02 Kasım 2019 08:12

Zehra Demir’in intiharına sebep olan Süleyman Taruk’a tutuklama kararı verilmedi

19 yaşındaki Zehra Demir’in, tehditleri sonucu intihara sürüklenmesine neden olan eski erkek arkadaşı Süleyman Taruk’un yargılandığı davanın 3. duruşması görüldü. Duruşma 10 Ocak 2020’ye ertelendi.

Zehra Demir | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Murat YAŞAR
Yeliz TEKE
Antalya

Antalya’da yaşayan 19 yaşındaki Zehra Demir’i tehdit eden ve intihara sürükleyen Süleyman Taruk’un yargılandığı davanın 3. duruşması görüldü. Başka bir suçtan tutuklu bulunan Taruk’un ilgili davada tutukluluk almamasına tepki gösteren Demir ailesinin avukatı Hadi Cin, “Somut delillere rağmen tutuklama kararı verilmedi” dedi. Duruşma 10 Ocak 2020’ye ertelendi.

Antalya’da 28 Eylül 2018 tarihinde, Zehra Demir ve ailesinin yaşadığı evin önüne bıçakla gelip tehditler savuran ve Zehra Demir’in intihara sürüklenmesine neden olan sanık Süleyman Taruk’un yargılandığı davanın 3. duruşması Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Süleyman Taruk’un Diyarbakır’da başka bir suçtan dolayı tutuklandığının belirtilerek başlandığı davada, Demir’in babası sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istediğini belirtti. Demir ailesinin avukatı Hadi Cin önceki duruşmada sanığın tutumunu, aileye ettiği hakaretleri ve sarf edilen sözleri hatırlatarak “Başından beri söylüyoruz. Sanık Türk Ceza Kanunu’nun 84(4) maddesinin atfıyla TCK’nin 81. Maddesinden yargılanması gerektiğini her defasında belirttik. Ağır suç olduğu için tutuklanmasını talep ettik. Cebir ve şiddetin boyutu önemli. Dosyada somut veriler, tutanaklar ve ifadelerle ortaya çıkan cebir ve şiddetin boyutu, bir kimseyi intihar etmek zorunda bırakabilecek nitelikte mi?​” diye sordu.

BIÇAKLA KAPIYA GELDİ, TEHDİTLER SAVURDU

Birkaç noktaya vurgu yapmak gerektiğini ifade eden Avukat Cin, “Olay günü sanık, Zehra’ya ‘Evinizin önüne geliyorum. 5 dakika sonra kıyamet kopacak’ mesajını atıyor. Elinde bıçakla kapıya dayanıyor. Tüm bunlar karşısında ailesinden birinin ya da kendisinin öldürüleceği korkusu ve bir türlü bu beladan kurtulamamanın etkisiyle intihar ettiği açıktır. Sanığın başka bir suçtan tutuklanmış olmasına elbette sevindik. Ama biz ancak bu dosyadan verilecek kararla vicdanımızın rahatlayacağına inanıyoruz. Bu dosyadan da tutuklanma kararı verilmesini talep ediyoruz” dedi.

Savcı tutuklama talebini reddetti. Ve davanın 10 Ocak 2020’de görülmesine karar verildi.

“DOSYAYI İNCELEDİĞİMDE FACİA İLE KARŞILAŞTIM”

Duruşmanın ardından Demir ailesi avukatı Hadi Cin ile görüştük. Dava sürecini konuştuğumuz Cin bu davanın, kendisine sanık tahliye olduktan sonra geldiğini belirterek “Dosyayı incelediğimde facia ile karşılaştım. Çünkü 9 kişinin ayrıntılı tanık beyanlarının bulunmasına, polis tutanakları olmasına, telefon incelemesine ilişkin bir tutanak olmasına rağmen 4 cümleden ibaret bir iddianame ile karşılaştım. Bu 4 cümleden ibaret iddianame ile sevk mahkemesine dava açıldığını gördüm” dedi. Davanın Zehra’nın intiharından 4 gün sonra açıldığını belirten Cin “Bir insanın hayatına mal olan, 9 kişinin ayrıntılı ifade verdiği, bir sürü tutanak ve belgenin olduğu dosyada 4 gün içinde iddianame hazırlanıyor. Biz itirazlarımızı sunduk. İtirazlarımız bir üst Ağır Ceza Mahkemesi’ne gitti” ifadelerinde bulundu.

“SOMUT DELİLLERE RAĞMEN TUTUKLAMA KARARI VERİLMEDİ”

İtirazların reddedildiğini vurgulayan Cin “Görevsizlik kararı kesinleşince dosya Asliye Ceza Mahkemeleri’ne dağıtıma gitti. Dağıtımda dosya 18. Asliye Ceza Mahkemesine düştü. 18. Asliye Ceza Mahkemesi hemen duruşma günü verdi. Biz de dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevine girdiğini, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek dilekçe gönderdik. İncelemeden sonra itirazlarımız haklı bulundu. Ve bu dosyaya bakmakla görevli mahkemenin Ağır Ceza Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildi. Dolayısıyla iki mahkeme de karşılıklı görevsizlik kararı vermiş oldu” dedi. Böyle bir durumda hangi davaya hangi mahkemenin bakacağına Bölge Adliye Mahkemesi’nin karar verdiğini söyleyen Cin “Bu nedenle dosya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gitti. Biz hemen ayrıntılı bir dilekçe gönderdik. İstinaf Mahkemesi 15-20 günde 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği görevsizlik kararını kaldırdı” diyerek ardından dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldiğini söyledi. İlk duruşmaya sanığın katılmadığını vurgulayan Cin “Sonraki duruşmada sanık verdiği ifadeyi yalanladı. Hakimin sorularının ardından tekrar eski ifadesini onayladı. Fakat bütün somut delillere rağmen tutuklama kararı verilmedi” diyerek sözlerini noktaladı.

ÖNCEKİ HABER

Tezkoop-İş’ten sendikayı tanımayan çağrı merkezi patronlarına uyarı

SONRAKİ HABER

Mekke’deki inşaat işçilerinin grev devam ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...