28 Ağustos 2019 00:16

"Sayın Bakan yalan söylediyse itiraz etseydiniz Sayın Başkan?"

Türk-İş'e bağlı sendikalara üye kamu işçileri, düşük zamma imza atan Türk-İş Başkanına ve yönetimine tepki gösteriyor.

Görsel, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın, Bakan Selçuk’a söylediği sözleri gösteren Fox TV yayınından alınan ekran alıntısıdır

Paylaş

Türk-İş’e bağlı sendikaların üyesi bir grup kamu işçisi
Kayseri

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay kamuda 200 bin civarında işçiyi kapsayan 2019-2020 toplusözleşme görüşmelerinden sonra yaşanan gelişmeleri Aydınlık’a değerlendirmişti. Atalay, kamudaki sözleşmenin imzalanması sürecinin 220 gün sürdüğünü ifade etmişti. Yazmak istemedik. Ama olacak gibi değil. İşçiler olarak süreci değerlendirmek istedik.

220 günde Türk-İş ile sadece 3 defa görüşme yapması, hükümetin işçi konfederasyonunu çok da dikkate almadığını gösteriyor. Bu toplusözleşme görüşmeleri sürecinde kamu kesiminde örgütlü sendikaların ve bu sendikaların üyelerinin tek bir basın açıklaması, yürüyüş ve eylem yapmadan halkın desteğini arkasına almaya çalışmadan toplu iş sözleşmesi imzalanmasını açıklayamıyor.

Atalay, kararın sendikaların ve işçilerin ortak kararı olduğunu söylüyor. 220 günlük toplusözleşme sürecinde bir tek protesto, basın açıklaması, yürüyüş ya da herhangi bir etkinlikle sürece katılmayan işçiler, kendileri dışarıda bırakılarak bir oldubittiye getirilerek imzalanan ve memnun olmadıkları bir toplusözleşmeye ortak edilmek isteniyor.

TOPLUSÖZLEŞMEYİ ELEŞTİRENLER O ZAMAN NEDEN HAKSIZ OLUYORLAR?

İşçiler mevcut ekonomik koşullar ve işsizlik ortamında başlarına gelebilecekleri hesap ederek, sessiz kalmayı tercih ettiler, dolayısı ile karar sendikacıların olabilir fakat işçilerin hür iradeleriyle verdikleri gerçek kararları değildir. Kaldı ki toplusözleşme imza öncesi referanduma da sunulmadığı için işçilerin kararıdır denemez.

İmzalanan sözleşmenin mükemmel olmadığını, eksikleri bulunduğunu belirten Atalay, şunları söylemişti: “Toplusözleşme görüşmeleri en az hasarla atlatılmıştır. İşçinin isteği doğrultusunda hareket edilmiştir. İyi niyetli işçilerin ve vatandaşların zam oranları ile ilgili kaygıları da TÜİK rakamlarına duyulan güvensizlikten kaynaklanmıştır.”

O zaman insanın aklına gelmez mi açıklanan enflasyon mu yanlış yoksa alınan zam mı? Toplusözleşmeyi eleştirenler o zaman neden haksız oluyorlar?

BAŞINDAN BERİ YÜZDE 1 İÇİN Mİ İŞÇİYİ SOKAĞA ÇAĞIRACAKTINIZ?

Türk-İş’in eli bu dönemde çok güçlüydü. Bir taraftan hayat pahalılığı, bir taraftan işsizlik almış başını giderken, diğer taraftan da hükümetin içinde bulunduğu oy kaybı Türk-İş için bir avantaj olmalıydı ama olmadı, bir gün önce yüzde 7+4’e imza atmayarak işçiye reva gördükleri yüzde 8+4’lük sözleşmeye imza attı.

9 Ağustos 2019’da Genel Başkan Ergün Atalay, “Bu yaştan sonra grev meraklısı değilim ama kanundan aldığımız yetkiyi kullanmaktan hiç çekinmeyiz” diyerek üyelerini eyleme davet etmişti. Dört gün sonraysa yüzde 8+4’e imza attı, yapılan eleştirilere karşı da kendini “Ben başından beri Türkiye’yi savunduğum için, Mehmetçiğin arkasında durduğum için beni hedef aldılar” diye savundu. Pekala, başından beri yüzde 1 için mi işçiyi emekçiyi sokağa dökecektin, hükümet teklifini yüzde 1 daha arttırmasaydı Türkiye'yi savunduğun için mi askerin arkasında durduğun için mi emekçileri eyleme çağırmıştınız?

SAYIN BAKANIM YALAN SÖYLÜYORSUNUZ EKONOMİ ÇOK BOZUK DESEYDİNİZ YA?

Atalay, “Türkiye ciddi bir ekonomik kriz içinde. Sözleşme böyle bir krizin içinde imzalanmış bir sözleşmedir” demişti. Bütün sektörlerde işçi çıkarmaların yaşandığı bir ortamda imzalanmıştır. İşçinin ekmek teknesini korumayı da düşündüğü koşullar söz konusudur. İşçiler bir yandan maaşlarına zam isterken diğer yandan ekmek teknelerini de korumayı esas almışlardır” diye kendini savunurken, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise “Türkiye’nin son 17 yıldır bu yaklaşım ve hassasiyet sayesinde bugünkü noktaya geldiğini de bilmemiz gerekir. Türkiye ekonomisi 2002’den günümüze 3.5 kat büyüdü. Son 17 yılda, ekonomide 9 milyona yakın istihdam oluşturuldu. Bunlar toplumsal refahımız açısından önemli gelişmeler. Çalışma hayatımızın ulaştığı seviye ise bunun en net göstergelerinden biri” diye konuştu.

Sayın Türk-iş Genel Başkanı, Bakan yalan mı söylüyor ekonomi konusunda? O zaman Sayın Bakanım yalan söylüyorsunuz ekonomi çok bozuk deseydiniz ya?

Ne yazsak eksik kalıyor! Uzun lafın kısası nerden baksan tutarsızlık, savunulacak hiçbir yeri yok 2019 toplusözleşmesi çerçeve protokolünün.

ÖNCEKİ HABER

Gemide yaşamını yitiren Mustafa Koç'un ağabeyi: Gemiden inmek istiyordu

SONRAKİ HABER

Putin ile görüşen Erdoğan: İdlib için Astana ruhuna uygun çalışmalıyız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...