05 Eylül 2019 11:47

Barış istiyoruz!

Ali Deniz için bir kütüphane kuracağız, mücadelesini anılarıyla yaşatacağımız bir kütüphane.

Paylaş

Zelal Arar

Antep

10 Ekim 2015 sabahı evimde oturmuş televizyon seyrederken karşılaştım onlarla. “Bir patlama sesi ve bir tane daha” yankılanan bu cümlelerdi televizyon ekranlarında. Ali Deniz ve 102 insan yaşamını yitirmişti, “Barış istiyoruz” dedikleri için. Telefonum çalmıştı. Bir an önce hazırlanıp gitmem gerekiyordu. Patlamanın yaşandıktan sonraki günde Ankara Gar’ına bırakılan karanfillerin rengindeydi elime ilk geçen giysim. Aceleyle çıktım evden. 

Arkadaşlarımın yanına vardığımda toparlanıp çarşıya doğru ilerlemeye başladık. Metin hocama Teibe ablanın durumunu sordum. Telefonda görüşebildiklerini söylemişti. Karşıda, sağda, solda gözlerimiz yalnızca polis, toma görmüştü. O an karşımızdakiler birkaç saat önce Ankara’da güvenliği sağla(ya)mayanlardı oysaki. “Haklı olmak bu olsa gerek” demiştim içimden.

Tanıdığım tanıyamadığım onlarca insan yaşamını yitirmiş, onlarcası yaşam mücadelesi verirken arkadaşlarıma bakıp bir dostu, sevgiliyi, eşi kaybetmenin üzüntüsünü hissetmiştim. Barışı isteyenlerin “Ellerinde pankartlar, geliyor bu çocuklar” dizelerini dillerinden kulağı yırtarcasına çınlatan o sesin dahi düşüremeyeceğini anlamıştım o an.

“EVRENSEL GAZETESİ OKUR MUSUNUZ?​”

Ali Deniz ‘den bahsetmişlerdi. Bir sene sonra üniversite tercih listemin ilk sırasında olacak şehirde yaşadığını söylemişlerdi bana. Gecikmiştim. Zaman geçirme fırsatımız olmadı Ali Deniz ile, onunla çay içmeyi, sohbet edebilmeyi ne çok isterdim oysa. Atışmalarımız olsun da isterdim, her defasında daha hararetli. Birimiz diğerine derdini anlatmakta hiç çekinmesin isterdim. 

İlk kez 2016 ekiminde yan yana gelebildim Ali Deniz ile. Ben Ali Deniz’in elinden yalnızca birine daha “Evrensel gazetesi okur musunuz?​” diye sorup bıraktığı Evrensel gazetesini dağıtıyordum. Onun sesi yankılanıyordu… “Barışı dilimizden düşürmeyeceğiz.” Sanırım her 10 Ekim buluşma tarihimiz olacak onunla. Ben Evrensel gazetesini “Unutmadım” diye dağıtmaya Ali Deniz ise “Unutmayın” diye bize seslenmeye devam edecek.

Bir yandan da tanıyor gibiydim. Okuduğum bir romanın kahramanıydı Ali Deniz. Belki Bende Sana Onu Söyleyecektim idi, belki de Kavganın Şafağı. Hangi karakteri kahraman olarak görmek istesem karşıma çıkmıştı zaten Ali Deniz. Kitap baştan sona onunla ilerliyordu. O yürüyorsa yürüyor, türkü mırıldanıyorsa eşlik ediyordu. Bir dost arıyordu yanı başında kitap, onlarcasını birkaç yaprağına çoktan sığdırmaya başlıyordu. Bir kitap daha lazım dedim her seferinde, bu defa nasıl çıkacaktı karşıma merakla bekliyordum. 

ALİ DENİZ İÇİN BİR KÜTÜPHANE KURACAĞIZ.

Ali Deniz’i herkes tanısın diye, unutulmaya yüz tutacak hiçbir şey ona dair olmasın diye bir kütüphane kuracağız. İçerisinde ülkenin dört bir yanından belki de başka romanların da kahramanıydı diyerek göndereceğiniz kitaplar dolusu bir kütüphane. Kiminin bir köşede tabureye oturmuş çayını yudumlarken okuyacağı, kiminin “yeni bir dünya mümkün mü?​” sorusuna yanıt arayacağı, kimininse “Biz halkız yeniden doğarız ölümlerde” şiirini ezberlemeye çalışacağı kitaplar olacak bu kütüphanede.

Biz, Ali Deniz ve 10 Ekim'de kaybettiklerimizin anısına yapacağımız kütüphaneye hazırlık yaparken sizden de bir sayfa ve bir kitap isteyeceğiz. Sayfa bize bir not yazmanız için, kitap ise kütüphaneye raflarda yerini alması için.  

Ali Deniz için bir kütüphane kuracağız, mücadelesini anılarıyla yaşatacağımız bir kütüphane.

Gönderilecek adres: Antep Emek Partisi İl Binası

 

 

ÖNCEKİ HABER

PFDK, Fatih Terim'e 4 maç men, 19 bin lira para cezası verdi

SONRAKİ HABER

Tanıştırayım: Armsızlar! 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa