28 Ağustos 2019 00:57

İsrail saldırısı: İran'a karşı hamlenin Lübnan ayağı

İsrail'in Lübnan'ın başkenti Beyrut'un Hizbullah'ın kalesi olan bölgelerine iki İHA göndermesi, aylardan beri kaynayan İran cephesinden sonra Lübnan cephesinin de ısıtıldığına işaret.

F35-Adir savaş uçağı | Fotoğraf: İsrail Hava Kuvvetleri (CC BY-SA 4.0)

Paylaş

Ali KARADAŞ

Ortadoğu pazar günü, İsrail’in insansız hava uçaklarıyla Lübnan’a yönelik saldırısıyla uyandı. Hizbullah Sözcüsü Muhammed Afifi yaptığı açıklamada, birinci İHA’nın düşüşü sırasında herhangi bir hasar oluşmadığını, ancak ikincisinin, taşıdığı patlayıcıyla birlikte infilak ederek maddi hasar meydana getirdiğini belirtti. Böylece aylardan beri kaynayan İran cephesinden sonra Lübnan cephesi de ısınmış oldu.

Yakın zamanda ortaya çıkan diğer bir gelişme ise Irak’ta yaşandı. İran’ın kuruluşunda önemli bir misyon üstlendiği Haşdi Şabi’nin mühimmat depolarında ardı ardına patlamalar meydana geldi. Haşdi Şabi; Şuheda, Eşref, Sakr, Beled ve Kaim’deki üslerine, 19 Temmuz-25 Ağustos tarihlerinde hava saldırılarından ilk kez İsrail’i suçladı.

İRAN; GÜÇLENEN BÖLGESEL GÜÇ

Son saldırılara bakıldığında İsrail, İran’ın müttefiklerini almış durumda. Bunun sebebi dokuz yıldır devam eden Suriye krizinden İran’ın, sahadan güçlenerek çıkması. Hatırlatacak olursak; İran’ın Lübnan’da Hizbullah’ın kuruluşundaki rolü ve bugünkü ilişkileri malum. Haşdi Şabi’nin kurulmasında bizzat İran Devrim Muhafızları görev aldı. Suriye, İran-Irak savaşından bu yana müttefik. Yemen iç savaşının başlamasından bu yana da İran, Husileri her yönüyle destekliyor.

İran’ın varlığını hissettirdiği diğer bir alan ise uluslararası diplomasi. Hemen hemen bütün analistlerin üzerinde birleştiği İran’ın Obama döneminde P5+1 (ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya) ile 2015’te imzaladığı nükleer anlaşmadan -birçok yaptırımın kaldırılması nedeniyle- kârlı çıktığı tespiti. Yaptırımlardan kurtulan İran, böylece imkanlarını daha fazla bölgeye yoğunlaştırabildi.

İRAN’A KARŞI ARAP NATO’SU

ABD bakımından İran’ın zayıflatılması iki noktada önemli. Birincisi İsrail, İran ve müttefiki olan güçleri bir tehdit olarak gördüğü için ortadan kaldırılması, bu olmadığı koşulda da zayıflatılması gereken bir güç olarak görüyor. İkincisi dünya petrol ticaretinin üçte birinin geçtiği Hürmüz Boğazı başta olmak üzere bütün petrol ve doğal gaz sevkiyatını denetlemek istiyor.

Bu çerçevede Trump’ın İran’a karşı ilk hamlesi Mayıs 2018’de tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekilme oldu. Ama Trump’ın adımları bununla sınırlı kalmadı. Ortadoğu’da artan İran etkisine Birleşmiş Milletlerin Eylül 2018’de gerçekleşen toplantıda 6 Körfez ülkesinin yanı sıra Ürdün ve Mısır’ın katılımıyla 8 ülkenin dışişleri bakanıyla toplantı yapıldı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun önderliğinde gerçekleşen toplantıda İran’a karşı Arap NATO’sunun (MESA) kurulacağı ilan edildi. Toplantıya katılan dışişleri bakanları, “İran’ın bölgeye ve ABD’ye karşı oluşturduğu tehditlerle yüzleşme ihtiyacı üzerinde anlaşmaya vardıklarını” ifade ettiler.

Trump’ın sonraki adımı ise ekonomisinin temelini oluşturan petrol satışı başta olmak üzere ekonomik yaptırımları başlatmak oldu. İran’ın petrolden elde ettiği yıllık gelir 40 milyar dolar civarında. ABD yaptırımlarından önce günde 2.4 milyon varil petrol ihraç ediyordu. Yaptırımlardan soran ihracat günlük 200 bin varile düştü.

TANKER KRİZİ

Yaptırımların başlamasından sonra geçtiğimiz mayıs ayında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Fuceyra limanı yakınlarında 4 gemi sabotaja uğradı. Doğal olarak bu saldırılardan İran sorumlu tutuldu. Saldırıların önemi Fuceyra Limanının bulunduğu bölgede yer alan İran’ın kontrol ettiği Hürmüz Boğazı’ndan günde yaklaşık 18 milyon varil petrolün ihraç edilmesi.

Ancak gerginlik bununla sınırlı kalmadı. 4 Temmuz günü Akdeniz’in girişinde yer alan Cebelitarık Boğazı’nda İran tankerinin alıkonulması, gerginliği yeni bir safhaya taşıdı. İran tankeri; İngiltere’nin kolonisi olan Cebelitarık’ta “Suriye’ye petrol taşıdığı ve ambargoyu ihlal ettiği” gerekçesiyle alıkonmuştu. Her ne kadar İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, “Hürmüz Boğazı’nda tutulan İngiliz tankeri ile Cebelitarık’ta alıkonan tanker arasında herhangi bir karşılaştırmayı reddediyoruz” dese de İranlı yetkililerin yaptığı açıklamalar tam tersi yönde. İran Dini İstişare Meclisi Üyesi Muhammed Ali Musavi Cezayiri, İran’ın 2 milyon ton petrol yüklü tankerinin Cebelitarık’ta alıkonulmasına karşı Tahran’ın yapacağı misillemeden İngiltere’nin korkması gerektiğini söyledi.

BÖLGESEL SAVAŞ TEHLİKESİ

Bütün bu gelişmelerin ışığında değerlendirdiğimizde İran’ın yanı sıra Irak’ta Haşdi Şabi depolarına yapılan saldırı, İsrail’in Lübnan cephesini yeniden ısıtması, İran’a karşı oluşturulan cephe, adım adım Ortadoğu’nun bölgesel bir savaşa doğru sürüklendiğinin işaretleri gibi görünüyor. Lakin her savaşta olduğu gibi bu savaşın da kaybedeni bölge halkları olacak.

ÖNCEKİ HABER

Almanya’daki Türk işletmesi Egetürk’te işçiler uyarı grevi yaptı

SONRAKİ HABER

Kaza nedeniyle Avrasya Tüneli bir süre araç girişine kapatıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...