04 Eylül 2019 03:35

Ergenekon davasının gerekçeli kararında "çöp sepeti" benzetmesi

Ergenekon davasının tamamlanan gerekçeli kararında "çöp sepeti" benzetmesi yapıldı ve suçluyu suçsuzdan ayırma imkanının soruşturma ve kovuşturma mercilerinin elinden alındığı belirtildi.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Farklı suçlardan 203 sanık hakkında beraat, haklarındaki hükmün açıklanması geri bırakılan 9 kişi dahil 29 sanığa çeşitli oranlarda hapis cezası, 2 sanık hakkında düşme ve bir sanık hakkında da ayırma kararı verilen Ergenekon davasının gerekçeli kararı hazırlandı. Kararda, eldeki dosyaların "çöp sepeti" gibi kullanılarak suçsuzların da soruşturma içine katıldığı ve böylece suçluyu suçsuzdan ayırma imkanının soruşturma ve kovuşturma mercilerinin hatta kamuoyunun elinden alındığı belirtildi. Kararda ayrıca "Soruşturmaların tamamının ortada hiçbir şey yokken ortaya atılmış tamamen uydurulmuş delillere dayandığına dair de elde somut deliller yoktur" ifadeleri yer aldı.

Daha önce verilen beraat, görevsizlik ve düşme kararları sonrasında 235 sanık yönünden devam eden ve farklı suçlardan 203 sanık hakkında beraat, haklarındaki hükmün açıklanması geri bırakılan 9 kişi dahil 29 sanığa çeşitli oranlarda hapis cezası, 2 sanık hakkında düşme ve bir sanık hakkında da ayırma kararı verilen Ergenekon davasının gerekçeli kararının yazım işlemi tamamlandı.

İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce hazırlanan ve taraflara dağıtımı yapılan 739 sayfalık gerekçeli kararda, sanık ve müşteki isimleri, sevk maddeleri, mütalaa özeti, gerekçe ve sanık yönünden tek tek değerlendirme ve kısa karar yer alıyor.

SAVCI VE HAKİMLERİN "FETÖ" ÜYESİ OLDUĞUNA DAİR OLGULARIN VARLIĞI KABUL EDİLDİ

Gerekçeli kararda, mahkemece Ergenekon soruşturma ve kovuşturmalarında görev yapan kolluk görevlileri, savcı ve hakimlerin "FETÖ" üyesi oldukları gerekçesiyle yapılan soruşturma ve kovuşturma örnekleri incelenerek bu dosyalarda görev yapanların yaptıkları işlemlere şüpheyle yaklaşılmasına ilişkin örneklerin toplandığı ve bu olguların var kabul edildiği belirtildi.

"FETÖ"NÜN BU SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMALARLA ELEDİĞİ KİŞİLER YERİNE KENDİ ÜYELERİNİ YERLEŞTİRDİĞİ KAYDEDİLDİ

"FETÖ"nün toplumda kabul görebilecek ve destek bulabilecek bazı yanlışların yaşandığını iddia ettiği alanlara el atarak gerçeği aydınlatmak, suçluları yakalayıp cezalandırmak, toplum vicdanını tatmin etmek adına girdiği izlenimi vererek kamuoyu desteği sağladığı anlatılan gerekçeli kararda, yapının bu soruşturma ve kovuşturmalarla elediği kişiler yerine kendi üyelerini ve etki alanındaki kişileri yerleştirerek zemin kazandığı kaydedildi.

SUÇLUYU SUÇSUZDAN AYIRMA İMKANI ELDEN ALINDI

Kararda, "Örnekleri incelenen bazı soruşturmalarda olduğu gibi kamuoyu desteği bulacağı suçlamaları soruşturma bahanesiyle ve bu soruşturmaların içine suçsuzları da katarak hatta soruşturma yetkisinin dışına çıkmak suretiyle başka suçlar ve faillere hukuk dışı yollardan ulaşarak, elindeki dosyaları çöp sepeti gibi kullanıp hepsini içine doldurarak böylece suçluyu suçsuzdan ayırma imkanını soruşturma ve kovuşturma mercilerinin hatta kamuoyunun elinden almak suretiyle çalıştığı, yaşanan süreç sonunda artık bilinen bir gerçektir" denildi.

DELİL UYDURULDUĞU ISPATLANMADIKÇA…

“FETÖ, amacına ulaşabilmek için her türlü yöntemi mübah görmektedir" denilen kararda, "Bu manada bazı sanıklar ve müdafiilerinin aramalarda ele geçen suç unsurlarını da FETÖ/PDY üyesi kolluk mensuplarının yerleştirmiş olacakları iddiaları bir kenara atılamaz ise de, bu konuda açıkça bir olayda delil uydurulduğu ispatlanmadıkça o olayla ilgili hükümde zorunlu olarak CMK 223/2-a veya b değil de e bendi gereğince delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesi sonucuna varılmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

DELİL YETERSİZLİĞİNDEN BERAAT

Mahkeme verdiği hükümde bazı delillerin yasal olmadığını belirtmesine karşın, soruşturmanın tamamının ortaya atılmış, uydurulmuş delillere dayandığına dair de elde somut deliller olmadığını belirtti. Kararda özetle şu ifadeler yer aldı:

“‘Ordu göreve’ pankartının açıldığı Cumhuriyet mitingleri düzenlenmesi, 'Cumhuriyet çalışma grubu' adı altında TSK’nın görevi kapsamında olmayan idarenin alanına müdahale eden işlemlerin yapılması, irtica.org internet sitesinde yayınlananlar, bunlardan bazı haberlerin Ak Parti’nin kapatılması davasında delil olarak sunulması, Ümraniye’de el bombalarının bulunması, aramalarda Yargıtay binasının krokisinin bulunması, NATO tesislerinin fotoğraf ve komutan isim listesinin ele geçirilmesi ve bunlara yönelik saldırı hazırlığı iddiaları, sanık İbrahim Şahin'in ilgili adreslerinden bulunan patlayıcı madde, silah ve mühimmatlar, mahkememizce uyma kararı verilen Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma ilamında yasal delil olmadığı belirtildiğinden hükme esas alınmayan sanıklar Fikret Emek ve Mustafa Dönmez’in ilgili oldukları adreslerde yapılan aramalarda ele geçen silah ve patlayıcı maddeler bulunduğu gerçekleri, sanık Mustafa Dönmez’in ajandasından ele geçen krokiyle ilgili Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin kanaat belirtememesi, aynı ajandanın 8. sayfasındaki krokiyle ilgili kanaat verici bir raporun bulunmaması, bu sanığın mahkememize sunduğu aramalardaki kolluk görevlilerinin konuşma ve görüntüleri içeren videonun sanığa Emniyet Genel Müdürlüğünce verildiğinin teyit edilememesi, yasal delil elde olmaması sebebiyle delil olarak kabul edilmese de iddialara konu teşkil eden bazı vakıaların dosyaya yansıması (Kuvayı Milliye Derneğinde silah üzerine yemin edilmesi, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketi, Türk İntikam Tugayı adı altında faaliyetlere dair iddialar), sanık Doğu Perinçek ve arkadaşlarına yönelik yapılan soruşturmalarda elde edilen deliller yasal kabul edilmeyerek hükme esas alınmamış ise de bunlarla ilgili yapılan iddiaların şüphe düzeyinde kalması bu iddiaların kesinlikle yalan olduğuna dair de kesin delillerin bulunmaması, irtica ile mücadele eylem planı belgesindeki imzanın sanık Dursun Çiçek’in eli mahsulü olduğu ya da olmadığına dair kesin bir delile ulaşılamaması, keza internet andıcı olayında olduğu gibi TSK’nın görev tanımında olmayan hükümetin yetki ve görevinde bulunan konularla ilgili propaganda çalışmalarının yapıldığının anlaşılması hususları bir arada değerlendirildiğinde gerek Ergenekon adı altında bir örgütün kurulduğu gerekse bu örgüte üye sanıkların olduğu ve bu örgüt faaliyeti çerçevesinde başta anayasayı ihlal ve hükümete karşı suç olmak üzere birçok suçun işlendiği iddialarıyla ilgili delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İETT Genel Müdürü Ahmet Bağış görevinden istifa etti

SONRAKİ HABER

Hrant Dink davasının 27. duruşması: "Öldür" diyenler yargılansın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...