11 Ağustos 2019 13:26

Gazeteciler bayrama cezaevinde giriyor

Türkiye’de 134 gazeteci bayrama hapiste girdi, yüzlercesi ise yargı kıskacında.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türkiye’de 134 gazeteci bayrama hapiste girdi, yüzlercesi yargı kıskacında. 10 bini aşkın işsiz gazeteci var, iş bulabilenlerin çoğu ise güvencesiz. Medyanın yüzde 95’i ise iktidar kontrolünde. Türkiye’de medyanın içerisinde bulunduğu duruma dikkat çeken Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü, Türkiye’de gazeteciliğin mayınlı tarlada ilerlemek gibi olduğuna dikkat çekerek iktidara baskılara son verme çağrısında bulundu. “Gazetecilerin cezaevinde bu kaçıncı bayramı?​” diye soran CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer ise “Bir bayram daha bittiğinde aydınlarımızın haksız, hukuksuz iddialar karşısında fikirlerini savunmak zorunda kalmasını istemiyoruz” dedi.

EN ÇOK GAZETECİ HAPSEDEN ÜLKE TÜRKİYE

Türkiye Gazeteciler Sendikasının (TGS) verilerine göre 134 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde bulunuyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl yayınlandığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne (2018) göre Dünyada en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülke Türkiye. Gazetecilere dönük baskılar içeride sürüyor, üç yılı aşkın süredir Van Cezaevi’nde olan gazeteci Ziya Ataman’ın bağırsakları iflas etmiş durumda.

Ataman’ın düzenli olarak tedavi görmesi gerekiyor ancak buna rağmen cezaevi yönetimi yapılan başvuruları reddediyor. Yine cezaevindeki gazetecilerin savunma hakkı kısıtlanıyor.

Dışardaki gazeteciler açısında da veriler pek parlak değil. TGS, 10 bini aşkın gazetecinin işsiz, binlercesinin basın kartının iptal edildiğine dikkat çekiyor: Medya çalışanlarının çoğu sendikasız, toplu sözleşmesiz, internet gazetecileri güvencesiz. Yerel gazeteler resmi ilân kıskacında. Medyanın yüzde 95’i ise iktidar kontrolünde.

"BUGÜN GAZETECİLİK MAYINLI TARLADA İLERLEMEK GİBİ"

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü, Evrensel'e yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de gazetecilerin özgürlüklerinden alıkonulmalarının ve mesleklerinden uzaklaştırılmalarının kronikleşmiş hal aldığına dikkat çekti. “Onlarca gazeteci cezaevlerinde, yüzlercesi yargılanmakta veya her an bir cezaya çarptırılmaları söz konusu” diyen Güleryüzlü, “Gazetecilerin üzerindeki baskılar tabii ki bunlarla sınırlı değil; birçok gazeteci mesleklerini yapamaz durumdayken, çok büyük çoğunluğu da sansür ve otosansür altında habercilik yapmaya çalışmaktadır. Günümüz Türkiye’sinde gazeteciler, adeta mayınlı tarlada ilerlemek gibi her an bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Bunun temel nedeni, siyasi iktidarın halkın gerçekleri öğrenmesini engelleyerek, iktidarların korumaktır. Basını özgür olmayan, düşüncelerin özgürce ifade edilemediği bir toplum havası kirli, suyu bulanık bir ülke gibidir ki böyle bir ülkede özgürce birlikte yaşamak da mümkün değildir. Bir toplum önüne görmek istiyorsa, bu baskılara son vermek zorundadır. İşte bugünler, baskılara son verilmesi zorunlu günlerdir. Aksi takdirde, telafisi zor bedeller ödemekle karşılaşabiliriz” ifadelerini kullandı.

Güleryüzlü son olarak şunları söyledi: Bugün mesleklerinden uzak kalan, halka gerçekleri aktarma sorumluluğuyla hareket ettikleri için cezaevinde olan ve cezaevinde geçirdikleri her günün, özgür bir toplum uğrunda yatılan günler olduğunu bilen tüm meslektaşlarımızı selamlıyor; en yakın zamanda mesleklerini yapabilmeleri ve sevdikleriyle birlikte olmalarını diliyor; bu amaç için de birlikte mücadele edeceğimizi söylemek istiyorum.

"GAZETECİLERİN KADERİ BİRİLERİNİN İKİ DUDAĞI ARASINDA"

Gazetecilerin bayrama hapiste girdiğini belirten CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer,“Gazetecilerin cezaevinde bu kaçıncı bayramı?​” diye sordu.

Yüzlerce gazetecinin basın kartının iptal edildiğini de hatırlatan Çakırözer, “Hem de 13 ay boyunca toplanmayan Basın Kartı Komisyonu tarafıdan… 10 binden fazla gazeteci bayrama buruk giriyor, çünkü işsiz. Cezaevlerinde tutulan, adliyelerde yargılanan, sansür baskısından kurtulamayan, yargılanmamak ekmeğinden olmamak için kendisine otosansür uygulayan, hedef gösterilen, fişlenen dayak yiyen, haberleri erişime engellenen bütün gazetecilerin kaderi kalın sır perdelerinin arkasındaki birkaç kişinin iki dudağının arasında. Aslında Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü, halkın haber alma özgürlüğü birkaç kişinin iki dudağı arasında. İşte bu yüzden Türkiye’nin basın özgürlüğü karnesi yıllardır en alt basamaklarda” ifadelerini kullandı.

"ÖNCE BAĞIMSIZ YARGI, SONRA YARGI REFORMU"

Çakırözer şunları söyledi: Cumhuriyet Gazetesi davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın özgürlükler lehine tebliğnamesine rağmen Musa Kart’ın, Güray Öz’ün, Hakan Kara’nın, Mustafa Kemal Güngör’ün, Önder Çelik’in hala cezaevinde olması ayıptır. Eren Erdem’in gizli tanığın itiraflarına rağmen hala cezaevinde olması ayıptır. Osman Kavala’nın hala cezaevinde olması ayıptır, Selahattin Demirtaş’ın hala cezaevinde olması ayıptır.

Bizler bir bayrama daha gazetecilerimiz, yazarlarımız, çizerlerimiz, aydınlarımız, hukukçularımız, sanatçılarımız, siyasetçilerimiz cezaevindeyken girmek istemiyoruz. Bizler bir bayram daha bittiğinde aydınlarımızın haksız, hukuksuz iddialar karşısında fikirlerini savunmak zorunda kalmasını istemiyoruz. Önce tam bağımsız tam tarafsız bir yargı, sonra yargıda kapsamlı bir reform istiyoruz. Her şeyden önce gazeteciliğin ve haberin suç olarak görülmemesini talep ediyoruz. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Dersim'de kayyum döneminde işten çıkarılan işçiler: Mağduriyet devam ediyor

SONRAKİ HABER

Fantastik bir adam | Doğa Kaygısız'ın anısına

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...