07 Eylül 2019 06:33

Cumartesi anneleri 754. haftada Kenan Bilgin'in akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri eylemlerinin 754’üncü haftasında 12 Eylül 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in akıbetini sorarak adalet taleplerini yineledi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Cumartesi Anneleri eylemlerinin 754'üncü haftasını İHD İstanbul Şubesi önünde polis ablukası altında gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri bu hafta 12 Eylül 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin için bir araya geldi. Eyleme CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu kayıp yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun okudu. Kenan Bilgin'in gözaltında kaybedilişini şu sözlerle aktardı: "35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen'deki bir otobüs durağından gözaltına alınarak Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 10 kişi ile birlikte burada işkenceyle sorgulandı. Gözaltı sonrasında bu kişiler mahkemeye çıkarıldığında aralarında Kenan Bilgin yoktu."

TANIKLAR KENAN BİLGİN'İN GÖRDÜKLERİNİ KAMUOYUNA AÇIKLADI

Tanıkların Kenan Bilgin'i Ankara Terörle Mücadele Şubesinde gördüklerini söylediğini aktaran Tosun, "Aynı dönem Ankara Emniyet Müdürlüğünde gözaltında tutulan Avukat Murat Demir’de Kenan Bilgin’i emniyette gördüğünü kamuoyuna açıkladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Bilgin Ailesi, Kenan’ın bulunmasını istedi. Kenan’ı bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi ve Ankara’dan sürüldü. Dosyayı devralan savcı Özden Tönük, Kenan Bilgin'e işkence yapan polisleri teşhis edebileceklerini söyleyen tanıkların ifadelerinin, ‘Polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialar olduğunu’ içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı" dedi.

TÜRKİYE OY BİRLİĞİ İLE MAHKUM EDİLDİ

İç hukukta sonuç alınamayınca davanın AİHM'e taşındığını söyleyen Tosun, “AİHM yargıçları Ankara’ya gelerek araştırma ve incelemelerde bulundu. Tanıkları, savcıları, polis yetkililerini sorguladı. Kenan Bilgin’in tutulduğu gözaltı merkezine giderek tanık beyanlarının mekansal uyumunu kontrol etti. Mahkeme, Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alındığını; kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar güvenlik güçlerinin elinde bulunduğunu; ancak bu konuda hiçbir kaydın tutulmadığını tespit ederek, Türkiye’yi oybirliği ile mahkum etti” ifadelerini kullandı.

“GALATASARAY'DAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Tosun, “Gerçek şu ki Kenan Bilgin, gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar’ın emrindeki Terörle Mücadele Şubesinde işkence gördü ve kaybedildi. Onu kaybedenler cezasızlık zırhıyla korundu. Devlet, Kenan Bilgin’in gözaltında kaybedilmesindeki sorumluluğunu üstlensin ve bu insanlığa karşı suç üzerindeki cezasızlığa son versin. Oğluna kavuşma düşünü gerçekleştiremeden aramızdan ayrılan Fincan Bilgin’in düşünün takipçileri olmayı sürdüreceğiz. Kayıplarımızdan ve 54 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

“BARIŞ OLMADIĞI SÜRECE FERYATLAR DURMAYACAK”

Kenan Bilgin’in gözaltına alındıktan sonra hakkında hiçbir bilgi alamadıklarını söyleyen ağabey İrfan Bilgin, “Bakanlar HDP binası önünde eylem yapan kadınların çığlığını duyuyor ama biz Cumartesi Annelerinin çığlığını duymuyorlar. Oradaki annelerin gözyaşlarını biz anlarız siz anlayamazsınız. Çünkü buradaki annelerin gözyaşlarına copla, polisle, köpekle saldırıldı. Adalet Bakanlığının analarının feryadı hakkında konuşmaya hakkı yoktur. Cumartesi annelerinin ve Diyarbakır’da eylem yapan annelerin sorunlarını çözecek olanlar bu ülkenin iplerini ellerinde tutanlardır. Barış olmadığı sürece bu annelerin gözyaşları, feryatları durmayacaktır susmayacaktır” dedi.

“KENAN BİLGİN ŞAHSINDA TÜM KAYIPLARIN TANIĞIYIM BEN”

Kenan Bilgin’le birlikte Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Merkezinde gözaltında olan 11 tanıktan Cavit Nacitarhan'ın gönderdiği mektup okundu. Cavit Nacitarhan’ın mektubunda, “40 yılı aşkındır maruz kaldığım ve karşılaştığım tüm adaletsizliklerin, 25 yıldır Kenan Bilgin'in tanığıyım. 25 yıl önce Ankara Emniyetinde ve sırasıyla savcılıkta, yargılandığım mahkemede ve sesimin ulaştığı her yerde avazım çıktığı kadar bağırdım ben tanığı. Bütün yargı kurumları ve ilgili makamlar görmezden, duymazdan geldiler, gelmeye devam ediyorlar. Ben tanığım, sıradan basit bir olayın değil bir insanın, kaybedilen bir canın tanığıyım. Ben tanığım, birlikte gözaltına alınıp Ankara Emniyetine götürüldüğümüzün ve sonrasının tanığıyım. Kenan Bilgin şahsında tüm kayıpların tanığıyım ben” ifadeleri yer aldı. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kayıt parası ödemedi diye kaydı yapılmadı

SONRAKİ HABER

Tekirdağ'da hekime şiddet: Kadın doktoru darbeden kişi serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa