İsveç’te sendikalar LGBTİ+’ların haklarını tartışıyor

Murat KUSEYRİ
Stockholm

İsveç’te 1,5 milyon üyeli İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu (LO) ve üyesi federasyonlar, işyerlerinde LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığın son bulması için bir dizi çalışma yürütüyor.

LO ve federasyonların tamamı Onur Haftası etkinliklerine çadır kurarak katılırken aynı zamanda LGBTİ+’ların işyerlerinde karşılaştıkları sorunları ele alan panel ve konferanslar düzenliyor.

AÇILIŞI EŞİTLİK BAKANI YAPTI

Bu yıl 22.’si düzenlenen Stockholm Onur Haftası’nın açılışını LGBTİ+ olduğunu ilan eden İsveç’in ilk kadın bakanı yaptı. Eşitlik Bakanı Åsa Lindhagen, 1990’lı yıllarda bir LGBTİ+ olarak karşılaştığı güçlükleri katılımcılarla paylaştıktan sonra festivali örgütleyenlere kendisi ve diğer LGBTİ+’lar için yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkür etti.

Kendilerini ‘6F’ olarak adlandıran ve ortak çalışma yürüten LO üyesi 6 federasyon, il merkezindeki Claron Oteli’nde LGBTİ+’ların hakların tanınması için “İşçi sınıfı hareketinin sorumlulukları” temalı paneller düzenledi.

İŞYERLERİNDE AŞAĞILAMA YAYGIN

Panelde LGBTİ+’ların işyerlerinde karşılaştıkları sorun ve ayrımcılığı belirlemek için Elektrikçiler Federasyonu’nun Sifo adlı şirkete işyerlerinde yaptırdığı kamuoyu yoklamasının sonuçları açıklandı.

673 elektrikçiyi kapsayan araştırmanın sonuçları LGBTİ+’lara yönelik aşağılayıcı söz ve davranışların oldukça yaygın olduğunu gösterdi.

Araştırmaya katılan her 10 elektrikçiden 6’sı işyerlerinde LGBTİ+ meslektaşları hakkında aşağılayıcı kelimeler kullanıldığını söyledi. Yüzde 11’i de birlikte çalıştığı LGBTİ+ olduğunu bildiği bireylerin cinsel tercihini gizlediğini belirtti. Yüzde 14’ü de gey ve transseksüel olduğunu kabul eden kişiler hakkında dedikodu yapılacağına inandığı yönünde görüş belirtti.

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Elektrikçiler Federasyonu Başkanı Per-Håkan Waern, farklı cinsel yönelimi olan işçilere yönelik ayrımcılığın son bulması için eğitimin gerekli olduğunu ve işyeri temsilcilerine önemli görevler düştüğünü söyledi.

‘HOŞGÖRÜSÜZ BİR KÜLTÜRÜN KALE BURCU OLAMAYIZ’

“Hoşgörüsüz bir kültürün kale burcu olamayız” diyen Waern, cinsel yöneliminden dolayı aşağılananların durumu sendikaya bildirmelerinin oldukça sıra dışı olduğuna dikkat çekti. “Ayrımcılık ve dışlanmaya uğrayan üyelerin bizlere başvurması için daha inandırıcı olmamız gerekiyor” dedi.

Polis teşkilatı, bu yıl Onur Haftası’nın bulunduğu alan yerine il merkezindeki Sergels Torg Meydanı’na bir araba yerleştirip kamuoyunu bilgilendirmeyi tercih etti.

Evrensel'e açıklamalarda bulunan Polis Elisabet Deger Hansson, Onur Haftası etkinliklerinin yapıldığı alana sadece biletleri olanların girebildiği için bu yıl il merkezindeki meydanda çalışma yürütmeyi ve kamuoyunu LGBTİ+’ların hakları hakkında bilgilendirmeyi tercih ettiklerini söyledi.

SORUN TEMELİNDE İNSAN HAKLARI SORUNU

Herkesin eşit değerde olduğunu göstermek için Onur Haftası’na katıldıklarını belirten Hansson “Sorun temelinde insan hakları sorunu. Herkes farklıdır. Herkesin istediği gibi yaşama hakkı var. Bizim İsveç’in en büyük kurumu olarak LGBTİ+ Hareketi’ni savunduğumuzu göstermemiz önemli” dedi.

POLİSİN GÖREVİ GÖSTERİ YAPANLARI KORUMAK

Irkçı ve Nazi hareketlerin zaman zaman Onur Haftası etkinliklerine yönelik tehdit ve saldırılarına tepki gösteren Hansson “İsveç’te demokrasi, ifade özgürlüğü ve gösteri yapma hakkı var. Polisin görevi gösteri yapanları korumak. Böylelikle herkes görüşlerini özgürce açıklayabilir” şeklinde konuştu.

İSVEÇ POLİSİ MÜKEMMEL DEĞİL

Hansson, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerde LGBTİ+ bireylerin gösterilerine izin verilmemesi ve polisin göstericileri şiddet kullanarak dağıtması hakkında ne düşündüğü sorusunu şöyle yanıtladı:

“Korkunç bir şey. Bu bir demokrasi sorunu. İnsanların nasıl yaşayacaklarına karar vermek bizim görevimiz değil. İnsanlar istedikleri gibi yaşayabilmeli ve düşünebilmeli. Benim tanrıya inanıp inanmamam benim sorunum. Kendimi başkalarına karşı savunmak zorunda kalmamalıyım. İsveç polisi olarak biz de mükemmel değiliz. Öğreneceğimiz çok şey var. LGBTİ+’ların sorunları, İslam ve Yahudilik hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Bunları öğrenerek ayrımcılığa karşı daha iyi mücadele edebiliriz.”