17 Haziran 2019 23:00

Battaniyesini sırtında taşıyan müzisyen: Papaz Kazım

Papaz Kazım’ın gitarının akortu bozuk diye demode müzik yapmaz. Farklı akorlar icat eder, müziği başka yere taşır, yeni bir beste yapar.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Anıl YURDAKUL

“Kafam çatlıyor Anıl, Gezi’de uyuyordum sabahın köründe polis uyandırdı ‘Yasak’ dedi. Ağacı mı çalacağım ben ya!”

Bu sözler beyaz sakallarından ötürü ‘Papaz’ lakabını alan Kazım’a ait. Papaz Kazım’ı Beyoğlu’da, sırtında battaniyesi, bir elinde asası, tek teli kopuk bozuk gitarın akoruyla cadde üzerinde müziğini icra ederken görmek mümkün. İki yüzü vardır Kazım’ın: geceleri evsiz ve underground bir yaşam, gündüzleri ise anarşist bir sanatçı. İstek parça isteyenin ısrarına gitar kırarak cevap verecek kadar!

Papaz Kazım’ın gitarının akortu bozuk diye demode müzik yapmaz. Farklı akorlar icat eder, müziği başka yere taşır, yeni bir beste yapar. Özetlemek gerekir ise Kazım, bir gitar virtüözüdür. Gün boyu kazandığı paralar ile birlikte neşesi yerine gelerek Gezi Parkı’nın ücra köşesinde yaptığı kutlamanın ardından gelen efsunlu saatlerde, kendisini izleyenleri fark edemez! Sabahleyin polis tarafından uyandırıldığında anlar ki akortu bozuk, tek teli kopuk gitarı gitmiştir…

Papaz Kazım ile Tünel’e yürüyoruz. Yüksek Kaldırım Caddesi’nde pavyon ve barlarda sahne aldığı dönemden tanıdığı müzik dükkanının önüne geliyoruz. İçeride müşteriler var. Beklemekten sıkılan Kazım, etrafı kolaçan ediyor yerdeki meyve suyunu kafaya dikiyor. İçmesiyle tükürmesi bir olan Kazım’ın sinirleri tamamıyla bozuluyor. Öfkeyle ağzını bozuyor: “İçine sigara izmariti atmışlar! Ulan ayı madem içmeyeceksin, neden içine izmarit atıyorsun!” Dükkanın müşterileri dışarı çıkınca Kazım, asası ve battaniyesiyle içeri dalıyor, dükkan sahibi ile selamlaşıyor. Dükkan sahibi Kazım’ı yadırgamıyor, tam tersine sohbeti koyulaştırıyor. İçeri giren yeni müşterilerle beraber Kazım yolcu ediliyor. Yüzünde gülümseme... “N’oldu?​” diyorum, ‘Bozuk gitar gelirse verecekmiş’ diyor. Keyfi yerine geliyor Kazım’ın…

GAZİNOLAR, PAVYONLAR, SAHNELER…

“Siirt’te doğdum. 5-6 yaşlarımda Adana’ya geldik, gelmez olaydım. Herkesi uzaktan gözlemlerdim. Kalbimi kırarlar, kavga ederlerdi. İlkokul 1’den terkim ben, hoca bir gün dövdü kaçtım. Âmâ bir müzisyen komşumuz vardı. Onu pavyona getirip götürür harçlığımı alırdım. Bir gün bahsettim gitar öğrenmek istiyorum diye. O adam da org falan çalardı. Bir arkadaşına yönlendirdi, ondan gitar çalmayı öğrendim. Sonra arkadaşlarla tanıştım bir iki sene sonra bir grup kurduk. Bir gün arkadaşlardan biri Tarsus’ta iş ayarladığını söyledi, çalarız çalamayız derken çaldık gazinoda. Ardından yıllar geçti, Maraş’ta çalışıyorum Tüzün Gazinosu’nda, ‘80 senesi falan. Benim yevmiyem bugünün parasıyla 300 lira falansa orda çalışan kadın 2 bin lira kazanıyordu, düşün yani. Bu kadın bana hasta, biz bunla arabaya atlar alırdık yollukları basardık Antep yoluna. Tenha yerde sabaha dek eğlence. Yasak aslında gazinoda çalışanlar arası aşk…”

Papaz Kazım anlatmaya devam ediyor Türkiye’nin dört bir yanında aldığı sahneleri; Tarsus’ta ‘33’ ve ‘Tüzün’ gazinoları, Adana’da ‘Olimpia’, Mersin’de ‘Yıldız’…

Yıllar geçer ve suyunu içenin ölümüne dek ayrılamayacağı Beyoğlu’na gelir Papaz Kazım. Org çalmayı da öğrenir, vokal bir kız bulur Çiçek Pazarı’nda sahne almak için. Geçen zaman içerisinde Kazım evlenir, çoluk çocuk sahibi olur fakat işler yolunda yürümez:

“Evlendim, 3 kızım oldu. Onları bıraktığımda en büyüğü lisede en küçüğü ilkokuldaydı. Tek tek görüştüydüm hepsiyle, en büyüğü evlendi Avusturya’daymış şimdi. En küçük kızım ‘Evlenmem, ablalarımın halini görüyorum’ demişti. Boşandığım dönemde pavyonlar iş yapamamaya başladıydı, düğünlerde iş bulamadık. E napayım sokakta çalmaya başladım. Çok zorluk çektim, zabıta gelir ‘yasak der’ polis gelir ‘yasak der’ gitar kırarlar. Diğer müzisyenlerde beni izlerdi bu adam n’apıyor diye!”

Doksanlı yılların sonu milenyumun başlarında Beyoğlu’nun müritleri Papaz Kazım’ı hem gitar çalan, hem çiçek satan adam olarak tanırlar. Kazım’ı diğer evsizlerden ayıran hem sanatçı oluşu hem tüccar yönüdür. Ayakta kalan son üç evsizden birinin Papaz Kazım oluşu tesadüf değil. Kazım’ın yanlışları olsa dahi sevilir, ters hareketleri görmezden gelinir:

“Diğerleri beni sever. Bir gün bu asa ile yürüyorum, bizim sahhte votkacıları gördüm. Oturuyorlar kaldırım kenarında, sinirlendim. ‘İçmeyin ulan bu zıkkımı! gebereceksiniz şerefsizler!’ diye şişelerini çaat çaat kırdım bu asayla. Hiçbir şey demediler, susup baktılar sadece. Başkası olsa kavga çıkardı ama beni biliyorlardı. Sonradan özür babında adam gibi içki aldım.”

HER ŞEYİ ÖĞREN, BİLDİKLERİNİ UNUT, ŞİMDİ CAZ YAP

Her sanatçı gibi Papaz Kazım’ın da sanat konusunda yargıları, düşünceleri bulunmakta. Uzun sohbetler eder, tartışırız. Sanatçı kime denir, müziğin sınırları-sanatçının sınırları, Caz ve Blues’un etkileşim noktaları. Özellikle Papaz Kazım’ın caz konusundaki söylemleri ilginç:

“Sokak müzisyeni dediğin adamı artık mekanlar kesmez! En zirveye çıkmak istediği için sokaktadır. Fakat bugün bu kavramı, hatta çalmayı bilmeyen insanlar dahi sokakta çalıyor, istek parça çalıyorlar. Pavyona dönüştü sokak. Bak bana istek parça çalmamı isteyen oldu, ‘çalmıyorum’ dedim. Israr etti üstelik ‘para vereyim’ dedi, ‘ha öyle mi’ dedim kalkıp gitarı kırdım. Ukalalık taslamıyorum, ben zaten amatörüm ama ‘Oldum’ deme lüksüm bulunmuyor. En zirvedeki en usta adam dahi ‘Ben bu işte her şeyi öğrendim’ diyemez. Çünkü dediği an biter, yeni bir iş çıkaramaz, ölür. Bunca yıldır müziksiz bir günüm olmadı ama halen caz çalamam. Caz dediğin şey; müziği yiyeceksin yutacaksın ardından bildiğin her şeyi unutacaksın ve bulutların üzerine çıkacaksın. Caz yapmak, Caz müzisyenlerinin çaldığı akorların aynısı çalmak değildir. Caz müziği bir yaşam biçimidir…”

Papaz Kazım gitarını çalmaya, müziğini yapmaya devam ediyor. Filozof, müzisyen ve underground ve sanatçı yanlarıyla yaşamını sürdürmeye devam ediyor…

ÖNCEKİ HABER

Suudi Arabistan'da Baytur firmasının şantiyesinde çalışan işçiler greve çıktı

SONRAKİ HABER

İmamoğlu, "Sayıştay raporları sahte" iddiasını yalanladı ve raporları paylaştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...