18 Kasım 2019 16:09

Diyarbakır’da liseli bir kadınım ben

Kadın cinayetlerinin meşrulaştığı bu günlerde öldürülen tacize ve tecavüze kurban giden psikolojik veya fiziksel her türlü şiddete maruz kalan tüm kadınlar isyanımızdır!

Kaynak: pixabay

Paylaş

Nazlıcan GÜZEL

Diyarbakır

Nefesiniz kin kokuyor sizin. Taş kalplerinizle utanmayı, susmayı, itaat etmeyi öğretiyorsunuz bize. Sanıyorsunuz ki vicdanınızın yanık kokularını duymuyoruz. Ama yanılıyorsunuz, biz reddediyoruz. İçinde doğduğumuz bu nefret çağını değiştirebileceğimize, geleceğimizi emekle, aşkla yeniden yaratabileceğimize inanıyoruz. O yüzden bu satırları geleceklerini karanlıklardan çekip almak için fikirlerini besleyen tüm liseli genç kadınlar adına yazıyorum.

Virgina Woolf 120 yıl kadar önce kadınlara şöyle seslenmişti; “Kendi paranızı kazanın ve kendinize ait bir odanız olsun.” Bu cümlelerin nezdinde birçok şey bize kadının mutlak özgürlüğünün ekonomik özgürlükten geçtiğini gösteriyor.

ŞARTLAR ASLA EŞİT OLMADI

Ben 16 yaşında bir lise öğrencisiyim. Benim bu sistemde okumaktan başka çarem yok. Yarış atı gibi koşup iyi bir bölüm kazanmak zorunda bırakılıyorum. Zaten ekmek kazanma görevini erkeğin boynuna asan toplum, okulu bırakıp inşaatta çalışmaya başlayan bir erkek öğrenciyi asla yargılamaz. Ama yıllarca toplumsal rolü zaten evde oturmak olan kadınlar eğitim hayatlarını yarıda bıraktıklarında iş bulma olanakları ve toplum içinde yer edinmeleri hayli zorlaşacak. Ya fabrikalarda ucuz iş gücü olarak çalıştırılacak ya da evlenmeye itilecek ve ev içerisinde şiddete ve istismara boyun eğmek zorunda bırakılacaktır. Bu nedenle eğitimin kız öğrenciler açısından çok daha önemli bir yerde durduğunu düşünüyorum. Sadece kız öğrenciler adına da değil genel anlamda maddi durumu elverişli olan öğrenciler eğitim yarışına hep bir sıfır önde başlamıyor mu? Peki hem okuyup hem ev ekonomisine katkı sağlamak zorunda olan, kitap alacak parası olmayan, giyecek pantolon bulamayan çocuklar? Şartlar asla eşit olmadı. Bir sınıfta tüm öğrenciler aynı formayı giyip aynı masada oturunca değil herkes eşit bilgiye eşit şartlarda ulaşırsa adil bir eğitimden söz edilebilir. Gerçi eğitim dediğimizde sayfalarca empoze edilen iktidar ideolojisi!

KADINLARIN EŞİT YAŞAM TALEBİ VAR

Saçından, giydiği kıyafetlerin şekline kadar fiziki özgürlüğü aileleri tarafından kısıtlanan genç kızlar okullar da dâhil olmak üzere her gün, günlük konuşma dilinde kullanılan onur kırıcı, kadınlıklarını yerler altına alan küfürleri duyuyor. Çoğu kez bunları sineye çekiyor fakat on kadından dokuzu bu durumdan rahatsız olduğunu belirtiyor. Asıl sorun ise küfre göz yuman kesim. Kadınlığımızı yerle bir eden bu pis kelimeleri kullanmak veya kullanılan ortamlarda duyup normalleştirmek zorunda değiliz. Dil değişirse koca bir zihniyette değişir, buna inanıyorum. Cinsiyetçi kelimeler ve seksist küfürlerden arınmış bir dille konuştuğumuzu düşünsenize!

Son olarak genç zihnimizle söyleyebiliriz ki; kadınların vahşice katledilip katillerinin yok denecek kadar az cezalar aldığı ve kelimenin tam anlamıyla kadın cinayetlerinin meşrulaştığı bu günlerde öldürülen, tacize ve tecavüze kurban giden psikolojik veya fiziksel her türlü şiddete maruz kalan tüm kadınlar isyanımızdır! Nefret kokan egemen sisteminize karşı kanımızda büyüyen isyanımızla birliği temenni ediyor ve kadın cinayetlerini bu birlikle durduracağımıza inanıyoruz. Bugün toplumsal rollerin altında ezilmekle karşı karşıya kalan tüm liseli genç kadınlar öldürülmeyecekleri, özgürce ve eşit şartlarda onurlu bir yaşam sürmek için sesini çıkarıyor. Bir birlik yaratma umuduyla süregelen bu isyan ateşini her geçen gün daha çok körüklüyoruz. Biz öldürülmeyeceğimiz ve özgürce yaşayacağımız bir gelecek istiyoruz.

 

ÖNCEKİ HABER

Dünyada kadınlar

SONRAKİ HABER

Örümcek ağının arasında yok olur gidersin: Kozalar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...