Ekrem İmamoğlu-Binali Yıldırım ortak yayında soruları yanıtladı

İstanbul adayları Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım ortak yayında 23 Haziran'a ilişkin soruları yanıtladı.

16 Haziran 2019 08:57
Son Güncellenme Tarihi: 17 Haziran 2019 05:16
Paylaş

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayları Ekrem İmamoğlu (Millet İttifakı-CHP) ve Binali Yıldırım (Cumhur İttifakı-AKP) 23 Haziran’da tekrarlanacak İstanbul seçimi öncesinde ortak canlı yayında merak edilenleri yanıtladı.

İstanbul Lütfü Kırdar Kongre Merkezinde gerçekleştirilen yayının teknik işlerini CHP ve AKP  ortaklaşa koordine etti. Saat 21.00'de başlayan canlı yayının moderasyonunu ise Gazeteci İsmail Küçükkaya üstlenirken 3 bölüm şeklinde devam eden yayın 00.05'te sona erdi. Canlı yayın İsmail Küçükkaya'nın Yıldırım ve İmamoğlu'nun Babalar Günü'nü kutlamasıyla başladı.

Liderlerin açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

Soru: Biz bu seçime yeniden neden gidiyoruz?

Binali Yıldırım: Sizin bir kabahatiniz yok. Ancak oylar sayılırken şaibeler oldu. YSK de durumu değerlendirerek seçimin yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz bu seçimin yenilenmemesiydi. Ancak CHP bize bu konuda yardımcı olmadı. Dolayısıyla seçime gitmek mecburiyetinde kaldık. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi. Öyle olsa kimsenin kafasında soru işareti kalmayacaktı. Ve İstanbullular planlarını değiştirmek zorunda kalmayacaktı. Bu seçimde oylar çalındı. Bunda ısrarcıyım. Oylar sayıldı, yüzde 10'u sayıldı ve fark düştü. Bu gösteriyor ki geriye kalan sayılsa bu seçimin sonucu değişecekti. onun için oyların yeniden sayılmasını çok istedik ve dirençle karşılaştık. Oyları kimin çaldığını bulacak olan YSK'dir. Çalma işini şöyle anlatayım; yolda giderken cüzdanınızı biri çekti. Gidip karakola cüzdanım çalındı dersiniz. Yer değiştirdi demezsiniz. Ki bu ortaya çıktı ve YSK de bu doğrultuda seçimi yenilemeye karar verdi.

Ekrem İmamoğlu: 'CHP oyların sayılmasını istemedi' yorumu doğru değil. 31 Mart gecesini hatırlayalım; seçim kapanalı 1 saat olmadı ki, kanalların bir kısmı Binali Yıldırım'ı önde gösterdi, yayın yasağı kalkmamıştı. AA'dan veri alınamadı ve bu 12 saat sürdü. Oylar kafa kafaya gelince, Binali Yıldırım seçimi kazandım diye açıklama yaptı. Tam saat 23.25'te açıklama yapıldı ve AA veri akışını kesti. AKP İl Başkanı da açıklama yaptı, kendi sayımlarına göre '3875 oyla kazandık' dedi. 2 saat öncesinde bize gelen verilere göre 'Hayır, biz kazandık' dedik. YSK de bizi teyit etti. İlk tutanaktaki fark 24 bin 57. 24 bin 57 farkla başlayan süreç, 13 bine indi.

Soru: 4 zarftan çıkan oylardan neden İBB Başkanlığı geçersiz sayıldı?

Ekrem İmamoğlu: Anadolu Ajansı veriyi neden kesti. Yıldırım'ın bir açıklaması yok. Neden 12 saat veri verilmedi. Maddi hatalar giderildikten sonra fark indi. Geçersiz oylar sayıldı ve sonrasında sayı 13 bin'e indi. AKP daha sonra sondaj yapacağız dedi ve yeniden sayılınca lehimize oylar çıktı; 14 bin oldu farklar. Bu  zarfta 4 oy var. Muhtarlık, meclis üyesi, ilçe belediye başkanlığı pırıl pırıl; ama şaibe bir tek İBB Başkanlığında var. Bu olası değil. Yani şu 20 TL'lik banknotun 5 TL'si sahte diyorsun. Buna kimse inanmaz. Çaldılar, diyorsunuz; kime çaldılar? Burada bir iftira var. Ben de bilmiyorum, diyemezsiniz. YSK'nin raporunda çalma yok. Her yerde çaldılar diyorlar ama kimin çaldığı belli değil.

Binali Yıldırım: İmamoğlu ilk açıklamayı 9 puan öndeyiz, diye yaptı. Ben 2 saat sonra açıklama yaptım, eldeki bilgilere göre 'Kazandık' dedim. Orada bir hata yok. AA niye yayını kesti, benim işim değil. Biz müşahitlerimizden gelen verilere göre konuşuyoruz. Genel Merkez'den teyit de ettik. Gelelim 4 pusula meselesine; ben de şunu soruyorum. 4 pusula var; ama itiraz edilen İBB. İlçeler için Büyükçekmece, Sancaktepe ve Maltepe için var. CHP neden Sancaktepe'yi saydırdı? Demek ki şüphesi var. Şimdi burada işi çarpıtmanın bir şeyi yok. Zarf aynı ama sayımı ayrı yapılıyor. Tutanaklara da ayrı geçiyor. Tek pusulada bütün oylar yok. Biz buna itiraz ediyoruz. İtirazımızı ilçelere yapmadık.

Soru: 31 Martta seçim bitti, YSK 6 Mayıs'ta karar verdi. Yeni bir seçime gidiyoruz, bu seçimi anlatmanızı istiyoruz. Bu seçim neyin seçimi, İstanbul seçimine mi gidiyoruz? 2 kampanya yapmış oldunuz, 6 ayda değişen bir kampanya da var. Erdoğan geri planda kalmış gibi...

Binali Yıldırım: 31 Mart'a takılmayalım. İmamoğlu biz yeniden sayılmasına itiraz etmedik dedi. Bu tamamen yalan, elimizde belge var. Oyların tamamı sayılsa sonuç değişecekti. Biz bunu Maltepe'de gördük. 39 ilçede sayım yapılsa açık ara bizim lehimize olacaktı. Velev ki İmamoğlu lehine olsun, bizim amacımız şaibenin ortadan kalkmasıydı. Maalesef beklediğimiz anlayışı göremedik. 1 hafta süremiz var. Söylemlerimizde bir değişiklik yok. Baştan beri İstanbul'u konuşuyorum. 31 Mart öncesi de organik bir kampanya yapacağız demiştik. İstanbullularla buluşacağım dedim, buluşmaya devam ediyoruz. Biz bir ittifakla seçime giriyoruz. Cumhur İttifakı'nın adayı olarak ben, Millet İttifakı'nın adayı da İmamoğlu. İttifaklarda MHP-AKP bir tarafta, İYİ Parti-CHP bir tarafra, HDP de Millet İttifakı adayını destekliyor.

Ekrem İmamoğlu: Saat 9 gibi açıklama yaptığım doğru. Kendimizi mecbur hissettik. AA gibi bir garabet yaşıyoruz. Bizim girmiş olduğumuz yüzde 22'lik orana göre deyip sonuçları paylaştık. AA verileriyle hukuksuz yayıncılık yapıldı. AA bizi ilgilendirmez, diyor. Saat 2.20'deki verilere göre sonucun değişme şansı kalmadı diyerek sonuç paylaştık. Verilerin durumunu da aktardık. İşte birleştirme tutanağı burada. İşinize geldiği gibi rakamlarla oynamayın. İtiraz etmekdik demedim, bu CHP'nin işi değil. Sayımı yapan kişilerin hukuka aykırı olduğu söyleniyor. Çalmya dair bir şey yok YSK'nin gerekçeli kararında. Soyadına göre, yüzüne göre seçmeni tanıdıklarını söylediler. Buna kimse inanmaz. 2019'da yapılan yenilenen seçim bir demokrasi sürecidir. Ben seçilmiş belediye başkanıyım. Yenilenen seçim demokrasi mücadelesidir. 16 milyon insanın hakkını kul hakkı yiyenlere karşı savunma mücadelesidir. Beka sorunu vardır diyenlere, bu süreçte beka sorunu yok. Hakkımız yendi. Ama hakkımızı savunuyoruz.

Soru: Ben 31 Mart'ta oyumu kullandım, Yıldırım'a verdim ya da sandığa gitmedim; ben neden İmamoğlu'ya oy vereyim?

İmamoğlu: 31 Mart akşamını geçelim dedi Yıldırım. Geçemeyiz. Sonrasındaki YSK süreci çok çarpıcı. AA'nın veri girişi, Yıldırım'ın kazandık açıklaması, İl Başkanının ssayı vermesi, sonrasında İBB panolarına afişler asılması... Biz sonucu takip etmesydik, o gece bu iş biterdi. Ama biz o gece mücadelemizi verdik. Görev yapan yüz binlerce kişinin emeği vardır o gecede. AKP'li kardeşlerimin de emeği vardır. Sayımda hata yapılı ve hatalar sonrasında giderilir. Ancak 31 Mart'ta yaşanan bir kurgudur. AA ile görüşmedik, açıklamasına inanmıyorum. AA işine gelmediği için veri akışını kesti. 'Gönül belediyeciliği' afişleri neden asıldı o gece? Biz demokrasi veriyoruz. Kul hakkı yiyenlere karşı mücadele veriyoruz. Demokrasiyi kesitniye uğratanlara karşı mücadele ediyoruz. Milleti kucaklayıp, milletle birleşiyoruz. O nedenle 23 Haziran'da herkesin oyuna talibiz. AKP'li kardeşlerimden de oy istiyorum.

Soru: İmamoğlu'ya oy verdim, 31 Mart'ta. 23 Haziran'da neden Yıldırım'a oy vereyim?

Yıldırım: Bu seçime beraber girdik. Sonrasında hukuk mücadelesi vererek hakkımızı aradık. Ve seçim tekrarlanıyor. Bu ilk defa olmuyor. Biz istemedik tekrar seçimi. CHP direnmese bu seçim tekrarlanmayacaktı. Araya çıkan farkı görünce bunu söyleyebiliyoruz. Yakın oy aldık. En son sayım işi bitince mazbata düzenlenince yakındı. Her şey sayıldıktan sonra 13 bin fark kaldı. Hal böyleyken, niye benim helime oylar kazanılıyor da Ekrem beyinki kazanılmıyor. Bu dürüst bir seçim mi? Gelelim, 31 Mart'a... Ben AA ile görüşmedim. Görüşsem, görüştüm derim. Ben ne bileyim, benim görevim değil AA'nın veri akışı. Biz elimizdeki bilgileri işleyerek seçimi takip ettik. Benim bakanlarla görüşmem algıymış gibi yansıtılıyor. Bizim bakanımız, ben her zaman görüşürüm. Bununla ne ima ediliyor?

Soru: Doğalgaza indirim, İSPARK 1 saat ücretsiz olacak, kreş yapılacak... Rakibiniz de 18 gün başkanlık yaptı. Size şöyle eleştiri geliyor; AKP 25 yıldır belediyeyi yönetiyor. Neden bugüne kadar yapılmadı?

Binali Yıldırım: 25 yılda yapılanları saatlerce anlatabilirim. AKP İstanbul'a çok şey kazandırdı. 94'te kişi başına 14 Litre su veriliyordu; şimdi 101 litre veriliyor. Melen'den Sakarya'dan İstanbul'a su getirildi. Bu İstanbul'a yapılan hizmet. İstanbul'un gelecek 40 yılının suyu var artık. Haliç'in eski halini biliyorsunuz. Kanalizasyon yokyu şimdi yüzde 70'i aşkın. Ağaçlık alan 10 milyon metrekareydi; şimdi 60 milyon metrekare. İBB Meclisinde bizim önerdiğimiz su indirimi kabul edildi.

Soru: 18 günde bir takım uygulamalarınız oldu. 18 günü anlatır mısınız?

İmamoğlu: Az önce Yıldırım'ın yalan açıklamasına yanıt vermemem, programa saygımdan, şimdi yanıt vermememin sebebi edebimdendir. Ben yalan konuşmam. Oylara verdiği sayılar benim tutanaklarda gösterdiklerim. Binlerce denilip algı yaratılıyor. Yeniden yapılan sayılarla oluşan fark 469'dur. Artısı eksisi buna denk düşüyor. Esas fark geçersiz oylardandır. Yanlış kampanya yönettiniz. Ampule bas söylemi geçersiz oyları artırdı. Biz 18 günde vaatlerimizi tek tek yerine getirdik. Bizim projelerimiz kopyalandı. Ulaşım indirimini hangi kaynakla yapacaksınız, dediler. 25 yıldır beledeiyeyi yönetiyorsunuz, bunları elbette yapacaksınız. Bir kere şunu söyleyeyim; 94'te seçildiniz. Erdoğan iyi de bir dönem geçirdi. Ama bugün 18 günde yaptıklarımızı kendinize maletmenizin bir anlamı yok. Bunlar bizim önerilerimiz. Altında benim imzam var. Dolayısıyla biz taahhüt ettiklerimizi yerine getirdik. Bence alkışlasalar daha makuldü.

Soru: (İmamoğlu Binali Yıldırım'a soruyor) AA'nın yaptıkları sizin için ne ifade ediyor, ilki? İkincisi, Bakanlarla yaptığınız görüşmeleri normal karşılarken AA ile görüşmediğinizi söylüyorsunuz. Gece yarısı bilboard'ların donatılmasının talimatı kim tarafından hangi talimatla verildi ve son olarak çaldıların muhatabı kimdir?

Yıldırım: AA yetkilileri o geceyi açıklamalı. Normal bir şey değil, ama sorumlusu ben değilim. Niye gönül belediyeciliği kazandı? 25 belediye kazandı AKP. Büyükşehir belediye Meclis üyelerinin 180'ini kazandı. Kaybettik mi diyecektik? Bundan daha doğal bir şey yok ki. Meclis'te 50 fazla üye kazandık. (İmamoğlu: Seçim tamamlanmadan afiş talimatını kim verdi?) Çok açık söylüyorum, 39 belediyenin 24'ünü AKP 1'ini MHP kazandı. İBB'nin toplam meclis üye sayısı 320 veya 310. Cumhur ittifakı 180'ini kazandı. Kazandık tabi ki ve afişler asıldı. 2 gün sonra da onlar astılar.

Soru: (Yıldırım, İmamoğlu'ya soruyor) Siz gelir gelmez, Büyükşehir'in veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz, bunun yasaya aykırı olduğunu bilmiyor muydunuz?

İmamoğlu: Bu soru o zaman Yıldırım'a soruldu ve kendisi, belediye ile ilgili her türlü işlemi denetleme sorumluluğuna sahiptir. Şimdi bakın, bu cevabı verdi kendisi. İzah ediyorum; bu veri yedekleme işlemidir. Bunun için kopyalama yapılır. Bize mazbatanın teslim edildiği gün veri tabanının yedeklenmesi ve korunmasıdır talimat. Bize de ihbarlar geliyor. Kaldı ki, kopyalama yetişmedi. Muhatabı olmayan bir kişinin hukuksuz kararıdır. Veri yedekleme kadar basit bir işlemi başka bir yere taşımanın anlamı yok. Muhafaza edildiği yer yine belediye olacaktı. Ancak olamadı. Bilgi işlem sorumlusu bana brifing verdi. Bu iş üzerinden kavram üretmek olmaz. Yıldırım süreci daha iyi analiz etmelidir. Kendi açıklaması doğrultusunda. Belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü incelemeyi yapabilir.

İKİNCİ BÖLÜM

Soru: Bu tarihi günde 16 Haziran 2019 Pazar akşamında demokratik hayatımız bakımından çok önemli kritik bir kavşaktayız. Şimdi ağırlıklı olarak ekonomi konularına da değineceğiz ama İstanbul için önem arzeden konular var. Sayın İmamoğlu'nun 18 günlük belediye başkanlığı süresi içerisinde veri kopyalamasına ilişkin olarak sorulmuştu. Sayın Yıldırım bir söz hakkım var demişti. Sayın Cumhurbaşkanı Tacikistan'da açıklama yaptı. 'Nihayetinde bu bir İstanbul seçimi, kazanan göreve gelecek' dedi. Sonuca herhangi bir itirazınız olacak mı?

Yıldırım: Vatandaşlarımız bilsin biraz teknolojiyle aram iyidir, bu internet altyapısını biz yaptık. Veri yedekleme ayrı kopyalamak ayrı iştir. İstanbul'un bilgileri yedekleniyor. Veri yedeklemesi yapılmadan hiçbir şekilde veri saklanamaz. Bu güvenlik meselesidir. Bilgisayarınızda bile yedekleme sistemi vardır. Benim söylediğim cümlenin ön kısmını Ekrem Bey ifade etti. Efendim tabii ki belediye başkanı her şeyi inceleme yetkisi var. Ancak devamı var niye kopyalama ihtiyacı duysun. İstediği zaman istediği bilgiyi maiyetindekiler alır getirir. Benim söylediğimle burada ifade edilen aynı şey değil. Kaldı ki mahkeme kararı da onu da tanımıyor gibi şey, öyle de bir algı, o mahkeme kararı da yanlış dedi. Onun ilgisiz dediği, Eyüp'ten seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Meclis Üyesi avukat. Bu veri kopyalama işlemi bir FETÖ taktiğidir. Geçmişte bunu FETÖ yaptı. Üç tane dışarıdan uzman da görevlendirme yaptı. Bu başlı başına fecaat bir şeydir. Devlet umurunda böyle bir şey yok. Dışarıdan adam tayin edip en hassas yerlere, kozmik odalara tayin edemezsiniz. Seçim sonrası sayımda da itiraz süreci icap ederse yine olur. Bu sefer belki biz etmeyeceğiz sayın Ekrem Bey edecek. Ben iki taraf için de normal olduğunu düşünüyorum. Umarım itirazı gerektirmeyecek bir fark olur.

İmamoğlu: Elbetteki seçimlere itiraz haktır. Bu hakkı kimsenin yok sayma hakkı yok. Uyudruma gerekçelerle itiraz haksız. Dolayısıyla bizim sürece dair hep eleştirdiğimiz bunlardır. İtiraz sürecinde algı oluşturmak karşı tarafından yaptığı bir uygulama. Bakınız “çaldılar”. Kim çaldı? Sordum hala yanıtlamadı. Bilmiyorum dedi. Hala devam ediyorlar. Sayın Yıldırım bir ara vazgeçti yine devam etti. FETÖ uygulamalarının nasıl olduğunu ben bilmem. Veri kopyalama işlemei tam da o gerekçeler yazılırken bakanlıklardan dışarı çıkarılmaması gerekirken, cezaevlerindeki verilerin, çeşili başka verilerin AK Parti’ye verilmesidir. Bizim yaptığımız işlem çok masum bir işlemdir. Az önce söylediklerimi döylemiştir. Diğer cümlesi de Belediye başkanı halkın önceliklerine önemsemelidir” diğer cümlesi budu. Başka cümlesi yoktur.

Soru: Trabzon, Giresun'da kalabalık mitingler düzenlediniz. Trabzon ve Giresun mitinglerini tamamlayıp İstanbul'a dönmek üzereyken Ordu'ya gittiniz. Orada VİP'e girdiniz, milletvekilleri mi vardı, onları da açıklamanızı isteyeceğim. Ne oldu, neler oldu, neden sinirlendiniz, bir valiye hakaret ettiniz mi?

İmamoğlu: Duyuruları yapan arkadaşlarım var. Çok nettir. Trabzon'da bayramlaşma çağrısı yaptık. Muazzam bir karşılamaya dönmüştür. Sırasıyla ilçelerinde tabii bu muazzam süreç bence bir tuzakla, ne yazık ki tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Oradaki tavırlarım net, belli, nasıl sükunete çağırdığım belli. Tabii ki annemin orada düştüğü durum. Benim VİP diye bir derdim yok, sıkıntım yok. VİP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekir bu ülkede. Geçenlerin haddi hesabı yok. Dolayısıyla kaldı ki ben Trabzon'da 'beni şuradan geçirin' diye bir kavramım yok. Beni karşılayanlar, yollayanlar bir şey organize ediyor. Trabzon'da geçtik, Ordu'dan niye geçirilmedik, bilemiyorum. Ben ne söylediğimi biliyorum. Sayın Genel Başkan Yardımcısına da ne söylediğimi biliyorum. Buranın sakinleşmesiyle ilgili. Oradaki vali bey de ne söylediğimi biliyor. Ama bu konu İstanbul'un konusu değil.

Soru: Valiye hakaret ettiniz mi efendim?

İmamoğlu: Hakaret etmedim. 'Basitleşmiştir' dedim. Valinin 1 ay öncesinden bize hakaretleri var. Bakacağız. Bize Pontuslu dediler buna da cevap verilsin.

Soru: Siz İzmir milletvekilliği, belediye başkan adaylığı yaptınız. 31 Mart'ta da seçimi yarıda bıraktınız. Bunun analizini yaptınız mı efendim?

Yıldırım: Ne bakımdan anlayamadım

Soru: Bu seçim sizi şaşırttı mı?

Yıldırım: İzmir seçimi geride kaldı. 17-25 Aralık'ın gölgesinde kaldı. İzmir'de en yüksek oyu aldık. Burada kazanan yok. Her ne kadar Sayın Ekrem İmamoğlu'nun Anıtkabir'e gidip 'belediye başkanı' diye yazdıysa da burada kazanan yok. Hayretle izliyorum, Ekrem Bey alışkanlık haline getirdi artık bu çarpıtmayı. Yalana kızıyor, doğru söylememeyi bir alışkanlık haline getirdi. En son 'soruları İsmail Bey'den aldı' dedi. Ben de 'almadım' dedi. Siz de açıklama yaptınız. Saadet Adayının çocuğu İBB'den çıkarıldı. En yakın arkadaşı Fatih Portakal bile yayınında dedi ki, 'Bu Ordu işi olmamıştır, yanlış olmuştur, bizde görüntüler var, RTÜK'e takılacağız diye yayınlamıyoruz' dedi. Bence Ekrem Bey özür dileseydi. Aslında şimdi validen özür dilemesi gerekir demiştim. Şimdi başka bir şey diyorum, İstanbullulardan, milletten özür dilemesi gerekir. Çünkü millete yalan söylemiştir İsmail Bey. İstanbul seçimlerine gideceğiz, İstanbul'a güveniyorum. Bugüne kadar İstanbul'a çok güzel hizmetler yaptık. 23 Haziran'dan sonra İstanbullu bu yetkiyi bize verince yine yapacağız. İstanbul Türkiye'nin özeti. 81 vilayet var. Demografik yapıya baktığımızda bütün nüfus grupları var. Türkiye'nin ebrusu demek daha iyi.

Soru: Benden bahsettiğiniz için açıklama yapmam gerekiyor. İKSV'nin açılışındaydım. Ekrem Bey, NTV-Star ortak yayınındaydım. Soruların verildiğini, ben kimseye soru vermedim vermem. Lakin daha sonra çıkmak zorunda kaldım. Fatih Altaylı, Habertürk'te benim sizi aradığımı, pardon sizin sorularızı istediğinizi, size soruları verdiğimi sonra Ekrem İmamoğlu'nu aradığımı ve 'size de vereyim mi' dediğimi. Bu absürd. Ne benden kimse soru istedi. Ertesi gün Engin Altay'la Mahir Ünal'ın yanına gittim, 'bu tartışma nereden çıktı' dedim. İki parti yetkilileri buluşmuş, '10 soru AK Parti 10 soru CHP' hazırlasın demiş.

İmamoğlu: Yine sayın Yıldırım yanlış bilgilendirilmiş. Burada ne yazık ki üzücü ifadeler kullanmıştır. Yalan söylediği ifadesini üstüne basa basa kullanmıştır. Bu çok kibirli bir ifadedir. Benim ifademde İsmail Küçükkaya yok. Ama sayın Yıldırım, İsmail Küçükkaya dedi. Bana gelen bilgi soruların belirlenmesi, moderatöre verilmesi, 10 soru siz, 10 soru karşı belirlesin. Siz yoktunuz, dolayısıyla...

Son sözüm tekrar söylüyorum. Benim oradaki ifadem nettir. 'Yalan söylemiş' cümlesi kötü söz sahibine aittir diye kapatıyorum.

Soru: Bir Sayıştay raporu var. Son 5 yılda 753 milyon bir zarardan bahsediliyor. Son zamanlarda çok tartışma konusu vakıflara ayrılan son 1 yılda 308 milyon lira. Belediye başkanı olunca siz nasıl yapacaksınız?

Yıldırım: Sayıştay raporunu gördünüz mü İsmail Bey. Sayıştay raporunda öyle bir rakam yok. 108 milyon mu ne. Bu yalan. Yalan olduğu İstanbul Büyükşehir Beledise tarafından açıklandı.

Soru: Sayıştay'dan hiç yalanlama gelmedi.

Yıldırım: Geldi, onu bilmenizi isterim. Maalesef yeterince bu konu duyurulamadı. Onların yerine biz duyurmak zorunda kaldık. Böyle bir şey yok, kısacası yalan. Hadi doğru değil diyelim, Ekrem Bey alınmasın. Nitekim o televizyon programında bir düzeltmeyi yapınca 'doğru değilmiş' dedi ve geçiş yaptı. Değerli arkadaşımız bu konularda daha ilkeli davranmasını beklerim. Bu güne kadar ortaya atıp, kafa bulandırmaya çalışıp, bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Bunları tek tek sayarım. Ama ben zul duyarım. Ama biz İstanbul'u konuşamadık. Vakıflarla ilgili de açıklamalar yapıldı. Zaten belediyeler vakıflara nakit kaynak aktaramaz.

Soru: Arazi verir

Yıldırım: Bu vakıflar eğitime destek veriyor, sosyal sorumluluk projeleri yapıyor. Yaptıkları iş tamamen kamu yararı. FETÖ'nün beyin yıkamak için gençleri devşirip, 15 Temmuz'u başımıza sardıysa bu vakıflar da o tehlikeyi bir daha yaşamamak için bu işleri yapıyor.

Soru: Belediye başkanı seçilirseniz bu israf dediğiniz düzen, rakamlar, vakıflara aktarılan para, bunu nasıl çözeceksiniz?

İmamoğlu: En büyük sorun yoksulluk, kötü yönetim ve israf. Kul hakkı meselesini çok önemsiyoruz. Ben artık kelimelere takılmıyorum, nasıl söylerse söylesinler. Sayıştay denetiminden çıkan raporu arzu ederlerse sayın Yıldırım'a takdim ederim. Sayıştay raporunda İETT ve İSKİ'de yapılan usulsüzlüklerin 753 milyonu aştığı. Belediye taşınmazları işgal olarak kullandırılıyor, işgaliyenin sadece yüzde 20'si tahsil ediliyor. Yanıltılmış, aldatılmış olabilir. Bence kendisine bilgi verenleri gözden geçirsinler. İhtiyaç fazlası araba kullanımı. Şu an vekalet eden vali beyl var. Buradan sesleniyorum, lütfen mukayyet olun. Bilboardlara bunu kim asıyor? 23 Haziran'dan sonra kim gelirse ona göre hareket edilir. Şu anda bu afişleri oraya kim asıyor. Efendem ambulans, iş makinası, cenaze, iş makinalarıymış. İBB'ye ait, iştiraklar hariç, KİPTAŞ ve bir sürü iştirak var, 28 tane. 1810 araç. 7 personele bir binek araç düşüyor. Sayıştay raporlarına giren rakam değil. Bunun gibi israfı engelleyeceğiz. Tasarruf yapacağız, ekonomik seferberlik başlatacağız.

Soru: Binali Bey FETÖ iması, vurgusu yaptı. Biz FETÖ ile mücadeleyi önemsiyoruz. Siz belediye başkanı olunca bunlarla mücadelede ne yapacaksınız? Siz bunların yurtlarına gittiniz mi, FETÖ elebaşını ziyaret ettiniz mi?

İmamoğlu: Benim uzaktan, yakından ilgim, ilişkim. Ben devlete inanırım. İşte FETÖ gibi örgütlerin yok olması adına mevcut vakıflarla işbirliği yapılarak. Ya kardeşim belediye var. Türkiye Gençlik Eğitim Hizmet Vakfı'na 51 milyon 218 lira. Burada yazıyor. Ensar Vakfı'na 29 milyon 797 bin. Esas olan devlettir. Vakıflarla, dernekle tabii ki işbirliği yaparım. Temiz dernekler, vakıflarla işbirliği yaparsınız. Ben her kesimdeki derneklerle, vakıflarla işbirliği yaptım. İHH ile yaptım. İşbirliği yaparsınız, ama yurdu belediye yapacak kardeşim. Zaten başımızda bir bela, bir FETÖ terör örgütü oluştu. İBB olarak yurtlar yapacağız, okula, eğitime destek vereceğiz. O kreş dediğimiz mevzuyu çok önemli görüyoruz. 5 yıllık belediye başkanlığım orada. Bir bina boş duruyor, bizden önce verilmiş, kaçmış gitmişler. Devletine inanan, kalıcı, devletin güçlenmesine inanan bir ahlaktan geliyoruz. Terör örgütlerinin hiçbirisiyle zerre ilişkimiz olamaz.

Yıldırım: Temiz vakıflara veririm diyor da, yani deterjanla yıkayarak mı vereceğiz? Kim karar verecek? İstanbul'da 23 bin tane vakıf, dernek, hemşehri dernekleri var. Bunların hepsine ilçe belediyeleri ve büyükşehir belediyesi destek oluyor. Hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz. Kendisinin de vakfı var, Batı, İstanbul Vakfı mı neyse. Toplumsal sorumluluk üstleniyorlar, insanları bir araya getiriyorlar. Onların kaynaşmasını sağlıyorlar. Bu vakıflara nakdi bir kuruş yardım yapılamaz. Onun için burada algı operasyonuna gerek yok. Yapılmadığına dair zaten belediye açıklamasını yaptı. FETÖ'ye yönelik beyanatından memnun oldum, doğrusu takdir ediyorum. FETÖ büyük bir terör örgütüdür. 15 Temmuz gecesi yakından yaşadık. Bu FETÖ örgütüyle mücadele de elbette ki devam edecek. Tabii ki hukukun içinde kalarak. Bizi ilgilendiren ihanet kısmıdır.

Ekonomik bir sıkıntı çekiyoruz. Bu da insanların hayatına bir şekilde yansıyor. İstanbul Avrupa'nın 13. büyük şehri. Gelen turistin üçte biri İstanbul'a geliyor. Gelecek beş yılda 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla'da biyoteknoloji vadisi kuracağız, 50 bin kişiye istihdam sağlayacağız.

Ayrıca bir teknoloji üssü kuruyoruz. Yapay zekâ merkezinden gençler istihdam edilecek. İstihdam miktarı da 24 bin. Pendik'te bir teknoloji geliştime merkezi olacak. Örneği, Singapur'da var. Atatürk Havalimanı, millet bahçesi ve kongre merkezi olacak. Buradaki amacımız Avrupa'nın 50 milyonluk fuar kongre turizminin yüzde 10'u.

Soru: Ekonomide sıkıntılı süreçten geçiyoruz. İşsizlik ciddi problem haline gelmiş. İstanbul gibi dünya metropolü kent yoksulluğu gibi bir kavramla karşı karşıya gelmiş. Siz seçilirseniz ne yapacaksınız?

Yıldırım: Tabii ki ekonomik sıkıntı çekiyoruz. Bu da insanların hayatına öyle ya da böyle yansıyor. Bu yükü hafifletmek için birçok vaadimiz var. İstanbul Avrupa'nın 13. büyük ekonomisi. İstanbul ihracatı 72 milyar dolar. Milli gelirin 236 milyar dolarını karşılıyor. 5 yıl içerisinde yapacağımız projelerle 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla'da mesela bioteknoloji vadisi kuracağız, 50 bin kişiye istihdam sağlayacağız. 160 bioteknoloji fabrikası yapacağız. Buradan 27 milyar ekonomiye katkı sağlayacağız. Ayrıca bir teknoloji üssü kuruyoruz. Burada big data dediğimiz büyük verinin işlenmesi. Burada gençler istihdam edilecek. Altyapısını hazırlayacağız, fikir getirecekler. onların akıl terini üretime dönüştüreceğiz. Pendik'te teknoloji geliştirme bölgesi.Burada firmaların AR-GE'leri olacak. Bunun örneği Rotterdam, Singapur'da var. Bu modeli İstanbul'a getireceğiz. Burada 50 bin istihdam öngörüyoruz. Atatürk Havalimanı hem millet bahçesi hem de fuar ve kongre merkezi olacak. Avrupa'daki 50 milyonluk fuar kongre turizminin yüzde 10'undan istifade edelim ve şehrimize katma değer sağlayalım. Bu da 40 milyarlık bir katkı..

Soru: Siz seçilirseniz ne vaat ediyorsunuz?

İmamoğlu: Ben temiz vakıflara vereceğim demedim, işbirliği yapacağım dedim. Vakıftan bahsederken her şeyi sayın Yıldırım'a daha önce ziyaret yapmış birisiyim. Herşeyi konuşmaya hazırım. Bana herşeyi sorabilirler, bir büyük olarak sorabilirler. Bu şehrin yoksulluğu var. Üç gençten biri işsiz. 350 bin genç var okutamamışız, meslek sahibi yapamamışız, iş de bulamamışız. Yüzde 15'i aşmış işsizlik oranı var. Bu belediyenin parasını israf ettirmeden, tasarrufla değere dönüştürüp öncelikle bu şehrin yoksulluğu ile mücadele etmek. Ucuz ve sağlıklı gıda, ulaşımda indirim, suda indirim. Eğitim, geçim, evlilik, sofra, işsizlik destek paketiyle mevcutun beş katına çıkaracağız. 4 aileden birisi bu şehirde açlık sınırı altında. 2 bin 20 liraya kadar bu sınırın altındaki ailelere maddi destek sunacağız. Evin kadınına sunacağız. Ouklarına yemek getiremeyen ailelerin çocuklarına kumanya desteğimiz var. Biz işsizimizin yanında olacağız. Bölge İstihdam Ofisimize kayıt yaptıran 200 bin işsiz gencimize iş bulacağız. Ücretsiz ulaşım desteği sunacağız. 25 yaş altı öğrenci olmayan gençlere yüzde 40 indirim yapacağız.

Soru: Mesela İstanbul'da yaşayan Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyete aşık bir kardeşinizim. Kime oy vereyim? Beni ikna edin. İstanbul'da yaşayan bir Kürt kardeşiniz olarak hangisine oy vereyim?

İmamoğlu: Ben Kürt kökenli vatandaşımın çocuğu mu, Türk kökenli mi diyorum. 16 milyon İstanbul'dan bahsediyorum. Sayın genel başkanıma 'Efendim ben İstanbul ittifakının adayı olmak istiyorum' dedim. Partizanlığı bu belediyeden söküp, atacağız. Bunun içinde AK Partili, Saadet Partili, MHP'li elbette HDP'li hemşehrilerim var. Partizanlık bu ülkenin en büyük düşmanlarından biridir. Terör ön büyük sorundur peşinden partizanlık geliyor. Biz bu milleti barıştırmaya geliyoruz, eşitlemeye geliyoruz. Bağcılar'daki çocukla Kadıköy'deki çocuğu eşitlemeye geliyoruz. Ben bu çocuklardan bahsederken kökenini mi söylüyorum. Hepsi benim çocuğum. Biz mahallede demokrasiyi, semtte, ilçede, büyük şehirde sağladığımızda hiçbir sorun kalmaz. Gönül belediyeciliği ile afişler niye asıldı dedim. Bana 25 tane belediyenin kazanıldığını söylüyor. Partizanlıkla sadece ben değil sayın Yıldırım da mücadele etmeli. Ben özgürüm, 16 milyon insandan oy alıp belediye başkanı olacağım.

Soru: Aynı soruyu size de sorayım.

Yıldırım: Biz hizmet yaparken İstanbul'da ve Türkiye'de. İnsanların etnik kökenlerine, inançlarına bakmayız. İnsanlarımıza hizmet götürürken herkese aynı hizmet götürürüz. Particilik seçimlerde kampanyada parti vardır. Kampanyada partimizin söylemlerini dillendirirsiniz, seçim bittiğinde rozetinizi çıkarıp hizmet yaparsınız. Biz partizanlık yapıyorsak, adres bizeyse bunu şiddetle reddederim. İzmir'in toplu taşıması İZBAN'ı CHP belediyesiyle beraber yaptık. Çevre yolunu, Konak tünelini yaptık. İzmir-İstanbul yolunu yapıyoruz. Süre 2,5 saate düşecek. Partizanlığı şiddetle reddederim. 81 vilayetten İstanbul'a gelen bütün hemşehrilerimize 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesinden İstanbul'a gelmiş, burayı evi, işyeri yapmış, çocuklarının geleceğini düşünen 15 milyon İstanbulluya hizmet için varız. İstanbulluya yapılan hizmet asla israf değildir. İstanbul'a 1994'den beri hizmet ediyorum. İDO Genel Müdürü yaptım. 4,5 yılda İDO'yu dünyada kendi sınıfında 1 numara yaptım.

Soru: Bu akşam olağanüstü bir iyilik yaptınız. Medeni cesaretinizi gösterdiniz. Sosyal medyada çok konuşulmuş. Her ikisinden mal varlığınızı açıklamanızı istiyorlar. Siyasete girmeden önce ne kadar paranız vardı, şimdi ne kadar. Belediye başkanı seçilirseniz mal varlığı beyanında bulunur musunuz?

Yıldırım: Mal varlığı beyanında bulundurmak bizim keyfi, ihtiyarımızda değil. Mecbursunuz. Kamu adına hizmet görüyorsanız, memur dahi olsanız, mal varlığı beyanınız olacak. 16 yıldır malvarlığı beyanı veriyorum. Her sene değişiklik olursa yeniliyoruz. Kamuoyuna açıklama diye bir adet yok. Benim açımdan hiç farketmez. Ama herhangi bir dava konusu oldu mu malvarlığı mahkeme tarafından talep edilir, dosyaya konur. Benim açımdan bir sakıncası yok. Çocuklarımın mal varlığının zaten bir koruması falan yok. Onlar ticaretle uğraşıyorlar, onlarınki kamuya da açık. Herkes bakar. Bu konuda davalar da oldu. Birçok davalar kazanıldı. Biz hiçbir şekilde malvarlığımızı, geçmişimizle, yaptıklarımızla her zaman hesap verdik, bundan sonra da vermeye hazırız. Hem burada hem öbür tarafta.

Soru: Siz efendim. Binali Bey, böyle bir adet yok. Siz kamuoyuna açıklar mısınız?

İmamoğlu: Sayın Yıldırım'ın açıkladığı gibi kamu görevlisi olmamızdan dolayı mal beyanımızı veriyor. Ben de 5,5 yıldır her yıl yenileyerek veriyoruz. Hatta büyükşehir belediye başkanı seçildikten sonra beyan etmiştim. Yeni bir süreç, yeni bir ahlak anlayışı. Belediye başkanı, milletvekili olmak, bakan olmak bir meslek değil. Hepimiz bir görev yerine getiriyoruz. Başka görevler de nasip olabilir. Erdemli, ahlaklı süreci iyi yönetebilmek, hesap vermek adına dürüstlüğümüzü ortaya koymak adına, bu önerinizi aynen sayın Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Tabii ki ailece olmalı. Ben var, eşim var, babam, çocuklarım var.

Soru: İstanbul'da 500 binden fazla Suriyeli var. Türkiye bu konuda büyük fedakârlık yapıyor. İnsaniyetini gösteriyor. Bu Suriyeli meselesinde ne yapacağınızı merak ediyorum.

İmamoğlu: Mülteci konusunu biz iyi yönetemedik. Sadece vicdanla, toplumsal tavırla, davranışla açıklamak doğru değil. Aynı zamanda evrensel hükümler taşır. Güneyimizde yaşanan bu insanlık dışı olaylarda Türkiyemiz yalnız bırakılmıştır. Ben bunu  Fransa'da yaptığım konuşmada da söyledim. Siz bizi bu süreçte yalnız bırakarak dünyayı başka yere sürüklüyorsunuz demiştim. 547 bin kayıtlı Suriyeli göçmen var İstanbul'da. Kayıt dışı rakamlarla 1 milyona ulaştığı yönde yoğun gözlemler var. Üç aşamaya bölüyoruz bunu. Mutlaka bir masa kuracağız. İBB'nin bir politikası yok. Sessiz. Siz politika üretmelisiniz. Biz mevcut mülteci insanları, özellikle çocuklarını, kadınlarını envanter çıkaracağız. Sokak sokak geziyorum, çocuk evlilikleri görüyoruz. Çocuğu ve kadını koruyacağız. Bu konuyla özel ilgileneceğiz. Ben insanlık dışı uygulamalara netim. Bizim geçmişten bugüne kapsayıcı duygularımızla hareket edeceğiz. Ülkemiz adına, ulusal politika gelişterme konusunda aktif davranacağız. Bir anda 3,5 milyon mülteci dağılmamalıydı. Üçüncü husus uluslararası alanda da 16 milyonluk kenti yönetiyoruz. Güneyimizde yaşanan olaylarda toprağın altındaki petrolü düşünerek bizi mülteci sorunuyla başbaşa bırakamazsın. İstanbul'un sokakları tehdit altında. Doğudan, Kuzeyden, Batıdan gelen vatandaşlarımız ekmeğinin elinden alındığını düşünüyor.

Soru: Siz ne yapacaksınız efendim?

Yıldırım: Ekrem Bey ne yapacaklarını anlatmayı unuttu. Ben anlatayım. Bu insanlar ölümden kaçtı, canlarını kurtarmak için bize sığındılar. Biz geleneklerimize, inançlarımıza uygun olarak misafir ettik. Biz ev sahibiyiz, onlar muhacir. Bunlar geçici koruma statüsündeler. Böyle bir kimlikleri var. Bunların hepsinin kaydı, kuydu var. Eğitim, sağlık hizmetleri de veriliyor. Bunlar en temel insanlık hizmetleri. Uluslararası camia bunlara gerekli desteği vermedi. Sadece Türkiye'ye ne kadar güzel yaptığını söylediler ama ellerini taşın altına koymadılar. Onları yoksulluğa terk ettiler, hatta denizde boğuldular. Afrin Harekatı'nı yaptık. Şimdi bir kısmını oraya gönderdik. 500 bine yakın Suriyeli gitti. Şimdi Fırat'ın doğusundaki o bölgeyi temizleyip diğerlerini de oraya göndereceğiz. Bu süre içerisinde İstanbul'da yaşayan, özellikle belli ilçelerde Fatih, Beyoğlu gibi burada bir asayiş sorunları, İstanbulluların huzurunu, rahatını kaçıran olaylara karışırlarsa, kanunsuz işler yaparsa bunların normal seyirde gitmesini beklemeden hiç kusura bakmasınlar tutar göndeririz. Belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu iş merkezi hükümetle yapılacak. İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi'yle yapılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde mültecilerle ilgilenen bir birim var. Belki bu birim daha da güçlendirilebilir.

Soru: Kadının toplumsal hayatta güçlendirilmesi meselesi çok önemli. Her ikiniz de eşinizle geldiniz. Kreş mesela.

Yıldırım: Kadının iş hayatına katılması, toplumda daha etkin yer alması son 16 yıla bakarsanız ciddi artış var. Yüzde 21'di yüzde 34'e çıktı. Siyasette de artış var ama istediğimiz düzeyde değil. Üniversitelerdeki kız öğrencilerin sayısı erkeklerden fazla. Öğretmenlerin sayısı erkeklerden fazla. Asıl bizim yoğunlaşmamız gereken kısım ev kadınlarımız. Ev kadınlarımızın iki türlü sorumluluğu var hem çocuklara hem ev işlerine bakıyorlar. Onların da sosyalleşmeye ihtiyaçları var. Onların el emeği göz  nuru emeklerini değerlendireceğiz. Her aileye bin lira katkı sağlayacağız. İstanbul'un 300 mahallesinde kreş yok. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde gözü arkada kalmadan bırakacak, dışarı çıkacak tekrar gelip oradan alacaklar. Bu vaadler Ekrem Bey'de olabilir. Bunlar belediyenin sosyal vaadleri diyorum. Mesela Ekrem Bey, Beylikdüzü'nde kreş vaadi vermiş. Zannediyorum 11 tane vermiş. Sadece bir tane yapabilmiş. Keşke 11'ini de yapmış olsaydı ne güzel olurdu. Önemli olan vaadi vermek değil yerine getirmektir. Siyasetçinin kalitesi oradan ortaya çıkar. Ben hiçbir vaadimi karşılıksız bırakmadım.

Soru: Ekrem Bey söz sizde.

İmamoğlu: Siyaseti kalitemiz konusunda yine bir yorumda bulundu. Kalite yorumu yapınca incitici oluyor. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı bizim neler başardığımız hususta net bir refleks ortaya koymuştur. Bugün vaad verme konusu bize aittir, sayın Yıldırım'a ait değildir.

Yıldırım: Bu ne biçim laf, ben de belediye başkanı adayıyım.

Küçükkaya: Söz vereceğim efendim.

İmamoğlu: Siz yönetimdesiniz zaten. O anlamda vaad bize yakışır. Siz bir şey yapmamışsanız, kadınla ilgili eylemleriniz yeterli değilse bunları vaad haline getirirseniz sevindirici. Sayın Yıldırım'ın bizim vaadlerimizi takip etmesi sevindirici. Şu anda bizim söylemlerimiz üzerine oturmuştur. Biz insana, kadına, çocuğa gençlerine oturduk zemini. Hızlıca 150 kreş açacağız. Kadınların söz hakkı olma meselesi. Kadın istihdamı. Kadın emek ofisleri. Satın alma garantisiyle kadınların çalışabilmesine fırsat tanımak. Annelere 0-4 yaş arası bebekleriyle ücretsiz dolaşma hakkı sağlayacağız. Bütün sosyal tesislerimizden yüzde 40 indirimli yararlanma hakkı sağlayacağız. Şiddeti önleme kriz merkezi açacağız. Çocuğu ile beraber kadını özellikle ihmal ve istismar meselesi üzerinden destekleyeceğiz. Mahalle evlerimizde bu aynı zamanda mahalle meclisi kavramı içeriyor, iki sosyolog istihdamı sağlayacağız. Tüm bu söylediklerim özellikle ev kadınlarına olağanüstü bir hizmet yapacağız.

Soru: Bir meslektaşım sordu. Siz hayatınızda FETÖ yurtlarında kaldınız mı, örgüt elebaşını gördünüz mü?

Yıldırım: Yok, ben ne örgüt elemanını ne de FETÖ'yü görmüşlüğüm ne de yurtlarında kalmışlığım yoktur.

Soru: Çarpık kentleşme, yapılaşma ikinizden de bunun yanıtını merakla bekleyeceğim.

İmamoğlu: İçeriklere yön çizebilmek adına kaç sorumuz kaldı

Soru: Son bir soru. Benim bir tane özel sorum var bitiyor.

Yıldırım: Biz ulaşımı konuşmadık. Trafiği konuşmadık. Çevreyi, otoparkı daha birçok konuyu konuşmadık.

Soru: Devam edebiliriz efendim. İstanbul'un başbaşa kaldığı çarpık kentleşme, betonlaşma, deprem alanları kalmamış, AVM olmuş, rezidans olmuş. Nasıl çözeceksiniz Ekrem Bey?

İmamoğlu: istanbul'un yönü yok. Gittiği yer ile ilgili bir tanım yok. Kaç milyon olacak İstanbul? İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. İlk 1 yıl içerisinde mevcut durumu belirleyeceğiz. 2030 ve 2050 hedefleri. İstanbul'un kırsal kent planlaması önemli. Yeşil alan konusunda İstanbul Türkiye ve dünyanın en sıkıntılı metropollerinde birisidir. Biz 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Bizim 30 milyon metre karelik bu şehre katma konusunda bütün toplumla anlaştık. Bu şehri yönetenler, 25 yıldır bu kenti yönetenler 'bu kente ihanet ettik' cümlesini ben söylemedim. Bu şehrin birçok ilçesinde yeşil alanların yok edilerek, imara açılması. Özellikle deprem toplanma yerlerin yok edilmesi. Bu şehrin değişmez kurallarını var edeceğiz.

Soru: Sizinle devam edelim efendim...

Yıldırım: Şehrin nefes alması, insanlar binalardan bunalıp, yeşil alana kendini atacak yer bulması lazım. Bizim 20 tane yeşil koridor projemiz var. Silivri'den Pendik'e kadar devam ediyor. İstanbul'un dereleri bunlar. Yapılaşmadan  dolayı bir kısmı adı kaldı kendisi yok. Biz bütün bu dereleri ihya edeceğiz.  37 milyon 500 bin metrekare ilave yeşil alan kazanmış olacağız. Bu alan hem derenin etrafında yürüyüş alanları, bisiklet alanları, piknik alanları olacak. Buradan da yatayda millet bahçelerine geçiş olacak. Her mahallede 200 metre mesafede bir çocuk parkı olacak. Sonra semt parkları, millet bahçeleri bu koridorlarla entegre olacak. Kuzey ormanlarına erişimi bu koridorlarla sağlayacağız veya kuzeyden Marmara'ya inişi sağlayacağız. Buralar depremde geçici barınma alanları olarak yapılacak. Bu heyecan verici proje ve çok kolay yapılabilir bir projedir. İstanbul'un kişi başı yeşil alan 10 metre karenin üstüne çıkmış olacak. Dikey yapılaşma hem sosyalleşmeyi hem kentin kimliğini ortadan kaldırıyor. İstanbul'un bu dikey yapılaşmasında ilçeler bazında 22 ilçede yoğunlaşmış ve bu 22 ilçenin 18'i CHP'li belediyeler. 4 tanesinde AK Partili belediyeler var.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Soru: Sorum gençler... Engellileri de katarsanız...

İmamoğlu: Bu şehir çocuk ve genç kenti. Avrupa'da bu nüfusu geçen bir kaç kent var. Hem çocuk hem de genç politikası bu kentin önceliği olmalıdır. Eğitim... Kreşle başlamalıdır. Üniversite sonrası meslek edinmeye kadar takip edilmelidir. Kültür, sanat, sporda yüzde 40 indirim olmalı. Öğrencilere yaptık, diğer gençlere de yapacağız. Üniversitelilere aylık 400 TL İstanbul'a gelene de İstanbul'dan gidene de burs vereceğiğz. Yurt yapacağız. 10 adet kültür merkezi kuracağız. 10 adet dil merkezi, hangi dil isteniyorsa. Dil eğitimi alan daha çabuk iş buluyor. Spor arena merkezleri olacak. Yılda 230 milyon dolarlık beyin göçü yaşıyoruz. Gençlerimiz hayallerini İstanbul'da kuracak. 350 bin mesleği olmayan gencin ağabeyi olmaya geliyorum. Erişilebilir bir kent olacağız. Bu kent erişilemiyor ise bu kentin vicdanı yoktur. Biz bu kenti icdan sahibi yapacağız. Gündüz bakım evleri kuracağız. Yaşam becerileri öğrenme köyü kuracağız. Acil durum bilekliğiyle yaşlıları kontrol altına alacağız.

Soru: Buyrun Binali Bey, sizin için çok önemli olduğunu ifade ettiniz gençlerin...

Yıldırım: Bir kere gençler benim kankam. Gençlere 10 gb internet ücretsiz olacak. 1500 elektronik posta gönderip alabilir. 150 saat internete girebilir. 1500 sosyal medya paylaşımı yapabilir, 10 saat Netyflix'te video izleyebilir. Müze ve tiyatrolar bütün gençlere ücretsiz olacak. Uluslararası e-spor olimpiyatlarını İstanbul'da yapacağız. Amatör spor kulüplerine 100 bin liralık destek vereceğiz. Spor tesislerinden gençler ücretsiz yaralanacak. Her iki köprüden motosikletle geçişler ücretsiz olacak. Üniversiteye hazırlananlar da ulaşım indiriminden yararlanacak. İşsizlik maaşı alana ücretsiz ulaşım sağlanacak. Öğretmenler de ücretsiz ulaşımdan yararlanacak. Ben de bursu düşündüm ama belediyeler burs veremiyor. CHP konuyu AYM'ye götürdü ve belediyelerin burs vermesini engelledi. Tabi merak ediyorum Ekrem Bey bunu nasıl yapacak? Önce bu engelin aşılması gerekir.

Soru: Ulaştırma... En önemli meselelerden biri İstanbul için...

Yıldırım: Teşekkür ederim, ulaşım benim işim. Tevazuya gerek yok. Türkiye'de bu işi hallettim. Hızlı treni getirdik. Akıl yollarını yurdun her köşesine götürdük. İstanbul'da ne yapacağız? Marmaray, Avrasya Tüneli, 3. Köprü, Osmangazi Köprüsü... Bunları yaptık. Biz 2024'e kadar insanların trafikte yarım saat kazanmalarını sağlayacağız. Bunu raylı sistemlerle yapacağız. Her yıl minimum 50 km raylı sistem yapacağız. Raylı sistemi yüzde 30 artıracağız. Ankara'da yaptık, İzmir'de İZBAN'ı yaptık, burada yaptık. Ancak daha önceki tecrübelerimizle bunu yapabiliriz. Marmaray'la metrobüste rahatlama oldu. Ancak asıl yapacağımız, Metrobüs hattını otonom ve akıllı metrobüslerle değiştireceğiz. Bu hatta bir otoyol daha yapacağız. Levent'le Mahmutbey arasındaki metro hattını da bu yıl sonuna kadar açacağız.

Soru: Seçilirseniz ulaşım ve altyapı konusunda ne yapacaksınız?

İmamoğlu: Buna bütünlüklü çözüm bulmalıyız. Minibüsçüsüyle, yolcusuyla soruna ortak çözüm geliştirmeliyiz. Biz bütün aktörlerle beraber çalışacağız. Ulaşım indirimleri belediye sorumluluğunda. Şirketlere maliyet edilmeyecek bunlar. Köprünün ücretsiz kullanımı konusunda girişimde kbulunacağız. Sayın Yıldırım, ulaşımda Türkiye'yi hallettim dedi. Saygıyla karşılıyorum, amaCumhurbaşkanı ve uzmanlara haksızlık etti diye düşünüyorum. Ama İstanbul'u halledemedi. İstanbul Dünyanın en sıkışık ikinci kenti. İstanbullu ulaşımda ortalama 91 dakika geçiriyor. Burayı çözemediler. Bunu biz çözeceğiz. Ben Marmaray'dan geçtim, teşekkür ederim. 70'lerde fizibilite çalışmasının başlatıldığı Marmaray Yıldırım döneminde bitirildi. Bugüne kadar yılda sadece 8,3 km raylı sistem yaptılar. Dewniz ulaşımı... Yüzde 10'lardan yüzde 3'lere düştü. Bu şehirde 500 km bisiklet hattı kuracağız. Megabüsle metrobüs hattının yoğunluğunu azaltacağız.

Soru: Söylemek istediğiniz kalmasın diye 3'er dakika veriyorum.

İmamoğlu: Öncelikle buradan çıkışta Yıldırım'la hanımefendilerin de yanımızda olduğu bir fotoğrafı birlikte vermek isterim. Niye biliyor musunuz, bu şehrin buluşmaya, kyucaklaşmaya ihtiyacı var. Şehirlerde, hak, hukuk, adalet, bu kavramlar şehirlerden başlar. Ben 6 aydır temiz dille bu süreci bitiriyorum. neymiş, belediyenin sosyal tesislerinde alkol olacakmış... Ben 5 yılda 9 tane tesis açtım, birinde alkol var mı? Neymiş kadını erkeği aynı yerde havuza girecekmiş... 2 Havuz açtık var mı? Biz barış ve özgürlük içinde şehir yaratmak istiyoruz. Muazzam bir kent var edeceğiz. Benim en büyük ekibim 16 milyon İstanbullu... Gencinden yaşlısına, akademisyeninden diğer kesimlerine... Biz 31 Mart'taki süreci hak hukukla buluşması için mücadele veriyoruz ve adil bir kent için çaba gsteriyoruz. 23 Haziran'da herkes sandığa gitsin, sonraki gün İstanbul daha derin bir nefes aldıkları güne uyanacak.

Yıldırım: İstanbul'un 15 milyon nüfusu var. İlk defa geçen yıl 60 bin nüfusu eksildi. Anadoluda altyapıyı çok güzel yaptığımız için bazı vatandaşlar memleketine dönüyor. Şehrin gelecek planlaması yapılıyor. 16 yıl ülkeme dolu dolu hizmet yaptım. Bu şehir beni 11 yaşındaki Binali'den Binali Yıldırım yaptı. Şimdi beni Binali Yıldırım yapan 50 yıllık bu şehre çok güzel hizmetler yapmaya hazırım. Bugüne yaptıklarımızın üzerine yapacaklarımızla İstanbul'da ulaşım problemini çözeceğim. Eziyeti ortadan kaldırıp seyahati keyfe dönüştüreceğim. Avrasya, Kuzey Marmara olmasaydı İstanbul'da trafik felç olmuştu. Avrasya 50 bin yük aldı. Marmaray her gün 300 bin yük alıyor. Deniz niye azaldı, eskiden sadece deniz vardı. Alternatif yoktu. Sonra köprüler, geçitler yaptık. Alternati artınca denizin yükü düştü. Deniz taşımacılığını bedava yapacağız. Son sözüm, herkes sandığa gitsin ve sözlerini söylesin. Ben de Ekrem Beyi çaya davet ediyorum.

Soru: Moderasyonu nasıl buldunuz?

Yıldırım: Olabildiğince adildiniz.

İmamoğlu: Özgür irademle teşekkür ederim. (EVRENSEL WEB TV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

İdlib’de TSK’nin gözlem noktasına saldırı iddiası

SONRAKİ HABER

Kamu işçilerini ilgilendiren toplu sözleşme süreci başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...