08 Ağustos 2019 12:02
Son Güncellenme Tarihi: 08 Ağustos 2019 12:30

Birlikte Yaşamak İstiyoruz ve İHD’den geri gönderme tepkisi: Sınır dışılara son

Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi ve İHD, İstanbul Valiliğinin Suriyeli mültecilere ilişkin geri gönderme uygulamasına son verilmesini istedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi ve İnsan Hakları Derneği (İHD), İstanbul Valiliği tarafından açıklanan geri iade açıklamasının ardından 'sınır dışıların iki haftası'nı aktaran bir raporu Taksim'de bulunan İHD İstanbul Şubesi'nde düzenledikleri basın toplantısında sundu. "Sınır dışılara son" talebini içeren pankartın bulundu basın toplantısını çok sayıda yabancı basın takip ederken sunuma HDP Milletvekili Ahmet Şık ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da yer aldı.

İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 24 Temmuz 2019 tarihinde yaptığı açıklamada 6 bin 122 'kaçak' göçmenin yakalandığını söylediğini hatırlatarak, “Bu açıklamanın öncesinde Suriyelilerin yoğun yaşadığı mahallelerde kolluk güçleri tarafından yapılan kimlik kontrolleri, elleri plastik kelepçe ile bağlı olarak polis otobüsünde yere oturtulan kişilerin görüntüleri sosyal medya ve haberlerle yayılmaya başladı” diye sözlerine başladı.

Kamuoyuna yansıyan bu uygulamaların İstanbul'da yaşayan Suriyelileri evden çıkmaya korkar hale getirdiğini vurgulayan Yoleri, “Bu ve benzeri uygulamalar, halklar arasında onarılması kolay olmayan güvensizlik yaratacak, birlikte yaşama duygusunu zedeleyecek bir ihbar mekanizmasının izleyebileceğiniz sinyallerini veriyor” diye konuştu.

Gülseren Yoleri, İstanbul Valiliğinin geri gönderme için verdiği tarihin 20 Ağustos olduğunu hatırlatırken, “20 Ağustos'u beklemeden İstanbul'da kayıtlı olmayan Suriyelilerin alıkonulduğuna dair birçok tanıklık mevcut. Bu durum bizi 20 Ağustos sonrası olabilecekler hakkında endişelendiriyor” dedi.

'Birlikte Yaşamak İstiyoruz' İnisiyatifi adına konuşan Eyüp Özer, Valilik sadece suça karışanlar konusunda sınır dışı yaptığını söylerken, “İstanbul'da kayıtlı olanların dahi sınır dışı edildiğini görüyoruz” dedi.

İstanbul'dan sınır dışı edildikten 25 gün sonra Hisham Mustafa'nın öldürüldüğünü hatırlatan Özer, “5 Ağustos 2019 tarihinde Türkiye'ye geri girmeye çalışırken jandarma tarafından vuruldu ve yaşamını yitirdi” diye konuştu.

'ZORLA GERİ DÖNÜŞ BELGESİ İMZALATILIYOR'

“Zorla Gönüllü Geri Dönüş Belgesi imzalatılarak sınır dışı etme en yaygın uygulama oldu” diyen Özer, bu belgeyi imzalamak istemeyenlerin 6 ay şiddet gördükleri Geçici Barınma Merkezlerinde tutulmakla tehdit edildiklerini vurguladı.

Aktarılan hikayelerin hemen hepsinde uzun süre aç bırakma, kötü muamele ve hakaretten söz edildiğini belirten Özer, “Güvenlik güçlerinin, benim arkadaşım Afrin'de sizin ülkenizi savunurken yaşamını yitirdi, sizler korkaksınız sözleriyle saldırarak şiddet uyguladığını tanıklar aktarıyor” diye durumu anlattı.

BAŞKA ŞEHİRDE YAŞAMAK SUÇ DEGİL

Kayıtlı olduğu şehirden başka bir şehirde bulunmanın suç olmadığını belirten Özer, “Ancak buna rağmen kimlik kontrolleri sırasında başka şehirde kayıtlı olanlara kelepçe takıldığı görülüyor” diye vurguladı.

İnisiyatif taleplerini ise şöyle açıkladı:

  • Kolluk kuvvetlerinin, göçmenlere yönelik ev baskınları, kimlik kontrolü, alıkoyma, zorla Gönüllü Geri Dönüş Belgesi imzalama uygulamaları ve kötü muamele sonlandırılmalıdır.
  • Göçmenleri kriminalize eden, suçlayıcı, damgalayıcı ve ötekileştirici her türlü söylem ve uygulamaya son verilmeli.
  • Sınır dışı edilenleri hızla Türkiye'ye tekrar yasal yollardan girişi sağlanmalı.
  • Göçmenlerin seçtikleri şehirlerde kayıt yaptırma hakkı ve koşulsuz seyahat özgürlüğü sağlanmalı.
  • Farklı illerde ikamet eden aile fertlerinin istedikleri illerde birleşmesi sağlanmalı.
  • İdari gözetim uygulamasına son verilmeli.
  • Geri gönderme merkezlerindeki insan hakları ihlalleri son bulmalı, geri gönderme merkezlerinin kapatılması için çalışma başlatılması.
  • Türkiye, Cenevre Sözleşmesinin yükümlülüklerini yerine getirmeli.

AHMET ŞIK: BU DEĞERLENDİRMELER FAŞİZME SU TAŞIR

Basın toplantısında konuşan HDP Milletvekili Ahmet Şık, “Meclisteki partilerin büyük çoğunluğunda faşizan ırkçı bir mutabakat var” diye sözlerine başladı. Medyanın da bu dili kabullendiğini hatırlatan Şık, “Suriyeli sığınmacılar neden burada, bu insanların burada veya başka bir yerde olmasında AKP'nin suçu nedir” diye sordu. “Türkiye'deki herkesin Suriyelilere borcu vardır” diye sözlerini sürdüren Şık, “Öncelikle şundan vazgeçmeliler, Suriyeliler de bizler gibi bütün dünyadaki insanlar gibi insanca yaşama hakkına sahiptir ve kendilerinden nesne gibi bahsedilemez” dedi. Suriyeli mültecilerden önce yoksulluk yokmuş, kadına şiddet yokmuş gibi davranmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Şık, “Sermayenin emek sömürüsü dışında yapılan bu değerlendirmelerle faşizme su taşıyorsunuz” dedi.

SEZGİN TANRIKULU: SURİYELİLERİN İNSAN HAKLARINI TANIMALIYIZ

CHP Milletvekili  Sezgin Tanrıkulu ise şöyle konuştu:

“Suriyelilere siyasi malzeme veya nefret söyleminden bakılmamalıdır. Yabancıların, Suriyelilerin insan haklarını tanımalıyız. Birlikte yasadıklarımıza düşman muamelesi yapmalıyız. Dünyada bizim yurttaşlarımızın yaşadıklarına nasıl karşı çıkıyorsak Suriyelilere de burada yapılan uygulamalara karşı çıkmalıyız.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Tasarruf tedbiri ilçe milli eğitim müdürlüğünü sokakta bıraktı

SONRAKİ HABER

Yaprak Öz: Gündelik yaşantısından sıkılanlara heyecan yaşatmak istiyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...