06 Temmuz 2019 11:33

Özgün imgeler ‘Düet’i

İsmail Biçer, Dilek Kurt’un uzun zaman aradan sonra yayımlanan ‘Düet’ isimli kitabını yazdı.

Şair Dilek Kurt

Paylaş

İsmail BİÇER

Dilek Kurt, uzun bir aradan sonra, “Düet”le selamlıyor bizleri… Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi almış olan Kurt, akademik kariyerine tiyatro ile devam etmiştir. Şiir ve yazıları, farklı isimlerle; Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri, Varlık, Yeni Biçem, Sombahar, Şiirlik, Absent, Eliz Edebiyat, Temrin, Cumhuriyet Kitap dergilerinde yayımlandı. Düet”, elli bir şiiri barındırıyor. Gündelik dilden uzak, özgün imgelerden oluşan, yaşamın birey/şair üzerindeki olumsuz etkilerine karşı içli/derin dokunuşlar yapan, yer yer mistik-mitolojik atmosferiyle, etkili bir yolculuğun izlerini taşıyor.

“Yüzyıllar önce/ Yaşanmış/ Bir Ayrılığın tortusu boğuyor/ Yitip gidiyor bir an için/ Girdabında geçmişin/ Boynuna dolanıyor/ Onu korumak için Şahmeran// Kum saati akıyor/ Doğruluyor birden/ Ansızın gözbebekleri büyüyor/ Keskin ucu bir kılıcın/ Başı önüne düşüyor/ Ardında/ Koparılmış bir kına çiçeği (…)”  

YALIN, İRONİK VE USTALIKLI

Kurt, modern şiirin tüm olanaklarını ustalıkla kullanıyor. Bunlardan biri; dizeleri basamaklandırarak bu yolla şiirin okurdaki çağrışımlarını varsıllaştırıyor, her dizenin bütünsellikten kopmadan, kendi içinde de art arda kapılar aralamasını sağlıyor. “Aynadaki İzdüşüm” başlıklı şiir bunlardan: “İki kişiyiz/ iki/ kişiyiz// İki ayrı mevsimin/ izdüşümleri”

“Düet”de kısa dizelerden oluşan şiirlerle de karşılaşıyoruz. Bu şiirler son derece çarpıcı, yalın, ironik ve ustalıklı… ‘Ne bir eksik, ne bir fazlalık’ var bu şiirlerde… “Sende/ tüm bir şehrin/ eski bir şehrin/ üç boyutlu resimlerini/ yaşamak/ mümkün// -eğer kırk kapının kilidini açabilirsen…”

 Kurt, bir kent şairidir. Anadolu coğrafyasından beslenmiş, beslediklerini yaşadığı kente taşımış bir şair… Onu yaşadığı ve aşık olduğu kent İstanbul’dur. Hayatını, oyunculuk mesleğini, akademik kariyerini idame ettiği kent burasıdır ve onun için vazgeçilmezdir. Kendisiyle bu kavşakta (şairler kentinde); “İstanbul Güzellemesi/ Bu Şehir”de bir kez daha karşılaşıyoruz.

“I)// Bu şehir,/ ‘şehr-i dilera-yı şuara’;/ bir şairler şehridir./ Muteberdir,/ ezeldir sanki,/ belki/ ebedir./ Nice taşlar/ diklidir bayrağında,/ kıymık kıymık eceldir.// II)// Biraz muziptir,/ meczup biraz./-Meczupluğu eski çağlardan gelir. Ne yapsa yeridir hani./ Yine de sevgilidir./ Kirpiklerinin gölgesinde bir ömür geçirilir./ Sizin ömrünüz nedir ki onun sunağına serilmiş;/ o ne hükümranları dize getirmiştir./ Olsun; mertlik onun indinde en makbul değerdir./ Bıçkınsanız hele, gözlerini yeditepesinde gezdirir/ ve diyelim ki suya indirir;/ müjdeler olsun sizi seçmiştir. 

ŞİİR-TİYATRO İLİŞKİSİ 

“İstanbul Güzellemesi/ Bu Şehir”de başlıklı şiir, Kurt’un şiirlerindeki bir başka özelliği de yansıtıyor: Şiir-tiyatro ilişkisi… Bu ilişki doğal olarak, Kurt’un profesyonel tiyatro sanatçısı olmasının bir özelliğidir ve şiirlerinde ‘tiyatral anlatım’ biçimine dönüşmüştür.  

“Düet”te, sözcük oyunlarından oluşan şiirlerle de karşılaşıyoruz. Ancak bu şiirler, abartıya kaçmadan, kitaba renk katacak, şiir okurunun ilgisini çekecek düzeyde yer alıyor. “Git” bu şiirlerden…“yine başıma üşüştün/ bu kaçıncı çek git/ soluklarımdan çık git/ düş git yüreğimden” 

Tarafıma imzaladığı  kitabında; “Sevgili İsmail Biçer’e benzer kapılarda soluklanmış ruhların merhabasıyla.” notunu düşmüş olan, Dilek Kurt’a; “Şiirin ortak diliyle, bin selam olsun!” diyorum.

 “Düet”, Dilek Kurt, Şiir, Ferfir Yayınları.

ÖNCEKİ HABER

Bağlar Belediyesi Karayolları'nın çalışmasını kendine mal etti

SONRAKİ HABER

Elektrik akımına kapılan stajyer öğrenci ağır yaralandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa