Yakaköy’de doğal tarım; 20 dönümde büyük hikâye

İnanç BABACANOĞLU
İzmir

İzmir’in Bornova ilçesi Yakaköy Mahallesi’nde doğal tarım çiftliği açılıyor. Bornova Belediyesi tarafından tahsis edilen ve toprak iyileştirmesi yapılan 20 dönümlük arazide, Japon Çiftçi Masanobu Fukuoka’nın ‘Hiçbir şey yapma’ adını verdiği tarımsal yöntemlerle doğal tarım ve organik üretim gerçekleştirilecek. Toprağın sürülmediği, gübrelenmediği, yabani ot temizliğinin yapılmadığı ve tarım ilaçlarının kullanılmadığı Fukuoka’nın öğretileriyle kurulan doğal tarım çiftliğinde sağlıklı gıdaya ulaşılabilirliğin farkındalığını ve bir örnek proje olarak sürdürülebilirliğini göstermek amaçlanıyor. Proje hakkında atölyede gönüllü görev alan İrfan Özbilgin ve Bornova Belediye Başkan Yardımcısı Ulaş Polat ile konuştuk.

"DOĞAL TARIMLA DAHA FAZLA ÜRÜN ELDE EDİLİR"

İlk günden beri projenin içinde yer aldığını ve bütün gününün orada geçtiğini söyleyen İrfan Özbilgin “Beyaz yaka bir çalışan olarak emekli oldum. 11 yıldır Yakaköy’de yaşıyorum ve 11 yıldır doğal tarımla uğraşıyorum. 3 yıl önce Homeros Gıda Topluluğunu kurduk. Benzer birçok topluluk var. Bu topluluklar doğal üretim yapanla, doğal tüketim yapmak isteyen insanları bir araya getiriyor. Doğal tarımda toprağı sürmüyorsun, mazot kullanmıyorsun, gübre kullanmıyorsun, ilaç kullanmıyorsun. Ancak üretici doğal tarımda verimin düştüğünü söylüyor. Biz de diyoruz ki siz toprağı iyileştirirseniz doğal tarımla, konvansiyonel tarımdan daha fazla ürün elde edersiniz. Konvansiyonel tarım olmazsa dünya beslenemez, diyenler var araştırmalar gıda ihtiyacının karşılanacağını söylüyor. Biz de böyle bir yanlışa düşüldüğünü gördüğümüzde bir şeyler yapmalıyız dedik” sözleriyle süreci anlattı.

"AMAÇLARIMIZDAN BİRİ DE KÖYLÜYÜ PROJEYE DAHİL ETMEKTİ"

Köylünün projeye ilgi duymasının gerektiğini vurgulayan Özbilgin “Bu projeyle birlikte bu üretim modelinin köylüler tarafından da hayata geçirilmesini istiyoruz. Asıl amaçlarımızdan birisi de buydu, köylüyü projeye dahil etmek. Köylü orada doğuyor, orada büyüyor ve onda kadim bilgiler var. Köylü şu an ürettiğimden masrafımı bile karşılayamıyorum diye yerlerini satıyor. Şehre gidiyor, şehirde yalnızlaşıyor. Bu soruna da katkı sağlayacağını düşünüyorum. Köylüyü oraya getiremediğimiz sürece istediğimizi alamayız” şeklinde konuştu. 

"KÖYLÜYE ÜCRETSİZ FİDAN DAĞITMAK İSTİYORUZ"

Doğal yöntemlerle birçok olağanüstü durumla başa çıkılabileceğini dikkat çeken Özbilgin, 24 Ocak kararları öncesi müdürlükler köylüye gerekli reçete bilgisini verdiğini ve günümüzde bu alanda bir boşluk olduğunu, bu boşluğu doldurmaya çalışacaklarını sözlerine ekleyerek, şunları söyledi: “1980 24 Ocak kararlarıyla köylü yalnızlaştırıldı. Köylünün ürünü hastalanıyor ne yapacağını bilmiyor. 24 Ocak kararlarından önce Zirai Karantina Müdürlüğü vardı. Köylerde çalışanları vardı. Bu gibi durumlarda onlar köylüye makul olanı söylüyordu. Bu müdürlükler kaldırılınca köylü kendi başına kaldı. İlaç atıyor, ilaç satan örneğin 100 gr ilacı veriyor köylü daha fazlasını atıyor daha iyi geleceğini düşünüyor. Daha kötü bir durum ortaya çıkıyor. Biz bu durumun önüne geçmeye bu boşluğu doldurmaya çalışacağız. Köylüde de kadim bilgiler var o bilgiler ölmesin istiyoruz”

Tohum ve fidan çoğaltıp köylüye ücretsiz dağıtmak istediklerini belirten Özbilgin bu alanda etkinlikler atölyeler düzenlemek istediklerini dile getirdi.

POLAT: BU PROJEYİ BELEDİYELERLE ORTAKLAŞTIRMAK İSTİYORUZ

Yakaköy Doğal Tarım Çiftliği projesine yer temini ve destek sunan Bornova Belediyesinin başkan yardımcılığı görevinde bulunan Ulaş Polat bu projenin bir farkındalığa dönüşmesini umduklarını belirterek “Büyük şehir yasasıyla belediyemize gelen 2B orman vasfını yitirmiş 20 dönümlük bir arazide böyle bir projeye başladık. Alan daha önce motokrosçular tarafından kullanılmış tahribatı yüksek bir alandı. Daha sonra projeyi yürüten arkadaşlar bu arazinin düzeltilebileceğini söyledi ve bu alanda karar kılındı. Tarımla ilgili bir farkındalığa ihtiyacımız var. Tarım politik bir alan aslında. Biz bu farkındalık için elimizden geleni yapmaya hazırız ve bu projeyi toprağı işleyen, üreten, gönül veren insanlarla yapacağız. Biz belediye olarak kolaylaştırıcı rolü üstleneceğiz” dedi.

Proje alanının tesadüf seçilmediğini söyleyen Polat “Bornova’da 12 köyümüz var her köyümüzün farklı ihtiyaçları var.  Proje için seçtiğimiz alanda bizim başka bir gözlemimiz vardı. Bu alan gerek orman dokusu gerek köy dokusuyla son 20 yılın İzmir’de en fazla tahribata uğrayan alanlarından biri. Yakaköy ve Çiçekliköy bölgesi daha çok restoranlarıyla, kahvaltı salonlarıyla biliniyor. Tersine göç olan, köylünün toprağını sattığı ve bu bölgeye inşaatın çok fazla yapıldığı bir bölge. Seçimimiz aslında çok tesadüf değil. Biz köylünün kendi varlığıyla kalkınabileceğini de göstermek istiyoruz. Diğer köylerimize yönelik de farklı projelerimiz var. Fakat bu proje ülke çapında, dünya çapında ses getirebilecek bir proje. Büyükşehir belediyesi ile diğer ilçe belediyeleriyle, hatta projeye ilgili başka şehirdeki belediyelerle de ortaklaşmayı düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Sağlıklı gıdanın herkes tarafından tüketilebilmesi gerektiğini belirten Polat, “Doğal tarım reyonları sosyoekonomik durumu iyi olan mahallelerin marketlerinde, manavlarında satılıyor. Doğal ve sağlıklı gıdaya sadece belirli bir zümrenin ulaşmasını istemiyoruz. Bizim bir öğrenci yurdumuz var, bu ürünleri yurdumuzda kullanabiliriz. Belediyenin kooperatiflerinde ürünlere dönüştürebiliriz, vatandaşa uygun fiyatlarla kâr amacı gütmeden ulaştırabiliriz. Herkes sağlıklı gıdaya ulaşsın istiyoruz. Biz kısa bir süre için seçimle göreve geldik. Bu projenin bizden sonra da büyütülerek sürdürülebilirliğini göstermek istiyoruz. Bu 20 dönümden çok büyük bir hikaye yazacağımızı düşünüyoruz” dedi.