Diyarbakır 7’nci Kitap Fuarı: Kürt yayıncılığının en büyük sorunu Kürtçe okur azlığı

Diyarbakır’da bu yıl Tüm Fuarcılık Yapım AŞ (TÜYAP) tarafından 7’ncisi düzenlenen Kitap Fuarı, kitapseverleri ağırlamaya devam ediyor. Bu yıl katılımcı yayınevi sayısının 160’a çıktığı fuar, 6 Ekim’de sonlanacak. İlk kez 20’nin üzerinde Kürt yayınevinin katılım sağladığı fuarda Kürt yazarlar okuyucularıyla buluşma fırsatı yakalıyor. Burada gerçekleşen etkinliklerde Kürt edebiyatının geçmişi, bugünü ve geleceği tartışılıyor. 1990 yılından bu yana süregelen Kürtçe yayıncılık ise her geçen gün gelişim sağlayarak yoluna devam ediyor.

Mezopotamya Ajansından Lezgin Akdeniz’in haberine göre; Kürtçe yazımından memnun olan yayınevleri, buna karşı Kürtçe okur bulmakta yeterli seviyenin yakalanmadığı görüşünde. Fuara ve Kürtçe kitaplara gösterilen ilgiden memnun olan yayınevleri temsilcileri, bunu Kürtçe için yeterli görmediklerini belirtti.

"KÜRTÇE ÜRETİME DEVAM EDECEĞİZ"

Lis Yayınlarının Editörü Xelil Samed, Kürtçe edebiyatın görünürlüğünü sağlamak ve dilin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla edebi eserlerin yanı sıra akademik konularda da üretimde bulunmaya devam ettiklerini söyledi. Kürtçe okur azlığından şikayet edenler arasında yer alan Samed, “Dilimiz varlığımızdır. En büyük sorun dilimizi sevmediğimizden kaynaklanıyor. Dilimizi sevmeye başladığımızda, birçok sorunun ortadan kalkacağına inanıyorum” dedi.

"KÜRTÇE OKUMA KISITLI"

Kürt yayıncılığın gelişim içinde olduğu, ancak buna karşın Kürt okuyucusu tarafından yeteri kadar ilginin olmamasından şikayetçi olan Nûbihar Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Çevik, bu durumu Kürtçenin resmi bir statüsünün olmamasına bağlayarak Kürtler adına siyasi ve kültürel çalışmalar yapan kurumların da soruna yeterince önem vermediğini belirtti.

"YETERİ KADAR DESTEK YOK"

 2013 yılında kurduğu Sîtav Yayınlarının editörlüğünü yapan Qahir Bateyî ise Kürt siyasetinin Kürtçeye yeteri kadar önem vermediği görüşünde. Bateyî, Kürt yayıncılığın gelişebilmesi için sağlam ve sürekli kaynaklardan beslenmesi gerektiğini, bunun da Kürtçenin eğitim, sanat, kültür ve ticaret dili olmasını zorunlu kıldığını kaydetti. Bateyî, oluşan bu zorlu süreci atlatabilmek için en büyük sorumluluğun, Kürt okuyucuların sırtında olduğunun altını çizdi.

"ANNE BABALAR DUYARLI DEĞİL"

 Türkiye’de çocuklara ve gençlere yönelik Kürtçe kitaplar basan tek yayınevi olan Morî Yayınevini kurucularından Mem Bawer, anne ve babaların Kürtçe öğretmede duyarlı olmadığını söyleyerek, “Kürtçe okuyup yazabilen Kürtlerin tamamı, özel çabaları ya da inatları sayesinde başardılar. Ancak bu gayretin halen devam ettiğini göremiyoruz. Bir dil, eğer eğitim dili değilse birçok sorunu beraberinde taşır ve sorunların aşılması şimdiki imkanlarla kurumlarla yapılması gerekir” dedi.

"KURSLAR KİTABA TALEP YARATIYOR"

 Gelinen aşamada Kürt okuyucusunun kitap almak isterken korku yaşadığını ve sürekli olarak kendilerine bu yönde sorular sorulduğunu belirten Pirtûka Kurdî Editörlerinden Bawer Berşev, Kürtçe eğitim veren kurslarda yeniden ders verilmesi ile birlikte Kürtçe kitaplara olan talebi artırdığını sözlerine ekledi.

YASAKLAR SATIŞLARI ETKİLİYOR

Avesta Yayınları sorumlusu Songül Keskin, oluşan bu siyasi atmosfere, ekonomik krizin eklenmesiyle sektörün derin bir çıkmazla karşı karşıya kaldığını belirtti. Yasaklama kararları, hem kitap satışlarımızı, hem de dağıtımımızı çok olumsuz etkiliyor” dedi.

HDP KÜRT DİLİNİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN KAMPANYA BAŞLATTI

HALKLARIN Demokratik Partisi (HDP), Kürt dilinin geliştirilmesi için harekete geçerek, ana dil kampanyası başlattı. Kampanyanın ilk adımı olarak ise, kayyum atamalarına karşı başlatılan Demokrasi Nöbetleri birer ana dil kürsüsüne dönüştürülecek. Başlatılan kampanyaya Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Dil Komisyonu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Kürt partilerinin oluşturduğu Kürt Dil Platformu da destek verecek.

Kampanyayı nöbet eylemlerine taşıyacak olan HDP, bu eylemlerde sembolik olarak Kürtçe ders verecek.

"KÜRT DİLİ YAŞAMIN HER ALANINDA KULLANILMALI"

MA’ya kampanyayı değerlendiren Kürt Dil Platform Sözcüsü Şerefhan Cizirî, Kürt dilinin yaşamın her alanında kullanılması gerektiğinin altını çizdi. Kürtçenin propaganda dili olarak kullanılmaması, geliştirilmesi için her alanda çalışmaların yürütülmesi gerektiğini söyleyen Cizirî, “Kürt dilini her yere yaymalıyız. Bu, diğer dillere karşı olduğumuz anlamına gelmez. Bütün diller konuşulsun ama bizler Kürt’üz ve Kürtçe konuşma hakkımızı kullanmalıyız” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)