19 Eylül 2019 06:11

Suudi Arabistan-İran savaşına doğru mu?

İran ile Suudi Arabistan’ın bugüne kadar sürdürdükleri vekalet savaşının doğrudan bir savaşa dönüşmesi en çok emperyalist devletleri ve silah tekellerini sevindirecektir.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Yemen’deki İran yanlısı Husi milislerinin 14 Eylül günü akşamı 10 insanız savaş uçağıyla Suudi Arabistan’ın en büyük petrol yataklarını vurmasının gerilimi sürüyor.

Suudi Arabistan petrol tekeli Aramco’ya ait en büyük petrol tesisinin bulunduğu Abqaiq’in yanı sıra ülkenin ikinci büyük petrol rafinerisinin Khurais’deki tesislerinin vurulması, uluslararası basında ilk etapta dünya petrol fiyatlarının yükselip yükselmeyeceği ekseninde bir tartışmaya neden oldu. Zira, Suudi Arabistan’ın petrol kalbi sayılan her iki tesiste günde 8,5 milyon varil petrol üretiliyordu ve saldırıyla birlikte üretim yarıya düştü. Tesislerin ne zaman normal faaliyetine geçeceği konusunda ise kesin bir tarih verilmiyor. Dolayısıyla Abqaiq ve Khurais tesislerinde normalleşme geciktikçe, bunun dünya petrol fiyatlarına etkili şekilde yansıyacağı tahmin ediliyor.

Dünya petrol ihracatının onda birini yapan Suudi Arabistan, sattığı bu petrolün üçte ikisini Aqaiq’de çıkarıyor. Bu da saldırının Suudi rejiminin kalbine isabet ettiğini gösteriyor.

SALDIRININ ARKASINDA KİM VAR?

Büyük saldırının nasıl yapıldığı konusundaki sorular ise gizemini korumaya devam ediyor. Suudi Arabistan’ın Yemen’de savaştığı Husilerin Ensarullah Hareketi, saldırıyı üstlendi ve insansız hava araçlarının (İHA) Yemen’den gönderildiğini ifade etti. Suudi Arabistan yönetimi ve ABD ise ortada bunu doğrulayacak bir bilginin olmadığını savunarak, İHA’ların İran’dan gönderildiğini ileri sürdü. Ancak henüz bunu kesin olarak doğrulayacak bir kanıt da ortaya konulabilmiş değil.

Bu tez için bir tek Yemen’den kalkıp Abqaiq ve Khurais’taki tesisleri vuracak uzun menzilli İHA’ların olmamasından hareket ediliyor. Ancak Husiler, ellerinde 1500 km menzilli silahların olduğunu söylüyor.

ABD ve Suudi Arabistan başından itibaren İHA’ların Irak’taki İran yanlısı Şii milisler ya da doğrudan İran tarafından yollanmış olabileceğinden hareket ediyor.

TANSİYON YÜKSELECEK

Bu durum öncelikli olarak, bölgenin en fazla silahlanan Suudi Arabistan’ın hava sahasının sanıldığı gibi güçlü korunmadığını göstermiş oldu. İkinci olarak da İran ya da Husilerin elinde Suudi Arabistan’ın radar sistemine takılmadan hedefini vurabilen uzun menzilli İHA’ların olduğu ve bunların gelecekte başkent Riyad’ı dahi vurabilecek özelliğe sahip olduğunu gösteriyor.

Suudi Arabistan ordusu, çarşamba günü İHA’ların kesinlikle Yemen’den değil kuzeyden geldiğini açıkladı. Bu da okların daha fazla İran’a çevrileceği anlamına geliyor. Elde edilen İHA parçalarının analizinden sonra bunların İran tarafından üretildiğinin kesinleşmesi durumunda Tahran ile Riyad arasındaki tansiyonun daha da yükselmesi bekleniyor.

VEKALET SAVAŞINDAN DOĞRUDAN SAVAŞA MI?

İran ile Suudi Arabistan arasında Yemen’de açıktan bir “vekalet savaşı” sürüyor. Yemen’deki Sünni milislere destek veren Suudi Arabistan, 2015’den beri Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Katar, Ürdün, Fas gibi ülkelerle birlikte Yemen’e askeri işgal hareketi düzenliyor. ABD, Fransa ve İngiltere de bu askeri işgal hareketini lojistik olarak destekliyor. Ancak buna rağmen İran’ın desteklediği Husi milislerine baş edebilmiş değil. Husilere İran’ın yanı sıra Suriye, Lübnan ve Irak’taki Şii milisler de destek veriyor.

Bu nedenle zaman zaman İran ile Suudi Arabistan arasında tansiyon yükselse de tarafların doğrudan karşı karşıya gelmesi söz konusu olmadı.

Petrol rafinelerine yönelik İHA’larla yapılan büyük saldırı şimdi her iki ülkeyi doğrudan karşı karşıya getirme potansiyelini içinde barındırıyor. İran’ı hedefe koyan ABD Başkanı Donald Trump’ın verdiği son mesajlar da bunu güçlendiriyor.

BOLTON’UN GÖREVDEN ALINMASI SÜRECİ DEĞİŞTİRMEDİ

İran’a karşı şahin politikaları savunan John Bolton’un Trump tarafından görevden alınması, pek çok kesim tarafından ABD’nin İran politikasında yumuşama mesajı olarak değerlendirilmişti. Ancak, yapılan son açıklamalar ciddi bir değişimin olmayacağı anlaşılıyor.

Her türlü ekonomik ambargoya rağmen İran’da rejim ayakta durmaya devam ediyor. ABD, bu durumda, “Suudi Arabistan’ı İran’la savaştırarak rejimi devirme senaryosu”nu gündeme getiriyor. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Cidde’de Prens ve Savunma Bakanı Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede saldırıyı “Savaş durumu” olarak değerlendirmesi de bu senaryoyu güçlendirdi.

ABD BÜYÜK YIĞINAK YAPTI

ABD hükümet kaynakları sürekli saldırının İran’in güneyinden yapıldığını propaganda ediyor, saldırının en az 20 İHA ile düzenlendiği ve İHA’ların Hürmüz Boğazı’ndan değil Irak ve Kuveyt üzerinden dolaşarak gittiği savunuluyor. ABD donanması Hürmüz Boğazı’nda büyük bir yığınak yapmış durumda.

Gelişmeler, Suriye’de savaş sona doğru yaklaşırken yeni ve daha büyük bir savaş riskinin Ortadoğu’da kapıyı çaldığını gösteriyor.

İran ile Suudi Arabistan’ın bugüne kadar değişik araçlarla farklı coğrafyalarda Şii-Sünni ekseninde sürdürdükleri vekalet savaşının doğrudan bir savaşa dönüşmesi en çok durumdan vazife çıkarmak için hazırda bekleyen emperyalist devletleri ve silah tekellerini sevindirecektir. Etkisi bölge ve dünya üzerinde çok daha sarsıcı olacak böylesi bir savaşın ihtimali bile bölge için büyük bir felaket olduğu son saldırıyla görüldü.

ÖNCEKİ HABER

"Fakültemiz taşınmasın" diyen DEÜ GSF öğrencilerine soruşturma açıldı

SONRAKİ HABER

ABD metal grevi dayanışmayı yeşertirken hükümet ve patronlar kaygılı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...