19 Ekim 2012 07:36

Darbe yasalarından beter

Diyarbakır’da Türk-İş’e bağlı işçi sendikalarının şube başkanları Toplu İş İlişkileri Yasası’nın sendikaları tasfiye etme amacı güttüğüne işaret ederek örgütlenmenin daha da zorlaşacağını söylediler.Uzun süredir Karayolları’nda çalışan taşeron işçilerin 674’ü B

Paylaş
Mehmet Aslanoğlu

Diyarbakır’da Türk-İş’e bağlı işçi sendikalarının şube başkanları Toplu İş İlişkileri Yasası’nın sendikaları tasfiye etme amacı güttüğüne işaret ederek örgütlenmenin daha da zorlaşacağını söylediler.
Uzun süredir Karayolları’nda çalışan taşeron işçilerin 674’ü Bölge’de olmak üzere Türkiye genelinde 6 binini örgütlediklerini söyleyen Yol-İş Diyarbakır 1 No’lu Şube Başkanı Halil Öztopalan, “Taşeron işçisinin Karayolları işçisi olduğu yönünde açtığımız davayı kazandık. Mahkeme kararı Yargıtay tarafından onandığı halde hükümet bu kararı uygulamıyor. Bu durum bile başlı başına hükümetin sendikalara ve sendikal örgütlülüğe olan yaklaşımını gösteriyor” dedi. 
 
YOL-İŞ BARAJIN ALTINDA KALACAK
 
Öztopalan, “Hükümetin çıkaracağı yeni sendika yasaları sendikacılığı öldürecek. Bir çok sendikayı tarihe gömecek” dedi. Yeni yasa ile iş kolu sayısının 18’e düşeceğini, grev çadırı kurulamayacağını, grev gözcülerinin yetkilerinin sınırlandırılacağını belirten Öztopalan, Yol-İş’i bekleyen tehlikeyi şöyle açıkladı: “Bu yasanın amacı sendikaları ortadan kaldırmak. Bir yandan da bazı sendikaları güçlü kılmak. Örneğin belediyeler yasası ve bu yasayı paralel düşündüğümüzde bizim 20 bin üyemiz belediyelere bağlanacak. Belediyelerin çoğunluğu da AKP’de olduğu için Hak-İş güçlenecek. Bu 20 bin işçi belediyelere geçtiğinde Yol-İş barajın altında kalacak. TİS yetkimiz elimizden alınacak. Bu yasa ile tüm sendikalara ayağını denk al yoksa yetkini düşürürüm tehdidi savuruyor hükümet”
 
ÖRGÜTLÜLÜK ZAYIFLAYACAK
 
Tez Koop-İş Diyarbakır Şube Başkanı Adem Can ise yeni yasanın en çok özel sektörde örgütlenen sendikaları etkileyeceğini belirterek “Bu sendika yasası çıktığında otomatikman 30’un altında işçi çalıştıran işyerlerimizde örgütlülüğümüz tehlike altına girecek. Kültür müdürlükleri ve üniversitelerde üyelerimizi farklı şirketler adı altında gösterip örgütsüzleşme yönünde baskılar artacak. Taşeron çalıştıran yerlerde örgütlenmek çok zorlaşacak” dedi. 
Yeni yasanın 12 Eylül yasalarının bile çok gerisinde olduğuna dikkat çeken Can, “10-20 kişi çalışan Migros, Carrefour’da çalışan üyelerimizin hakkı gasbedilecek. Zaten Hak-İş’e bağlı Öz Büro-İş üzerinden üyelerimiz üzerinde hükümetin gücüyle bir baskı oluşturuluyor. Siyasi güçle bu sendika yetki almaya çalışacak” diye konuştu.
 
ENGELLERİ KALDIRMIYOR
 
Tes-İş Diyarbakır 1 No’lu Şube Başkanı Şükrü Kaçmaz, yeni yasa ile 30’un altında işçi çalıştıran işletmelerde sendikalaşmanın imkansız hale geleceğini, grev çadırı kurmanın yasaklanmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
  “Ancak yeni yasadaki iş kolu barajının düşmesi gibi maddeleri sendikalar lehlerine çevirebilirler. Ama bugün sendikalarda bu ruh bu takat yok” diyen Kaçmaz şöyle devam etti, “En iyi sendika yasasının çıması halinde bile eğer sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmıyorsa bir işlevi olmaz. 
Örgütlenen işçinin işten atılması, baskı altına alınması gibi durumlar değişmediği, taşeron işçilerin örgütlenmesi önündeki engeller aşılmadığı sürece sendikaların yenilenmesi, örgütlenmesi mümkün olmaz.”
 Yeni yasanın kendi iş kollarını fazla etkilemeyeceğini söyleyen Haber-İş Diyarbakır Şube Başkanı Hüseyin Erdal, “Ama yasadaki birçok madde aslında sendikaları, sendikacılığı zayıflatmaya, işçilerin örgütlenmesini zorlaştıran maddelerle dolu. Birçok iş kolunda yetkili sendika kalmayacak. TİS yetkisi düşecek olan sendikalar var. Bu sendikacılığın ve sendikaların geleceği için çok kötü bir durum” diye konuştu. (Diyarbakır/EVRENSEL)
 

SENDİKALAR DA  SORUMLU
 
İSTANBUL  Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısının görüşmeleri sırasında TBMM’de yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; “Çok temel bir yasayı görüşüyoruz, yani toplumsal sınıflar içerisinde işçilerin, emekçilerin örgütlenme hakkını güvenceye alması beklenen bir yasa, sendikalar, toplusözleşme ve grev yasası ama burada demokrasinin, örgütlenme hakkının, ifade özgürlüğünün kırıntısını bile bulmak mümkün değil. Dolayısıyla, bu yasa, diğer yasalar gibi ama hepsinden de çok Hükûmetin demokrasi karnesi olacak.  Sendikaların direncini kırmak ve onları âdeta kolu kanadı kırık bir vaziyette her şeye boyun eğdirmek adına getirilmiştir bu taslak. 
Ama getirildiği gibi de yerinde de saymamıştır. İşte, ara ara geçen, getirilen öneriler, şimdi hazırlanmakta olan öneriler, barajın yüzde 1’den yüzde 3’e çıkartılmasına dönük düşünülen öneri, ayrıca, yandaş sendikaları kollamaya, onları bu bataktan çıkarmaya dönük bir çaba, aslında bu saldırıların ne kadar büyük olduğunu ne kadar kapsamlı olduğunu gösteriyor. Yani mesele, bunu, bugüne kadar gelirken, işte ‘uzlaşma’ adı altında, ‘mutabakat’ adı altında, işçi sınıfının gücünü ortaya çıkartmadan seyreden, sadece, bütün görevini bir gazeteye ilan vermekle yasak savan ve işçinin, hak arayan işçinin önüne düşmeyen, adı turuncu sendikacılara çıkmış birtakım sendikacılar da bir o kadar, tabii ki, bu olan bitenden sorumlu olacak.”
ÖNCEKİ HABER

Bir ‘Tweet’ davası

SONRAKİ HABER

Şeytan üçgeninde Suriye lobisi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa