29 Eylül 2019 20:53

İŞKUR’lu işçilere katmerli sömürü

İŞKUR’un işbaşı eğitiminden faydalanan patronlar, fabrikaları adeta sömürü cennetine çevirdi. Ankara'daki kablo fabrikasında çalışan İŞKUR'lu işçiler Evrensel'e konuştu.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Sema ÖZDAL
Ankara

Patronlar İŞKUR’un işbaşı eğitiminden faydalanarak, fabrikaları adeta sömürü cennetine çevirdi. İŞKUR’dan istihdam edilen işçilerin ücretleri işsizlik fonundan karşılanırken, işten ayrılan işçilere İŞKUR uzun süre iş bulmama cezası veriyor. Ankara’da bir kablo fabrikasında çalışan İŞKUR’lu işçiler, geçici olarak çalıştıkları süreçte patronun iş yüklerini artırdığına dikkat çekerek, “Üretim sonuçlarını panoya astılar. En çok İŞKUR’lu işçilere üretim yaptırılmış” dedi.

Uzun süredir uygulanan İŞKUR İşbaşı Eğitim Programı patronların hayallerini gerçekleştirdi: Bedava işçi çalıştırmak! Son dönemde, neredeyse her yer bu program üzerinden eleman alıyor. Programın bazı şartları var; son 1 ayda sigorta kaydı bulunmamış olmak, 15 yaşın üzerinde olmak, emekli olmamış olmak, işverenin yakın akrabası olmamak. Güvencesiz çalışma koşullarının yaygınlaşması, başta gençler olmak üzere işsizliğin artması ve emeklilik yaşının yükselmesi nedeniyle bu koşulları sağlayacak işçi bulmak zor değil. İşverenin yakın akrabası olanların ise İŞKUR’da ne işi var?

Mesleki eğitim kapsamında propaganda edilen İŞKUR İşbaşı Eğitim Programı, süresi çeşitli mesleklerde farklılık gösterse de işçilere 6 ay istihdam süresi sağlıyor. İşçilere prime dayalı sigorta değil, sadece sağlık ve iş güvenliği sigortası yapılıyor. Ortalama asgari ücret veriliyor ama resmi tatillerde ve 14 gün mazeretli, 5 gün raporlu devamsızlık hakkında ücret verilmediği için yıl boyu tam ücret almak imkansız.

"İŞTEN ATILANIN İŞİNİ DE BİZ YAPIYORUZ"

Ankara Organize Sanayi Bölgesi’nde bir kablo fabrikasında iş başı eğitim programıyla çalışan işçiler programın nasıl sömürü artırma yöntemine çevrildiğini şöyle anlatıyor: “Programa göre günde 8 saatten fazla çalışılmasına izin verilmediği için daha çok çalıştırılıyoruz. İşten çıkarılan fabrika işçilerin işi de bize yaptırılıyor. Zaten bizden kestikleriyle oluşturulan işsizlik fonundan ödenen maaşımızı, kendimiz yeniden kazanabilmek için kırk takla atıyoruz.”

Bir başka işçi programın ikinci haftasında yaptığı küçük bir hatadan sonra azarlandığını belirterek şunları söyledi: “Madem benim bu işi öğrenmemi, uyum sağlamamı 6 ayda değil 2 haftada bekliyorlar; o zaman 2 hafta sonra primimi ödesinler. Benim de tatillerim kesilmesin maaşımdan.”

YA İKİ KATI ÇALIŞ, YA İŞSİZ KAL

Patronlar geçici olarak istihdam ettiği ve ücretini ödemediği İŞKUR işçilerinin her bir saniyesinden daha fazla faydalanmak istiyor. İşçiler, krizin ortasında işsizlik ve iş yükünün arasındaki kıskacı şöyle aktarıyor: “Üretim sonuçlarını panoya astılar. En çok İŞKUR’lu işçilere üretim yaptırılmış 2 kat fazla çalıştırılmaya ses çıkarmayacaksın, işyerinde bir sorun yaşamayacaksın, hastalanmayacaksın. Bir de program başladıktan sonra 1 ay içinde işi bırakabilirsin ama sonrasında işi bırakmak istersen İŞKUR programından ceza alıyorsun. 1 yıl boyunca iş bulma ihtimalin kalmıyor. Çok çalışın yoksa aç kalırsın! Bu kadar çalıştık yakmayalım iş fırsatımızı, en azından cezaya düşmeyelim demek zorunda kalıyoruz. Zaten iş yok kış geliyor.”

MESLEKİ GELİŞİM HEVESİ DEĞİL İŞSİZLİK

İŞKUR’un açıkladığı verilere göre işbaşı eğitim programına kadınların ilgili yoğun. Bu “kadınların mesleki becerilerini geliştirmeye hevesli oldukları” şeklinde yansıtılmak istense de kadın işçiler bu eğilimin nedeninin işsizlik olduğun söylüyor. Çoğu kriz koşulları öne sürülerek ilk gözden çıkarılmış, çalıştıkları yerlerden atılmış kadınlar oluşturuyor. Kalanı ise eşlerinin işsiz kalma korkusunu yaşıyor. Aynı kablo fabrikasında çalışan kadınlardan biri “Çocuğum üniversiteye başladı. İşsiz kalamam çünkü yaşımdan dolayı her yer almıyor. Eğer işe devam ettirmezlerse bunca yıl borcunu ödediğimiz arabamızı satacağız” dedi. Bir başka kadın ise şöyle devam etti: “Eşim bu hafta işten çıkarılacaklar listesinde. Dişimi sıkıp bu işe devam etmem lazım, 3 çocuğumuz var. Çalışılacak yer değil burası ama mecburum.”

DİPLOMALI İŞSİZLER FABRİKALARA GİDİYOR

Son açıklanan verilere göre genç işsizlik oranı yüzde 25 arttı. Genç işsizliğindeki artış, fabrikalardaki üniversite mezunu işsiz sayısına da yansıyor. Mezun olduktan sonra uzun süre iş bulamayıp fabrikada çalışmaya başlayanlar, “O kadar çok mezun var ki hep bir adım öne geçmek gerekiyor. Kurslar, sertifikalar, yabancı dil… Eee bunlar da para istiyor. Mecburen böyle çalışıyoruz” dedi. İşyerinde kendisinden büyük bir işçinin, “Ben çok seviniyorum böyle okumuş gençlerle karşılaşınca” dediğini anlatan genç işçi “Keşke burada karşılaşmasak ama değil mi abla?​” yanıtını vermiş.

ÖNCEKİ HABER

Mersin’de tarım konferansı: Sermaye kendi için, köylü ülke için istedi

SONRAKİ HABER

CHP'den kadına ve çocuğa şiddet konusunda toplumsal mutabakat çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa