30 Haziran 2019 11:17

Terleten sıcaklarda terleten sorular

Cevaplarını fersah fersah uzaktaki kara deliklerde, başka evrenlerde, balta girmemiş yağmur ormanlarında arıyoruz.. Ama yine de şu 7 sorunun cevaplarını bulamıyoruz...

fotoğraf:pexels

Paylaş

Cevaplarını fersah fersah uzaktaki kara deliklerde, başka evrenlerde, balta girmemiş yağmur ormanlarında arıyoruz. Her taşı kaldırıyor, her patika yoldan bir çıkış arıyoruz. Ama yine de şu 7 sorunun cevaplarını bulamıyoruz...

Durum böyle olsaydı “E çok zor işte, çözemedik.” diyip sıyrılabilirdik işin içinden. Ama gerçekler hiç de öyle değil. Tersine cevaplarını kafelerde, sınıflarda, semtlerde, atölyelerde, fabrikalarda aradığımız sorular tam olarak hayatlarımızın ortasından geliyor. E sorular hayatımızın içindense cevaplar da orada bir yerlerdedir, değil mi?

Bakalım sen bu sınavdan geçebilecek misin? Haydi sıva kolları!

 

1. Son yayınlanan verilere göre 2018 yılında %19 olan genç işsizliği, 2019 yılında %25’i aştı. Bu bilgiye göre, her 4 gençten biri işsizken gençlerin yaşadığı gelecek kaygısı yüzde kaçı aşmıştır?

 

2. Bu sene yayınlanan verilere göre 2014 yılında %10.6 olan yükseköğrenim işsizliği, bu yıl itibariyle %12’ye yükseldi. Bu verilere göre, üniversite gençliğine kariyer toplantılarında, mezuniyet törenlerinde vaat edilen bir CEO pozisyonuna işsiz üniversite mezunları kaç farklı şekilde yerleşebilir?

 

3. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun paylaştığı verilere göre 5 milyon öğrenci kredi borçlusu, 280 bin öğrenci takipte.Henüz iş bulup bulamayacağı kesin olmayan öğrenci gençlik üniversite yıllarından itibaren nasıl bir geleceğe mahkum edilmektedir?

 

4. Son 7 yılda en az 485 mülteci iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu veriyi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Bugün Suriyelilerin Türk ekonomisine katkısı var. Çok ağır işlerde Türkiye onlardan istifade ediyor.” açıklaması ışığında değerlendirin.

 

5. 2003 yılında özel okulların resmi okullara oranı %2 iken, bugün bu oran %25’e çıkarak tüm zamanların rekoru kırılmıştır. Özel okulların artışının yanı sıra devlet okullarında okuyan öğrencilerin karşılaştıkları yemekhane, forma, kitap, ulaşım zamlarını da göz önünde bulundurarak Türkiye’de eğitimin eğitime ulaşım ve parasız eğitim taleplerine ne kadar uyduğunu 1’den 5’e kadar puanlayın.

 

6. Üniversiteyi yüklü bir KYK borcuyla bitirdiniz. Şimdi KPSS’ye girerek devlet memuru olmak istiyorsunuz. Gündüzünüzü gecenize katarak sınava hazırlandınız ve gayet iyi bir puan aldınız. Devletin üst kademelerinde herhangi bir tanıdığınız olmadığını da göz önünde bulundurarak atanma olasılığınızı hesaplayın.

 

7. 25 yaşında çalışmaya başlayan bir genç, çalıştığı işyerinden 15 yıl sonra atılıyor. Bu işçi ne kadar kıdem tazminatı alır?

 

CEVAPLAR BURADA

 

1. Cevap:  Deneyimlerimizden öğrendiğimize göre gelecek kaygımız %100’ü aşmış durumda. Öyle ki kaygı topu olarak gençlik yıllarımızı geçiriyor, o staj senin, bu mülakat senin, şu fabrika onun dolaşa dolaşa iş arıyoruz. Rakamlar öylesine dudaklarımızı uçuklatıyor ki istatistikleri bir kenara bırakıyor, “İstersen her şey olur, hayallerine odaklan.” diyenlere asgari ücretli iş bulma hayallerimizle karşılık veriyoruz.

Rakamlar biraz fazla mı gözüktü? Hemen istatistik doğrulama testini denemeni öneriyoruz. Öncelikle yanına üç tane arkadaşını almalısın. Tek tek arkadaşlarına işsiz olup olmadıklarını sormanı rica ediyoruz. Eğer üçü de işsiz değilse, sana bir haberimiz var: O genç işsiz sensin! Aramıza hoş geldin.

 

2.  Cevap: Sıfır! Neredeyse her fakültede “Geleceğin CEO’ları” hayaleti dolaşır durur. Gerçek şudur ki o hayaletler, o pozisyonları başka yollardan doldurur. E zaten doldurmasa da bu kadar çok üniversite mezunundan 10 tanesi CEO olacak diye hepimizin hayal kurmasına bazı toplumlarda toplu hezeyan adı verildiği de görülmektedir.

Türkiye gençliği olarak belki her durumda aç olduğumuzu söyleyebiliriz ama böylesi vaatlere karnımız oldukça toktur.

 

3. Cevap: Borçlu bir geleceğe. Verilen KYK kredileriyle, üniversite ve üniversite öğrencisi sayılarının hızla artmasıyla övünenler, konu üniversite gençliğinin temel geçim ihtiyaçlarını karşılamak olunca ortada gözükmüyor. Böylesi sınıfta kalmaya bütünlemeler, yaz okulları bile kâr etmiyor. Her zaman biz karne alacak değiliz, bu sefer YÖK’ün, KYK’nin, hükümetin karnesi veriyoruz: Sınıfta kaldınız!

 

4. Cevap: Sorunun kendisi var olan çelişkinin kendisini ortaya koyacak kadar açık. Savaştan kaçan mülteciler, “Türkiye ekonomisine katkı” adı altında ucuz iş gücü olarak çok kötü koşullarda çalıştırılıyor ve olağanca sömürülüyor. Dış politikadaki gelişmelere göre yeri geldiğinde “kardeşlerimiz”, yeri geldiğinde “Geri dönsünler.” söylemlerine maruz kalan mülteciler, bu şartlar altında hedef gösterilmeye oldukça açık bir kesimini oluşturuyor. Hükümetin mültecilere çeşitli hakları tanımaması ise durumu daha da kötüleştiriyor.

 

5. Cevap: Soruda 1’den 5’e kadar yazsa da biz sıfır veriyoruz. Ailelerin kredi çekerek, öğrencilerin buldukları her boşlukta çeşitli işlerde çalışarak öğrenimlerini sürdürmeye çalıştıkları bir sistemde “21.yüzyıl standartlarına göre” başarılı olmamızın beklenmesine diyecek hiçbir şeyimiz yok, sadece gülüyoruz.

 

6. Cevap: Bu koşullar altında atanmamız neredeyse sıfıra yakın. KPSS kursları, kitapları derken harcadığımız onca emek ve para, karşılığını verir de sınavdan iyi bir puan alırsak da atanma(ma) çilesiyle yüz yüze kalıyor, girdiğimiz çile denizinde boğulmamaya çalışıyoruz. Doğum piyangosu eğer ki size de vurmadıysa yapabileceğimiz tek şey var: Torpilleri, haksız mülakatları kabul etmiyoruz; gençliğimizi geri istiyoruz!

 

7. Cevap: 25 yaşında çalışmaya başlayan bir genç, çalıştığı işyerinden 15 yıl sonra atılıyor. Bu işçi ne kadar kıdem tazminatı alır?

Büyük ihtimalle hiç! Kıdem tazminatının fona devredilmesi, gündeme geldiği ilk günden beri büyük tepki topladı. Fona devredilen kıdem tazminatı açıkça tazminatın gasp edilmesi anlamına geliyor. Bu nedenle, 25 yaşında girdiğimiz bir işyerinden 40 yaşına geldiğimizde kovulmamız tek hamlede mümkün oluyor.

 

SONUÇ

4’ten fazla yanlışın varsa;

Etliye sütlüye karışmadan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek bugüne geldiğini düşünüyor olabilirsin. Ama arkadaşım sen sana dokunan yılana da yardım ve yataklık etmişsin açıkça. Sen yine de endişelenme, her yanlışı düzeltecek bir doğru bulunur. Seni dergimizin sayfalarına, arkadaşlarımızın mücadele deneyimlerine ve çağrılarına havale ediyoruz.

 

3’ten fazla doğrun varsa;

“Bilinçli bir genç nasıl olunur?​”un ilk elden örneği karşımızda duruyor. Seni tebrik ediyoruz. E ama sadece bilinçlenmekle olmaz. Eğer sen de bu düzeni değiştirmek istiyorsan birleşmeli ve örgütlenmelisin. Bize nasıl ulaşacağını biliyorsun. Görüşmek üzere!

 

ÖNCEKİ HABER

Burjuva partiler kankamız olamaz

SONRAKİ HABER

Tekstil atölyelerinden gençlerin yükselen sesleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...