İMES işçileri: Zamlar ücretlerimizi mum gibi eritti, böyle daha nereye kadar!
İMES'te çalışan işçiler, son dönemde doğal gazdan gıdaya kadar yapılan zamlar nedeniyle zaten düşük olan ücretlerinin iyice eridiğini, işten atmalarla koşulların ağırlaştığını söylüyor.

İLGİLİ HABERLER

İMES işçileri ücretlerinin artırılmasını istiyor

İstanbullu işçiler: İmamoğlu’nun verdiği sözleri tutmasını bekliyoruz
Osman DÜZGİDEN
İstanbul
Ekonomik krizin en fazla vurduğu bölgelerden biri İMES. 9 bin işçinin çalıştığı sanayi sitesinde işten atmalar yaygınlaştı. Öyle ki geçici veya sürekli olarak işsiz kalanların sayısının 3 bini bulduğu söyleniyor. İşten atmalar çalışan işçiler için kuralsız çalışmanın daha da ağırlaşması anlamına geliyor. İşçiler günde 12 saat çalışıyor, iş güvenliği önlemleri alınmıyor, fazla mesailer çıkıldığında bu çalışma karşılığı işçilere asgari ücret veriliyor. İşçiler, son dönemde doğal gazdan gıdaya kadar yapılan zamlar nedeniyle zaten düşük olan ücretlerinin iyice eridiğini söylüyor.
1300 CİVARI İŞYERİ VAR
Ümraniye Dudullu’da kurulu İstanbul Metal Eşya Sanayiciler Sitesinde (İMES) binlerce işçi çalışıyor. Bir anlamda çıraklık meslek okulu ve mesleki eğitim merkezi ve kayıtlı 1300 civarında irili ufaklı atölye ve işyeri ile İMES OSB’ye kalifiye işçi de yetiştiriyor. A-B-C-D-E bloklarında oluşan İMES Sanayi Sitesi ilk kurulduğunda 20 bin civarında işçi çalışıyordu. İşyerlerinin fabrikaya dönüşerek Tuzla, Kurtköy, Gebze Dilovası bölgelerine taşınmasıyla bugün bu rakam 9 bin civarına geriledi.
"ARKADAŞLARIM BANA 40 YAŞINDA GÖRÜNÜYORSUN DİYOR"
Metin Dikmen gemi aksamları döküm atölyesinde çalışıyor. 17 yaşında çalışmaya başlamış. Bugün 25 yaşında. “Arkadaşlarım 40 yaşında görünüyorsun dediğinde öfkeleniyorum, içerliyorum. Çünkü arkadaşlarım doğru söylüyor. Sabah 8 akşam 7 günde bazen 10-12 saat çalışıyoruz. Aldığımız para 2 bin 700 lira. Bize yapılan zamlar hep 50-100 lira” diyen Dikmen, özellikle kış aylarında daha da zorlandıklarını söyledi: “Elektrik, su, telefon, kira, doğal gaz... Hele de kış aylarında faturalara yaptığımız ödemelerle hep eksi bakiyedeyiz ve hep borçluyuz.” Gemi pervaneleri ve motor yatakları aksamları ürettiklerini dile getiren Dikmen şöyle devam etti: “Metal parçalarıyla, kıymıklarla göz yırtılmaları, kaynaktan katarakt, bel fıtığı, kas yırtılmaları gibi ciddi rahatsızlıklarla yaşamak zorunda kalıyoruz. Koruyucu hiçbir tedbir yok. 14 kişi çalışıyorduk 8 kişi kaldık 6 arkadaşımız çıkarıldı. Tazminatları taksitle veriliyor. Hiçbir güvencemiz yok. Sadece yemek yiyebiliyoruz, yol paraları da cebimizden gidiyor. Burada kuralı patronlar koyar, ücretleri onlar belirler, işten atılıp atılmayacağımızın kararını da onlar verir. Böyle bir adalet olur mu hiç?”
"RAZI OLMAMAMIZ LAZIM"
Mustafa Tutal, 43 yaşında olduğunu çoktan emekli olması gerekirken çıkan yeni yasalarla nedeniyle yaşının dolmasını beklediğini söyledi. 19 yıldır İMES’te çalıştığını ve hiçbir dönem işçilerin insan yerine konulmadığını söyleyen Tutal, şunları söyledi: “Av tüfekleri ve çeşitli ebatlarda tabanca üretiyoruz 150 -200 civarında işçi başlangıçta işyerimizde çalışıyordu. Şimdi ise ancak 100 civarında işçi çalışıyor. Ekonomik kriz dediler CNC makinalarını kurdular derken onlarca arkadaşımız işten çıkarıldı. İşten atılan arkadaşlarımızın çoğunun hakları ödenmedi. Sigorta primleri tam yatırılmamış. Ayda 70-80 saat fazla mesai ücretleri bordrolara yansımamış. Ben 3 bin lira alıyorum. 19 yıllık işçi olmama rağmen 8 saatten düşündüğünde asgari ücretin 700 lira üstünde bir ücrete çalışıyorum.” Asgari ücretli bir işçinin ne kirasını verebileceğini ne de mutfak masraflarını karşılayabileceğini dile getiren Tutal, “Köyle kasaba ile bağı olan işçi memleketinden bir şey getirirse ne ala. Çarşı pazar bize haram” dedi. Pres makinesinde yaralanmaların yaşandığını aktaran Tutal, “Kas kopmaları ezilmeleri olur hiçbir tedbir yok. Artık İMES işçisi bir şey yapar bir araya gelir örgütlenirse iş değişir. Yoksa açlıkla, yoksulluk arasında ölümle pençeleşen ağır hasta gibi sürünür durursun. Buna razı olmamamız lazım” diye konuştu.
BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMEZSEK DAHA ÇOK AĞLARIZ
Ahmet Uysal işyerlerinde iki ayrı atölyede toplamda 70-80 işçinin çalıştığını ve işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin hiçe sayıldığını anlattı. Kriz koşullarına rağmen sürekli iş olduğunu söyleyen Uysal, “Buna rağmen işçi arkadaşlarımız performansın iyi değil denilerek ikişer üçer işten atıldılar. Yerine asgari ücretle genç işçi çalıştırmak patronlar için cazip” dedi. Çalışma koşullarını anlatan Uysal, şöyle devam etti: “Kimyasal gazlar, kızgın lavların içinde koruyucu eldiven ve gaz maskesi kullanmadan çalışıyoruz. Yılda en az iki kere akciğer filmi çekilmesi lazım. Siyanür kullanılan tanklar var. Oradan yayılan koku var. Koruyucu elbise olmalı, gaz maskesi olmalı. Kanserle karşı karşıyayız.” 2 bin 500 lira ücret aldığını ve bu parayla ev kirası, elektrik ve doğal gazı ancak ödeyebildiğini söyleyen Uysal, “Ücretlerimiz en azında 5-6 bin lira olmalı. Ücretimiz yapılan zamlarla yok olup gidiyor. Önce patronların bizi muhatap kabul etmesi gerekir. Bunu başarmak için de İMES işçilerin birliği, mücadelesi şart. Bunu yapmazsak çok ağlarız.”
BURADA KURALSIZ ÇALIŞMANIN İHTİSASI YAPILIR
Erdoğan Yılmaz 26 yıllık deneyimli bir işçi: “3 bin lira alıyorum. Emekliliğim gelmiş hâlâ çalışmak zorundayım. İki çocuğum var üniversitede okuyorlar biri bitirdi mühendis oldu fakat işsiz. Geçinemiyorum. Bizim patron sosyal demokrat yine insani bir şey var. Ama İMES genelinde bir vicdansızlık var. Burada kuralsız çalışmanın ihtisası yapılır. 2 hafta tatil hakkımız var. Kimse tatile çıkmak istemiyor. Hangi parayla tatil yapacak. Ay sonuna hep eksi giriyoruz. Ücretlerimiz borçlarımızı karşılamıyor. İşçi benim hakkımı ver, bu benim hakkım demezse patronların umurunda olmayız. İnsanca yaşanabilecek ücreti talep edip, mücadele etmeliyiz.”
GAZ, TOZ, GÜRÜLTÜ VAR MOLA YOK
24 yaşındaki genç işçi Metin Çiftçi, dökümhaneler için “Ha maden ocağı ha dökümhaneler” dedi. İşyerlerinde Afgan, Suriyeli... her yerden işçi olduğunu söyleyen Çiftçi, şunları söyledi: “Hepsi 1500, en fazla 2 bin liraya çalıştırılıyor. Yemek yiyoruz 10 dakikada, çay içiyoruz 5 dakikada. Başka mola yok. Günde 12 saate yakın çalışıyoruz. Gaz, toz, gürültü, kimyasal eriyiklere karşı hiçbir koruyucu bir giysi eldiven yok. Mesai ocak yanmıyorsa 6’da bitiyor, ocak yanıyorsa döküm varsa gece 8’e 10’a kadar çalışmak zorundasın. Yılda bir kez 50 lira ücret zammı olur mu? İşçi işçiye karşı kullanılıyor. Suriyeli, Afgan işçiler bize karşı tehdit olarak kullanılıyor. Yemeğin dışında hiçbir hak yok. Direnip hak alan işçiler ne yapıyorsa İMES işçileri de onu yapmalı.”
"PATRONLARIN BİRLİĞİNE KARŞI İŞÇİLERİN BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK ZORUNDAYIZ"
Hasan Ceylan, İMES’te 13 yaşında işbaşı yapmış. Talepler etrafında örgütlenme ve mücadele yürütülmesinin önemine dikkat çeken Ceylan, şöyle devam etti: “İMES işçileri politikayı tartışıyor, memleketin gidişatını tartışıyor. Fakat bu sömürüden nasıl kurtulacağım, patronlar karşısında nasıl muhatap kabul edilirim diye tartışmıyor. Biz az sayıda işçi bu fikri yaymaya, İMES işçilerinin muhatap kabul edilebileceği bir çalışmayı yürütmeye çalışıyoruz. Ücretler çok düşük ve zamlar karşısında, hayat pahalılığı karşısında eriyip yok oluyor. Ağır çalışma koşulları var. Bel fıtığı, göze çapak kaçma, katarak, el ve bacak eklemlerinde aşınma, bel düzleşmesi, kas ezilmeleri, kas yırtıkları ağır işlerden kaynaklanıyor. Verem, hepatit B gibi riskli hastalık tehlikeleri var. Hijyen yok. Yemek ve çay molaları kısa. Fazla mesai ücretleri eksik ödeniyor. Sosyal haklarda iyileşme yok. Kültürel sosyal etkinlik yapamıyoruz. Tüm bu talepler için örgütlü mücadele yürütmek zorundayız. Ünaldı dokuma işçileri, Bolu-Gerede saya işçileri, Adana saya işçileri, İstanbul’daki nakış işçileri mücadele edilip kazanılabileceğini bize gösterdi. Bizde buradan ilerlemeliyiz. Ayrıca işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri için işçi komiteleri ve her blokta işçi komiteleri kurarak patronların birliğine karşı işçilerin birliğini sağlamak zorundayız.”
TALEPLER
Görüştüğümüz işçiler şu talepleri dile getirdi:
- İnsanca ücret, insani koşularda çalışma ve iş güvencesi sağlansın. İşten çıkarılma yasaklansın.
- İşçi ücretleri açlık ve yoksulluk sınırları baz alınarak belirlensin.
- A-B-C-D-E bloklarından işçilerin belirlediği temsilcilerden oluşan 10 kişilik bir işçi komitesi İMES yönetimi tarafında muhatap kabul edilsin.
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri hayata geçirilsin, işçilere denetim yetkisi verilsin.
- İMES içinde işçi lokali ve işçi kültür evi açılsın. Kadın işçilerin çocukları için ücretsiz kreş hakkı tanınsın.
- Ücretsiz servis hakkı, ya da ücretsiz toplu taşım kartları verilsin. Aylık ücretsiz yemek kartı verilsin.
- 8 saat iş günü uygulansın. Fazla mesai ücretleri tam olarak bordrolara yansısın. Cumartesi-pazar günleri tatil olsun.
Evrensel'i Takip Et