19 Ekim 2012 16:30

Bursalı metal işçileri TİS'i konuşuyor

SUNU: Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile işçi sendikaları arasında 1 Eylül itibarıyla görüşmeleri başlaması gereken, ancak hükümetin sendikaların yetkilerini adeta askıya alması nedeniyle sürüncemede kalan grup sözleşmeleri yaklaşık 120 bin işçiyi kapsıyor. Metal işçilerinin en yoğun olduğu illerin

Bursalı metal işçileri TİS'i konuşuyor
Paylaş

Renault, Tofaş, Karsan ve Bosch gibi fabrikaların ve bu fabrikalara parça üretimi yapan yüzlerce irili ufaklı fabrikanın bu ilde olması da metal işçileri bakımından Bursa’nın önemini artırıyor. Biz de Bursa’daki işçilerle TİS sürecini ve taleplerini konuştuk.


SÖZLEŞMENİN ANAHTARI OTOMOTİV

"Araba tarihini yazan şehir” olarak da bilinen Bursa’da, binek otomobil üreten iki fabrikanın yanı sıra minibüs ve kamyonet üretiminin yapıldığı bir fabrika var. Bu fabrikalarda yaklaşık 15 bin işçi çalışıyor. Bursa, bugün otomotiv endüstrisinde Türkiye’nin en büyüğü durumunda. Türkiye otomobil üretiminin yaklaşık yarısı Bursa’da gerçekleştiriliyor. Kentte motorlu kara taşıtları için çok sayıda parça ve aksesuar imalatı da yapılı-yor. Gerek imalat sanayi içerisinde, gerek üretim çeşitleri ve gerekse üretim miktarları açısından Bursa’da en geniş faaliyet alanına sahip sektör de otomotiv.

İşçilere gelince… Son 10 yıldır toplusözleşmelerde işçilerin reel olarak kaybeden tarafta olduğu yaygın bir görüş. Alınan zamlar yıllık enflasyon oranlarını bile karşılamaktan uzak. Özellikle 2008 krizinden bugüne reel ücretler ciddi bir biçimde eridi. Reel ücretlerle kastedilen işçinin mevcut ücretinin enflasyon karşısındaki durumu, bir bakıma alım gücü.

İşte, 2008 krizinden sonraki 3 yıl boyunca otomotiv işçilerinin reel ücretlerindeki gerileme yüzde 13.4’ü buldu. Aynı sürede işçi başına düşen üretimlik artışı (verimlilik) yüzde 7.53 oldu. DİSK-AR’ın raporuna göre bu artış, teknolojik yeniliklerden daha çok, işin yoğunlaştırılmasının, fazla mesailerin, uzun çalışma sürelerinin ve esneklik uygulamalarının (Birkaç kişinin işini tek kişinin yapmasının) bir sonucu.

 

OYAK Renault’da işçilerin büyük bir bölümü 5 ve 8 yıllık işçilerden oluşuyor. Fabrikada 3 vardiya halinde yaklaşık 6 bin işçi çalışıyor. Çalışma koşullarının ağırlığından şikayet eden işçiler, “Saatte 60 araba üretiyoruz, insanlık dışı çalışma koşullarımız var. Çoğumuzda ya bel fıtığı var ya da boyun fıtığı” diyorlar. Hastalıkların nedeninin yüksek çalışma temposu olduğuna dikkat çeken işçiler, işten atılma korkusu nedeniyle tedavi olmuyorlar. Üstelik işçilerden üretim sırasında sıfır hata isteniyor. Bunun için de tutanak sistemi uygulanıyor. İki kez hatalı üretim yapan işçilere tutanak gönderiliyor, bu tutanak işten atılma sebebi de sayılıyor. Bu koşullarda üretim rekorları kırdıklarını anlatan işçiler “Düşük ücretle, kaliteli araç üretiyoruz, peki bizim hakkımız nerede?” diye soruyorlar.

20 yıldır Renault fabrikasında çalışan bir işçi, “Ben işe girdiğim zamanlarda 3 bin civarında işçi çalışıyordu, iki vardiya halinde. 10 saat çalışıyorduk ve cumartesileri de mesaiye geliyorduk. 2000’lerden sonra fabrikada üç vardiya uygulanmaya başlandı. ‘90’lı yıllarda, 400 arabayı buluyordu iki vardiyanın ürettiği sayı” diyor.

İşçi bugün bir vardiyada bu rakamın üretildiğine dikkat çekiyor. Eskiden çalışma koşullarının ve üretim araçlarının daha ilkel olduğunu, ancak işçilerin bugünkü kadar yıpratılmadığını anlatan işçi, şimdi işçilere yapamayacağı kadar iş yüklendiğini anlatıyor.

FABRİKA YÖNETİMİ ÜRETİM RAKAMLARINI DAHA DA ARTIRMAYI PLANLIYOR

Renault genel müdürünün fabrikada işçilerle yaptığı toplantıda, Bursa’daki fabrikanın Renault grubu içerisinde kaliteli üretim açısından üst sıralarda olduğunu söylediği ifade ediliyor. İşçiler, müdürün söylediklerinde çelişki-ler olduğunu belirterek, “Nasıl oluyor da zam istediğimizde ‘kriz var’ derken, bu seneki üretim hedeflerinin, arttırarak 3 milyonu yakalamak olduğunu söylüyorlar?” diye soruyor.
Renault’da daha araba banttan inmeden, aracın siparişi oluyor. İşçiler, böyle bir ortamda işverenin grev tehdidini ve müşterinin beklemesini göze alamayacağını söylüyorlar.
İşveren, 2016 yılında 4 milyon araç hedefi belirlemiş. Bu hesaba göre, işçilerin her 8 saatte 440 araç imal etmesi gerekiyor.
Bu da şu anlama geliyor:
İşçilerin günlük 8 saatten daha fazla çalışması ve bunun yanı sıra pazar günleri de fazla mesaiye kalması.

RENAULT’NUN EN FAZLA ÜRETİM YAPAN FABRİKASI

2007 yılında 263 bin adet otomobilin üretildiği Bursa’daki Renault Fabrikası, 2008 yılında dünyadaki 38 Renault fabrikası içinde en fazla üretim yapan tesis unvanını da elde etmişti.

1971’de tek modelin (Renault 12) üretildiği 20 bin araç kapasiteli bir tesis olan Oyak Renault; 2008 yılında, 360 bin araç kapasiteli 3 farklı modelin aynı anda üretildiği (Renault Clio3, Megane2 ve Grand Tour) devasa bir fabrika haline geldi. 6 bin 660 işçinin üç vardiya halinde çalıştığı tesislerde otomobil üretiminin yanı sıra, vites kutusu ve motor üretiminin yapılıyor olması da otomotiv sektörünün geldiği noktayı gösteriyor.


 

TOFAŞ’ta boyahane bölümünde çalışan işçiler, sürekli boya, tiner gibi kimyasal maddelerle iç içeler ve bu maddeler işçiler tarafından solunuyor. İşçilere, “Maske, havalandırma yok mu” diye sorduğumuzda ise, “Verilen maskeler yarım saat sonra tıkanıyor ve bir faydasını göremiyoruz, havalandırmalar da yetersiz” diyorlar. Bu durumu defalarca sendika temsilcilerine anlattıklarını, ancak kendileriyle ilgilenilmediğini anlatıyorlar.

YIPRANMA BEDELİ VERİLMELİ

İşçiler, bu bölümlerde çalışanlar için bir yıpranma bedeli verilmemesine de tepkili. Bu bölümde temizlik için çalışan taşeron işçilere zehirlenme ihtimali olduğu için ek bir ücret verildiğini, kadrolu işçilere ise herhangi bir ek ücret ödenmediğini anlatıyorlar. Bu konuda sendikacıların ilgisizliğinden yakınan işçiler, “Boyahane gibi bölümlerde çalışan işçiler zehirlenip ölmeden, toplusözleşmede çalışma koşulları mutlaka gündeme getirilmeli” diyorlar.

TOFAŞ BÜYÜYOR İŞÇİLER KÜÇÜLÜYOR

TOFAŞ; Mini Cargo projesi kapsamında Fiat, Citroen ve Peugeot markalarına ve Yeni Fiat Doblo projesi kapsamında da Opel ve Vauxhaull markalarına üretim yapı-yor. 7 bin işçinin çalıştığı Tofaş, Dünya Klasında Üretim (WCM) alanında 170 Fiat Grubu Fabrikası içinde “Gümüş üretim” seviyesine ulaştı. Bu nerenle ayrıcalıklı bir konuma sahip olan bu fabrika, 5 farklı markaya üretim yapan ve artan karıyla sürekli büyüyen bir fabrika konumunda. Fabrika yeni projelerle büyümesini sürdürürken, işçilerin çalışma koşulları ise oldukça kötü. Özellikle eski işçilerle işe yeni başlayanlar arasındaki ücret farkı neredeyse üç katına çıkmış. İşçiler bu durumdan oldukça rahatsızlar. En azından bu sözleşmede bu adaletsizliğin biraz da olsun çözülmesini bekliyorlar. Her sözleşme döneminde işçi hakları konusunda oldukça katı olan ve büyümeden pay vermeye hiçbir zaman yanaşmayan Tofaş yöneticileri, bu nedenle sürekli kriz söylemine sarılıyor. Ancak aynı yöneticiler bir yandan da nasıl büyüdüklerini anlatıyorlar.


 

BOSCH işçilerinin, çalıştıkları ortam ne kadar havalandırılsa da, ortamdaki yağ işçileri kötü etkiliyor. İşçiler ciltlerine de yapışan yağ nedeniyle günde 3 kez tişört değiştiriyor. Parmaklarının duyusunda kayıp ve bel fıtığının oldukça yaygın olduğunu ifade eden işçiler, toplusözleşmede çalışma koşullarının iyileşti-rilmesini talep edeceklerini söylüyor.

AMAN HASTA OLDUĞUNU BELLİ ETME!

Metal iş kolunda çalışan işçiler doktora bile gidemiyor. Sağlığı bozulan işçi doktora gideceği zaman, “Başka adamımız yok” engelleniyor. Bazı işçiler çocuğu hastalandığında, izin almak istemişler; fakat fabrikadan aldıkları cevap, “Akrabana bırak çocuğunu, o doktora götürsün. Ya da komşunla gönder çocuğunu hastaneye“ olmuş. İşçiler fabrikanın içindeki doktora gittiklerinde ne kadar hastaneye gittiklerinin öğrenilmesi için sicil numaraları alınıyor. Sicil numarasının niye alındığını bilmedikleri için, işçiler hasta olsa bile doktora gidemiyor.

Gece vardiyasındaki işçiler de bu nedenle fabrika içindeki doktora gitmiyorlar ve “Sabah vardiya çıkışı giderim” diyerek hasta hasta çalışıyorlar. Bel fıtığı olan, uzun süre fizik tedavi görmesi gereken birçok işçi fabrikada çalışmayı sürdürüyor. İşçiler, “Bu şartlarda çalışmalar sürerse mide rahatsızlığı, bel ve boyun fıtığı, psikolojik sıkıntılar daha fazla görülecek” diyorlar.

Yarın: Doğal gaz ve elektrik zammı dikkate alınsın

evrensel.net

ÖNCEKİ HABER

Başpınar işçileri: Birlik zamanı

SONRAKİ HABER

Pamuk tarlasında emek sudan ucuz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...