07 Ağustos 2019 00:11

ABD gündemi: Demokrat Partide sular ısınıyor, göç politikasına tepkiler artıyor

ABD’de geçtiğimiz haftalarda ön seçim yarışlarına hazırlanan Demokrat Parti adaylarının tartışmaları yoğunlaşırken, Trump yönetiminin göçmen politikasına yönelik tepkiler de sürdü.

ABD Senatörü Bernie Sanders (solda)

Önceki Amerika Birleşik Devletleri başkan yardımcısı Joe Biden (ortada)

ABD Senatörü Elizabeth Warren (sağda)

Kolaj: Evrensel

Paylaş

Ekim KILIÇ
New York

ABD’nin ulusal siyaset gündeminde 2020 başkanlık seçimleri öncesinde partilerin ön seçimleri üzerinden tartışmalar yoğunlaşıyor. Geçtiğimiz haziran ayı sonunda Miami ve temmuz sonunda Detroit kentlerinde ilk ikisi gerçekleşen Demokratik Parti adaylarının tartışmaları, başkanlık ön seçimlerine yaklaşan ABD’nin nasıl bir siyasal atmosfere sahip olacağına dair ipuçları verdi.

Demokratların Miami ve Detroit kentlerinde yer alan tartışmaları ikişer gün süren ve her bir gün 10 farklı adayın konuk olduğu oturumlara şahit oldu. Toplam 20 adayın davet edildiği Demokrat Partinin ön başkanlık seçim tartışmaları, hangi aday konuşmasıyla daha çok bağış ve oy alırsa onu öne çıkartmak amacı taşıyor. Önümüzdeki eylül ayında üçüncüsü Houston kentinde yapılacak olan “Demokratik tartışma”ya şu ana kadar 8 aday uygun görüldü. Bunların arasında Obama dönemi Eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, Senatör Bernie Sanders, Elizabeth Warren, Kamala Harris, Cory Booker, Amy Klobuchar, Vali Pete Buttigieg ve Eski Vekil Beto O’Rourke yer alıyor.

SAĞLIK, GÖÇ, SUÇLA MÜCADELE VE İKLİM ÖNE ÇIKTI

Tartışmalarda sağlık sistemi reformu başta olmak üzere göçmen politikası, suçla mücadele ve iklim değişikliği öne çıkan başlıklar arasındaydı. Demokrat Partinin merkezi güçlerinin desteklediği aday Joe Biden, iki buçuk saat süren ikinci Detroit tartışmasında 22 dakika ile en uzun konuşan aday oldu. Bunun yanı sıra adayların tartışmaları Demokratların bölünmüşlüğüne işaret eden yorumlara sebep oldu. “FiveThirtyEight” sitesinin yayınladığı rapora göre, ikinci tartışma birinci tartışmadan 5 milyona yakın bir farkla daha az izlenmesine rağmen ikinci tartışmada partideki merkezciler olarak adlandırılan adaylar özellikle Senatör Sanders ve Warren’ın üzerine gelmeleri halkın tepkisini çekti.

DEMOKRATLAR ARASI TARTIŞMA

Demokrat cumhurbaşkanlığı adaylığı için önde gelen ilerici adaylar arasında; “devrimci politika” çağrısı ile Donald Trump’ı yenmek için çaresiz bir arzu arasındaki mücadeleyi yansıtan ikinci bir tartışma salı günü ılımlıların saldırısına neden oldu. Tartışmalar öyle bir noktaya geldi ki; Eski Demokrat Vekil John Delaney, Bernie Sanders’ın ve ilerici vekillerin savunduğu “Herkes İçin Sağlık Sigortası”nı “mümkün olmayan bir söz vermek” olarak suçladı. Senatör Warren ise merkezcilerin konuşmalarının kastederek Demokratların böyle kazanamayacağını, siyasetin “Biz ne yapamayız ne için mücadele etmemeliyiz” diyerek olmayacağını söyledi. Neoliberal politikaların savunucusu “Merkezciler”in ilerici adaylara yönelik saldırıları Demokratların içinde daha da derinleşen bir çatlağı da yansıtıyor. Çünkü 2016 başkanlık seçimlerinden beri Demokratik ajandada olan “ne olursa olsun Trump’ı defetmeliyiz” temelli politikanın altına ABD’li halkların başta sağlık, barınma, işsizlik, göç gibi temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük gizlenmiş durumda.

DEMOKRAT ELİTLER BIDEN’İ ÖNE ÇIKARIYOR AMA...

Öte yandan Joe Biden, “En çok desteği gören aday” olduğu iddiasıyla ABD’li Demokrat siyasal seçkinleri ve medyada öne çıkartılıyor ancak durum halk nezdinde pek de göründüğü gibi değil.

İkinci tartışmadan sonra Bernie Sanders, yurt çapında en liberal eyaletten en muhafazakar eyalete kadar en çok ve en yaygın bağışı topladı. Birçok istatistik Sanders’ın geniş kabul gördüğü iddiasını destekliyor. Ancak Sanders’ın yanında Elizabeth Warren ve Kamala Harris de güçlü desteğe sahipler. Warren, siyasal olarak Sanders’tan daha ılımlı-liberal olsa da sağlık reformu konusunda Sanders’la yan yana olan duruşu ve üniversite öğrencilerinin okumak için altına girdikleri borçları temelden iptal etme tutumu, onun halk tarafından desteklenebilmesini sağlıyor. Aynı şeyi Kamala Harris için söylemek ise zor. Harris’in öğrenci borçlarını af planı birçok kesimce ironik bulundu. Eğer federal burs almışsan, ve dezavantajlı bir topluluk üyesi olarak bir iş kurup 3 yıl bu işi sürdürebilmişsen 20 bin dolarlık borcun affediliyor. Bu noktada Sanders ve Warren, ortaya koydukları elle tutulur tavırlarla daha öne çıkıyorlar.

AFL-CIO BAŞKANI DEMOKRATLARI UYARDI

Amerikan Emek Federasyonu ve Endüstriyel Örgütler Kongresi (AFL-CIO) Başkanı Richard Trumka Demokratların tartışmasının ardından kapalı bir toplantıda iki partiye de “Daha iyisini yapma zamanı” diyerek mesaj verdi.

Trumka, katılımcılara Donald Trump’ın işçilerin zararına politikaları onaylarken Demokrat liderlerin adaletsiz bir ekonomi yaratmadaki kendi rollerini dikkate almaları gerektiğini belirtti. Her iki tarafı da zenginlerin yararına var olan bir sistem için suçlamak gerektiğini söyledi.

Trumka, “Şirketlerin kontrolsüz açgözlülüğü öncelikli olarak ön plana çıkaran asırlık iş kanunu ağına yakalandık” dedi. “Bu Beyaz Saray’ı (hükümeti) istediğimiz kadar suçlayabiliriz. Ama bu yeni bir şey değil… Cumhuriyetçi Parti işçiler için çoğunlukla kötü. Bu başkan işçiler için kötü. Ancak, Demokrat Partinin sicili konusunda dürüst olalım.” dedi.

Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması ve Trans-Pasifik Ortaklığını işçi sınıfına karşı Demokrat destekli ticaret anlaşmaları olarak ifade etti. “Yapabileceğinize inanıyorum. Yapacağınıza inanıyorum. Ve emekçi halk bunun için aç. Ancak yalnızca isminizin yanında bir “D” bulunduğu için işçilerin oylarını cepte sayamaz veya basit bir seçim kampanyası söylemiyle işin üstesinden gelemezsiniz.”

ABD’Lİ İŞÇİLER VE EMEKÇİLER GÖÇMENLER İÇİN DİRENİYOR

ABD’de göçmenler merkezli süren insanlık krizi boyut kazanıyor. Amerikan Sivil Haklar Birliğinin (ACLU) açtığı bir davada bir yıldan fazla bir süredir bir hakimin Göçmenlik ve Gümrük Muhafazanın (ICE) çocukların ailelerinden ayırılmasına karşı durdurma kararı vermesine rağmen; geçen zamanda 900’den fazla çocuk ailelerinden alıkonuldu. Hükümet istatistiklerine göre, çocukların yüzde 20’ye yakını beş yaşından küçük. Ayrıca geçtiğimiz yıl mayıs ayından haziranın 20’sine kadar 2 bin 700 çocuk ailelerinden alıkonulmuştu.

MÜLTECİLERLE DAYANIŞMA ÖNE ÇIKIYOR

Göçmenler üzerinde sürdürülen faşizmi aratmayacak baskı nedeniyle halk, iltica merkezlerine akın ediyor. New York’ta ziyaret ettiğimiz Yeni Sığınma Koalisyonunda (NSC New York) Orta Amerika’daki siyasal krizlerden kaçıp gelen mültecilerin her birinin hayat hikayesi kan donduran cinsten olduğuna tanıklık ediyoruz. Guatemalalı “MS-13 çetesi” tarafından ölümle tehdit edilenler, yakınlarını kaybedenler kaygılı ve yorgun bakışlarıyla salonu dolduruyor.

İspanyolca bilen, not tutan yüzlerce gönüllü salonda göçmenlerin etrafını sarmış, iltica formlarını doldurmaya ve bu formları ücretsiz hizmet sağlayan avukatlara hazırlamaya çalışıyor. Salonu dolduranlar arasında Latin ve Orta Amerika kökenli, önceden ABD’ye gelip yerleşmiş gönüllüler belli ki 7/24 göçmenlerin yardımına koşuyor. Mültecileri herkes “arkadaş” diye adlandırıyor, böylelikle onların “müşteri” olmadıklarını ifade ediyorlar.

MAHALLE HALKI GÖZALTINA İZİN VERMEDİ

ICE kolluk kuvvetlerinin saçtığı teröre karşı halk ücretsiz genel hukuki hizmetleri kendi başına örgütlerken ABD’nin dört bir yanından da moral veren haberler de geliyor. Örneğin, ABD’nin milliyetçi muhafazakar vesayetiyle bilinen Tennessee eyaletinin Nashville kentinin bir mahallesinde, ICE’nin mahallede 14 yıldır yaşanan Latin Amerikalı bir göçmeni ve 12 yaşındaki oğlunu göz altına almasının halk tarafından engellenmesi gibi. 22 Temmuz Pazartesi sabahı gerçekleşen olayda mahalle halkı ve aktivistler baba ve oğlun gözaltında oldukları aracın etrafında çember oluşturarak mahalleden ayrılmasından izin vermediler. 4 saat boyu süren uğraşlar sonucu ICE memurları pes ettirildi. Mahalle halkı ICE’nin daha kalabalık geleceğini ancak kendilerinin daha güçlü bir şekilde cevap vereceklerini, çünkü halk olduklarını söylüyorlar.

Yanı sıra mart ayında, New York’ta bir aktivist, belgesiz iki göçmeni aracına alarak ICE memurları tarafından gözaltına alınmaktan korudu. Kuzey Karolina eyaletinde de 27 kişi, bir göçmenin gözaltına alınıp götürüldüğü karavanı engelledikleri için gözaltına alındılar.

METAL İŞÇİLERİNDEN SINIF DAYANIŞMASI

Birleşik Metal İşçileri Sendikası (USW) ise Twitter sayfasından geçtiğimiz ay yaptığı bir paylaşımla ICE’ın gözaltına aldığı Ernesto ‘Tito’ Ochoa adlı “yasal” göçmen olan arkadaşlarının federal hapishaneye gönderilmesine ve sınır dışıyla tehdit edilmesine rağmen sendikası tarafından kurtarıldığını duyurdu. Bir telefon hakkı olan Ochoa sendikasını arayarak yardım istedi. Indiana’nın Burns Harbor kentinde USW Yerel 6787 sendikası 3 bin 300 emekçiyi temsil ediyor. Aynı sendika 23 Temmuz Salı günü ABD’nin Minneapolis kentinde kalabalık bir eylem yaparak, göçmen gözaltı kamplarının kapatılması çağrısı yaptı, göçmen emekçilerle sınıf dayanışması tavrı sergiledi.

ÖNCEKİ HABER

Eğitim Sen: 1071 imza, üniversiteler tarihinde utançla anılacak bir kampanya

SONRAKİ HABER

Hiroşima'nın 74. yılında nükleer santrallere karşı mücadele çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...