Pervin Buldan'dan Erdoğan'a: Geçtiğimiz ay 40 kadın katledildi haberiniz var mı?

Partisinin kadın grubu toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Erdoğan'ın "Kadın sorunları önceliğimdir" sözüne yanıt verdi.

16 Temmuz 2019 08:51
Paylaş

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin kadın grubu toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Japonya'daki G-20 zirvesinde söylediği, "Kadın sorunları önceliğimdir" sözlerine de yanıt veren Buldan, "Geçtiğimiz ay 40 kadın katledildi, bundan haberiniz var mı?" diye sordu.

Bu hafta gerçekleştirdiği HDP grup toplantısını kadın hakları ve kadına yönelik şiddete ayıran Buldan, yüzü bir erkek tarafından asit dökülerek yakılan Berfin Özek'i de gündemine taşıdı. "İmzacısı olduğunuz İstanbul Sözleşmesi gereği kadına yönelik şiddetin gerekli hukuki tedbirleri ve cezaları şartsız uygulamak zorundasınız" diyerek hükûmete seslenen Buldan, "Sevgili Berfin yalnız değilsin. Bu dava yalnızca senin değil, hepimizin davasıdır. Kravat ittifakınız sizi koruyamayacak. Fularların mücadelesi kravat algısının arkasına saklanan kadın düşmanlığını mutlaka yenecektir" diye konuştu.

Pervin Buldan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Bugün ve yarın Sevgili Selahattin Demirtaş'ın duruşmasına devam ediliyor. Buradan kendisine kucak dolusu sevgiler gönderiyorum.

Dün 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümüydü. Darbe girişiminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyor ve darbecileri lanetliyorum.

Arkadaşlarımız, demokratik siyasete yapılan darbe sonucu bugün içerideler. Biz yılmadık, yılmayacağız, demokrasi ve barıştan asal vazgeçmeyeceğiz. Dileriz bu tablo son bulur ve tüm siyasiler cezaevinden çıkar.

Bu Meclis aynı zamanda kadınların da meclisidir. Buranın erkek meclisine dönüştürülmesine asla izin vermeyeceğiz. Eşitsizliğin hakim kılındığı bir toplumsal düzende, ezme-ezilme ilişkisi ve bunun yıkıcı sonuçları kaçınılmazdır. Bu kara tabloda failler asla yalnız değildi. İktidardaki siyasi iradesiyle, medyasıyla hepsi yan yanadır. Kadınlara karşı işlenen her suçta, kurulan her mahkemede, yapılan her haberde bu kadın karşıtı örgütlenmeyi görüyoruz. Kadınlardan korkuyorlar.

Geçen hafta Şule Çet davasını hepimiz takip ettik. Dosyada olayın bir cinayet olduğu açıkça görülmesine rağmen üzeri örtülmeye çalışılıyor. Tıpkı Rabia naz'ın ölümünde olduğu gibi. Biz bu davaları takip etmeye devam edeceğiz. 

Yine İskenderun'da 19 yaşındaki Berfin, bir erkek saldrıganın asitli saldırısı yüzünden yüzü yandı ve tanınmaz hale geldi. Kadınların mücadelesi sonucu devletin tedavi masraflarını ödemeyi kabul etmesi bir utanç meselesidir. 4 Temmuz'da davası görülen Berfin'in yaptığı "Kravatla kurtulamazsınız" çağrısına biz de destek veriyoruz. Sevgili Berfin, yalnız değilsin, bu dava hepimizin davasıdır, kadıların davasıdır. Kadınlar olarak gerçek adaleti getirdiğimizde, kravat ittifakını kimse kurtaramayacak.

Bölgede kamu görevlilerinin kadına yönelik taciz ve tecavüzde bulundukları ortaya çıkıyor. AKP'nin gönül belediyeciliğinin yansıması, Mardin'deki kayyumun taciz ve tecavüzlerinde kendini gösterdi. Bunlar iktidarın atadığı kadrolardır, devlet adına hareket edenlerdir. Özellikle son 40 yıldır devlet gücünü arkasına alan kamu görevlileri, özellikle Kürt kadınlarına karşı sayısız suç işlemişlerdir. Bu suçların cezasız kalması da bunları cesaretlendirmiştir. Mecliste verdiğimiz önerge de AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiştir.

Bu ülkede kadınların, çocukların, hiçbir bireyin korunmak için ne S-400'lere ne de F-35'lere ihtiyacı vardır. Yapılacak şey toplumsal barışı sağlamak ve hukuk yoluyla hakları güvenceye almaktır. Bu konuda mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.

Bu ülkeyi 17 yıldır yöneten AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Japonya'da kadınların haklarını gözettiğini söylüyor. Sizin hassasiyetiniz bu mu? Anneler yerlerde sürüklendi, coplandılar, gözaltına alındılar. Sizin hassasiyetiniz bu mudur?

Erdoğan'a hatırlatmak isterim, son 6 ay içerisinde katledilen kadın sayısı 214, bundan haberiniz var mı? Biz sadece şunu biliyoruz, sizin hassasiyetiniz, toplumun her kesimine olduğu gibi kadınlara ve çocuklara da ölüm getirdi.

Faiz indirmedi diye Merkez Bankasının başındaki ismi görevden alan Recep Tayyip Erdoğan, kadın cinayetlerine çözüm getirmeyen bakanlarını görevden almıyor. Şimdi de "Kadın üniversiteleri"nden bahsediyor. Peki bizim fikrimizi sordunuz mu? Toplumsal eşitliği sağlamak yerine böyle ayrımcı uygulamalarla sorunu çözeceklerini zannediyorlar. Önce kadın akademisyenlerin, kadın öğrencilerin başına ne getirdiğinize bir bakın, sonra kadın üniversitelerinden bahsedin. Size bir önerimiz var, kadın cinayetlerini durdurmak, toplumsal eşitliğin nasıl sağlanacağını anlatmak üzere eğitim verecek bir üniversite oluşturun. Kadınların, kadın ünviersiteleri talebi yok, eşit, parasız, bilimsel eğitim veren üniversiteler talebi var. Kadınların sorunlarına bir kulak verseler, kendi vaatlerinin ne kadar komik olduğunu anlayacaklar.

Enflasyonun ve krizin ezdiği yaşamın kahrını biz kadınlar çekiyoruz. Kadınlar için işsizlik demek şiddete maruz kalmaktır. Bu da iktidarın yürüttüğü bilinçli bir politkadır.

İki gün sonra yine erkeklerin hazırladığı bir kalkınma planı görüşülecek. Kadın istihdamını artıracak tedbirler yok, kadın işsizlliğini çözecek öneriler planda yok.

Aynı zihniyeti nafakanın kaldırılması uygulamasında da görüyoruz. Nafakanın kaldırılması açıkça kadın düşmanlığıdır. İstanbul sözleşmesi, kadın kazanımlarının bir sonucudur ve kadınlar bu sözleşmeden asla geri adım atmayacak. 23 Haziran'da kadınlar olarak İstanbul'u nasıl kurtardıysak İstanbul Sözleşmesi'ni de asla gasbettirmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi ile uğraşacağınıza gidin Okçuluk Vakfınız ile uğraşın. İsterseniz avcı-toplayıcı döneme geri dönebilirsiniz. Bize ayak bağı olmayın.

Tecridi nasıl kırdıysak baskıları da aynı şekilde kıracağız ve aşacağız. Çünkü kadına direnmek dışında bir seçenek bırakılmıyor. Direniş, başarı ve zaferdir.

Bizler kendimizi her geçen gün yenileyerek yola devam ediyoruz. Tüm kadınların umudu Halkarın Demokratik Partisidir. Örgütsüz tek bir kadın kalmayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Hep birlikte başaracağız.

31 Mart seçimlerinden önce herkes soruyordu, "Kim kiminle ittifak yapacak" diye. Bizim ittifakımız kadınlarla dedik, öyle de yaptık. Kadın ittifakını kurduk, umut olduk ve faşizmi birlikte sarstık. Şimdi bu ittifakı büyütme ve faşizmi bitirme zamanıdır. Bir toplum sözleşmesine ihtiyacımız var. Demokratik bir anayasanın yapım sürecine kadınları dahil etmek için çalışmalarımızı başlattık. Kadın kazanımlarını güvence altına alacağız.

"Yargı paketi" dediler, S-400 paketi getirdiler. Halkın kaynaklarını savaş rejimine harcamaktadırlar. "Türkiye İttifakı" dedikleri S-400 ittifakıdır. Halkın ihtiyacı ise barış ve demokrasidir. En geniş demokratik ittifakı oluşturmamız gerekiyor. Bu ülkeyi erkek zihniyetine asla teslim etmeyeceğiz. AKP çözüldü, çözülüyor. Umut ne AKP'dir ne de AKP benzeri partilerdir. Umut HDP'dir, umut kadınlardır." (Evrensel WebTV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Büyükada davasında savcı değişti, duruşma ertelendi

SONRAKİ HABER

Kemal Kılıçdaroğlu: FETÖ'nün siyasi ayağı nerede?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...