olanaksızdı. Bir ceza yargılaması yapıyoruz ama burada suç yok. Burada en fazla söylenecek şey 'sen kötü gazetecilik' yaptındır. Araştırmadılarsa kötü gazeteciliktir, suç çıkmaz buradan" dedi.

BİR SONRAKİ DURUŞMA 5 MART 2020'DE 

Avukat beyanlarının ardından mahkeme ara kararını açıkladı. Esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için savcıya süre verilmesine karar vereren davayı 5 Mart 2020 tarihine saat 11.00'e erteledi. (MEDYA SERVİSİ)

BirGün gazetesine "Fuat Avni haberleri girdi" diye ağır ceza davası açıldı