Adanalı emekçiler: Pazara girsinler, enflasyonu görsünler

Hükümet yetkilileri "enflasyonun düşme trendinde" olduğunu söylese de Adana’da konuştuğumuz yurttaşlar durumun tersini işaret ediyor.

11 Temmuz 2019 00:30
Paylaş

Volkan PEKAL
Seren ELATAŞ
Adana

TÜİK’in haziran ayı enflasyon rakamlarına göre yıllık enflasyon haziranda aylık bazda yüzde 0.03 artarken yıllık artış yüzde 15.72 oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede enflasyonun düşme trendinde olduğunu söyledi. Peki vatandaşın gerçek enflasyonu ne? Vatandaş için enflasyon artıyor mu, azalıyor mu? Hasat dönemine girildiği için mevsimsel olarak pazar fiyatlarında düşüş olsa da vatandaşlar mutfak masraflarının geçen yıla göre yüze 30 ila 50 oranında arttığını belirtiyor.

Adana’nın Çukurova İlçesi Toros Mahallesi Semt Pazarı’nda konuştuğumuz vatandaşlar enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını belirtiyor. Enflasyonun alışverişlerine nasıl etkilediğini sorduğumuz Melek Özdal “Enflasyonun falan düştüğü yok. Onlar kendi pencerelerinden bakıyorlar. Gelsinler pazara bir baksınlar görsünler. Korka korka alıyoruz” dedi.

"ALACAĞIMIZI DÜŞÜNEREK ALIYORUZ"

Sebze fiyatlarında biraz düşüş olduğunu ancak meyvelerin hâlâ pahalı olduğunu ifade eden Özdal, “Harcamalarımız belli. Her şeyden kısıtlıyoruz. Markete gittiğimizde temel ihtiyaçlarımızı alıyoruz. Alacağımızı düşünerek alıyoruz. Günü kurtarıyoruz. Hiçbir şeyin düştüğü yok. Elektriğe zam gelmesi her şeyin pahalılaşması demek. Yüzde 6 zamla ne yapabiliriz? Enflasyonun düşünceleri farklı neye göre hesaplıyorlar bilmiyoruz” dedi.

"BU AY SEBZE BİRAZ DÜŞTÜ AMA…"

Bu ay fiyatların biraz daha düştüğünü dile getiren Şengül Firmez, “Önceki alışverişlerde iki üç poşetle zor çıkıyorduk, bir kilo alacağımız yerde yarım kilo alıp çıkıyorduk. Sadece bugün çıktım, daha önceki günler çıkamayacak durumdaydım.  Umarım bu düşüş devam eder” diye konuştu. Elektriğe, çaya, şekere, petrole gelen zamları hatırlattığımız Firmez, “Yeni zamlar felaket. Elektriği, suyu 20-25 liralık kullanıyorsun, çoğu vergi. 20 liralık elektriğe 50 lira vergi ödüyorsun. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Alınan bu vergiler de halka yansımıyor. 2 kuruş zam yapılıyor 10 kuruş karşılığında zamlarla alınıyor. Bu halk ne yapacak?” diye konuştu.  

"BİN 300 LİRA İLE AY SONU GELİR Mİ?"

“Bir yerden alıyorsan başka yerden patlak veriyor” diyen Firmez, “Aldığımız aylıkla zaten hiçbir şekilde öbür ayı getiremiyoruz. Emekli maaşı 1200, 1300 TL. Düşünün çocuk okutuyorum? 1300 lira nereye yeter? Elektriği, faturası, okul ihtiyacı… Ve sen buraya geliyorsun aldığın sadece birkaç kilo gıda. Başka ihtiyacın da var. Çalışan da alsın 2000 TL para. Bir ev o parayla zaten geçinmez. Bütün zararı göre, vergiyi ödeyen halk ama zararı gören de halk” dedi.

1300 LİRA İLE TATİL

Adana’da havaların ısınmasıyla bir kısım insan köyüne, imkanı olan yazlıklara ve yaylalara çekildi. Birçok emekçi ise yazı Adana’da geçiriyor. Firmez’e tatile gidip gitmeyeceğini soruyoruz. Firmez, “1300 lira ile tatile gidilir mi? Nasıl tatile gideceğiz? Artmıyor ki, işte temmuz gelmiş Adana’dayız. Geçinebilmek için üstünden başından, çocuğun üstünden, alınması gereken ayakkabıdan kısıyoruz, yemeğimizi çıkartalım da meyve olmasa da olur diyoruz” diye cevap veriyor.

"PAZAR ALIŞVERİŞİMİZİN MALİYETİ YÜZDE 50 ARTTI"

Enflasyondaki düşüşü pazarda hissetmediklerini dile getiren Ertan Atabey isimli vatandaş, nasıl geçindiklerini şu şekle ifade etti: “Bir yıl öncesine göre pazar alışverişimizin maliyeti yüzde 50 artmış durumda. Birkaç hafta öncesine göre pazardaki fiyatlar düştü. Pazar alışverişini 110-130 TL arasında mal ederken şimdi 90 lira ile hallediyorum. Orta seviyenin biraz üzerinde bir gelir düzeyim var. Yine de aylık geçimimi ucu ucuna yapabiliyorum. Sosyal faaliyetimiz yok. Akşamları evde geçiriyoruz. Mutfak masrafımız, çocukların eğitim masrafı, çocukların sosyal aktivitesi, kursu… Şahsi ihtiyaçlarımızdan kıstıklarımız oluyor tabi. Giyim, elektronik eşya, hobilerimizden kısmak zorundayız.” TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon rakamlarına ilişkin ise şöyle konuştu: “6 ayı göz önüne bulundurduğumuzda enflasyon açıklandığı gibi değil. Genel harcamalarımız, mutfak harcamalarımız yüzde 20-30 oranında artmış durumda. Her bir harcama kalemi aynı oranda artmış durumda” dedi. “Vatandaş olarak devletin bekası için her türlü fedakarlığı yapıyoruz” diyen Atabey, “Devletimizden de dürüstlük ve adalet bekliyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

"MAAŞIMA 60 LİRA ZAM GELMİŞ NASIL OLACAK?"

Emekli maşının yetersiz olduğunu söyleyen Hacer isimli vatandaş, “Domates, salatalık düşmüş. Ama emekli maaşı ile pazar alışverişini kapatamıyoruz. 1300 lira emekli maaşı alıyoruz. Şimdi de 60 lira zam vermiş. Nasıl olacak? Duysunlar sesimizi. Herkes geçinmekte zorlanıyor. En az asgari ücret olsun emeklinin maaşı. Kendileri bunu bilmiyor mu?” diye konuştu.

"İKİ EMEKLİ MAAŞI BİLE YETMİYOR"

Emekli öğretmen Ümmühan Süngül de pazardan istedikleri bazı şeyleri alamadan döndüklerini belirterek “Enflasyondaki düşüş bizim cebimize yansımadı. Git gide geriye gidiyoruz. 40-50 TL pazara yeterken şimdi 100 lira yetmiyor. TÜİK enflasyonu gerçeği yansıtmıyor. Git gide fakirleşiyoruz. Benim emekli maaşım banka kredine gidiyor. Eşim de emekli. Onun maaşı ile geçiniyoruz” dedi.

ESNAF: MAL ALAMIYORUZ, OLANI SATAMIYORUZ

Esnaf olarak krizden çok olumsuz etkilendiklerini ifade eden Hamdi Gelmez: “Mal alamıyoruz, satarken rezil oluyoruz. İstediğimiz kâr marjını alamıyoruz. Ekmek parasına çalışıyoruz.  Çoluk çocuğumuzu geçindirelim diyoruz ama o da zor” dedi. Geçtiğimiz aya göre enflasyonda yaşanan düşüşü sorduğumuz Gelmez, “Düşüş bize yansımıyor, sadece A Haber’e yansıyor. Enflasyon düşseydi milletin cebinde para olurdu. Millet yarım kilo yerine 4-5 kilo alırdı. Ekonomik kriz devam ediyor. Bu ay elektrik faturamı ödeyemedim. Kazanmadığımız için faturalarımıza yetiştiremiyoruz. Artı ben kiracıyım kiralar da tavan. Hiçbir şekilde devletin katkısı yok bize. Anca zam gelir. KDV, ÖTV hesaplandığında bize ekmek parası kalıyor kuru ekmeğe talibiz” dedi. Eziklerini ayırıp 75 kuruşa sattığı domatesin alıcısının olmadığını söyleyen bir esnaf ise bunun ekonomik durumla ilgili olmadığını savundu. Esnaf, “Hükümetin bunda bir suçu yok. Devlet soğanı dışarıdan getirdi. Yoksa 15 milyona soğan yiyecekti” dedi.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Ecem Balcı'nın babası: Kızım kanseri yendi, katilini yenemedi

SONRAKİ HABER

Tuzla tersanelerinden İstanbul seçimlerine

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...