16 Temmuz 2019 07:10

KODA Dr. Mehmet Fatih Traş yaz okulunun üçüncü günü geride kaldı

Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA) ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneğinin düzenlediği yaz okulunda üçüncü gün geride kaldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA) ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneğinin 3'üncüsünü düzenlediği yaz okulunda üçüncü gün geride kaldı.

13-16 Temmuz tarihleri arasında Balıkesir'de gerçekleşen yaz okulu bu yıl da Dr. Mehmet Fatih Traş'a adandı. Balıkesir Gönen'de Birleşik Metal-İş Sendikası Kemal Türkler Tesisleri'nde yapılan yaz okulunun bu yıl ki teması "Doğa, İnsan, Teknoloji: Krizler ve İmkânlar".

Üçüncü günün ilk oturumunda Sina Güneş ve Gül Köksal, "Doğa, Kent ve Antroposen Tartışmaları Üzerine; Krizler, İmkânlar" başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi. Sunumda ilk olarak konuşan Sina Güneş, dünyanın bugüne kadar kendisini 5 kere resetlediğini söyleyerek "6'ncı kitlesel yokoluş çağındayız. İnsan egosu ile kendini dünyanın hakimi olarak görüyor, her şeyin ölçüsünü kendisi sanıyor. İnsan merkezliliğinin yükseliş aşaması kapitalizmde yaşanıyor, aslında ilk çıkışı feodalite ile başlıyor" dedi. Antroposen, yani insanlık çağı hangi insanı tanımlıyor sorusuna cevap arayan Güneş, "İnsan merkezlilik en üst aşamaya çıktığında doğadaki her şey insanlığın olmaktan çıkmıştır. Bu süreç sınıf merkezliliğe evrildi, insanlığın dışına çıktı. Ekolojik yoldaşlık temelinde örgütlenme gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"MEKANIN ÜRETİMİ TOPLUMSAL İLİŞKİLERİ ETKİLEYEBİLİR"

Güneş'in ardından sunumunu gerçekleştiren Gül Köksal, mekan üretiminin sadece mekanın üretimi olmadığını söyledi. Mekanın üretiminin toplumsal ilişkileri de etkilediğini belirten Köksal, "Aslında fiziksel olanı aşan bir ilişki var. Mekanın üretimi toplumsal ilişkileri etkileyebilir, toplumsal adaleti, adaletsizliği tetikleyebilir, güç ilişkilerini yeniden kurup, dağıtabilir, toplumsal sınıfların iktidarla arasındaki mesafeyi tayin edebilir" dedi.

Günün üçüncü oturumunda, Adem Yeşilyurt ve Yiğitalp Ertem, "Kapitalizm, Dijital Dönüşüm ve Büyük Veri" başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi. Adem Yeşilyurt, bir tarafta insanların diğer tarafta ise yapay zeka ve robotlar algısının yaratıldığını söyledi. Büyük verinin yeni bir şey olmadığını söyleyen Yeşilyurt, "Teknolojik determinizme düşmeden ekonomik siyasi yapıyı anlayarak bu teknolojileri kendimiz nasıl kullanabiliriz? Büyük veri çok konuştuğumuz bir şey son zamanlarda ama yeni bir şey değil" dedi.

Sunumunda büyük verinin genel karakteristik özelliklerinden bahseden Yiğitalp Ertem, büyük verinin; hacim, hız, çeşitlilik, faaliyet alanında kapsamlı ve ilişkisel olduğunu açıkladı. "Veriye kimin sahip olduğunu, verinin içeriğini ve veri analizinin nasıl uygulandığı önemli" diyen Ertem, "Kamusal veriden kişisel veriye geçiş, kamusal tartışma yapmamızda zorluklar doğuruyor" dedi. Son olarak Büyük Britanya Sınıf Anketinden söz eden Ertem, ekonomik, kültürel ve toplumsal sermayenin detaylı ölçümünü yapabilmek için çeşitli soruların sorulması gerektiğini belirtti.

"SİZE VERİLEN İLE YETİNMEYİN"

Günün dördüncü oturumunda Fuat Özdinç, "Dijital Akademi" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Tez hazırlayan, makale yazan ve çeşitli verileri toplayanlar için çeşitli programların nerelerde, nasıl daha entegre halde kullanılabileceğini açıkladı. Google'da nokta atışı aramaların yapılması gerektiğini söyleyen Özdinç, deneme yanılma için zamanımızın olmadığını söyledi. Arama motorlarında nasıl ayrıntılı arama yapılabilineceğini de uygulamalı olarak gösteren Özdinç, "Size verilen ile yetinmeyin, hep daha fazlasını isteyin. Arama motorlarında gelişmiş aramaları ayrıntısıyla yapabilirsiniz, entegre kullanım ile daha rahat bir çalışma yapmış olursunuz" diye konuştu.

Günün beşinci ve son oturumunda ise Cengiz Erçin, "Muhafazakar Genler ile Evrimde Her Şey Güzel mi Olacak? Kanser Evrimin Neresinde?" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. "İnsanın yaşımında kaçıncı dakikada rahatsız olacağını, ne zaman kansere yakalanacağını bilemeyiz" diyen Erçin, bunu bir futbol maçıyla örneklendirdi. Kanser hücresini faşizme benzettiğini söyleyen Erçin, "Tıpkı bir futbol maçında kaçıncı dakikada, hangi oyuncu tarafından golün atılacağını bilemediğimiz gibi, insanın da ne zaman hastalanacağını bilemeyiz" dedi.

FÜSUN ÜSTEL VE TUNA ALTINEL'E DAYANIŞMA MESAJI

Öte yandan yaz okulundan, iki ayı aşkın bir süredir cezaevinde olan barış imzacısı akademisyenlere selam gönderildi. Barış talebinin hapsedilemeyeceğinin vurgulandığı videoda Füsun Üstel ve Tuna Altınel'e özgürlük istendi.

(Kocaeli/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

'FETÖ' operasyonları: Hava Kuvvetleri personeli 35 kişi gözaltında

SONRAKİ HABER

Pamela’nın Malatya konseri iptal edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa