17 Ekim 2012 09:42

Cindoruk ‘12 Mart’ı neden atlıyor?

‘Darbeleri Araştırma Komisyonuna davet edilen TBMM Eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, bu çağrıyı bir mektup yazarak reddediyor. Bu mektubun tam metni, 13 Ekim 2012 tarihli ‘Yurt’ gazetesinde yayımlandı.Cindoruk, komisyona gönderdiği mektupta, ‘27 Mayıs 1960’ ve ‘12 Eylül 1980’ askeri darbelerinin sanığı, tanığı

Cindoruk ‘12 Mart’ı neden atlıyor?
Paylaş
İsmail Biçer

‘Darbeleri Araştırma Komisyonuna davet edilen TBMM Eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, bu çağrıyı bir mektup yazarak reddediyor. Bu mektubun tam metni, 13 Ekim 2012 tarihli ‘Yurt’ gazetesinde yayımlandı.

Cindoruk, komisyona gönderdiği mektupta, ‘27 Mayıs 1960’ ve ‘12 Eylül 1980’ askeri darbelerinin sanığı, tanığı ve karşıtı olduğunu dile getirirken nedense ‘12 Mart 1971’i atlıyor:
“(…) Darbe; bir ülkenin tüm coğrafyasının, kurum ve kurallarının meşru olmayan biçimde ele geçirilmesidir.
Türkiye, 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 tarihlerinde ağır iki darbe yaşamıştır. Bu oluşların; sanığı, tanığı ve karşıtıyım.
TBMM’yi kapatan, meşru olmayan Meclisler kuran, idamlar gerçekleştiren dehşet verici bu süreçlerin, ‘Yaralı Bir Yasama Organı’ tarafından araştırılmasına katkı sağlamayı çok isterdim. Yaşadıklarımızı ve direnişimizi Yüce Meclise yansıtma görevini elbette tarafsız biçimde yapmak için Komisyonunuz bir fırsat oluşturmuştu.
Ne var ki; ‘Araştırma komisyonunuzun son günlerde giderek ‘soruşturma komisyonuna dönüştürüldüğünü gözlemliyorum. (…)”
Cindoruk’un komisyona gidip-gitmeme kararı bir kenara; ‘tarafsızlık ilkesi’nden bahsedip de ‘12 Mart’ı atlamış olması oldukça düşündürücü…
‘27 Mayıs’ın ve ’12 Eylül’ün yarattığı hukuksuzluğa vurgu yapan ve her iki dönemin yol açtığı idamlardan bahseden, bunları bir felaket olarak nitelendiren Cindoruk’un,  ‘12 Mart’ın gerçekleştirdiği hukuksuzluk ve bu hukuksuzluğun yarattığı idamları görmezlikten gelmesinin altını çizmek gerekir.
Oysaki ‘12 Mart 1971’ muhtırası, hükümetin istifaya zorlandığı bir askeri müdahaledir… ‘12 Mart’ döneminin yasama organı, askerlerin gölgesinde karar vermemiş olsaydı Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın yargılanmaları ve idam kararları Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No’lu Mahkemesinde başlayıp, sonuçlandırılır mıydı? Bir hukukçu kimliğine sahip olan, ‘27 Mayıs’ ve ‘12 Eylül’ün idamlarından bahseden Cindoruk’un, ‘12 Mart’ idamlarını görmüyor olması manidar bir durum…
‘12 Mart’ta her ne kadar parlamento feshedilmemiş, partiler kapatılmamış olsa da, Meclis içi tüm siyasi gelişmeler ’12 Mart’ı yaratan askerlerin iradesi dahilinde gerçekleşmiştir. Tarafsız gibi görünen Nihat Erim Hükümeti de böyle bir tablonun parçasından başka bir şey değildir.
Bugün bazı televizyon programlarına çıkarak, AKP iktidarının yarattığı antidemokratik uygulamaları (Ki katıldığımı söylemek isterim) eleştiren, Silivri Hapishanesi mahkemelerinde yargılananların büyük bir haksızlığa uğradığını ve bu yargılamaların hukuka aykırı olduğunu anlatan Cindoruk’a, ‘12 Mart’ın ‘Mamak’ ve ‘Ziverbey Köşkü’nü anımsatmak gerekir.
‘12 Mart’, bu ülkenin sadece “Tam Bağımsız Türkiye!” sloganı atan gençlerini idam sehpalarına taşımadı… Cindoruk’un eksikliğini hissettiğini dile getirdiği demokrasi, insan hakları, emek ve çağdaşlık kavramlarının bu topraklarda yeşermesinin neredeyse imkansız hale geldiği bir iklimi de yarattı…
NATO’ya tam bağımlılığını tescillemiş; insan hakları, hukuk ve adalet, yargının üstünlüğü, bireyin ifade ve örgütlenme özgürlüğünü yok saymış olan ‘12 Mart’ın, Cindoruk’un itiraz ettiği bugünkü siyasal yapıdan hiçbir farkı yok.
Bu durum karşısında; Yassıada duruşmalarında Adnan Menderes ve Demokrat Parti yöneticilerinin avukatlarından biri ve en genci olarak bilinen, Demokrat Parti üyeliği ile başladığı siyasi hayatını Adalet Partisi, Demokratik Parti, Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisinde il başkanlığı, kuruculuk, genel idare kurulu, genel başkanlık düzeyinde sürdürmüş olan Cindoruk’un demokrasi algısı, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” anlayışından öteye gitmiyor.

*Şair-Yazar

ÖNCEKİ HABER

Başbakanın üslubu

SONRAKİ HABER

Sağlıkta şiddet çığırından çıktı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...