05 Eylül 2019 11:55

Tanıştırayım: Armsızlar! 

Bu sayımızda Armsızlar ekibi ile konuştuk.

Paylaş

Ahmet AKARSU

Kayseri

Çoğunluğu lise son sınıfta olan küçük bir grupken sayıları artan bir ekipten bahsediyorum. Lise birinci sınıfta kurulan ekibin adı: Armsızlar. İsimden ne olduğuna dair bir sonuç çıkarmak isterseniz pek bir şey akla gelmiyor. Yaklaşık 4 yıldır bir arada olan ekibinin ilk başta birbirine tutkunluğu göze çarpıyor. Ekibin 5’iyle röportaj yapmak üzere buluşuyoruz. Kendinden emin geliyorlar. Öte yandan ekibin birçoğunun ilgili alakalı olduğu başkaca yönleri var. Şiir yazan, edebiyata ilgisi olan, rap seven, beste yapan, bilgisayar oyunlarına ilgili çok, futbol, voleybol, basketbol derken çeşitli aktivitelere ilgililer. Kısaca her şeyi birlikte yapıyorlar. Ortak paydaları ise belli: Armsızlar grubu. Şehrin her yerinde duvar yazılamaları var. Yazılamaları sorduğumda, “Şehrin her kenarında bizden bir iz bulabilirsiniz” diyorlar.     

Armsızlar ekibi ile başlıyoruz röportaja… 

DOSTLARIN GRUBU

Armsızlar ismi nereden geliyor ve nasıl ortaya çıktı?

“Arm” kol demek, yani ismimiz “Kolsuzlar” anlamında. Lise başında gruplaşmalar oluyordu. Grubumuzun belli olması, arkadaşlık ve dostluğumuzun sembolü olması için böyle bir şey çıktı ortaya. Armsızlar ismi kendi aramızda oyun oynarken “kolun yok mu senin” gibi şakalar ile başladı ve son şeklini aldı. Öncelikle şunu belirtelim, “serseri vb” değiliz. Dostluğumuzu, kardeşliğimizi pekiştireceğimiz kişilerle bir arada olmanın ortak paydası oldu diyebiliriz. 

Kurucu ekip kaç kişiden oluşuyor? Herhangi etkilendiğiniz bir dizi veya film var mı?

5-6 kişi lise başında sıkı arkadaşlıklar kurduk. Bu dostluğu devam ettirmek için çaba harcadık. Bu çaba sonucu şu an 2-3 katı olduğumuzu söyleyebiliriz. Kavga dövüş seven gençler değiliz. Dostluğumuz pekişmesi için bir ekip olduk. Lise dostluğu paha biçilemez denir onu daha ileriye taşımaya kararlıyız. İleride şirket vb. bir iş yapmak istiyoruz. Var olan güvenimizi de güçlendirmek. 

Peaky Blinders dizisini severek izledik fakat biz o diziler olmadan önce bu ekibi kurmuştuk. Benzer yönlerimiz olabilir. Ticarete biz de atılmak istiyoruz mesela… 

“ARKADAŞIMIZ İÇİN GARSONLUK YAPTIK”

Ekip neler yapar, nerelerde gezer tozar?

Sosyal faaliyetlerde bulunuyoruz. Futbol, basketbol, koşu, dövüş sporları vb. aktiviteler yapıyoruz. Örneğin lisemizin basketbol takımını biz kurduk. Elbette ortak ders çalışıyoruz. Ortak yemek yiyoruz, ortak eğleniyor, ortak üzülüyoruz. Okuldan arta kalan zamanlarda olanaklarımızı kendimiz yaratıyoruz.

Gençliğin yoğun olduğu yerlerde, merkezi yerlerde olan parklarda oluyoruz. Sohbet ediyoruz. Geleceğimize ilişkin tartışmalar sürdürüyoruz. Ders planlarımızı yapıyoruz. Bir nevi kendimizi geliştiriyoruz diyebiliriz. Ekibin neler yaptığı sorusuna gelince: mesela, kalabalık bir grup bir genci sıkıştırdı. Psikolojik bir destek dahil yardım etmek isteriz. İlla kavga akla gelmemeli. Ders konusunda yardımcı olun diyen arkadaşlar oluyor. Katkımız ne olursa yapıyoruz. Hayatı öğreniyoruz.

Bir örnek anlatır mısın?

Mesela bir arkadaşımızın hem ekonomik hem de psikolojik desteğe ihtiyacı vardı. Garsonluk yaptık. Harçlığımızdan artırdık ekonomik destek olduk. Yalnız bırakmadık psikolojik destek olduk. Gerçek dostluk böyle olmalıdır.

OMUZ OMUZA

“Şirket açacağız”, “ticarete atılacağız” dediniz biraz açar mısınız? 

Hepimizin üniversite hayali, planı var: kimimiz, doktor, kimimiz mühendis, kimimiz avukat, kimimiz diş hekimi. Üniversitede ayrılabiliriz fakat Türkiye’nin her yerinde bir evimizin olacağı düşüncesinde beraberiz. Ekip ruhunu, birliği beraberliği her zaman göstereceğiz. Okulumuz bitince ortak iş yapmak istiyoruz. Mesela bir şirket, mesela bir şey üzerinde araştırma yapacağız. Kendimizi geliştireceğiz. Yeni işler anlayacağınız. Omuz omuza olacağız…

Pekala, bu söyleminiz bugünkü eğitim sistemi başta olmak üzere Türkiye koşullarında mümkün mü?  

Eğitim sistemi konusunda nötr olanımız da var olumsuz bulanımız da... Daha iyisi olabilir. Öğrenciler yeteneğine, ilgisine, alakasına göre yönlendirilmeli, oralarda kendilerini geliştirilmeli diye düşünüyoruz. Bu sistemde kendimizi geliştirmemiz çok zor. Örneğin dershane mi okul kursu mu derseniz, ücretsiz olduğu için tercihimiz okul kursu fakat dershane olmadan da olmuyor… Çünkü yeterli eğitim yok. Sistem değişmeli… Devlet olanak vermezse özelleri deneyeceğiz. Biz mesela kendi şirketimizi kurduğumuzda iyi koşullar sunacağız herkese. Herkes eşit olacak. Ekibimizde olduğu gibi… Gerekirse en başa geleceğiz.*

Pekâlâ, son söyleyecekleriniz nelerdir?

Daha iyisini yapana kadar, en iyisi biziz. (“Biraz fazla egolu oldu ama neyse” diyor grubun diğer üyeleri)

*Şirket açma ve ülkenin başına gelme, yeni bir sistem tartışmalarını bir sonraki sayılarda işleyeceğiz. 

 

ÖNCEKİ HABER

Barış istiyoruz!

SONRAKİ HABER

Emniyete 'damat' ataması: Çevre Bakanı'nın eniştesi daire başkanı oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...