19 Kasım 2019 11:40

Nedim Saban: Kuru gözyaşları dökmek yerine Kenter Tiyatrosuna sahip çıkılmalı

"Zaman yakınken, kuru gözyaşları dökmek yerine Kenter Tiyatrosuna sahip çıkılmalıdır. Ne yazık ki Yıldız Kenter’in ölümü bugün değil, bugünden çok daha öncesinde gerçekleşmiştir."

Fotoğraf: AA

Paylaş

Nedim SABAN
Oyuncu/Yönetmen

Yıldız Kenter’in ne büyük bir oyuncu olduğunu seyircileri, hocaların hocası olduğunu öğrencileri anlatmıştır mutlaka.

Ben onun tiyatro savaşçısı olarak doldurduğu yerden söz etmek isterim biraz. Bir özel tiyatro kurmak, bir salon açmak ve bu salonu ayakta tutmak için çok büyük çaba vermiştir Usta. Ancak tiyatrosunun çıtasını hiç düşürmeden! Çalışkanlığından hiç ödün vermeden. Turneden sabaha karşı gelir, uykusuz derse girerdi. Yıllar boyu her cuma sabahı konservatuvardaki oyunculuk dersini hiç aksatmamış, gece gündüz hem Kenter Tiyatrosunu ayakta tutmak, hem yeni oyunlar sergilemek, hem de öğrenci yetiştirmek için büyük çaba harcamıştır. Kenter Tiyatrosunun sabah 06.00 provaları meşhurdur mesela! Salon matineye yetişecektir, prova 13’te bitmelidir, bu yüzden prova sabah altıda başlar. Sahnede hep bir kalite, hep bir heyecan vardır. Bir özel tiyatroya pek kısmet olmayacak kocaman bir Çehov külliyatı oynanmıştır ancak yeterince Shakespeare oynayamamaktan yakınır Usta...

Yıldız Kenter tiyatro sahnesinde

"EZBER BOZAN OYUNLARI SAHNELEDİ"

Kenter Tiyatrosu yapı olarak bir burjuva tiyatrosudur, ancak Brecht’ten, Wesker’e, Osborne’dan, Fugard’a kadar pek çok ezber bozan oyunu da oynamak cesaretini göstermiştir. Yerli oyunlara da önem vermişler, özellikle Memet Baydur gibi çok önemli yazarlarla omuz omuza vererek projeler geliştirmişlerdir. Murathan Mungan’ın yazdığı “Ben Orhan Veli” ve Güngör Dilmen’in yazdığı “Ben Anadolu”, Türk tiyatrosunda Genco Erkal ile başlayan tek kişilik oyunlarda büyük bir çığır açmıştır. Tüm bunlara rağmen Yıldız Hoca, karşılıklı bir sohbetimizde bazen kapıldığı rolleri oynamak uğruna, repertuvar politikasından fedakarlık yapmak zorunda kaldığını itiraf etmiştir bana. Tam anlamıyla bir repertuvar tiyatrosu olmamayı, oyuncu olarak onu çok heyecanlandıran rollerin zaafına kapılarak örttüğünü söylemiştir.

Medyamızda liberalleşme rüzgarları estiği bir dönemde, özellikle haftalık dergilerin gündem yaratma derdiyle, sözde ezber bozma söylemi içinde, pek çok değer gibi tiyatro da değersizleştirilmiştir. Perihan Mağden Tiyatrofobia başlıklı bir yazıyla, Yıldız Kenter’i abartılı bulduğunu, tiyatronun demode bir sanat olduğunu ima etmiş, o dönemin bazı yazarları da ilgi çekme pahasına bu savı desteklemişlerdir. Ancak kaderin cilvesine bakın ki, bugün Yıldız Kenter’in ölümü genci, yaşlısı, herkesi üzerken, tiyatro izlememekle övünen yazarların çoğunun esamesi bile okunmamaktadır.

"KENTER TİYATROSU KENTİN HAFIZASIDIR"

Son olarak, doktora tezimin Kenter Tiyatrosunu da kapsaması nedeniyle, sosyolojik bir belirleme yapmak istiyorum. Bazen şiir matineleri düzenleyen, bazen en ağır dramları oynayan, bazen güzel komedilere imza atan bu kentsoylu tiyatro kentin çöküşüne tanık olmuş, kentle beraber çökertilmiştir. Bina uzun süredir çürümekte, Kenter Tiyatrosu arşivi derlenememekte, Hoca’nın oynadığı oyunların fotoğrafları, program dergileri hızla yitmektedir. Bir tiyatro müzesi girişiminin olduğu şu günlerde, bu arşive sahip çıkılmalıdır. Kenter Tiyatrosu kentin hafızasıdır.

AVM’lerin içine girmeden çağa karşı direnç sergileyen bu tiyatro binası ise şu anda acıklı bir haldedir. Sosyal demokratların kalesi olan Şişli’de bir tek tiyatro binası bırakılmamış olması, bütün sinemaların kapatılmasına göz yumulmuş olması bir öz eleştiri konusu olmalıdır. Zaman yakınken, kuru gözyaşları dökmek yerine Kenter Tiyatrosuna sahip çıkılmalıdır. Ne yazık ki Yıldız Kenter’in ölümü bugün değil, Kenter Tiyatrosunun kapanması, devlet desteğinden yararlandırılmaması, bir dönem Devlet Tiyatrosu sahnesi olarak kullanılan bu salondan Devlet Tiyatrosunun da çekilmesiyle, bugünden çok daha öncesinde gerçekleşmiştir.

ÖNCEKİ HABER

"Bin derde bin derman bulma gücünü işte böyle bulduk!"

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu'ndan "Tank Palet" sorusu: Gizlediğin protokolü açıklayacak mısın?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...