Kurultayla kendimizi daha güçlü hissediyoruz

Basın-İş’in İzmir’de tek örgütlü olduğu işyeri olan Etapak’ta 2006’da sendikalaştıklarını belirten Yurteri, sendikalaşma öncesinde de işyerinde işçiler arasında birliktelik olduğunu belirtti.

SENDİKALAŞMAK İÇİN 1 YIL ÇALIŞTIK

2005’te işyerinin Alsancak’tan Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınması ile işçi haklarında geriye dönüşlerin yaşandığını, kazanılmış haklarının ellerinden alınmaya başlandığını ifade eden Yurteri, “Üretimde düşüş ve düzensizlik işçileri işleri ve hakları ile ilgili kaygılandırdı. İşimizi ve haklarımızı korumak için sendikalaşma gündeme geldi. İşyerinde işçiler tarafından sevilen kalifiye işçilerden oluşan bir grup arkadaş, sendikalaşma çalışması başlattık. Bölüm bölüm tam bir gizlilik içinde, işverene yakın olduğunu düşündüğümüz işçilerle görüşmeyi en sona bırakarak sendikalaştık” diye konuştu.

İlk genel kurulda şube sekreteri görevine seçildiğini ifade eden Yurteri, “Ancak baştaki örgütlenme çalışmasının canlılığını giderek kaybettik. İşyerindeki örgütlenme çalışmalarında pasif kalınınca 2009’da şube sekreterliğinden istifa ettim. İşyerinde sendikal örgütlülük anlamında varlık gösterilemeyince işçi arkadaşlarda rahatsızlık ve tepki oluştu bunun üzerine işyerinde daha aktif bir sendikal örgütlülük için yeni bir anlayışla genel kurulda aday olduk ve göreve geldik” dedi.

ÖRGÜTSÜZ İŞÇİLERE KARŞI SORUMLUYUZ

Göreve geldiklerinde Çiğli Organize’de İşçi Kurultayı çalışması yürütüldüğünü ve Kurultay Komitesindekilerle tanışıp çalışmaya dahil olduklarını anlatan Yurteri, şöyle devam etti: “Bu çalışmalarla ilgili katıldığımız toplantıların Evrensel’de haber olarak yer alması, bir gazetede Basın-İş’ten ve işyerimizden bahsedilmesi, kurultayla ilgili bültenlerin dağıtılması işyerimizde heyecan yarattı. Kurultay çalışması ile artık tek işyerinde örgütlü, içine kapanmış bir sendika olma psikolojisinden kurtulduk. Şimdi Kurultay Komitesi ile Çiğli’de örgütlü işyerleriyle kurduğumuz ilişki ile kendimizi daha güçlü hissediyoruz. Yeni işyerlerinde örgütlenme hedefleri belirliyoruz.” Örgütlü işçiler olarak örgütsüz işçilere karşı sorumluluklarını bulunduğunu ifade eden Yurteri, “Diğer yandan bizim örgütlülüğümüzü koruyabilmemiz için de örgütsüz işçileri örgütlememiz gerekir” dedi.

İŞÇİLER 1 MAYIS’A AİLELERİYLE KATILACAK

Bu yıl 1 Mayıs’a işyerinde işçiler, eşleri ve çocukları ile hep birlikte katılmayı hedeflediklerini belirten Yurteri, “Protokol işçisi olmayacağız. Taleplerimizi haykıracağız. Dayanışma ruhu ile 1 Mayıs’a katılacağız. Esnek çalışma, bölgesel asgari ücret, kiralık işçi, sözleşmeli çalışma, kıdem tazminatlarının kaldırılmak istenmesi, açlık sınırının altında belirlenen ücretlere karşı, iş ve sendika yasalarındaki düzenlemeye ilişkin taleplerimizle işçiler, kamu emekçileri, işsizler kitlesel olarak 1 Mayıs’a katılmalıyız. Emekçiler olarak ülkede kendi gündemimizi oluşturmalıyız” dedi.
(İzmir/EVRENSEL)

KENDİ SINIF POLİTİKALARIMIZI OLUŞTURMALIYIZ

Yılmaz Yurteri: 12 Haziran’da yapılacak seçimler sonrasında torba yasayla geçirilen maddelerin tamamlayıcısı olarak kuralsız güvencesiz çalışmanın hem işçiler hem kamu emekçileri için daha yoğun gündeme geleceğini biliyoruz. Seçimlere yönelik emek örgütleri olarak taleplerimiz üzerinden tasarı ve istemlerimizi siyasi partilerin ve adayların karşısına koyup kendi sınıf siyasetimizi oluşturmalıyız. Mecliste işveren kökenli milletvekili oranı yüzde 83’lere çıkmış durumda. Böyle bir Meclis’ten işçiler yararına tasarılar, yasalar gündeme gelmesini beklemek hayal olur. Onlar örgütlenirken hiçbir engelle karşılaşmıyorlar ama işçiler anayasal hakları olan sendikalaşma haklarını kullandıklarında işten atılmayla, açlıkla, işsizlikle karşılaşıyor. Ülkeyi yönetenler de bunun karşısında sessiz kalıyor. Öyleyse sendikalar olarak işçiye bunu reva gören sermaye partilerine yedeklenmek yerine kendi sınıf politikamızı oluşturabilmeliyiz”.

EĞİTİM AMAÇLI TOPLANTILAR YAPACAĞIZ

Sohbete dahil olan Etapark İşyeri Temsilcisi Murat Dönmez, şunları söyledi: “İşyerinde sendikanın varlığını hissettirmek, üyemiz işçilerin arasında bir dayanışma öncelikle iyi ve samimi ilişkiler gerektirir. Bunun için çeşitli dayanışma etkinlikleri ve eğitim amaçlı toplantılar örgütlemeyi düşünüyoruz. Genel kuruldan sonra işyerinde daha olumlu bir hava oluştu. Kurultay çalışmalarına dahil olmamız bizi tek başına bir işyeri olmaktan çıkarttı.”