16 Haziran 2019 00:28

Sorumsuz bir aydın: Gorki!

"Lenin, 'Çevrenizdeki burjuva aydınlardan kurtulamadıkça batıp gideceksiniz' diye eleştirdiği mektuplarda, Gorki’ye üzerinde durulması gereken asıl noktaları işaret eder.

Fotoğraf: Wikimedia Commons

Paylaş

Fırat TURGUT

Eserlerini acı anlamına gelen Gorki ismiyle yazması nasıl bir yaşam sürdürdüğüne dair bir ipucu olarak gösterir kendini. Acının içine doğmuş olmasa bile babasını kaybedip annesinin de kendisini terk etmesiyle 5 yaşından itibaren yaşadıkları, mahlas tercihinin nedenini bütünüyle anlatır.

Gorki kendi yaşamını anlatırken, doğal olarak kişinin ayrıntılı olarak hatırlayabildiği yaşlardan başlıyor. Babasının ölümü üzerine anne ve babasıyla yaşadığı evden ayrılarak, dayılarının, onların eşlerinin, kuzenlerinin, dedesinin ve ninesinin yaşadığı evde başlar acı süreç...

Henüz küçücükken her çocuğun yapacağı sonuçları ağır olmayan yaramazlıklar, bir hakim edasıyla varlığını sürdüren evin dedesi tarafından suç sayılır. Ancak Gorki dedesinin, onu belden aşağı soyup yüzüstü yatırarak kendisinden büyük bir sopayı var gücüyle indirmesiyle vücudunda çürümüş gibi görünen morluklar oluşmasına, haftalarca yataktan çıkmamasına ve tek başına işeyememesine neden olan bu cezalarına rağmen yaramazlık yapmaktan geri durmaz.

Gorki’nin en büyük yaramazlıkları yapabilecek kadar küçük olduğunun farkında olan ninesi, dedesinin bu eğitim yönteminin vücudunda ve zihninde bıraktığı izleri silmeyi görev edinse de pek başarılı olması mümkün değildir. Ninesinin çabalarını dedesinin durumuyla karşılaştıran ve iyi kötü ayrımını iliklerine kadar hisseden Gorki için ninesi iyi, hatta çok iyi bir insandır. Zaten karşı çıkmayı öğrenecek yaşa geldiğinde ikisi de bunun farkına varacaklardır. Zira Gorki kendisine kötü söz söyleyen dedesinin üzerine giderek onu savurmaktan çekinmeyecek, ninesinin geçinebilmesi için ise bir süre hırsızlık yapmaktan pişman olmayacaktır. Haksızlıklar karşısında bir çocuğun ne yapabileceğine ilişkin somut bir örnek olarak (elbette olumsuz), annesine kötü davranan üvey babasını bıçaklamaktan pişman olmadığı gibi...

Birkaç yıl sonra ve yine henüz çocukluk döneminin tamamlanmasına seneler varken çalışmaya başlaması, onun dünya çapında bir yazar olmasına neden olan etkilerin ilk adımıdır belki de. Bir kundura dükkanından sonra iş öğrenmek üzere yanına girdiği ustanın talimatlarını yerine getirmek değildir sadece görevi. Bu ufacık çocuk evin hanımlarının da her türlü emrini yerine getirmek zorundadır. Gerektiğinde yerleri temizlemek, gerektiğinde çamaşırları yıkamak, işin özü köle olarak sahiplere hizmet etmek... Zaten bu işi de kötü dede ayarlamıştı kendisi için, hayatı öğrensin kimseye muhtaç olmadan yaşasın diyerek...

Aynı zamanda ev ahalisinden gizli bir şekilde ufacık bir ışık altında dergi-gazete-kitap okumaya başladığı bu evden, kölelik hayatı canına tak edince ayrılır ve işçiliğin ilk adımını atmak için gemilerin yolunu tutar. Gemiler, mağazalar, inşaatlar... Fırın işçiliğine kadar gelinen süreçte çalıştığı bu alanlar aynı zamanda onun barınma yeri olur, diğer işçilerle birlikte. Çocukluğundan itibaren yıllarını geçirdiği işçiler önemli bir yer tutar Gorki’nin hayatında. Hele de zenginlik/yoksulluk çelişkisinden hareketle hayatı sorgulayan işçiler kafa açıcı, hatta bazıları bu küçük çocuktan sesli bir şekilde kitap okumasını istediğinde, bu ufaklık için epey iyi insanlardır...

Karşılaştığı bu sorgulayıcılardan etkilenmemesi mümkün değildir. Ancak yine bu işçiler gibi sadece sorgular... Bu ana kadar yaşadığı acının çözümsüzlükle birleşmesiyle, gençlik yıllarında intihar etmeyi dener, ancak sonrasında başaramadığı için bir süre hayıflanır. İyileştikten sonra ise Kazan’ın yolunu tutar...

Gorki’nin ‘Benim Üniversitelerim’ diye anlattığı dönem fırın işçiliğine başladığı, aynı zamanda sosyalizmle tanıştığı dönemidir. Çalıştığı fırın örgüt için gelir getirici bir pozisyondadır. O fırında çalışıp, örgüt toplantılarına katılmaya başlayan bu genç adamın görevlerinden biri de elindeki çörek dolu sepetiyle üniversite bahçesinde dolaşıp öğrencilere görünürde çörek, esasen broşür ulaştırmaktır...

İlerleyen süreçlerde yazmaya başlamasıyla birlikte hem dönemin yazarlarının hem de ileride dost olacağı Lenin’in dikkatini çekmeyi başarmıştır. Bolşeviklerle olan ilişkisi, RSDİP üyeliğiyle devam eder. Ancak gerek devrim döneminde gerek sonrasında, Bolşevikleri hem kendisi eleştirir hem de başında bulunduğu gazetede Bolşeviklerin aleyhine yazılmış yazıları yayımlar. “Erken devrim”, kimi burjuva aydınların tutuklanması, proletarya diktatörlüğü fikren yalpaladığı konulardan birkaçıdır. Bu konuları Lenin’e ilettiğinde de verilen yanıt herhalde beklediği gibidir. Gorki’nin iyi niyetinden emin olan Lenin bu süreçte Gorki’yi “dar kafalı”, “çevrenizdeki burjuva aydınlardan kurtulamadıkça batıp gideceksiniz”, “bir sanatçının kendisini yozlaşmakta olan aydınların sızlanmasına harcaması ve yazmaması iflas, ayıp değil midir” diye eleştirdiği mektuplarda, Gorki’ye üzerinde durulması gereken asıl noktaları işaret ederek onu, fikirlerini maddi nedenler üzerine kurmaya çağırır. Kendisini en çok etkileyenlerden biri olan Lenin’den aldığı bu yanıta Gorki’nin verdiği karşılık ise oldukça net olduğu kadar özeleştiri de barındırır: “Biz sanatçılar sorumsuz kişileriz.” Ancak yine de ara sıra sorumsuz davranmaya devam etmekten kendini alıkoyamaz...

Tabi altını çizmek gerekir, burada sorumsuzluk olarak kastedilen sürece uygun politikayı kavrayamaması ve maddi dayanaklara yaslanamayıp ona göre tutum alamamasıdır... Zira edebiyatta sosyalist gerçekçiliğin temsilcilerinden biri olarak hafızalara kazınacak bir yazardan beklenen daha fazlasıdır.

Hayatına bir “Lenin Nişanı” da sığdıran Gorki’nin büyüdükçe hafifleyen acısı 1936 yılında son bulur.

ÖNCEKİ HABER

YKS esnasında fenalaşan aday yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu'dan 2. yıl dönümünde “Adalet Yürüyüşü” açıklaması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa