01 Eylül 2019 20:13

Çiğli esnafı: Zamları biz bile takip edemiyoruz

Çiğli'nin Güzeltepe Mahallesi'ndeki esnaf, "Krizden kapıya kilit vuracak duruma geldik" diyor.

Kayhan Aydın-Kamber Özdemir-İsmail Bingöl/Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Anıl GÜL
İzmir

Ekonomik kriz yapılan zamlarla birlikte etkisini artırıyor. Vatandaşın her geçen gün tepkisi artarken, bu durumdan esnaf da etkileniyor. Çiğli’nin Güzeltepe Mahallesi’nde görüştüğümüz kimi esnaf kapıya kilit vuracak duruma geldiğini söylerken, kimisi zamları takip edemediğini söylüyor. Bakkal işletenler ise veresiyeyi kesmiş durumda, çünkü yurttaşlar ödeyemiyor.

30 yıldır Çiğli Güzeltepe Mahallesi’nde esnaf olan İsmail Bingöl krizin önceki krizler gibi olmadığını söyleyerek, “Ülkemizde zenginler giderek zenginleşiyor fakirler giderek yoksullaşıyor. Yani bu dönemde yoğurdun kaymağını üst sınıf yiyor. Vatandaşı değil yandaşı düşünen bir hükümet var. Fabrikaları özelleştirip üretimi yok ettiler, sonra da tek tek kapattılar” dedi.

‘BİR ÜRÜNE AYDA İKİ KEZ ZAM GELİYOR’

Bingöl krizin kendilerine yansımasını ise şu şekilde anlattı: “Mahalle bakkallarında veresiye vermek ve defter tutmak bir kültürdür ama ne yazık ki bunu kaldırmak zorunda kaldık. Verdiğimizin parasını alamıyoruz, bir nevi mecbur kalıyoruz. 2 bin lira maaş alan vatandaşın ev kirası, elektrik, su, pazar ve diğer giderler derken bakkal borcunu ödemeye parası kalmıyor. Mecburen erteliyor ya da bir daha bakkalın önünden geçmiyor. Biz de biliyoruz onun zor durumda olduğunu, parası olsa öder ama yok.”

Sattıkları ürünün yenisini almaya gittiklerinde toptancının yeni fiyattan verdiğini, aynı ürüne ayda iki sefer zam geldiği söyleyen Bingöl, bazen zamlı almalarına rağmen halka yansıtmadıklarını söyledi.

‘VATANDAŞ GÜNÜNÜ KURTARMA DERDİNDE’

Krizin sistem sorunu olduğunu dile getiren Bingöl, “Vergiler ile bir devlet yönetilemez. Sanayi yok, elindeki fabrikaları satıyorsun. Bana göre bu sistemin gitmesi lazım, böyle nereye kadar gider... Devleti yönetenler yönetemiyorlar. Din adamlarından devlet bakanı olmaz ama bunlar yapıyorlar. Bu gidişin sonu felakettir. 2023’e varmadan bunlardan kurtulmak lazım. Kayyumlarla ülke yönetmek isteyen bir anlayış var” dedi. Yurttaşların kriz karşısında gününü kurtarmanın derdine düştüğünü söyleyen Bingöl, “İnsanlar aç, açlıktan dolayı ahlaki çöküntüler baş gösteriyor. Sokaklardaki durum ve olaylar bunu anlamak için en iyi örnektir, bakarsanız görürsünüz” diye konuştu.

‘ÜRÜNLERE 2 AYDA BİR ZAM GELİYOR’

Yine aynı mahallede bakkal dükkanı işleten Kayhan Aydın ise “Alım gücü gittikçe kötüye gidiyor. Fabrikaları biz kuralım, çiftçiliği biz yapalım, toprağı biz işleyelim, elektriği biz üretelim, biz satalım, biz kazanalım” dedi.  Krizin bitmesi için üretimin, fabrikaların ve sanayinin artması gerektiğini ifade eden Aydın, “Bu söylediklerimin tam tersi yapılıyor. İşçi 2 bin lira alıyor, kira ve diğer harcamalar çıkınca elinde zaten bir şey kalmıyor, nasıl geçinsin? Siz söyleyin. Şu bakkaldaki bütün ürünlere neredeyse 2 ayda bir zam geliyor ben bile zamları takip edemiyorum. Gidişat hiç iyi görünmüyor umarım buna bir çözüm bulurlar. İsterlerse bu krizi çözebilirler ama ne hikmetse sanki bilinçli olarak çözmek istemiyorlar. Ekonomisi düzgün, barış içinde ve gelişen bir ülke olmamız gerekirken tam tersine doğru hızla gidiyoruz, açıkçası geleceğimiz karanlık” dedi.

‘İNSANLAR ARTIK GEÇİNEMİYOR’

Kamber Özdemir ise Güzeltepe Mahallesi’nin en eski bakkallarından. 45 yıldır bakkal dükkanı işleten Özdemir, “Alım gücü eskisi gibi değil. Menemen Ovası’nda tarımcı yapılıyordu, Tuzla fabrikası vardı, TARİŞ vardı... Yüzlerce, binlerce insan buralarda çalışıyordu, şimdi sadece asgari ücretle çalışan işçiler var ama işsizlik çok fazla. Köylülük, hayvancılık ve toprağı işlemekten uzaklaşmışız. Çiftçi 16 yıldır toprağa küstü. Yeme, mazota gelen zamlar çiftçiliği bitirdi, yazık diyorum artık” dedi. Geçinmenin artık daha da zorlaştığını ifade eden Özdemir, “Bütün güçlü ve köklü fabrikaları kapatırsan, satarsan bu insanların sonu ne olacak, nasıl yaşayacaklar? Bugün birisi geldi ben açım dedi, bir ekmek bir gazoz istedi, inan ki içim parçalandı, param yok dedi çok üzüldüm. Çoğu insan artık evine ekmek götüremeyecek durumda, iş yok çalışan da emeğinin karşılığını alamıyor, geçinemiyorlar artık” diye konuştu.

‘KAPIYA KİLİT VURACAK DURUMA GELDİK’

Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu düzen böyle gitmez. Bu hükümet gücünü ve seçmen desteğini kaybetmeye başladı, erken seçim olursa Meclis çoğunluğunu yakalayamazlar. Aslında halk meclisleri gerçek çözümdür. Halk kendi kaderini kendisi belirlemeli, nasıl yönetilmek ve nasıl hizmet istiyorsa kendisi karar vermelidir. Bu sistem böyle devam ederse işçi de emekli de para alamayacak. Memleket ithalat ile geçinmeye çalışıyor, üretim yok böyle devlet mi olur soruyorum size? Biz kapıya kitli vuracak duruma geldik.”

‘AYNI ÜRÜNÜ BİR AY SONRA BAŞKA FİYATA SATIYORUZ’

Bir lokantada çalışan Mirali Koç ise yıllardır gıda işi ile ilgilendiğini ve durumun her gün daha da kötüye gittiğini ifade etti. Koç, “Düşük maaşlar nedeniyle geçinme sorunu yaşayan vatandaşlarımızın bu durumu ister istemez bize de yansıyor, bazen ayda 2 sefer zam geldiği oluyor, aynı ürünü aynı fiyata alamıyoruz, o kadar kötü duruma geldik yani. Ekmeğin gramajı düşüyor ama fiyatı yükseliyor, müşteri çorbanın yanında ekmek tüketiyor, eskiden yarım ekmekle doyan kişi, şimdi bir ekmekle doymuyor neredeyse. Ekmek parası için fazladan cebimizden para gidiyor, bunu da müşteriye yansıtamayız, ne yapalım katlanıyoruz artık” dedi.

Koç, “Denetim yok, 3 yıl önceki kazancımla şimdiki kazancım arasında neredeyse yüzde 50 düşüş var. Asgari ücret 3 bin liradan aşağı olmaması lazım. Meclistekiler 2 yılda emekli oluyor, işçi 65-70 yaşına geliyor, yıllarını vergi vererek, çalışarak geçiriyor, zoraki emekli oluyor. Böyle olmaması lazım, sistemin değişmesi lazım” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Van'da 1 Eylül mitingi: Halk kayyum darbesini kabul etmiyor, barış istiyor

SONRAKİ HABER

Diyarbakır’da 1 Eylül mitingi: Şimdi demokrasi ittifakı zamanıdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...