16 Ekim 2012 06:24

Bilimi üretenler ne kadar özgür?

Sosyal-İş Sendikası’na üye direnişteki Bilgi Üniversitesi işçilerinin  başlattığı açık hava dersleri devam ediyor. Direnişin devam ettiği Santral Kampüsü’nde gerçekleşen açık hava derslerinin bu haftaki  konusu “Akademik Özgürlük”tü.  Büşra Ersanlı’nın konuşmac

Bilimi üretenler ne kadar özgür?
Paylaş

Yaklaşık iki saat süren söyleşi, Büşra Ersanlı’nın konuşmasıyla başladı. Akademik özgürlüğün tarifini yaparak konuşmasına başlayan Ersanlı, bilimin ancak hür ortamlarda yaşam bulacağına dikkat çekti. Bu noktada “Türkiye’de bilim ve onu üretenler ne kadar özgür?​” sorusu akıllara geldi. Ersanlı, bu soruyu,  YÖK, hükümet ve üniversite yönetimlerinin işbirliğine değinerek, “Türkiye’de akademik özgürlük can çekişiyor” şeklinde cevaplandırdı. Üniversiteler üzerindeki baskıların YÖK’ün kuruluşundan beri artarak devam ettiğini dile getiren Ersanlı, bu baskıların AKP Hükümeti döneminde zirve yaptığını anlattı. Kendi yargılanmasını örnek gösteren Ersanlı, hükümetin aksini düşünenlerin işten atılma, tutuklama  ve soruşturma tehdidiyle karşı karşıya kaldığı belirtti.

‘YENİ TASARIDA ÖZGÜRLÜK YOK’

Söyleşi boyunca, Yeni Yüksek Öğretim Yasa Tasarısı, Ersanlı’nın konuşmalarının iskeleti oldu. Ersanlı, “Nasıl olmalıydı, şimdi nasıl olacak?​” şeklindeki bir kıyaslamayla  yeni tasarıyı değerlendirdi. Akademisyenlerin devletten ya da herhangi başka kaynaktan baskı ve müdahale endişesi taşımadan işlevlerini yerine getirme hakkına sahip olduğunu söyleyen Ersanlı, “Teklif ve tasarı niteliği taşımayan 26 sayfalık bu  metinde böyle bir haktan bahsedilmiyor” dedi. Üniversitelerin tartışmanın en rahat olması gereken alanlar olduğuna da değinen Ersanlı şöyle devam etti: “Bu nedenle merkezi sistemden tersi bir yapıya sahip. Ancak, yeni raporda merkezi bir  ilham var. Büyüme istiyor. Büyüme için rekabet istiyor. Kendi standartları çerçevesinde bir eğitim ve araştırma olmasını istiyor. Buna çok yabancı değiliz ama bunu gözetecek insanların kimler olduğu belli değil”. Söyleşi soru, cevap bölümüyle devam etti.

Yeni tasarıda yer alan “Üniversitelerin çatışma, kısıtlama ve yasaklamaların değil, bilimsel ve akademik özgürlüklerin teminat altına alındığı bir yer olacak” maddesi söyleşide espri konusu oldu. Ersanlı, “Çatışma, kısıtlama ve yasaklamalarla gelir ama bu raporda çatışmayı  öne almışlar. Bu çok güzel bir zihin okuma. Bizim iddianamemizi hazırlayanlar da böyle zihin okumuşlardı şimdi ben de aynı şekilde zihin okumak istiyorum ” diyerek espri yaptı.

‘ZORLA İŞTEN ÇIKARILDIM’

İşçiler, söyleşi öncesinde, üniversite yönetiminin, Sosyal-İş’e üye temizlik işçisi Ali Özcan’ın  3 Ekimdeki açık hava dersine katıldığı için işten atılmasını protesto etti. İşçiler, direniş yerinden “Bilgi uyuma işçine sahip çık”, “Binaya değil işçiye destek” sloganlarıyla rektörlük binası önüne yürüdü. Gazetemize konuşan temizlik işçisi Özcan,  “İnsan Kaynakları elime bir kağıt tutuşturdu. ‘İşten çıkmak istemişsin’ dedi. Ben de böyle bir isteğimin olmadığını, üniversitenin genel müdürüyle görüşeceğimi söyledim. Sonra düşündüm ve tüm haklarımı saklı tutarak çıkış kağıdını imzaladım. Kağıdı imzalasam da, aslında bu üniversitenin baskısı sonucu oldu” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

CHP’den öğretim elemanları için kanun teklifi

SONRAKİ HABER

25 askerin öldüğü patlama doğal afet sayıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...