İşçi mektubu: Lanet olsun sırtımızdan geçinenlere
Gebze'den bir metal işçisi yazdı: "Lanet olsun ramazan ayını bile ticaret gibi görenlere."
Fotoğraf: Pixabay
Bir Metal İşçisi
Gebze
Elleri nasır tutmuş, asgari ücretle çalışmak zorunda kalanlar, evleri yakılanlar, ocakları söndürülenler, eşini yitiren kadınlar, yetim kalan çocuklar, evlatsız bırakılan analar-babalar, evlerine kuru ekmek götürmekte zorlananlar, ekmek parası için zabıtadan kaçarken araç altında kalıp can veren seyyar satıcılar, iş cinayetlerinde her gün ölen kardeşlerimiz, elektrik su ve kirasını ödeyemez halde olanlar, akşam eve gitmek istemeyen mahzun babalar, sokaklarda yaşayanlar...
Mahalle bakkalına borç yazdıranlar, manav ve kasabın yolunu unutanlar, kırmızı eti ve meyveyi tezgahta seyretmek zorunda kalanlar, borç içinde yaşayanlar, çöplerden ekmek toplayanlar, alışveriş için pazarın sonunu bekleyenler, çocuklarının isteklerini karşılayamayan boynu bükük ana-babalar, kimsesizler, boğazı düğümlenmişler, ötekileştirilmişler, ekmeği ile korkutulanlar, işten atılarak elinden işi ve ekmeği alınanlar, asgari ücretle çalışmasına rağmen işine son verilenler, gündüz ayrı gece ayrı iş bulma telaşında olanlar...
Çocuklarının isteklerine karşı yarın alırız deyip yalan konuşmak zorunda kalan ana babalar, emeği sömürülenler, hak aradığı zaman derdest edilenler, adaletsizliğe uğrayanlar, gözyaşı dinmeyip gülmeyi unutanlar, kış geçti okullar kapanıyor diye sevinenler, eğitimini yarım bırakıp çocuk yaşta işçiliğe başlayanlar, mezarda emekliliğe mahkum edilenler, kıdem tazminatlarına göz dikilenler velhasıl bizler...
Mideleri dolu, gözleri aç, kalın enseli, korumalı-pasaportlu, lüks cipli, yat kat sahibi patron, banka hesapları yüklü ihaleci, Avrupa’yı avuçlarının içi gibi bilen, özel uçaklarıyla seyahat eden, kumarhanelerin müdavimleri, işçi kanıyla cepleri dolan maden ve inşaat patronları velhasıl bizim dışımızdakiler... Patronu, para babası, düzen siyasetçisi, sahte gazetecisi, sanatçı müsveddesi, bürokratı, ilahiyatçısı, sözde sendikacısı... Yani bizim sırtımızdan geçinenler.
Kurun bakalım şatafatlı sofraları, yoksulun-emekçinin canı kanı pahasına. O şatafatlı sofralara, o sofralara oturanlara lanet olsun. Lanet olsun ramazan ayını bile ticaret gibi görenlere. Ve lanet olsun ramazan ayının içini bile boşaltan yezitlere.
Emeğin sofralarında buluşmak ve birleşmek umuduyla.
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Tehlike nedir?
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Özgürlükçü Anayasa
1 Mayıs ve sonrası
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
