05 Eylül 2019 11:31

“Hakların var Mariam, asla vazgeçme”

Yönetmen hakarete uğramış ama vazgeçmemiş bir kadın olarak Mariam'ın "Wonder Woman" dan pek bir eksiği olmadığını söylemeye çalışır.

Paylaş

Zehra ÖZÖCAL

İstanbul

Kadın yönetmen Kaouther Ben Hania, kadına karşı şiddetin ufak detaylar gibi görünen yanlarını bile es geçmeden ortaya koyduğu “Beauty and the Dogs” filmiyle izleyiciyi derinden sarsan bir hikâyeyi işliyor. Mariam adlı ana karakterin bir tuvalet aynası karşısında kendine bakışı ile başlayan film, izleyicinin film boyunca duracağı konumu da tayin etmiş olur. Ayna karşısında yırtılan elbisesini arkadaşından ödünç aldığı “geceliğe benzer” elbise ile değiştirirken biz izleyiciler de yönetmenin birazdan anlatacağı hikâyenin tam karşısına geçer, Mariam’ın gözetleyenleri olarak yaşadığı şiddetin şahitleri oluruz. Böylelikle yönetmen Hania, filmin başından, gerçek hayatta da izleyici ve gözetleyici olan konumumuzu yüzümüze çarpar. 9 bölümde anlattığı bu hikâyede kullandığı ve devamlı hareket halinde olan kamerasıyla kurduğu güçlü kurgu bize Mariam’ın yaşadığı şiddeti, çaresizliği ve öfkesini hissettirmede fazlasıyla başarılıdır. Devamında, bir kız öğrenci yurdunda kaldığını ve üniversitenin düzenlediği bir partide olduğunu anladığımız Mariam aynı zamanda bu partinin organizatörüdür de. Tam kız arkadaşlarıyla fotoğraf çekildiği sırada Mariam’ın telefonu çalar ve duyduğu korku gözler önündedir. Arayan kişi babasıdır ve elbette bu partide olduğundan haberi yoktur.  Çoğu genç kadının aileden gelen aramalar karşısında yaşadığı bu panik ve korkuya filminde yer veren Hania bunun gibi küçük sayılabilecek birçok baskı ögesine de yer vererek şiddetin tüm boyutlarını tartışmış ve yaptığı bu bütünsel okuma ile kadın yaşamına dair gerçekçi kesitler sunmuş. Bu sahneden sonra partide tanıştığı Youssef karakteri ile partiden ayrılıp sahilde yürüyüşe çıkan Mariam burada 3 polis tarafından tecavüze uğrar ve filmin 2. kısmına geçilir.

DEVLETİN KURUMLARI BİR, MARİAM TEK

Burada Youssef karakteri üzerinden verilen ülkenin değişen ve gelişen politik dinamiklerini karşılayan devrimci ve ülkedeki gerici unsurların karşısında demokrasiyi savunan bir tiplemedir. Mariam’ı polise gitmesi için teşvik eder ve hikâye boyunca yanından ayrılmaz. Karakolda Mariam’i ciddiye almayan ve tecavüz suçu 3 polise ait olduğundan olayın kapanması için uğraşan bir polis memuru ile giriştiği tartışmadan daha önce Youssef karakterinin oturma eylemlerine katılmış bir gösterici olduğunu ve polisi dayak yemekten kurtardığını öğreniriz. Sürekli tekrarlanan repliklerden biri de ona aittir. “Hakların var Mariam, asla vazgeçme.” “Kanunlar var, biz devrimi boşuna yapmadık.” Hastanesinden karakoluna ülkenin bütün devlet yapıları Mariam’ın suç duyurusunda bulunmaması için çaba sarf eder. Ancak işin ilginç yanı bu çabanın örgütlü gibi gözükmese de ortak bir akıl ve düşünce sistemi etrafında kümelenmiş, birbirlerinden bağımsız gibi gözüken bütün kitlelerin suçluları korumak konusundaki tutarlı mücadelesidir. Devletin öncelikli unsurlarından olan kurumların şiddet karşısında verdikleri bu tepkiler elbette devlet karakterinden ve politikadan bağımsız olarak düşünülemez. Bu yapının bir uzvu olan kurumlar bireylerin haklarını korumaktan farklı olarak yalnızca kendi sürekliliğini sağlamaya çalışan bir organ olarak resmedilmiş. Bunun altında kalan halk açısından ise vaziyet farklı değildir, Mariam’a dua ederler ve sistemle olan bütün politik bağından uzakta iyi ya da kötü bireysel tutumlar sergilerler. Zira filmde hastane memuru karakteriyle Mariam’ın kayıp olan kimliği üzerinden farklı bir tartışma açılır. Kimliksiz olmak ve kadın olmak çaresizlik ve zarar verilmişlikle özdeşleştirilir. Birinin tecavüze uğramasının eğer kimliği yoksa hiçbir şey ifade etmemesi toplumsal bir düşünüş olarak filmde karşımıza çıkar.

“KORUNMAYA MUHTAÇ” KADIN, “YARIM” ERKEK

Daha sonra bir devlet hastanesine giden Youssef ile Mariam’ın karşılaştıkları tablo herhangi bir devlet hastanesinde karşılaştığımız tablo ile tıpa tıp aynıdır. Bu sahnede korkunç bir uğultu ve inleme sesleri duyarız. Devlet hastanesinin acil bölümü klasiği olarak herkes sağlık hizmeti görmek için saatlerce beklemekte herkes birbirine bağırmakta ve tüm bunların yanında bu durumu haber yapmak isteyen iki gazeteci de Youssef sayesinde “polislerin tecavüzü haberini” haber merkezinden onaylatmaya çalışmaktadır. Bu sıralarda da bir ton hakarete maruz kalan Mariam, en sonunda ona acıyan bir hastane görevlisi tarafından adli doktora götürülse de henüz karakol raporu olmadığından suçu belgeleyecek bir doktor raporu alamaz. Bu defa da pes etmeyen Youssef, Mariam’ı da alır ve karakola götürür. Bu sahnelerin tümünde elbisesinin açıklığından tutun yalan söylediğine kadar birçok ithama maruz kalan Mariam, bu defa da Youssef ile çıktığı sahil yürüyüşünün zina olarak rapora yazıldığını görür. Kendini yalnız ve çaresiz hisseden Mariam bir refleks olarak Youssef ile nişanlı olduğunu söyler. Bu sahne ile kadınlara yüklenmiş cinsiyet yaklaşımlarına karşı mücadele etmek yerine erkek cinsiyetinin vasi olarak atandığını görürüz. Ki bu da gündelik hayatta sıkça karşılaştığımız bu durumdur. Youssef karakteri üzerinden yalnızca kadına değil erkeğe de uygulanan toplumsal baskı ve şiddetin örneklerini de göstermekten geri durmaz yönetmen. Youssef, Mariam’ı tecavüzden koruyamadığı gerekçesiyle “eksik ve yarım” erkek olmakla suçlanır, taksiye parası yetmediği için Mariam karşısında aşağılanır. Bu sahnelerle kadın ve erkek üzerine katı yargılama sistemleri oluşturmuş toplumun eleştirisi yapılır.

POLİS, DEVLETİ VE BÜROKRASİYİ KORUR

Ayrıca bir polisin şakasıyla Kuran’daki Yusuf ile Meryem kıssasına dikkat çekilir. Polis, tüm aşağılık üslubuyla Mariam karakterinin yaşadığı tecavüzü Bakire Meryem’in hamile kalışı ile ilişkilendirerek Youssef ’i de Bakire Meryem’in nişanlısı Yusuf’un yerine koyar. Bu sahne ile yönetmen, örtülü bir anlatımla da olsa şiddete eklemlenen dini baskıların da kadın ve erkek bedeni üzerindeki sarsıcı etkiyi izleyiciye hissettiriyor. Karakolda görülen tek kadın komisere sıkıca tutunan ve onu korumasını bekleyen Mariam için ondan bulamadığı destek de büyük bir yıkımdır. Zira Mariam’ın beklediği kadın dayanışması, kadın polis her ne kadar Mariam’a acımış gözükürse gözüksün bu iki kadının durduğu yeri ortaklaştırmaya yetmez. Kadın memurdan örtünmek için aldığı peçe gördüğü tek destektir. Zira bütün memurların film boyunca tekrarladıkları “Artık eve gidelim”dir. Buradaki önemli nokta, 3 polisin işlediği suça karşılık aslen halkı korumak ile görevli bir birimin teşkilat olarak tüm bünyesince bu suçu benimseyip üzerini örtme çabası içerisine girişmesidir. Zira devlet Mariam üzerinden işlenen bu suçun tüm politik zeminin sorumlusu olduğunu bilir. Polis halkı değil devleti ve bürokrasiyi korumak üzere “teşkilatlanır.”

ŞİDDETİN POLİTİK YANI

Karakolda ona tecavüz eden polisler ile karşılaşan ve onlar tarafından darp edilen Mariam, bu gecenin sabahına kadar defalarca vazgeçmek istemiş, birilerinden yardım beklemiştir. Ancak 9. bölüme geldiğimizde Mariam artık devletin ve bürokrasini tutumunun farkındadır. Youssef de yanında değildir, kadın polis memuru da. Polislerin tüm ısrarlarına hatta tutuklanma ile korkutulmasına, babasının aranması tehditine karşı Mariam dava açacağını söyleyerek karakoldan çıkar. Ona destek veren tek polis memuru da Youssef gibi bağırır “Hakların var. Kanunlar var.”

Kadına karşı şiddet olgusunu tüm yönleriyle ele alan film, şiddetin politik yanını da es geçmiyor. Tecavüz eden kişilerin mesleklerinin polis olması üzerinden getirilen bu devlet eleştirisi ile devletin bu şiddet unsurunun en önemli parçası olduğunun izahı üzerine konumlandırılmış. Kadına karşı şiddetin ve bunu önleyici bir mücadelenin toplumsal birleşik bir mücadele olmasının zorunluluğu da gözler önüne serilmiş.

Filmin son sahnesinde Mariam, öncesinde sıkı sıkıya sarıldığı çarşafını bu defa bir pelerin misali omuzlarından düşürmüş ve boynuna bağlamış bir halde karakolu terk eder. Hakarete uğramış, hırpalanmış ama sonucunda vazgeçmemiş bir kadın olarak Mariam’ın “Wonder Women”dan pek bir eksiği olmadığını söylemeye çalışır.

ÖNCEKİ HABER

The Last Czars: bir devrin sonu

SONRAKİ HABER

PFDK, Fatih Terim'e 4 maç men, 19 bin lira para cezası verdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...