09 Temmuz 2019 00:32

Diyarbakır’dan Erdoğan’a: Kürt sorunu yoksa niye biz ayrımcılığa uğruyoruz?

Erdoğan’ın “Kürt meselesi var demek bana, bize hakarettir” sözüne Diyarbakır’dan cevap: Kürt sorunu yoksa niye biz ayrımcılığa uğruyoruz.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Toygar KAYA
Diyarbakır

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kürt meselesi var demek bana, bize hakarettir” sözünü sorduğumuz Diyarbakırlılar, anadillerinde eğitim alamadıklarını ve dillerini rahatlıkla konuşamadıklarını söyleyerek, “Kürt sorunu yoksa niye biz ayrımcılığa uğruyoruz” diye sordu. 
İstanbul seçimlerinin ardından milletvekilleriyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz Kürtler için her şeyi yaptık. Kürt meselesi var demek bana, bize hakarettir. Türkiye meselesi vardır. Türkiye’yi bir bütün olarak ele almak gerekir” demişti. Erdoğan’ın açıklamaları ilişkin Diyarbakır halkı ile konuştuk. 

"BURADA KÜRTÇE KONUŞMAK YASAK"

Kürtlerin hala ayrımcılığa maruz kaldığını belirten Sedat, “Özellikle batıya doğru gittiğimizde çok fazla dışlanıyoruz. Geçen havalimanında çalışan bir genç yaşadığı ayrımcılığa dayanamadığını söyleyip intihar etti. Bu ülkede Kürt sorunu yoksa niye biz ayrımcılığa uğruyoruz?​” dedi. İşçi olduğu için yaz ayları şehir dışına çalışmaya gittiğini söyleyen Sedat, “Orada kendi anadilimde bile konuşamıyorum. Ailemle telefonda Kürtçe konuştuğumda yanımdakiler beni uyarıp “Burada Kürtçe konuşmak yasak” diyor. E benim ailemde Türkçe bilmeyen insanlar var. Onların yanında Türkçe bilen biri olmayınca işlerini bile yapamıyorlar. Herkes Kürtler bizim kardeşimizdir diyor ama sonra gelip bizlere vuruyor” diye konuştu.

Ekonomik kriz ile birlikte bir yıldır işsiz olduğunu söyleyen İbrahim ise, “Biz bir kere Amedspor maçına gittik. Yanımızda Kürtçe konuşan bir çocuk vardı. Polis daha sonrasında “Sen bize küfür ediyorsun” diyerek çocuğu gözaltına aldı. Kendi anadilinde konuşmak bile gözaltı sebebi olabiliyor” dedi. Son sürecin bölgeyi etkilediğini belirten İbrahim, “ Anadilimizde konuşamıyoruz. İrademiz yok sayılıyor. E zaten ekonomik olarak da çok zor durumdayız. Sonra da gelip “ Kürt sorunu yoktur” diyorlar” diye konuştu. 

"YOKTUR DEMEKLE SORUN YOK OLMAZ"

Kürtlerin anadilde eğitimin engellenmesinden iradelerinin yok sayılmasına kadar birçok sorunun hala devam ettiğini vurgulayan Mehmet, “Başta anadilde eğitim yok. Önceden birkaç kurum vardır anadilde eğitim veren. Kayyım döneminde onları da kapattılar. Biz Kürtleri ayırmadık diyor ama televizyonlarımızdan gazetelerimize kadar her şey şu an kapalı” dedi.

6 milyon insanın fikirlerinin yok sayıldığını dikkat çeken Mehmet, “6 milyon insan bir irade göstermiş. Sen gidip eş başkanlarını,  üyelerini tutukluyorsun. Belediyede oy verdiğini insanlarının yerine gidip kayyım atıyorsun. O her ne kadar yok dese de bu memlekette Kürtler de Kürt sorunu vardır” diye konuştu. Resmi olarak bölgede OHAL’in bitse de fiili olarak hala devam ettiğinin altını çizen Mehmet, “Bildiğin polis devletinde yaşıyoruz. Kendimizi ifade edemiyoruz, basın açıklaması, miting dahi düzenleyemiyoruz. İnsanlar sürekli tutuklanırım, gözaltına alınırım korkusuyla yaşıyor. Sokağa çıkma yasaklarında yaşananlarla beraber insanlar iyice bastırıldı” dedi. 

"SORUN DEMOKRATİK BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLMELİ"

“Demokratik bir şekilde oturup bu sorun çözülmeden ‘Kürt sorunu yoktur’ diyemezsin” ifadesini kullanan Mehmet, “Kimse bu ülke bölünsün parçalansın istemiyor. Ben de bu ülkede yaşamak istiyorum. Ama anayasasal haklarımız tanınmalı. Bu memlekette milyonlarca Kürt var. Sen bunların varlığını inkar edemezsin. “Kürt sorunu yoktur” diyerek sorunun örtemezsin. Kürtlerin, anadilde eğitim talebinden statü talebine kadar talepleri hala var. Sen oturup bunu diyalog yoluyla demokratik bir şekilde çözmelisin. Yoksa bu sorun derinleşmeye devam edecektir”  dedi.

ÖNCEKİ HABER

Alkollü içkilerdeki yüksek vergi halkı öldürüyor

SONRAKİ HABER

Kadıköy duvarlarını renklendirecek Muralist Kadıköy Festivali başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...