28 Haziran 2019 00:15

Sincan'daki işçiler: Eğer sen tanımazsan, halk tanıtır iradesini

Sincan'daki işçilerle yenilenen İstanbul seçimlerini konuştuk. AKP ve MHP’ye oy veren işçiler arasında kriz ve iktidarın seçim politikalarına eleştiriler artıyor.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Gökhan ÇELİK
Ankara

İstanbul seçimini konuştuğumuz Sincan OSB ve Kazan’da AKP ve MHP’ye oy veren işçiler arasında kriz ve iktidarın seçim politikalarına eleştiriler artıyor. İşçilerin çoğunluğu seçimlerin haksız gerekçelerle yenilendiğini söylerken, bir işçi seçim sonucunu şöyle değerlendirdi: “Sen tanımazsan halkın iradesini, halk kendisi tanıtır.”

Seçimden önce AKP’nin kazanacağını düşünen, Ankara seçiminde de AKP’ye oy veren bir metal işçisi “Valla ne bileyim. Bunlar seçimi yeniletince bir bildikleri var sandım” dedi. 31 Mart sonrası yapılan açıklamalar nedeniyle İstanbul’da oy çalındığına inandığını anlatan işçi şöyle devam etti: “Ha, muhalefet partisi nasıl oy çalacak o da ayrı konu ama inanmıştık. Bir şeyler oldu diyor ya, işte onun gibi yani. Ama şimdi fark yedi. Hani oy çalmışlardı? Asıl siz milletin 3 ayını çalmış oldunuz.”

"DARBE ZAMANI MI BU?"

Bir diğer AKP’li işçi ise arkadaşının sözünü keserek, “Yok kardeş ne oy çalması. Adam hak etti vermediler. Bunu beklemezdim hükümetten. Herkes diyordu reis vermez diye ama ben ihtimal vermiyordum böyle bir şeye. Seçim yapacaksın, adam kazanacak, diyeceksin ki hakkını vermiyorum. Darbe zamanı mı bu? Kenan Evren mi başta? Böyle şey olmaz. Yanlış yaptılar, sonucu da kötü oldu. Sen tanımazsan halkın iradesini, halk kendisi tanıtır” diye konuştu.

CHP’li olduğunu söyleyen genç bir işçi ise “Ne diyorsun seçimlere?​” sorusuna “Her şey çok güzel olacak abi” yanıtını verdi. Fark olacağını bekliyormuş. “Tek anlam veremediğim benim bildiğimi koskoca cumhurbaşkanı bilmiyor mu? Niye kendilerini bu duruma düşürdüler” dedi. Belediyelerden ne beklediğini sorunca ise “Ne bileyim, belediyeden ne beklenir ki? İşte AKP almadı o yeter” diye konuştu.

İŞÇİLER ULAŞIMIN DÜZELTİLMESİNİ İSTİYOR

Yanındaki bir başka genç ise “Abi faturaları düşürsünler, otobüs fiyatlarını düşürsünler. Tamam, biz servisle gidip geliyoruz ama kardeşim her gün otobüsle gidiyor işe” dedi. Hemen yanındaki bir başka genç işçi ise araya girerek “Trafik sorununu çözmesi lazım” diye konuştu. “Metro yapsın yeni, otoyol yapacak yer kalmadı, artık kaldırmıyor. Akşam eve gidene kadar canımız çıkıyor” diyen işçi, İstanbul’un da Ankara’nın da “karınca yuvası gibi” metro ağına ihtiyacı olduğunu söyledi.

“Hayatım boyunca CHP’ye oy verdim” diyen 50 yaşlarında bir işçi ise umutlu olduğunu söyledi. Ama umudu belediyeden değil, hükümetin değişme ihtimalinden: “Belediyeye bir şey yaptırmazlar. Ama halk da artık görüyor. Hükümet belediyeleri sıkıştırır, halk da bunları hükümetten indirir. Asıl o zaman bir şeyler değişir.” Ne değişmesini beklediğini sorunca da “Valla yoksul gene yoksul olur. Orada hiçbir şey değişmez. Ama en azından tarikatlara destek vermez devlet” dedi.

ÖCALAN TUTARSIZLIĞI TEPKİ ÇEKTİ

Kendini MHP kökenli AKP’li olarak ifade eden bir başka işçi ise Öcalan mektubu meselesinde tepkili: “Son seçimde bile AKP’ye oy verdim. Bir daha da vermem. Öcalan mektubundan medet ummak nedir abi? İsteyen istediğini savunur, kimseye bir şey diyemezsin. Ama ya milliyetçi ol, ya muhafazakar ol, ya solcu ol, ya terörist ol. İşine gelince öyle işine gelince böyle konuşulmaz. Bunun adına bizde bir şey derler de şimdi söylemeyim.”

İşçilerin hemen tamamı ekonomik sorunlarına belediyelerin çözüm olacağına inanmıyor. “Ama belki az yerler de metro yaparlar, spor tesisi yaparlar falan. Yoksa vaatlerin çoğu boş vaatler” diyor. Genç bir işçi ise şu öneride bulundu: “Bizim memlekette belediyenin halı sahası var, yan yana 3-4 tane. İsteyen gidip oynuyor. Burada neden olmasın.”

{{381944}}‏

ÖNCEKİ HABER

NSU dosyalarına ulaşım engeli 120 yıldan 30 yıla düşürüldü

SONRAKİ HABER

Ankaralı işçiler: Seçimin faturası bize çıkarıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...